DİSK-AR: Asgari ücret 24 ayın 20 ayında açlık sınırının altında kaldı
DİSK, asgari ücret görüşmeleri öncesinde DİSK-AR'ın hazırladığı asgari ücret raporunu ve asgari ücrete dair tahminlerini düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.

Fotoğraf: Evrensel
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025’te geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için ilk toplantısını yarın yapacak. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) dün yaptığı basın toplantısıyla DİSK Araştırma Merkezinin (DİSK-AR) asgari ücret raporunu paylaştı. Raporda şu noktalar öne çıktı: “Türkiye’de asgari ücret yüksek değil, Türkiye, Avrupa’nın en düşük asgari ücretli ülkelerinden. Asgari ücretin kişi başına milli gelire oranı düşüyor. 2024’te asgari ücretin yıllık alım gücü kaybı 55 bin TL’ye yakın. Asgari ücretli 2005’ten bu yana 20 cumhuriyet altını kaybetti. Türkiye’de işçilerin yarısı asgari ücretli. Kayıt dışı işçilerin yaklaşık yarısı asgari ücretin yarısı ve altında ücrete mahkum. Kadın işçilerin çok büyük bir bölümü asgari ücret civarında ücretlerle çalışıyor. 2000’de gelir vergisinin ilk dilimi asgari ücretin 22 katıyken 2024’te 5.5 katına geriledi. Patronlara son 14 yılda bütçeden 60 milyar dolar SGK prim desteği sağlandı.”
ASGARİ ÜCRETİN KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİRE ORANI DÜŞÜYOR
1974’te kişi başına gayrisafi yurt içi milli hasılanın (GSYH) yüzde 80.6’sı düzeyinde olan brüt asgari ücret 2024’te kişi başına gelirin yüzde 46.5’ine düştü. 1989 yılında asgari ücret milli gelir karşısında en düşük düzeye (yüzde 34.8) geriledi. Bahar eylemleri ve artan işçi hareketlerinin etkisiyle asgari ücret 1991 ve 1992 yıllarında bir yükseliş yaşadı. 2004 ve 2016 yıllarında asgari ücretin kişi başına milli gelire oranı yüzde 60’a yükselse de 1980 öncesi düzeye ulaşamadı. Bu gerileme asgari ücretle çalışanların göreli olarak yoksullaşması anlamına geliyor.
2024’TEKİ TOPLAM KAYIP 55 BİN TL’YE YAKIN
Asgari ücretin enflasyon karşısında korunacağı iddialarına rağmen 2024 yılında asgari ücret resmi enflasyon artışının altında ezildi. 2023 yılı aralık ayında 17 bin 2 TL olarak saptanan asgari ücret ocak ayı sonunda işçinin cebine girdiğinde 1139 TL kaybederek 15 bin 862 TL’ye gerilemişti. 2024 yılı resmi enflasyonu tahmin edildiği gibi yıl sonunda yüzde 44 olarak gerçekleşirse asgari ücretteki kayıp 7 bin 481 TL’ye yükselecek. Asgari ücretle çalışanın 2024 yılı boyunca yaşadığı kayıp ise 55 bin TL’ye yaklaştı.
ASGARİ ÜCRETLİ ‘RESMEN’ AÇ
2024 asgari ücreti alım gücünün hızla düşmesiyle birlikte açlık ve yoksulluk sınırının altında kaldı. Ekim 2024’te 17 bin 2 TL net asgari ücrete karşılık açlık sınırı 20 bin 860 TL ve yoksulluk sınırı ise 72 bin 156 TL oldu. 2023 ocak ayından 2024 sonuna 24 ay boyunca asgari ücret yalnızca 4 ay açlık sınırının üzerinde oldu. 2023’ün ikinci yarısında asgari ücrete yapılan yüzde 34’lük artış açlık sınırının üzerine çıkamazken, 2024 yılının 3’üncü ayından itibaren asgari ücret açlık sınırının altına düştü.
2005’TEN BU YANA 20 ALTINLIK KAYIP
Merkez Bankasının yıllık ortalama cumhuriyet altını fiyatlarına göre 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarıyla 25 ve 2005’te 31 altın alınabilmekteydi. Asgari ücretle çalışan bir işçi yıllık ücretiyle 2024 yılı kasım ayında ortalama cumhuriyet altını fiyatlarıyla 11.6 cumhuriyet altını alabildi. Hızla artan altın fiyatları karşısında asgari ücretli 2005’ten bu yana 20 cumhuriyet altınını kaybetti.
