15 Mart 2014 19:41

Kendimizi de kentimizi de

HDP, gençlere adaylıklarında yer açan, kürsülerini, meclislerini gençlere sunan ve gençlerin düşüncelerini cidden önemseyen tek parti. Kararların birlikte alındığı, burada da gençlerin kendi sözünü söylediği bir yer

Kendimizi de kentimizi de
Paylaş

Gamze ERK
İstanbul

Kadıköy’de gençler yoğun bir çalışma başlatmış. ‘Şehir Bizim’ diyorlar. Standlar, ev gezileri, afiş yapımından başlayarak Kadıköy’ü kuşatmış durumdalar. Ayrıca birçok yere de bir soru yazıvermişler; ‘Kim la bu Gülcan Çetinkaya’ diye. Biz de merak ettik Gülcan Çetinkaya’yı ve güzel bir sohbet gerçekleştirdik kendisiyle. Biz sorduk o cevapladı, sorular muhabbe-timizi artırdı.

‘Kim la bu Gülcan Çetinkaya’ yazıyor duvarlarda, kimsin sen?

Duvarlarda yazılmak istenen şey, HDP Kadıköy belediye meclis üyesi adayı, HDK gençlik meclisinin adayı Gülcan Çetinkaya. Ama onun dışında Yeditepe Üniversite’sinde Edebiyat Fakültesi’nde öğrenciyim. 17 yaşımdan beri de aktif olarak gençlik mücadelesinin içindeyim.

GENÇLER BURJUVA PARTİLER İÇİN VİTRİNDEKİ MALZEME

24 yaşında veya 24 yaşın altında bir genç olsaydın bu seçimlerde hayatında ne değişirdi?

Aday gösterilemezdim, en büyük değişiklik bu zaten. Bizlere oy verebileceğimiz yönünde nutuklar atılıyor ancak gençlerin aday olması, yönetmesi engelleniyor. Burjuva partiler seçimlerde; ‘Hey gençler, biz sizin için şunu yaptık.’ der, benzer şey kadınlar için de geçerli. Gençler, kadınlar burjuva partiler için vitrindeki malzeme haline getirilmiştir. Bırakın gençlerin aday olmasını, gençler kendi sözünü söylediklerinde burjuva partilerinde kapılar yüzlerine kapanır.

HDP Türkiye’deki genç partilerden biri, aynı zamanda gençlerin de aday olarak gösterildiği partilerden bir tanesi. Bunu nasıl yorumluyorsun?

Partilerden bir tanesi değil tek parti bu açıdan. Gençlere adaylıklarında yer açan, kürsülerini, meclislerini gençlere sunan ve gençlerin düşüncelerini cidden önemseyen tek parti. Zaten birilerinin üstten karar alıp uyguladığı bir parti değil HDP. Kararların birlikte alındığı, burada da gençlerin kendi sözünü söylediği bir yer HDP.

TÜRKİYE GENÇLİĞİ GEZİ’YLE BİRLİKTE DAHA KARARLI OLDU

Gençler nasıl tartışıyor yerel seçimleri?

Bunu ben şöyle değerlendiriyorum: ‘Gezi’den önce’ ve ‘Gezi’den sonra’. Bundan evvel üniversitelerde elbette mücadele yürüyordu. Üniversitelerde yaşanan sorunlara ilişkin öğrencilerin öz örgütlerini kurmaya dönük mücadelesi bugüne has bir şey değil, Gezi’ye has bir şey de değil. Ama Gezi’yle birlikte Türkiye gençliği her şeyine daha kararlı sahip çıkmaya başladı. Sokağına, parkına, doğasına da sahip çıkmaya başladı aynı zamanda. İşte o zaman da: ‘Sokağımızı da, kentimizi de biz yöneteceğiz, bizi ilgilendiren konularda biz de sözümüzü söyleyeceğiz.’ demeye başladık. Burjuva partilerin rant üzerine kurulu planlarını geri püskürttük. Yerel yönetimler üniversitelerimizde buradan tartışılıyor. Artık bizim yaşadığımız her alanda, bizi ilgilendiren her konuda söz sahibi olmak istiyoruz.


‘ŞEHİR SENİN’ FORUMLARLA BİRLEŞEN YANIMIZDIR

Peki Gezi’den sonra oluşan forumlar, yapılan tartışmalar HDP’ye nasıl yansıdı? HDP Gezi’den, forumlardan ne çıkardı kendisine?

Biz de Yeditepe Üniversitesi’nde bir forum örgütlüyoruz. Yaz aylarından bu yana üniversitemizde her hafta toplanıyoruz. Birçok üniversitede de gerçekleşti bu forumlar. Forumlar aynı ihtiyaçtan doğdu, Abbasağa’da, Yoğurtçu’da aynı ihtiyaçla oluştu. Neydi bu: İktidarın senin pozisyon almanı istediği, belirlediği, sınırlarını kendisinin çizdiği yönetim mekanizmaları bizlere dar gelmeye başladı. O mekanizmalar hep tek tipçiydi, insanların hak ve özgürlüklerine kesinlikle yer vermeyen, ifade özgürlüğümüzün olmadığı yerlerdi. Bu çürümüş kurumlara karşı çıkmanın da aracı oldu forumlar.

