3 Haziran 2024 04:33
/
Güncelleme: 06:33

Şehir hastaneleri gerçeği: Halka zarar şirketlere şifa

Halka “İyi günler için kemer sıkacağız” propagandası yapan iktidar, şehir hastanelerini işleten şirketleri tasarruftan istisna tuttu.

Şehir hastaneleri gerçeği: Halka zarar şirketlere şifa

Fotoğraf: MA

Vural NASUHBEYOĞLU
İstanbul

Şimşek programı kapsamında uygulanan kamuda tasarruf sağlık hizmetlerini vururken, halk sağlığını kâr alanı olarak gören şirketlere bol kepçe devam ediyor. Maliye Bakanı Şimşek’in kumada tasarruf kapsamı dışında bıraktıklarını açıkladığı şehir hastanelerine 2024’te ödenecek tutar 83 milyar TL olacak. Döviz ve hasta garantileri ile yerli-yabancı inşaat ve sağlık tekellerinin işlettiği şehir hastanelerinin her birine 2024 yılı için 4 milyar liranın üzerinde ödenek ayrıldı. Yokluklarla boğuşan Sağlık Bakanlığına bağlı kamu hastanelerine ayrılan pay ise şehir hastanelerinin beşte biri: 800.6 milyon TL. Sadece 18 şehir hastanesinin kamuya 25 yıllık yükü ise 80 milyar doları geçecek.

25 YILDA 875 DEVLET HASTANESİ YAPILABİLİRDİ

Arazisinin, doktorundan hemşiresine sağlık personelinin giderlerinin kamu tarafından karşılandığı şehir hastanelerinin yapımını üstlenen şirketler, 25 yıl boyunca kamudan alacakları kira ve hizmet garantisi bedeliyle bu hastaneleri yönetiyor. Yerli sermayenin yanı sıra yabancı şirketler ve uluslararası yatırım fonları da şehir hastanelerinin işletmesini alarak ya da ortak olarak kamudan oluk gibi akan paraya ortak oluyor.

Şehir hastaneleri uygulaması, Türkiye’de ilk olarak 2017’de açılan Yozgat’ta başladı. Bugün ise sayısı 24’e ulaştı. Yapımı devam eden 14, planlama aşamasında olan 3 şehir hastanesiyle de sayının 41’e ulaşması planlanıyor. Her yeni şehir hastanesiyle birlikte kamu hastaneleri tasfiye edilirken buralara aktarılan garantili, dövize endeksli kira ve hizmet bedelleri de katlanıyor. Genel Sağlık-İş Sendikasının verilerine göre 17 şehir hastanesini işleten şirketlere kamu tarafından 25 yılda ödenecek kaynakla 600 yataklı 875 devlet hastanesi yapılabilirdi.

TIBBİ HİZMETLER İÇİN AYRICA PARA

Hastaneleri işleten şirketler, görüntüleme ve laboratuvar hizmetlerini de yürütüyor. Fizik tedavi rehabilitasyon, radyoloji, radyasyon onkolojisi, patoloji gibi bu hastanelerde verilen görüntüleme hizmetlerini Sağlık Bakanlığına satarak bir de hizmet bedeli adı altında para alıyorlar. Devasa büyüklüğe sahip bu hastanelerin içindeki AVM tipi işletmelerin gelirini de bu şirketler alıyor. Hastane içinde ve çevresinde yapılan kafeterya, yemekhane, kreş, servis, otel, otopark, temizlik gibi hizmetler şirketlerce işletiliyor.

"MÜŞTERİSİ ARTACAK İNŞALLAH!"

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı verilere göre Türkiye’de hastane yatak doluluk oranı yüzde 60. Şehir hastanelerine ise yüzde 70 yatak doluluk oranı garanti ediliyor. Yani dolmayan yatakların bedeli kamu tarafından karşılanıyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2018’de CNN’de yaptığı “Şehir hastanelerinin müşterisi inşallah daha çok artacak” açıklaması ise hastanelere nasıl bakıldığı gerçeğin en çarpıcı ifadesi oldu.

"ŞEHİR HASTANELERİNİN KAZANANI ŞİRKETLER OLDU"

Şehir hastanelerini gazetemize değerlendiren İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Aile Hekimi Emrah Kırımlı, şehir hastaneleri projesi ile şehir içindeki kamu hastanelerinin kapatıldığı ve sağlık hizmetinin şehrin dışına taşındığını söyledi. Şehir hastaneleriyle birlikte arsa rantı da yaratıldığını vurgulayan Kırımlı, “Burada kazananlar müteahhitler ve şirketler oldu. İçindeki sağlık emekçilerinin hastane içinde 20 bin adım atması gerekiyor. Bu hastanelerde zincir marketler var ama sağlık emekçilerinin dinlenebileceği hiçbir alan yok. Otel gibi tasarlanmış” dedi.