İŞÇİLERİN YARISI ASGARİ ÜCRETLİ
Asgari ücret civarında ücret alanlar da dahil edildiğinde (Asgari ücretin altı ve yüzde 10 fazlası arası, asgari ücret komşuluğunda) 8.5 milyon işçi, asgari ücret civarı ve altında ücretle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Başka bir deyişle 2023 yılı itibarıyla tüm özel sektör işçilerinin yüzde 48.9’u asgari ücret komşuluğunda ücretlerle çalışıyor. Ücretle çalışanların 7 milyon 594 bini (yüzde 43.6) asgari ücret ve altında ücretle çalıştığını söylüyor. Asgari ücretin yüzde 5 fazlası ve altında çalışanlar tüm özel sektör çalışanlarının yüzde 47.8’ini (8.3 milyon) oluşturuyor. Türkiye’de 11.5 milyon işçi (yüzde 66.1) asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret ile çalışırken 14.5 milyon işçi (yüzde 80.1) ise en fazla asgari ücretin yüzde 50 fazlası ücrete çalışıyor. 2023 yılında Türkiye’de 1.6 milyon işçi asgari ücretin yarısından daha düşük ücretle çalışmak zorunda bırakılıyor. Asgari ücretin iki katından fazla ücret alanlar ise işçilerin yalnızca yüzde 7.5’ini (1.3 milyon) oluşturuyor.
KAYIT DIŞI İŞÇİLERİN YARISI ASGARİ ÜCRET DAHİ ALMIYOR
Kayıt dışı çalışanlarda 2023 yılında asgari ücretin yaklaşık yarısı (4 bin 500 TL) ve altında ücret alanların oranı yüzde 41.3 oldu. Başka bir deyişle, kayıt dışı çalışanların yarısına yakını asgari ücretin yarısının altında ücretlerle çalışmak zorunda kaldı.
Kayıt dışı çalışanlarda asgari ücretin yüzde 5 fazlası ve altında ücret alanların oranı yüzde 85.4 oldu.
ASGARİ ÜCRET KADIN İŞÇİLERDE DAHA YAYGIN
Kadınlarda asgari ücretle çalışmanın çok daha yaygın olduğu görülüyor. Kadınların yarısından fazlası en fazla asgari ücrete erişebiliyor. Asgari ücret ve altında ücret alanların oranı genelde yüzde 43.6 iken kadınlarda bu oran yüzde 54.5. Asgari ücretin yüzde 5 fazlası ve altında ücret alanların oranı ise genelde yüzde 47.8 iken, kadınlarda yüzde 57.5’e yükseliyor. 2023 yılında kadın işçilerin yüzde 58.4’ü (2.1 milyon) asgari ücretin en fazla yüzde 10’una erişebiliyor. Genelde ise bu oran yüzde 48.9’dur (8.5 milyon). 2023 yılında asgari ücretin yarısı ve altında (4 bin 500 TL ve altı) bir ücretle çalışanların oranı ise genelde yüzde 9.2 iken kadınlarda bu oran yüzde 15.3’e yükseliyor. Kayıt dışı çalışan kadınların ise yüzde 90’dan fazlası asgari ücret ve altındaki ücretle çalışmak zorunda bırakılıyor.
VERGİ İSTİSNASI ÇALIŞANLAR ALEYHİNE UYGULANIYOR
Asgari ücret vergi istisnasına tabi olmasına rağmen vergi istisnasının matrahtan indirim şeklinde değil de vergiden indirim yoluyla uygulanması çalışanları mağdur ediyor ve daha çok vergi ödemelerine yol açıyor. Asgari ücret istisnası vergiden indirim yoluyla uygulandığında işçinin vergi ve kesinti yükü eylül 2024’te yüzde 28.6 iken matrahtan indirim yoluyla uygulandığında yüzde 22.6’da kalıyor. 2024 yılında brüt ücreti 35 bin olan bir işçi asgari ücret istisnasının vergiden indirim şeklinde uygulanması nedeniyle yaklaşık 14-15 bin TL kayba uğruyor.
İLK VERGİ ASGARİ ÜCRETİN 22 KATINDAN 5.5 KATINA GERİLEDİ
Yıllardır ilk vergi tarife diliminin asgari ücret artışından daha az artırılması sebebiyle asgari ücret ve gelir vergisi ilk tarife dilimi yakınsanıyor. 2000 yılında ilk vergi dilimi 2 bin 500 TL ve aylık brüt asgari ücret 114 TL idi. İlk vergi dilimi brüt asgari ücretin 21.9 katı kadardı. 2000-2024 arasında vergi dilimi ve asgari ücret giderek birbirine yakınlaştı. 2024 yılında ilk vergi dilimi 110 bin TL ve brüt asgari ücret ise 20 bin 3 TL olarak belirlendi. Böylece ilk vergi dilimi asgari ücretin 5.5 katına kadar geriledi.
