12 Ocak 2014 07:38

Maduro’nun seçimi ya da sosyalizm kararnameyle gelir mi?

Petrol Venezuela halkının hem şansı hem de laneti. Şansı, çünkü dünyanın kanıtlanmış rezervlerinin yüzde 17.9’una sahip olması, ona uluslararası arenada güç veriyor; Chavez’den bu yana petrol gelirleri sosyal projelere kaynak oluyor. Laneti, çünkü petrol satması nedeniyle uluslararası pazara ve dolayısıyla emperyalist ilişkilere göbeğinden bağlı. Hatta anti-emperyalist propagandasının merkezindeki ABD’ye bile...

Maduro’nun seçimi ya da sosyalizm kararnameyle gelir mi?
Paylaş

Elif GÖRGÜ

Otuz altı milyon yaşındaki Maracaibo gölü, okyanusundan kaçan dalgalarla tuzlanan sularının altında sakladığı kara hazinenin, insanoğlunu nasıl kirleteceğini bilseydi bulunmasına izin vermezdi büyük ihtimal. Büyük göçünü Venezuela topraklarında sonlandıran halklar da, otuzaltı milyon yılın son yüzyıllarında keşfettiklerinde petrolü, geleceği görürmüşçesine ‘şeytanın kusmuğu’ adını verdiler ona. Maracaibo’da batmasın diye kanolarına sürdükleri o faydalı akışkanın, bugün insanlığın üzerine savaş kusanların elinde bir yangına dönüşeceğini akıllarına bile getiremezlerdi halbuki...

Doğa ananın henüz ‘feng şui’den haberinin olmadığı zamanlarda yer altına bölüştürdüğü enerji kaynaklarından ABD’nin yakınına düşme bahtsızlığına erişenlerden en zengini Venezuela’dakiler oldu. Yüzyıllar boyunca Venezuela’nın laneti olan Maracaiba petrolü, yoksul halkı ülkenin iktidarını ters yüz edecek seçimler yapınca umuda dönüştü. 1960-70’lerde büyük hızla gelişen petrol endüstrisini özel şirketlerin elinden alarak devletleştirerek emperyalizmle bağları gevşeten ise Hugo Chavez’di.

VARİL VARİL EMPERYALİZM

Petrol Venezuela halkının hem şansı hem de laneti.
Şansı, çünkü dünyanın kanıtlanmış rezervlerinin yüzde 17.9’una sahip olması, ona uluslararası arenada güç veriyor; Chavez’den bu yana petrol gelirleri sosyal projelere kaynak oluyor. Laneti, çünkü petrol satması nedeniyle uluslararası pazara ve dolayısıyla emperyalist ilişkilere göbeğinden bağlı. Hatta anti-emperyalist propagandasının merkezindeki ABD’ye bile...
ABD eskiden günde 1.36 milyon varil ham petrol aldığı Venezuela’dan artık günde 865 bin varil alıyor ama yine de önemli ‘müşteriler’den biri. Artık ABD’ye verilmeyen petrol ise ‘yeni’ emperyalistlere satılıyor. Çin günde 540 bin, Hindistan da 320 bin varil ham petrol alıyor Venezuela’dan; geri kalanı ise Latin Amerika ülkelerine satılıyor.

YEREL SEÇİMLERİN GÖSTERDİĞİ

Asıl politik sınavını Aralık 2013 yerel seçimlerinde veren Devlet Başkanı Nicolas Maduro da seçim öncesi en çok petrol üretimi ve işletilmesi üzerindeki kontrolü artırma hedefi içeren kararlar açıkladı bu yüzden.  
Kısaca seçimleri hatırlayalım; Chavez’in ölümünün hemen ardından yapılan Başkanlık seçimlerinde propaganda için Chavez’in adını kullanması yeterli olan Nicolas Maduro seçimi kazanmış, ancak birlik halindeki burjuvazinin adayı Henrique Capriles ile arasında sadece yüzde 1.5 kadar bir oy farkı kalmıştı. Ancak burjuvazinin sandıktan iktidar inşaa etme hayali yerel seçimlerde dağıldı. Venezuela yoksulları, emekçileri tek başına Chavez’i değil ‘devrim’i istediğini gösterdi, fark yüzde 7’ye çıktı. Artık Maduro’nun partisi olan Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi (PSUV) 250 belediyenin, burjuva muhalefetin cephe partisi Demokratik Birlik Masası (MUD) ise 55 belediyenin başkanlığını kazandı. Ancak orta sınıfın toplandığı Caracas’ın büyükşehir belediye başkanlığı gibi bazı merkezi belediyeleri alamayan iktidar partisinin, kentli orta sınıf emekçileri politikalarına kazanamadığı bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Seçime katılımın düştüğünü de belirtelim.

