14 Haziran 2025 15:39

Haydutun gölgesinde İran halkına çifte kıskaç

Saldırılar sürerken, "İran’a özgürlük getireceğiz” iddiasıyla İran halkına küstahça seslenen Netanyahu’ya emekçiler ve kadınlar “İşgalcilerin gölgesinde özgürlük mümkün değil” diye yanıt veriyor.

Haydutun gölgesinde İran halkına çifte kıskaç

Fotoğraf: Mashregh

Ela Ava
[email protected]


“İran’ın cesur halkı, ışık karanlığı yener. Biz hedefimize ulaşırken sizin de özgürlüğünüze kavuşmanızın yolunu açıyoruz.” Bu cümleler yıllardır başta Filistin olmak üzere Batılı emperyalistlerle el ele Ortadoğu’yu kana bulayan Netanyahu’nun dünkü konuşmasından.

İsrail’in, ABD desteğiyle İran- ABD müzakerelerinin 6’ıncı oturumundan 2 gün önce başlattığı saldırı; Ortadoğu’da “yeniden şekillendirme” sürecinin son etabı olarak yorumlanıyor. Hatta İran İslam Cumhuriyeti’nin birçok destekçisi için bile, İsrail’in saldırılarının boyutu ve Devrim Muhafızlarının üst düzey komutanları ile diğer askeri ve güvenlik yetkililerine yönelik suikastlardaki başarısının, şok edici ve beklenmedik bir durum yarattığı kesin. Eğer İsrail’in iddiaları doğruysa, İran devrimden bu yana en büyük hava saldırısıyla karşı karşıya kalmış demektir.

‘Stratejik derinlik’ kavramının çöküşü

8 yıl süren İran-Irak Savaşı sırasında bile İran, yalnızca birkaç saat bu denli eş zamanlı hava saldırısı ve en üst düzey askeri yetkililerin suikasta uğraması gibi bir durum yaşamamıştı. Üstelik İsrail, bu saldırıların henüz sona ermediğini belirtiyor. İran’daki İslami hükümetin son 40 yılı; siyasi ve ekonomik ambargoya rağmen; 8 yıllık İran-Irak Savaşı deneyimiyle birlikte, görünüşte etkili bir savunma stratejisinin şekillenmesine yol açmıştı. Bu strateji, İran’ın askeri güçlerinin, çok daha modern ve karmaşık ordularla doğrudan çatışmaya girmesini önlemeye dayanıyordu. “Stratejik derinlik” ve “direniş ekseni” gibi kavramlar, aslında İran’ın güçlü ve donanımlı ordularla doğrudan bir askeri çatışmaya girmesinin önüne geçmeyi amaçlıyordu. Bu strateji, Devrim Muhafızlarının seçkin kadrolarının gurur duyduğu bir girişimdi; öyle ki, hem ülkenin dış politikasında belirleyici bir rol oynuyor hem de Devrim Muhafızlarının, orduya paralel bir askerî yapı olarak varlığını meşrulaştırmak için temel bir dayanak oluşturuyordu.

İşte bu stratejinin gölgesinde, İran İslam Cumhuriyeti kendisini bölgesel bir güç olarak konumlandırmıştı. Rejim; petrol gelirleri ve insan kaynağı sayesinde, kendisiyle uyumlu, dağınık bir şekilde örgütlenmiş silahlı gruplar ve siyasi yapılar ağı oluşturmayı başarmıştı. Ancak 2023’ten bu yana vekil güçler veya rejimin “kardeş” yapılarının İsrail- ABD eliyle yok edilmesi ya da zayıflatılması, bugün yaşananlara hazırlık niteliğindeydi. İran rejiminin geliştirdiği stratejinin çöküşü İran rejimini savunmasız hale getirmeyi başardı.

İran için tahribatın boyutları neydi?

İsrail rafinelere bile saldırmaya başlamışken, nükleer tesisleri hedef alması sızıntılar açısından büyük bir endişe yaratıyor. İsrail, sadece askeri yerleşkeleri, nükleer tesisleri ve İran rejimi için stratejik isimleri hedef aldığını söylüyor; ancak çocuklar dahil 600 kişiden fazla sivilin saldırılarda öldüğünü görüyoruz. İki temel noktada yaşananları özetleyip önümüzdeki sürece şema çizebiliriz.

Birincisi; İsrail’in, cuma ve cumartesi öğlene kadarki saldırılarında İran rejimine vurduğu darbenin ebadını incelemek önem taşıyor. Cuma öğleden sonra, Joe Biden yönetimindeki ABD Ulusal Güvenlik Konseyinde Ortadoğu İşlerinden Sorumlu Direktör Brett McGurk, alaycı bir paylaşımda bulunarak şöyle yazdı: “İran İslam Cumhuriyeti’nin (İsrail’e) vereceği yanıtı koordine etmesi gereken kişilerin hepsi öldürüldü.”Aslında bu cümle, İran’ın askeri güç yapısının en önemli ve anahtar isimlerinin ortadan kaldırıldığının kısa bir özetiydi.

Şu ana kadar, İran İslam Cumhuriyeti’nin en üst düzey 9 askeri komutanı ve nükleer programının yöneticilerinden bazılarının öldüğü resmen teyit edildi. Devrim Muhafızları genel komutanı, genelkurmay başkanı, Devrim Muhafızları hava-uzay kuvvetleri komutanı, stratejik olarak İran rejiminin en önemli karargahı Hatemü’l-Enbiya merkez karargahı komutanı, eski Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi sekreteri ile danışmanı ve İran’ın nükleer programının başlıca yöneticileri bu saldırılarda ölen önemli isimler arasında yer alıyor. Bu şema aslında İran rejiminin ana gövdesine vurulan darbenin derinliğini gösteriyor.