14 YILDA PATRONLARA 60 MİLYAR DOLAR SGK PRİM DESTEĞİ SAĞLANDI
2008’den itibaren SGK işveren prim payının 5 puanı bütçeden karşılanıyor. 2010’da 3.8 milyar TL olan patronlara 5 puanlık SGK prim desteği, 2024’te 165.9 milyar TL’ye ulaştı. 2010 yılından bu yana patronlara yapılan SGK prim desteği dolar cinsinden toplam 60 milyar dolar oldu. 15 Kasım 2024 tarihi kuruyla (34.36) 2010-2024 arası bütçeden patronlara yapılan 5 puanlık prim desteği 2.1 trilyon TL’ye yaklaştı.
ASGARİ ÜCRET HAKKINDA ÇARPITMALAR VE GERÇEKLER
DİSK-AR’ın raporunda asgari ücret hakkında çarpıtmalar ve gerçeklere de yer verildi. Rapora göre;
- Asgari ücret konusunda en yaygın iddialardan biri asgari ücret artışının enflasyona yol açacağı şeklinde. Ücret-fiyat sarmalı (spirali) iddiası günümüzde de özellikle ana akım iktisat çevreleri ile hükümet ve patron örgütleri tarafından sık sık tekrarlanıyor. Oysa ücret-fiyat sarmalından söz etmek mümkün değil. Tersine fiyat-ücret sarmalı (spirali) söz konusudur. Çünkü işçilerin enflasyon karşısında ücretlerini kendiliğinden artırma olanağı yok. Fiyatlar serbestçe artarken işçiler, alım gücündeki kaybı telafi etmeye çalışırlar. İlişkinin yönü ücretlerden enflasyona doğru değil, enflasyondan ücretlere doğrudur. Türkiye’de kâr itilimli bir enflasyon söz konusu. Yüksek enflasyon, ücretlerin alım gücünü düşürürken şirket kârlarında da yükseliş gözleniyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO) 500 büyük şirket araştırması verilerine göre şirket kârları enflasyondan daha hızlı artarken ücret-maaş gelirleri yüksek enflasyon dönemlerinde düşüyor. Aynı durum iş gücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içindeki payı için de söz konusu.
- Asgari ücret artışına karşı yapılan bir diğer itiraz (asgari) ücret artışlarının istihdamı düşüreceği ve işsizliği artıracağı yönünde. Tüm bu iddialara karşılık asgari ücretin yıllık ortalama artışı ile yıllık işsizlik ve istihdam oranları arasında iddia edilen bir ilişki bulunmuyor. Başka bir ifadeyle, asgari ücretin artış oranları ile yıllık işsizlik ve istihdam oranları artışı arasında doğrusal bir ilişki yok. Asgari ücretin diğer yıllara göre nispeten daha yüksek arttığı dönemlerde dahi işsizlikte belirgin bir artış ve istihdamda azalış olmadığı görülüyor.
- Verimliliğin düşük olması nedeniyle ücretlerin düşük kaldığı iddiası hem asgari ücret (ülke çapındaki ücret düzeyi) hem de şirketler düzeyinde doğru değil. Asgari ücretin -ulusal düzeyde verimlilik artışının bir ölçüsü olarak kabul edilebilecek olan- kişi başına gayrisafi yurt içi hasılaya oranı düşüyor. Öte yandan 500 büyük şirkette kişi başına brüt ücret ve maaş ödemelerinin kişi başına katma değere oranı (ücret verimlilik endeksi) 2006 yılından bu yana birkaç yıl hariç geriledi. Türkiye’nin önde gelen şirketlerinde verimlilik artışının ücret artışına yol açmadığı tersine verimlik karşısında ücretlerin düştüğü görülüyor.
- 2014’te Avrupa’da Türkiye’den avro cinsinden düşük asgari ücreti olan 11 ülke varken, 2024 yılında sadece 4 ülke var. Avro cinsinden Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip ülkeler Arnavutluk, Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan. Türkiye’deki asgari ücret sadece Yunanistan, Portekiz ve İspanya gibi Avrupa Birliği’nin Güney ülkelerinden ve ABD’den değil, Polonya, Romanya ve Macaristan gibi Doğu Avrupa ülkelerinden de düşük.