EKONOMİK SAVAŞ

İktidar ve muhalefet arasındaki oy oranının açılmasında ise Maduro’nun Kasım ayında aldığı bir dizi ekonomik kararın olumlu etkisi var. Chavez’den ‘kurtulduğu’nu sanan burjuvazi ekonomik gücünü kullanarak Maduro’nun ‘ekonomik savaş’ dediği süreci başlattı. Un, şeker, tuvalet kağıdı, diş macunu vs. piyasada bulamadı halk; enerji tesislerine yönelik sabotajlarda kentler sık sık karanlıkta kaldı, ülkeye giren dövizdeki özel sektör egemenliği de  karaborsa ve resmi kur arasındaki döviz farkını uçurdu, ithal ürünlerin fiyatları yükseldikçe yükseldi. Yıllık enflasyon oranı ise 2013’ü yüzde 54 ile kapattı. Maduro hükümetinin asgari ücrete art arda yaptığı zamlar da halkın alım gücünü yükseltmekte yetersiz kaldı. Venezuela’da kapitalistler mallarını resmi dolar kuru üzerinden ithal ediyor fakat bunları iç piyasaya resmi kurun 7 kat üstünde olan karaborsa kurundan satıyor. Bu nedenle 100 şirket sahibi “fiyatları maniple etmek” suçlamasıyla tutuklandı. Hükümet, malların saklandığı depolara, fahiş fiyatlara yükselen elektronik şirketlere el koysun diye orduyu gönderdi, ancak yetmedi. Maduro, seçim öncesi çıkartılan yasalarla ekonomik kararlarda iktidarı kendinde topladı; kararnamelerle müdahale yetkisi aldı. Bir yandan da Chavez projesi olan ve “Sosyalizme geçişte 2. aşama” denilen Vatan Planı 2013-2019’u Meclis’ten geçirdi. Bu plan özetle petrol ve gıda üretimi üzerindeki devlet ve halk kontrolünü artırmayı hedefliyor; öte yandan Çin ile ilişkilerin geliştirilmesi hedefini de içeriyordu.
Bu arada Vatan Planı’nın mahallelerde, fabrikalarda ve kitle örgütlerinde kollektif olarak tartışıldıktan sonra Meclise geldiğinin altını çizmekte fayda var.
Öte yandan Maduro, şirket kârlarını yüzde 15 ila yüzde 30 arasında tutacak yasal hazırlık yaptıklarını da açıkladı. Kapitalist şirketleri ortadan kaldırma değil, kârlarını sınırlandırmaydı duyurduğu.

20 AY BOYUNCA SEÇİM YOK

Son 15 yılda 14 seçim süreci yaşayan Venezuela’da önümüzdeki 20 ay seçim yok artık. Bu 20 ay boyunca ne burjuvazi, halk içinde derinleşen kutuplaşmayı sandıkta iktidara çevirerek hükümete gelme hayali kurabilir, ne de Hükümet özellikle son aylarda üst üste gelen seçimler nedeniyle “devrimi koruma” propagandasını öne çıkararak “devrimi iletletme” görevinden kaçabilir. Bu uyarıyı ben değil, seçimden  bu yana yazdıkları yazılar, yaptıkları analizlerle hükümete “sosyalizm” görevini hatırlatan Venezuelalı yazar, gazeteci, ekonomist ve akademisyenler yapıyor.

SOSYALİZM KARARNAMEYLE İNŞA EDİLİR Mİ?

Son bir ayda yapılan uyarıların genel eğilimini “kapitalizm gitmeden sosyalizm gelmez” yönünde özetlemek mümkün. Kimi “seçim devrimciliği mi yoksa gerçek devrim mi yapıyoruz ortaya çıkacak” diyor, kimi seçimsiz 20 ayı “dönüm noktası” olarak nitelendiriyor, “komünler oluşturulmalı artık” diyen de var, “sosyalizm kararnameyle inşaa edilmez” diyen de; ya da “yeni üretim ilişkileri yerleştirilmeden sosyal demokrat bir ülke olmaktan kurtulamayız, hükümet de reformist ve halkçı bir hükümet olarak kalır” diye analiz eden de... “Burjuvaziye artık bir dolar bile yok” kararı alınmasını isteyen de..
Kişisel olarak ben Maduro’nun açıklamaları arasında en çok “Çin’dekilere benzer özel ekonomik bölgeler kurulması” önerisinden endişelendiğimi de belirtmek isterim.

PATRONLARA ‘ÇAĞRI’?

