Cehenneme giden yol
Refika KORTUN
Sene 2014 ve hala insan dışı primatlar dahil pek çok hayvan yaşam alanlarından, yuvalarından, ailelerinden kopartılıp, üzerlerinde tıbbi ve kozmetik testler yapılmak için laboratuarlara hapsediliyor. Bu laboratuarlarda ilaçtan, kozmetiğe ve askeri deneylere insan üzerinde yapılması skandal olacak her türlü deney yapılıyor (yaptıklarına dirikesim deniyor) ve bu süreç içinde hayvanların çektiği acı ve eziyet de haliyle tarifsiz boyutlarda oluyor. Bu deneylerde en çok zulüm görenler köpekler, kediler, primatlar, fareler, sıçanlar, tavşanlar, balıklar, kobaylar ve minyatür domuzlar.
Hayvan deneylerinin neredeyse hiçbir bilimsel değeri olmadığına dair güçlü kanıtlara rağmen, her yıl dünya çapında yaklaşık 100 milyon hayvan, bu acımasız ve bilim dışı deneylerde kullanılıyor. Bu sayı sadece bildirilen istatistiklere dayanmakta, deneylerde kullanılan hayvan sayısına dair kesin bir bilgi elde edilememekte çünkü çok az ülke bu deneylerin kayıt altına alıyor.
Hayvan deneyleri bilim insanlarını ve doktorları her geçen gün daha fazla kaygılandırıyor. Her sene ilaçların beklenmedik yan etkileri nedeniyle her 6 kişiden 1’i hastanelere başvuruyor. Hayvan deneylerine dayanılarak piyasaya sürülen ilaçların insanlar üzerinde yarattığı kalıcı sakatlıklar ve ölümler bilim adamlarına işlemiyor (bkz. Talidomit). İnsan hastalıklarının yüzde 2’sinden daha azı hayvanlarda da görülüyor, hatta baypas ameliyatı yıllarca köpekler üzerinde denendikten sonra işe yaramadığı için askıya alınmıştı.
Dirikesime ne neden, ne de gerek olmadığı birçok bilim insanı tarafından savunulurken, alternatif ve daha başarılı bir sürü yöntem de bulunmakta. İnsan hücreleri (yeni ilaçları test etmek için hızlı, ucuz ve kolay bir yöntem), insan dokuları, mikro-akışkan veya çip üstü laboratuar çalışmaları, deney tüpüne sığan klinik çalışmalar, bilgisayar modellemeleri bu yöntemlerden sadece birkaçı. www.safermedicines.org gibi bir insanlar için daha yararlı olacak şekilde ilaçların test edilme yöntemlerini değiştirmeyi amaçlayan web sitesi mevcut.
Bilim insanları bu değişime yavaş yavaş ayak uyduruyor, ancak daha gidecek çok yolumuz var. Ecza ve kozmetik firmaları hayvansız deney metotlarına mecbur bırakılacakları yeni kanunları gördükçe hükümetlere veya AB’ye baskı kuruyor. Ne yazık ki bilim/teknoloji endüstrisinin daha fazla kâr elde etme hırsı, hayvansız deney metotlarının yaygınlaşmasını ve bilim dünyasında köklenmesini engelliyor.
PEKİ NEDİR BU AİR FRANCE KLM BOYKOTU?
Air France ve KLM’nin halktan saklamak istediği kirli bir sırrı var. Korkmuş maymunlar, köpekler, kediler ve diğer hayvanlar yolcu uçaklarının yük ambarlarına saklanmış, hepsi acımasız laboratuar deneylerinde ölmeye gönderiliyor. Bu iki şirket hâlâ araştırma endüstrisi için primat taşımacılığı yapmak isteyen birkaç havayolu şirketinden biri, ve her sene her türden sayısız hayvanın laboratuarlara taşınmasının sorumlusu. Bu durum, laboratuara hayvan taşımacılığına karşı duran aktivistler için şirketi tüm dünyada ana hedef haline getiriyor.
Air France ve KLM herhangi bir hayvanı taşıma konusunda yasal zorunluluğu olduğunu iddia ediyor, ancak bu iddia tamamen asılsız. Air France ve KLM hayvan taşımacılığını istediği zaman durdurabilir, Lufthansa, Monarch Air Group, Air China, United Airlines gibi bir çok havayolu şirketinin politikalarını değiştirdikleri gibi.
Air France ve KLM tarafından taşımacılığı yapılan primatlar çok küçük kasaların içine girmeye zorlanıyor ve yolcuların görüş alanının dışında gizlice uçaklara yükleniyor. Hayvanlar uzun ve stresli yolculuklara katlanmak zorunda bırakılıyor, laboratuarlara ulaşıncaya kadar 60 saate kadar sürebilen transit geçiş sürelerine maruz bırakılıyor. Aktarma sırasında hayvanlar, aktarma kafeslerinde hapsedilmiş şekilde kalıyor ve birçok hayvan bu yolculuğu atlatamıyor.
Cehenneme Giden Yol (dirikesime karşı, küresel bir kampanya olan Gateway To Hell’in Türkiye ayağı)’nın iddiası ise çok çarpıcı: “Air France yönetim kurulunun şimdiki ve geçmişteki bazı üyelerinin ilaç endüstrisi ile güçlü bağları var.” İlacın ticarileşmesi her zaman tartışılan konulardan biri oldu. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2003’te gerekli ilaç sayısının 240 olduğunu açıklaması da soru işaretlerini arttırmıştı; zira piyasada 200.000’den fazla ilaç var.
KATİLLER İÇERİDE, HAYVAN ZULMÜ HER YERDE!
Hayvan özgürlüğü aktivistlerinin, geçen hafta Air France ve KLM’nin Beşiktaş’taki genel müdürlüğü önünde maymun maskeleri ile yaptıkları çağrı ile gündeme çıkan bu boykot, Twitter ve Facebook da #boykotAirFranceKLM etiketi ile büyüdü. Yıllardır küresel olarak devam eden Gateway to Hell isimli kampanyayı ile Türkiye’ye taşıyan eylemciler, öfkelerinin sebebini deney laboratuarlarında hayvanlara yaşatılan tarifsiz eziyetlere herkesin kulak tıkaması ve Air France ve KLM’nin diğer şirketlerin aksine maymunları ölüme götürmeye devam etmesi ile açıkladı. Genel müdürlüğün kapısına dayanan aktivistler, içinde insan olan bir kafesi Air France ve KLM ofisine göndermek istedi. “Hayvan Deneyi Cinayettir’’, “Katiller İçeride, Hayvan Zulmü Her Yerde” sloganlarını attılar.
HAYVAN YOKSA, DİRİKESİM DE YOKTUR
Bilimi yücelten ve dolayısıyla bilim yapan insanın bilim yapmayan hayvanları sömürmeye hakkı olduğunu öğreten insanmerkezci modern Batı zihniyeti yüzünden gerçekleşen bu zulmün devam etmemesi için yapılabilecek birçok şey var. Hemen Air France Türkiye’yi arayarak tepkinizi dile getirebilirsiniz, 0212 310 19 19. Facebook ve Twitter üzerinden #boykotAirFranceKLM etiketini kullanabilirsiniz. www.cehennemegidenyol.com web sitesini paylaşıp, bu zulmü herkese gösterebilirsiniz.
Evrensel'i Takip Et