DİSK, ASGARİ ÜCRETTE YOKSULLUK SINIRINI İŞARET ETTİ
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK-AR’ın hazırladığı “Asgari Ücret Raporundan öne çıkanları aktararak başladığı konuşmasında “2025 yılı asgari ücreti, yüksek enflasyonun alım gücünü iyice düşürdüğü ve pahalılığın yoğunlaştığı koşullarda saptanacak. Yüksek enflasyonun yaşandığı 2022 ve 2023 yıllarından farklı olarak 2024 yılında asgari ücret ortasında arttırılmadı. Bu durum asgari ücreti enflasyon karşısında ciddi biçimde eritti ve doğal olarak bu durum 2025 yılı asgari ücret artışı beklentilerini yükseltti. Yüksek enflasyon koşullarında yılda bir asgari ücret zammı kabul edilebilir değildir. Öncelikle şunu ifade etmek isteriz ki; önümüzdeki günlerde belirlenecek asgari ücret, yüksek enflasyon koşullarında 2025 yılının tamamı için geçerli bir asgari ücret olamaz, olmamalıdır” şeklinde konuştu.
DİSK-AR’ın raporuna yansıyan, “2024 yılı resmi enflasyonu tahmin edildiği gibi yıl sonunda yüzde 44 olarak gerçekleşirse asgari ücretteki kayıp 7 bin 481 TL’ye yükselecek. Asgari ücretle çalışanın 2024 yılı boyunca enflasyon karşısında toplam kaybı ise 55 bin TL’ye yaklaştı. Eğer hükümet hedef enflasyon veya gerçek enflasyondan düşük zamda ısrar ederse asgari ücretin enflasyon karşısındaki kaybı kalıcılaşacak” Detaylarını vurgulayan Çerkezoğlu 2025 yılı için asgari ücretin belirlenmesinde Kasım ayı yoksulluk sınırı olan 72 bin TL’nin baz alınması gerektiğini ifade etti.
Çerkezoğlu, “Bir hanede iki asgari ücretlinin ücretleri toplamı yoksulluk sınırını geçmeli ve asgari ücret yoksulluk sınırı ekseninde yılda 4 kez yenilenmelidir” dedi.
DİSK’in asgari ücret tespit komisyonunun demokratikleştirilmesi, ortalama haline gelmiş asgari ücrete istisnai ücret muamelesinden vazgeçilmesi, asgari ücretin toplu sözleşme uygulanan iş kollarında teşmil uygulamasıyla daraltılması, ekonomideki Şimşek yönetiminin “Ücret sebep, enflasyon sonuç” politikalarından vazgeçmesi taleplerini dile getiren Çerkezoğlu “Enflasyonun sebebi 2021 yılından beri artan yüksek kar oranlarıdır” ifadelerini kullandı.
Basın toplantısında söz alan Ekonomi akademisyeni Profesör Erinç Yeldan, “TÜİK’in gerçekliğini yitirmiş enflasyonu asgari ücretli emğin yaşadığı enflasyonu yansıtmaktan uzak. En yoksul yüzde 20’lik kesimin yaşadığı enflasyonun ölçülmesi ve asgari ücret zammında burada yaşanan kayıpların telafi edilmesi gerekir” dedi.
Yeldan, Hükümet tarafından asgari ücretin yüksek ve enflasyonun sebebi olduğu yönündeki yorumların da inandırıcılığını kaybettiğini belirtirken, “Türkiye’de enflasyon talep sebepli bir enflasyon değil. Türkiye, yüksek karların enflasyonun sebebi olduğunun tipik bir örneği” diye konuştu.
KOZANOĞLU: ASGARİ ÜCRET GENEL ÜCRET OLMAKTAN ÇIKMALI
Açıklamanın ardından söz alan iktisat profesörü akademisyen Hayri Kozanoğlu ise asgari ücretin Merkez Bankası ölçümleriyle ücretli çalışanların yüzde 42’sinin ücreti haline geldiğini belirtti. Kozanoğlu, “MB’nin bu ölçümü içinde memurlar ve finans sektörü çalışanları gibi kitleleri de içerdiğinden hafif bir ölçüm” derken asgari ücretle çalışanların teşmil uygulaması ile kendi iş kollarında imzalanan toplu sözleşmeler ekseninde ücretlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Kozanoğlu, “Teşmilin hukuku vardır. Altyapısı hazırdır. Aynı sektörde çalışanlar için patronların devasa karlarından işçilere bu yolla hak kayıpları önlenmelidir” dedi. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)
Evrensel'i Takip Et