Geçtiğimiz pazartesi canlı yayında devlet televizyonunda konuşan Nicolas Maduro, Fedecamaras, Consecomercio ve Venancham gibi patron örgütlerine çağrı yaptı, “ekonomik sabotajlarınıza son verin” dedi.
Çağrıyı değerlendirmeden önce Fedecamaras’ın kirli tarihine değinmek gerekiyor. Chavez hükümetlerinin doğal düşmanı olan bu patron örgütü, Hugo Chavez’e yönelik Nisan 2002 darbesinin de sivil lideriydi. Chavez gözaltına alındığında Fedecamaras’ın o zamanki başkanı Devlet Başkanlığına getirilmiş ancak mahallelerinden sokaklara inen halkın öfkesi nedeniyle koltuğa oturma fırsatını pek bulamamış, darbe 48 saatte alaşağı edilmişti.
Bu yüzden Maduro’nun patronlara yaptığı bu çağrının karşılık bulmayacağını aslında ülkedeki tüm toplumsal kesimlerin malumu. Sert açıklamalar yapsa da Maduro, devlet başkanı seçimleri sonrasında da patronlarla toplantılar yapmış ancak sonuç alamamıştı. “Kârların sınırlandırılması” gibi kapitalizmin raconuna tamamen ters taleplerin burjuvaziden olumlu yanıt almasının tarihin akışına ters olduğu da ortada.
Bunu onlarca ‘Chavezci’ militan gencin faili meçhul cinayetlere kurban gitmiş olmasında da görmek mümkün.

DEVRİMSİZ SOSYALİZM

Burjuvaziyle, sağ muhalefetle “uzlaşarak” sosyalizm inşa edilemeyeceğini Halk Savunması Bakanlığı etrafında on binlerce halk milisi örgütleyen hükümet bilmiyor olamaz. Tam burada sosyalizme “devrimsiz” geçilemeyeceğinin bir başka Latin örneğini hatırlatmak da gerekiyor; yani Şili’deki Sosyalist Lider Salvador Allende dönemini. Dört bir yanı emperyalist saldırganlıkla çevrili Allande de ilk önce ekonomik sabotajlarla sarsılmak istendi. İşçi sınıfı konseylerle örgütlenerek bu sabotajları engellemeye çalıştı. Ancak halk desteği Chavezci hükümetler kadar yüksek olmayan, ABD’nin kıtadaki en güçlü dönemine denk gelen ve yalnız kalan Allende, savaşmayı değil uzlaşmayı seçmek zorunda kaldı. Askeri yetkilileri hükümete kattı, bunlardan biri de sonradan diktatör olacak Pinochet’ti. İşçi konseylerinin darbeden birkaç gün önce Başkan Allende’ye gönderdiği ve “ya devrim ya darbe” diye uyardığı mektubu yine Evrensel Pazar’da yazmıştık. İşçinin dediği oldu darbe geldi.
Şili koşullarıyla Venezuela koşullarını bir tutmak haksızlık, ama bu deneyimi unutmak da...
Arkasına emperyalist güçleri de alan burjuvazinin halk düşmanlığı deneyimleri ortadayken Venezuela’da ekonomik adımlara da toplumsal hayata da müdahale etmeyeceğini beklemek mümkün değil. Bu yüzden Maduro’nun yapılan uyarıları dikkate alması gerekiyor.

BENZİN, GAZ, KAOS...

Son olarak Venezuela’daki en güncel tartışma olan benzin fiyatları tartışmasını aktaralım. “Dünyanın en ucuz benzini”ni alan Venezuelalılar litresine 1 sent kadar veriyor. Ancak hükümet petrol fiyatlarını, dolayısıyla da benzin fiyatlarını yükseltmeyi düşündüğünü açıkladı ve bu kararı tartışmaya açtı. Yapılmak istenen zammın şimdikinin % 2600 fazlası olduğunu yazıyor gazeteler.
Bizim benzin dediğimizin İspanyolca karşılığı “gasolina” yani “gaz”. Kökeni ise Yunanca “kaos” kelimesinden geliyor. Yunan mitolojisinde “kaos”, evrenin evren olmadan önceki, yani “düzen”den önceki halinin adı. Kaosu düzene, evrene ve dünyaya dönüştüren güç “Demiourgos”tu. Ancak Demiourgos bir tanrı değildi; yoktan yaratmaz, varolanı yeniden biçimlendirirdi. Demiourgos kelimesinin ‘demos’ yani insan ve ‘ergon’ yani iş/emekten oluşması da tesadüf değil elbet.
Bir “gaz” tartışmasından devrim çıkarmak için değil bu hatırlatma; ama kaostan yeni dünyayı yaratanın insan ve emek olduğunun sadece bir efsane olmadığının altını çizme fırsatını kaçırmak da olmazdı...
Venezuela hükümeti ve halkının da kaçırmayacağını umalım...

ÖNCEKİ HABER

Sensin Milka

SONRAKİ HABER

Ataerki her yerde feminizm her yerde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...