Cejna zımane Kurdı piroz be
Bin yıllardır kaderiymişçesine farklı güçlerin, farklı kültürlerin egemenliği altında yaşayan ve payına hep zulüm, inkar, ölüm ve asimilasyon düşen Kürtler; tüm bu baskılara rağmen varlığını koruyabilmiş, kendi kültürünü ve dilini yaşatabilmiş, olağanüstü bir direniş sergilemişlerdir. Hatta geçmişten bugüne bunca zorluğa dayanan Kürt dili ve kültürü gelişerek ilerlemiştir.
Cigerxwin der ki;
‘Sedan sal, hezaran zemanê meye
Wekî me di bin destê dijmindaye
Çi gernas û mêre di meydanê ceng
Ne şur û mertal,ne top û tıfeng’
BASKILAR KÜRTÇE KONUŞMAYI ENGELLİYOR
Ama şimdi Cigerxwin’in de belirttiği gibi kılıca ve mızrağa yenilmeyen dilimiz bugün sinsi ve şeytani bir hükümetin inkar ve asimilasyon politikalarına yeniliyor. Ne acı ki bu köklü kültürü ve bu kadim dili bizler kendi ellerimizle yok ediyoruz. Bugün toplumsal yaşamın hangi alanında bir Kürt kendi anadilini konuşuyor? Artık Kürt halkının kendi aralarındaki günlük konuşma dili de Türkçe olmuş durumda. İnsanlarımızın bilinçsizliği, yeterince eğitimli ve politize olmamaları şu anda bize çok ağır bedeller ödetiyor. Kürtçe’nin kullanım alanının daralması, Kürtlerin anadillerinin yavaş yavaş Türkçe’ye dönüşüyor olması şüphesiz bir bireyin veya toplumun yetersizliğinden değildir. Bu durum önemli bir etkendir ama tek etken değildir. Anadilini konuşmayan, konuşamayan insanlar kadar, insanları bu kalıba döken, bu şekle sokan, buna zorlayan devlet eliyle yapılmış politikalar, baskı ve dayatmalar da dilin bu hale gelmesinde belirleyici bir etkendir.
1. Dünya Savaşı’ndan sonra milli ve toplumsal sınırlar göz ardı edilerek çizilen coğrafi sınırlarla ülkesi dört parçaya bölünen, halkı ise sürgünlerle beş farklı ülkeye serpiştirilen Kürt halkının doğal olarak dili de bu durumdan nasibini almıştır. Kürtlerin yaşadığı ülkelerde Kürt dili baskılar görmüş, devlet politikalarıyla yasak dil ilan edilmiş, konuşanlar cezaevlerine konulmuş, sürgünlere yollanmıştır. Hatta insanlar Kürtçe ıslık çaldıkları gerekçesiyle gözaltına alınmıştır.
Kürt dilinin bugünkü hale gelmesinde, toplumsal yaşamın her alanından yavaş yavaş silinmesinde bu devletlerin ve politikalarının etkisi inkar edilemez. Tüm bunların etkisi ile beraber Kürt gençlerinin içine sürüklendiği durum, Kürt dili ve kültürünün geleceği açısından vahim ve içler acısıdır. Emperyalizmin kültür üzerindeki yozlaştırıcı etkisi ile birlikte Kürt gençleri giyim tarzından, saç şekline, dinlediği müzikten, kullandığı dile tam da istenilen yoz kültürü edinmiştir.
DİLİMİZE SAHİP ÇIKALIM
Bu durumun önüne geçilmesi için Kürde ve Kürt halkının yanında olan Türklere düşen görev tüm bu olumsuzluklara, asimilasyona karşın dili ve dilin kullanım alanını genişletmek, yazılı ve sözlü olarak dili ilerletmektir. Bunun için verilecek mücadele Kürt halkının ve Türk işçi, emekçilerinin verdiği kurtuluş mücadelesinden bağımsız ele alınmamalı, toplumun bütün kesimlerinden Kürt’e ve Kürtçe’ye karşı uygulanan asimilasyoncu devlet politikalarına tepki ve Kürt diline sahip çıkma çağrısı yükselmelidir.
*Kürt Dili Bayramı kutlu olsun!
AMALARINA ULAŞIYORLAR
Emperyalizmin kültür üzerindeki yozlaştırıcı etkisi malumdur. Kürt düşmanlarının kendilerine birincil ve esas hedef olarak Kürt gençlerinin asimilasyonunu ve yozlaştırılmasını seçmiş olmaları ise ‘anlaşılır’ bir harekettir. Bu hareketin amacı toplumsal değişim ve dönüşümün yani devrimin motor gücü olan ve bu anlamda dinamizmine büyük ihtiyaç duyulan gençliği bedenen var ama ruhen, kalben ve madden yok hale getirip toplumsal dinamiklerinden koparmaktır. Böylece biat kültürü aşılanmış, düzenle barışık, sistemle hiçbir kavgası olmayan daha doğrusu sistemle kavga edemeyecek bireyler haline geleceklerdir. Daha da kötüsü ise bu amaçlarında hızlı adımlarla başarıya koşmalarıdır.
Evrensel'i Takip Et