Bedel ödeyen halka emperyalist darbe

Öte yandan birçok ili hedef alan İsrail, sadece bu isimlerin kaldığı evleri değil, havalimanlarını, nükleer tesisleri ve rafinerileri de hedef aldı. Bunlar yetmedi yüzlerce işçi ve emekçinin çalıştığı fabrikaları da saldırmaya başladı. 23 Nisan’dan bu yana bu saldırıyı planladığını vurgulayan İsrail, bir yandan İran rejimini en güçsüz hale getirmeyi planlarken bir yandan “İran rejiminin devrilmesi”nden söz ediyor.

Yıllardır her hak arayışında, her işçi grevinde, her ses yükselişini “dış mihraklar” diye bastıran ve insanları öldüren İran rejimi, öte yandan rejime karşı mücadele eden sol, sosyalistler ve halkın ana gövdesi yani işçi ve emekçilerin türlü saldırılarla mücadelesi...

Bu yafta kimi zaman İran’ın dışındaki bazı solcular tarafından da İran’da mücadele eden halka yapıştırılıyor. Bu argümanlar İran içinde ölüm ve işkenceye rağmen, bedel ödeyenlerin daha fazla baskıyla mücadele etmesine neden oluyor. Keza İran’da Masha Amini’nin ahlak polisi tarafından öldürülmesinden sonra rafinerilerde eyleme çıkan, greve giden birçok işçi “ajanlık” suçlamasıyla tutuklandı veya öldürüldü. Kadınların çoğu casusluk suçundan işkenceye maruz kaldı.

Öte yandan İran rejimi, yıllardır İran halkının emeğini ve rızkını atom bombası üretmek için harcarken halkı daha yoksullaştırdı, bu programa karşı çıkanları da yine aynı ajanlık suçlamasıyla ortadan kaldırdı. Evet, İran halkı yıllardır İran rejimine karşı haklı bir mücadele sürdürüyor. Haydutlar ve sırtlanlar ise el ovuşturarak 40 bine yakın siyasi idam ve işkence ile bedel ödeyen İran halkının mücadelesine konma peşinde.

Küstahlara yanıt emekçilerden, kadınlardan geliyor

İran rejimi son 8 ayda 2 bine yakın kişiyi idam etti. Sol, sosyalistleri tasfiye etmek için bütün fırsatları değerlendirdi. Sol- sosyalist cepheden doğru yaşanan boşluk, bugün açısından sağ, liberal ve Batıcı kanadın at koşturmasına, eli kanlı haydutların “özgürlük armağanı” söylemlerine de zemin hazırladı. Bu, İran’da belirli bir kesimi de etkilemeyi başardı. Ancak bugün işçi ve emekçiler; her ne kadar bastırılmaya çalışılsa da; Yedi Tepe Şeker Fabrikasından rafinerilere halkın yıkım ve ölümle “özgürlük” gelemeyeceğini ifade ediyor. “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganıyla dün konuşmasını bitiren Netanyahu’ya Mahsa Amini’nin öldürülmesinden sonra başlayan halk hareketiyle kurulan “Jina için mücadele”den yanıt geldi.

"Hayalini kurduğumuz gelecek işgalci orduların gölgesinde gelmeyecek"

Grup yaptığı açıklamada, “Özgürlük için, savaşa karşıyız” diyor. Açıklamadaki, “Bugün İran’da yaşananlar, Filistin’de başlayan aynı projenin devamı niteliğindedir. Bizler, İran İslam Cumhuriyeti diktatörlüğüyle olduğu kadar İsrail faşist rejiminin savaş suçlarına da, ABD ve müttefiklerinin cinayetlerine de sesiz kalmıyoruz. Hayalini kurduğumuz gelecek; ne mermilerin ve ölülerin üzerine inşa edilmiş bir savaşın sonucu, ne de işgalci orduların gölgesinde kazanılmış bir özgürlüktür. Bu ancak ve ancak İran halkının mücadelesinin sonucu olmalıdır” paragrafı ise Netanyahu’ya güçlü bir cevap niteliği taşıyor.

Dolayısıyla içeride ve dışarıda baskı ve ölümle mücadele eden İran halkı için devam eden saldırılar süslü bir gelecek tasvirinden çok uzak.

14 Temmuz 2025 04:20

Kâr ederken paylaşmıyorlar, zararın faturasını ödetiyorlar

Metal sektöründe bir de işten çıkarma korkusu yayarak sözleşme dönemini düşük zamlarla atlatmaya çalışıyorlar.

Kâr ederken paylaşmıyorlar, zararın faturasını ödetiyorlar

Arşiv fotoğraf: DHA

Beko BMİ işçisi


İçerik yükleniyor...

14 Temmuz 2025 04:28

Kamu işçileri sefalet zammı karşısında grev istiyor

Ekmek 15 liraya, kiralar iki katına çıktı, ücretler yerinde sayıyor. Kamu işçileri, hükümetin yüzde 17’lik zam teklifine karşı “Bu sefalet zammıdır” diyerek grev çağrısını yükseltiyor.

Kamu işçileri sefalet zammı karşısında grev istiyor

Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel

14 Temmuz 2025 03:45

Filistin halkına en büyük destek ülkelerimizdeki gerici düzeni değiştirmektir

Filistin Halk Kurtuluş Cephesinin Tarihi Genel Sekreteri George Habaş’ın vasiyetini hatırlayalım: “Filistin davasına sunabileceğiniz en iyi şey, gerici, yandaş rejimlerinize karşı mücadele etmektir."

Filistin halkına en büyük destek ülkelerimizdeki gerici düzeni değiştirmektir

Fotoğraf: AA

İçerik yükleniyor...

(Dış Haberler)

Evrensel'i Takip Et