1 Mart 2014 15:05

Nursen Esen’in ardından

6 Şubat'ta kalp krizi sonucu aramızdan ayrılan Nursen'in yoldaşı olarak, yoldaşım hakkında bir şeyler karalamak istiyorum diyorum, ama yazarken gözlerim doluyor, boğazım düğümleniyor... Yine de yazmam gerekiyor. Çünkü özellikle de şu seçim sürecine girerken yoldaşımız herkesten önce tekerlekli sandalyesinde mahallesinin seçim bürosunu açmış, düzenlemiş olduğunu hatırlıyorum. Emekçi halkın mücadele yerinin bir an önce düzenlenmesi gerektiğini düşünürdü. Nursen, tam bir özveriyle görev alan ve aldığı görevin ne kadar önemli olduğunun bilincinde olan bir direnişçiydi.
Nursen Esen yoldaşım, 1972 yılında Malatya'da devrimci demokrat mücadelenin örgütlenmesinde en ön saflarda yer almıştır. Daha sonra Çukobirlik'te çalışmaya başlamış ve orada da Tekel direnişinin önderliğini yapmıştı. Üniversite yıllarında Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Ankara'da üniversiteli gençliğin akademik anlamda devrimci mücadelesinin önde gelen simalarındandı.
1980 cuntasıyla tüm devrimcilerin çeşitli yerlere savrulduğu bir dönemde okul yaşamına son vererek yurt dışına çıktı. 1986 yılında İsviçre'deyken göçmen işçiler arasında verdiği mücadele ve gösterdiği çaba, Türkiyelilerin çoğunlukta olduğu Basel şehrindeki kitle örgütlerinin sevgilisi olmasına vesile olmuştur.
Yine yurtdışındayken 1988 yılında ölüm orucuna girdi Nursel. İki yıl sonra 1990’da cezaevinde tutuklu bulunan 16 yıllık hapisliği sona eren nişanlısı Mehmet Şahin'in yanına, Türkiye'ye dönmesiyle İstanbul'a yerleşti. Türkiye halkının bağımsız demokratik mücadelesinin tam göbeğinde yer almıştır hep Nursen, bu yüzden de işçilerin, emekçilerin, ezilenleri, tüm yok sayılanların, din dil ırk ayrımı gözetmeksizin sisteme karşı duran Emek Partisi’nin üyesi olarak mücadelesine devam etmiştir.
Nursen yoldaşı, onun ne kadar hoşgörülü, güzel bir insan olduğunu anlatmak zor... Kadınlar üzerinde çok etkisi vardı. Mahallede bir kadın toplantısı oldu mu, bana gelir, “şu kadınları evden çıkaralım artık, bize gelin. Bahane istemiyorum” derdi. Tekerlekli sandalyesinde otururken, “bakın ben koşamıyorum, ama siz benden daha kötüsünüz. Siz yürüyebildiğiniz halde, biraraya gelmiyorsunuz” derdi. Yoldaşım Nursen'i size anlatmaya çalıştım ama bu yazmakla bitmez.
Aslında amacım yoldaşımız size anlatmak değil, yoldaşlığın nasıl bir şey olduğunu anlatmaktı. Yoldaş demek, can demek, yoldaş demek ekmeği paylaşmak demek, yani yoldaşlıkta yarin yanağından gayrı her şey ortaktır.
Benim de uzun yıllardır tanıdığım ve birlikte olduğum Nursen ile ilişkilerim böyleydi. Yoldaşımın eşi Mehmet Şahin ve tüm yoldaşlarımla Nursen'i kaybetmenin üzüntüsünü paylaşıyorum. Tüm yoldaşların başı sağ olsun, yoldaşım ışıklar içinde yatsın.
O benim canımdı,
O benim gül kokulumdu,
O benim can yoldaşımdı,
Sen rahat uyu, bıraktığın parti bayrağı ellerimizde yükselecektir.
Sana sözüm olsun.
Zeliha TEMEL/ Bahçelievler- İstanbul

Evrensel'i Takip Et