18 Mayıs 2025 07:00

TOKİ’nin gerçek yüzü: Sosyal konut değil borç tuzağı!

TOKİ’nin toplam yatırımlarının sadece yüzde 14.8’i yoksul ve dar gelirlilere yönelmiş durumda. En düşük aylık taksitler 14-15 bin lira ile emekli maaşlarını, asgari ücretin ise yarısını geçiyor.

TOKİ’nin gerçek yüzü: Sosyal konut değil borç tuzağı!

Fotoğraf: Evrensel

Eylem Nazlıer
[email protected]


Bir zamanlar yoksulun, dar gelirlinin umuduydu. Uygun taksitlerle, “Bir gün benim de evim olur” hayalini kurduran projelerin adıydı TOKİ. Bugünse, aynı adı duyanlar için; ödemesi bitmeyen borçları, teslim edilmeyen konutları, yıkılan hayalleri ifade ediyor.

1984 yılında kurulan TOKİ, dar gelirlilere ucuz konut sağlamak gibi temel bir misyonla yola çıktı. Toplu Konut İdaresi, 2002 yılına kadar 19 yılda yalnızca 43 bin 145 konutu tamamlayabildi; yaklaşık 950 bin konutu ise kredilendirdi.

AKP dönemindeyse TOKİ’nin üretim hacmi gözle görülür biçimde arttı: 23 yılda 1.5 milyondan fazla konut üretildi. Ancak bu devasa üretim rakamının içeriğine bakıldığında çarpıcı bir gerçek ortaya çıkıyor: İstanbul’da TOKİ eliyle inşa edilen konutların yüzde 56’sı “lüks” olarak sınıflandırılıyor. Sadece yüzde 44’ü sosyal konut. Bu tablo, TOKİ’nin asıl hedef kitlesinden nasıl saptığını net bir şekilde gösteriyor. Üstelik bu durum yalnızca İstanbul’la sınırlı değil. TOKİ’nin toplam yatırımlarının sadece yüzde 14.8’i yoksul ve dar gelirlilere yönelmiş durumda.

Yani TOKİ, kendi kuruluş amacını büyük ölçüde terk etti. Üstelik kamuoyuna yansıyan bazı bilgilere göre AKP’li milletvekilleri de kurayla TOKİ’den ev sahibi oldu. Bu durum, dar gelirliler için ayrılmış sosyal konut kontenjanlarının ne kadar adil ve şeffaf yürütüldüğüne dair soru işaretlerini büyütüyor.

1980’lerin başında, dar gelirli yurttaşlara ucuz konut sağlamak için kurulan TOKİ, zamanla sadece bir yap-sat modeli değil, bir ideolojik dönüşümün mimarı haline geldi. 12 Eylül’ün ardından toplumun üzerine indirilen neoliberal gömlek, kentleri “sermayenin av alanı”na dönüştürürken, TOKİ bu sistemin en işlevsel aygıtı oldu.

Devletin sosyal konut üreticisi, piyasacı bir konut dağıtıcısına dönüştü. TOKİ artık, yoksulun ev sahibi olduğu değil, ömür boyu taksit ödediği bir sistemin adı. Sözde “Kira öder gibi ev sahibi olma” vaadi, yurttaşları ömür boyu devlete borçlandıran, artan faiz oranlarıyla ezip geçen bir düzene dönüştü. Bir anlamda devletin kira şirketi haline geldi.

Her seçim döneminde “büyük sosyal konut hamlesi” olarak sunulan projeler, zamanla kabusa döndü. 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından duyurulan “100 bin sosyal konut” projesi hâlâ tamamlanamadı. 1.5 yıl içinde teslim edileceği açıklanan projede, 6 yılı aşkın süredir birçok aile konutuna ulaşamadı. Aynı şekilde, 2022’de duyurulan “250 bin sosyal konut” projesinde teslim oranı yüzde 5’i bile geçmedi.

Deprem sonrası ise tablo daha da iç karartıcı. 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından 319 bin konutun 1 yıl içinde teslim edileceği açıklandı. 650 bin konutun inşa edileceği açıklandı. Peki konut hedeflerinin ne kadarı gerçekleştirilebildi?  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, verilerine göre 11 ilde toplam 169 bin 171 konut teslim edildi.

TOKİ yalnızca ev değil, bir hayat biçimi satıyor. Ama bu hayatın içinde ne huzur var, ne de adalet. Sermayeye hizmet eden bir devlet modeli inşa edilirken, barınma hakkı “lüks bir talep” haline getiriliyor.

Ve işte bu tablo, bize tek bir soruyu tekrar tekrar sorduruyor:

Barınma hakkı bir lütuf değilse, neden hâlâ bu kadar çok insan evine kavuşamıyor?

Bu sorunun cevabını ise belki de en iyi, yaşadıklarıyla konuşan mağdurlar verebilir.

Şimdi sözü onlardan birine bırakalım...