Üniversitelerde de aynı ihtiyaçla doğdu. Ezberci, gerici eğitim sistemine sesimizi çıkardık forumlarda. Üniversitelerimizdeki sorunların çözümünde bizim de sözümüzün olmasını tartıştık. Öğrencilerin sorunlarının ve taleplerinin yanında olması gereken ÖTK’ları tartıştık; onların seçimini, rektöründen hükümetine üstlerinde kurdukları baskıları. Kulüplerimizi, yemekhanelerimizin fiyatlarını tartıştık.

HDP baştan beridir, ‘Şehir Senin’ diyerek çıktı yola, ‘Kentimizi de, kendimizi de biz yöneteceğiz’ dedi, forumlarla birleşen yanı da burasıdır. Biz yaşıyorsak, üreten de, var eden de bizsek, yönetecek olan da bizleriz.


PROJELERİ HALKIN VE KENTİN SAĞLIĞINA ZARARLI

Seçimler gelince partiler bir projedir tutturuyor. Siz nasıl bakıyorsunuz bu proje meselesine, projeler halka gerçekten kurtuluş yolu sağlıyor mu ve sizin projeleriniz var mı?

Bizim tek yapacağımız; 'Kentimizi de kendimizi de bizim yöneteceğimiz'. Projemiz yok demek sorunlarımıza çözümümüz yok demek değil tabi ki. Yıllardır bizler bu ülkenin sorunlarının çözümü için mücadele ettik. Örneğin üniversitelerimizde parasız, bilimsel, demokratik eğitim için mücadele ettik. Bu bir proje olarak ele alınamaz, bunun çözümü sınıf sınıf meclisleri-mizi kurmaktır. Herkesin söz hakkının olduğu alanlar oluşturmaktır. Halk zaten kendi sorununun çözümünü konuşarak, tartışarak birbirini incitmeden bulur. Burjuva partilerin projeleri, paketleri, yasaları sorunlarımızı çözmedi aksine kendilerine rant alanları açtı. Yolsuzluğa giden yolda ceplerini doldurdular.
Her yere astıkları 'Sizin için, İstanbul için, şu sokak için' kelimeleriyle başlayan projeleri; halkın ve kentin sağlığı açısından zararlı buluyorum. Bize sormadan proje belirliyorlar, mahallemizin, şehrimizin dokusunu mahvediyorlar.

GENÇLİK MERKEZLERİNİ GENÇLER YÖNETMELİ

Peki Kadıköy gençliği proje değil de ne bekler yerel yönetimlerden?

Kadıköy gençliğinin sorunlarını düşünerek başlamalıyız aslında. Onu da Türkiye gençliğinin sorunlarından ayrı tartışmamak gerek. Kızlı erkekli aynı evde kalma meselesinden eğitimdeki anti-laik uygulamalara, hükümetin söylemleri, uygulamaları oldukça sorunlu. Burada da bir kere özgürlük gibi bir problemimiz var. Liselerdeki eğitimin niteliği, sınav kaygısı... Keza üniversitelerdeki eğitim, bunun yanında barınma, beslenme, ulaşım vb sorunlar bizim de sorunumuz. Gençliğin yoğun yaşadığı genç bir Kadıköy var. Ancak gençlik olarak arzu ettiğimiz günlük ha-yatı idame ettirmenin çok uzağındayız.

Aydınların yoğun yaşadığı bir yerde gençliğin kültürel, sportif faaliyetlerde bulunma olanağı nedir?

Belediyeler açısından düşünelim: Bir tane kültür merkezi açılıyor, burası da Gezi Parkı eylemlerinden sonra gençlerin o mekanı kullanabildiği bir yere dönüştü. Buralarda seçim malzemesi olarak kullanılıyor. Şu kadar gençlik merkezi açtık diyorlar ancak oranın yönetimini dahi gençlere vermiyorlar. Kadıköy'de miras olarak ne yaşatılıyorsa yerel yönetimlerin tutumlarından kaynaklı değil, buradaki gençlerin, aydınların, mahallelilerin emeğiyle oluyor.

İşgal evleri gibi mi?

Burada iki tane işgal evimiz var, Yeldeğirmeni ve Caferağa'da. Buralarda birçok etkinlik düzenleniyor, Kadıköy Belediyesi bizim bu ihtiyaçlarımıza cevap veremediği için oluştu buralar ve biz bu yüzden buraların yönetimindeyiz.


DÖNÜŞÜMÜ YARATMAYA ÇALIŞIYORUZ

Benim Kadıköy'de size dair dikkatimi en çok çeken şey alternatif bir çalışmayı örgütlemeniz. Biraz çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

En güzel işlerimizden bir tanesi bisikleti bir çalışma aracı olarak kullanmamız oldu. Diğer partiler gibi rantlardan dönüp duran seçim araçlarımız yok. Ayrıca doğamız için de bu yolu seçtik, burada sadece bir aracımız var, o da bu yakanın her yanında geziyor. Ancak bizler bisikletlerimizle, müziklerimizi çalarak seçim çalışmamızı yürütüyoruz. Ayrıca kuşdili çayırının betona dönüştürülmesine karşı çıktığımız için de bisikleti tercih ettik. Pankartlarımızı kullanmadığımız bezlerden yapıyoruz. Bir de 'Halkların Demokratik İnterneti' diye bir ağ açıyoruz, şifresini de yaygın olarak duyuracağız. Tüketim çılgınlığına inat dönüşümü yaratmaya çalışacağız.

ÖNCEKİ HABER

ODTÜ\'lü Fenerbahçeliler\'in ortak paydası ODTÜFEB

SONRAKİ HABER

Genç Hayat: Bir umut ışığı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...