Alay da biziz mektep de biziz
Daha önce pirinçler GDO’lu diyen İTÜ laboratuarları şimdi GDO yok, testler yanlış dedi. CNN TÜRK 11:00’da “Vekil Kıyağı” başlığıyla verdiği haberi yalnızca 1 saat sonraki öğle haberlerinde “Vekil Hakları” diye değiştirdi. 1 Mayıs’ta Taksim’i inşaat alanı olduğu gerekçesiyle emekçilere kapatan vali, gece yarısı Taksim’i dolduran Galatasaraylı’lar için “aynı şey” değil dedi. Tabi bu geri pasların hiçbiri başbakanın Mehmet Ali Birand’ın programındaki “12 saniye içinde kıvırma” rekorunu yakalayamaz belki. Fakat yine de mühim şeyler.
Nazi gelini mahkemeye poposunu döndü. Ayıp, faşizmin içine işlemiş çünkü. Mahkeme de ertelendi. Alman emniyet birimlerinin cinayetlerin üstünü kapatmaya çalıştığı aşikardı. Belki de içine Süleyman Demirel kaçmış bir Alman bürokrat “Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz.” bile demiş olabilir zira her devlet koruyor kendi katilini. Hatırlarsak Hrant cinayetinde örgüt yok demişti şanlı TC’miz. Velhasıl kelam 8’i Türk 10 cana kıymış faşistler. Şimdi dünya basını her şeyden haberdar ve davayı yakından izliyorlar. Umarım adalet yerini bulacaktır. Benim asıl merak ettiğim şey şu: Acaba Almanya’da neo nazi davaları sürerken Almanlar çıkıp “Alman’ım demek suç oldu ya” diyorlar mı?
Şehrimin vekili, büyük bakan Nabi Avcı. Suat Kılıç kadar olmasa da Nabi bey de epey atarlıdır hani. Ağzından düşmüyor şu slogan: “Dershaneleri kapatacağız!” Her yerde dile getiriyor bunu. Kapanan bir şey yok. Geçen gün Yozgat’ta idi kendileri. Kayıt dönemlerinde toplanan paralarla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Şüphesiz hiçbir okul yönetimi, velileri isteği, arzusu dışında bir takım ödemeler, aidatlar konusunda zorlamayacak, ama şimdi çocuklarımızı dershanelere gönderiyoruz. Kardeşim sen çocuğunu gönderiyor musun? Gönderiyorsun. Ne kadar veriyorsun, 100 lira veriyorsun. Peki okulun eksiği, gediği için 10 lira istemiş. Haftanın 5 günü bu okulda okuyor çocuk, senin okulun. İki günlük dershaneye 100 lira vermekten erinmiyorsun, bunu yük görmüyorsun, çocuğunun okuluna 5 liralık, 10 liralık katkıda bulunmak ağır geliyor. Her şeyi devletten beklemek anlayışımızı da değiştirmemiz lazım”. Benim cevabım şudur: “Peki sen eğitime ayrılan bütçeden 3 milyar 750 milyon sen, milyar. Sen para çekmişsin sen bu parayı ne yaptın? Okulda çocuklar açtır sen para vermiyorsun. Sana tüp, mutfağın tüpü bitiyor sen bana ne diyorsun biliyorsun! Senin dinini imanını!!!”* Yani devletten hiçbir şey beklemeyin diyemedikleri için utanmadan her şeyi devletten beklemeyin diyorlar.
Laç Deresi Vadisi’nde onlarca insana ait kemikler bulundu. Birçoğu çocuklara ait. Anayasamızdan “Türklük” kavramının çıkarılmasının vicdanına dokunacağını söyleyen sözde Dersîmli Kılıçdaroğlu’nun vicdanı bu kemikleri görünce hiç sızlamış mıdır? (Devlet Bahçeli tarzında cümle yapısı oldu,
NÜKLEER BAŞLIKLI BARIŞ GÜVERCİNİ
Yeni santraller geliyormuş, barış, kardeşlik, üretim için. Artık “alanlara çıkmak, meydanları doldurmak” diye bir kavram olmayacak. Çünkü “alan” kalmayacak. Boş bulduğumuz her yere ‘AVM’, olmadı ‘nükleer tesis’ dikiyoruz. Başbakanımızın da söylediği gibi “Biz niye bu enerjiden mahrum kalalım.”. Benim çocukluk hayalimdi zaten: Türkiye’de “En az üç çocuk ve en az üç nükleer santral”.
**Maçlara gitmeyenler için orijinali: santrayla üçlü daha güçlü.
NEO-NAZİ DAVASI
EĞİTİMDE NEO-NABİ
LAÇ VADİSİNDE KEMİKLER
Allah içeriğini benzetmesin, amin).
Maçlara giden arkadaşlar bilirler. Düdük çalmadan az evvel “Santralle üçlü daha güçlü”** diye bağırırız tribünden. Tüm bu teknolojik ilerlemeler sayesinde dışarıdan GDO’lu tarım ürünleri, hormonlu gıdalar ihraç etmek zorunda kalmayacağız. Düşünsenize kendi GDO’lu pirincimizi üretmişiz, çıldırırız!
*Yalçın Çakır’ın programından alıntıdır.
Evrensel'i Takip Et