‘300 bin TL’lik ev, 4 milyon TL oldu’

Gökmen Yavuz, İstanbul Tuzla-Maltepe 5 bin 750 Hak Sahipleri grubunun yöneticisi. Emekli. TOKİ’nin, dar gelirli ve yoksul yurttaşlar için sosyal konut projesi olduğuna inanarak 2019’da başvurdu. Umudu, “Başımı sokacak bir evim olsun”du. Ancak yaşadığı süreç tam bir hayal kırıklığına dönüştü.

2019’da TOKİ’nin 100 bin sosyal konut projesine başvurarak hak sahibi olduğunu anlatan Yavuz, “O zaman daire fiyatı 300 bin TL’ydi. KDV yüzde 1’di. Taksitler sabitti, faiz oranı yüzde 0.49’du. Memur maaş artışları yansıtılmayacaktı. Hepimiz buna güvenerek başvurduk” diyor. Ancak işler böyle gelişmedi.

Sosyal konut değil ömür boyu borç!

Aradan yıllar geçti, projeler gecikti. Tuzla’da yer olmadığı gerekçesiyle bazı etaplar Maltepe Atış Okulu arazisine kaydırıldı. İhaleler gecikti, inşaatlar geç başladı. Süreç boyunca fiyatlar katlandı. Gökmen Yavuz’un 300 bin TL’ye alacağı daire, 4 milyon 250 bin TL’ye kadar çıktı. Yüzde 1 olan KDV, yüzde10’a yükseltildi. Sabit taksit vaadi yerine, her altı ayda bir memur maaş artışına endeksli taksit sistemi getirildi.

“Ben şu an emekliyim. 15 bin 500 TL maaş alıyorum. Taksitlerim 13-14 bin TL civarında olacak. KDV’si, artışları eklediğimizde 20 bin TL’yi bulacak. Evin taksitini ödeyeyim derken evime nasıl bakacağım? Bu sosyal konut değil, ömür boyu borç tuzağı. Biz sadece başımızı sokacağımız bir ev istedik.”

Bu fiyatlar dar gelirliler için çok yüksek

Yavuz ve diğer mağduriyet yaşayan yurttaşlar yaşadıkları mağduriyeti defalarca yetkililere iletti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile görüştüler, eylemler yaptılar. Bu baskılar sonucu yüzde 25’lik bir indirim sağlandı. Ancak Yavuz’a göre, bu indirim bile durumu kurtarmaya yetmedi:

“Dairem 4 milyon 250 binden 3 milyon 250’ye indi ama zaten o dönem Maltepe’de daire fiyatları bu seviyedeydi. Yani sosyal konutun bize sağladığı hiçbir avantaj kalmadı. Bizim gibi dar gelirliler için bu fiyatlar çok yüksek. Zamanında normal piyasadan daire alsaydık bugün evimizde oturuyorduk.”

Şu an Maltepe’deki 7 etaptan sadece 2’si teslim aşamasına geldi. Geri kalanlarda teslim tarihi hâlâ belirsiz. Yüzlerce hak sahibi hâlâ kira ödemeye, düzensiz bilgi akışıyla mücadele etmeye devam ediyor.

“Günde onlarca kişi beni arıyor. Kimisi evlenecek, kimisi ev sahibinden tahliye baskısı görüyor. Kiralar çok yüksek. TOKİ’yi arıyoruz, ‘Şantiyeye bakın, işler devam ediyor’ diyorlar. Ama sahada yeterince işçi yok. İnsanların artık dayanacak gücü kalmadı.”

Gökmen Yavuz’un yaşadığı mağduriyet sadece Maltepe ile sınırlı değil. Tuzla’da ve Türkiye genelinde 100 bin sosyal konut projesine başvuran binlerce dar gelirli vatandaş aynı sorunları yaşıyor. KDV artışları, maliyet farkları, geciken teslimatlar ve belirsiz ödemeler altında eziliyorlar.

Son sözü yine Yavuz söylüyor:

“Devlet ‘dar gelirliye ev’ dedi, biz de güvendik. Ama başımıza gelen her şey güvenimizin sonucu oldu. TOKİ artık yoksulun değil, zenginin konut sağlayıcısı oldu. Bu sosyal konut değil; bu, ömür boyu borçlandırma sistemi.”

ABONE OL

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ekmek, barış, özgürlük

Ekmek, barış, özgürlük

İsrail’in ABD desteğiyle İran’a yönelik saldırıları 8. gününü doldurdu. Emperyalist hedeflerle Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren ABD dizaynı en başta işçi ve emekçi halklar için yıkım yaratıyor. Türkiye’de bugün “savaşa karşı ekmek, barış ve özgürlük” için meydanları dolduracak emekçiler daha iyi bir yaşam istiyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İBB soruşturması kapsamında "Etkin pişmanlık ifadeleri baskı ve tehditle veriliyor" yorumlarına soruşturma açılacak.

Evrensel'i Takip Et