"FABRİKAYA DÖNÜŞTÜRÜLMEK İSTENİYOR"

Şehir hastanelerinin amacının daha fazla hastanın giriş yapması ve daha fazla yatış olması olduğunu vurgulayan Kırımlı, “Şehir hastaneleri birer fabrikaya dönüştürüldü. Amaç sağlık üretimini artırmak. Örneğin Eskişehir’de sağlık emekçilerine çip takıp giriş çıkış saatlerini kontrol etmek istemişlerdi. Şimdi şehir içindeki hastaneleri kapatıp, tüm sağlık emekçilerini bir araya toplayarak onları da kontrol etmek istiyorlar” ifadelerini kullandı. Şehir hastanelerinin halka getirisi olup olmadığı konusunda konuşan Kırımlı, “Şehir hastaneleri halkın sağlık hizmetine ulaşımını engelliyor. Ulaşımımız zor, muayene süresi yetersiz. Deprem döneminde Kahramanmaraş’taydık. Şehir hastanesine gitmeye çalıştığımızda havaalanı şehir hastanesinden daha yakındı. Özellikle deprem gibi kriz anlarında bu büyük bir sorun oluşturacak. Hastaneye ulaşamayacağız ve hayatımızı kaybedeceğiz” şeklinde konuştu.

"BİR ŞEHİR HASTANESİ FİYATINA 2 BİN 500 ASM"

Şehir hastanelerinin maaliyetinin yüksek olması üzerinden eleştirildiğine dikkat çeken Kırımlı, “Hastanenin maaliyetinden önce işlevine bakmak lazım. Bu şehir hastanelerinin maaliyeti ne kadar yüksek olursa olsun sağlık açısından bir işlevi yok. Tabii maddi olarak da büyük bir yük. Bir şehir hastanesinin parasıyla 2 bin 500 aile sağlığı merkezi yapılabiliyor. Tüm Türkiye’de 7 bin aile sağlığı merkezi var. Türkiye’deki aile sağlığı merkezinin yarısı kirada ve yeri yurdu yok. Yani biz sermayeyi yanlış yere aktardık. Mersin’de ise şehir hastanesi şehir merkezinden 55 dakika uzaklığa yapıldı. Ardından şehir hastanesinin maliyetinin onda biri fiyatına şehir içine başka bir hastane daha yapıldı” diye anlattı.

1 YATAĞIN MALİYETİ 3 MİLYON LİRA

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasının (SES) verilerine göre şehir hastanelerini işleten şirketler, Sağlık Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin yüzde 11.4'üne konacak. 2024’te şehir hastanelerinin hizmet bedeline yüzde 38, kira bedeline ise yüzde 108 artış yapıldı. Şehir hastanelerine 2024'te ‘hizmet bedeli' adı altında 26 milyar 143 milyon TL, kira bedeli olarak da 57 milyar 554 milyon TL olmak üzere toplam 83 milyar 697 milyon 118 bin TL aktarılacak. 2023’te bu bedel toplam 46 milyar 662 milyon TL idi.  2024’te bütçeden Sağlık Bakanlığına bağlı hastane başına 800.6 milyon TL ödenek ayrılırken, her bir şehir hastanesine aktarılan ödenek 4 milyar TL’yi aştı. Şehir hastanelerinde bir yatağın günlük maliyeti 8 bin 244 TL, yıllık maliyeti de 3 milyon TL’ye çıktı.

AYNI HİZMETE 14 KAT FAZLA ÜCRET

Tabelalarında Sağlık Bakanlığı ibaresi yer alsa da bu hastaneler hakkında bilgi edinmek zor. ‘Ticari sır’ engeli gerekçesiyle sözleşmeleri şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmıyor. Ama ‘ticari sır’ gerekçesi bile açıkça sağlığın ticarileştirilmesi gerçeğini faş ediyor.

Yozgat Şehir Hastanesi ile ilgili geçtiğimiz yıllarda Sayıştay raporunda çıkan rakamlar ise nasıl bir yağma yaşandığını gözler önüne serdi. Çamaşırhane hizmeti sunan taşeron firma aynı zamanda Sorgun Devlet Hastanesine de çamaşır hizmeti veriyordu. Ama Sayıştay raporuna göre firmanın Sorgun Devlet Hastanesine sunduğu bedelle şehir hastanesine sunduğu birim iş bedeli arasında tam 14 kat fark vardı.    

YATAK SAYISI ARTMIYOR AZALIYOR

Uluslararası araştırmalarda 200’den az, 600’den fazla yatak sayısı olan hastaneler sağlık hizmeti sunumunda verimliliği azaltıyor. Türkiye’deki şehir hastanelerinin yatak sayısı ise binin üzerinde. Şehir hastaneleriyle yatak sayısının artacağı iddiası ise büyük bir kandırmaca. Örnek olarak Eskişehir’de yapılan şehir hastanesiyle birlikte il merkezinde toplam 1932 yatak sayısı olan 4 hastanenin, şehir hastanesine taşınmasıyla il genelindeki yatak sayısı yüzde 33 azalarak 1290’a düştü. Hasta garantisi sayısına ulaşılması için çok sayıda kamu hastanesi kapatılıyor, taşınıyor ya da içi boşaltılarak işlevsiz hale getiriliyor.

YÜKSEK MALİYETİN NEDENLERİ

Yatak başına kapalı alan, yatak sayısı ve metrekare maliyetinin çok yüksek olması da şehir hastaneleri kamburunu büyütüyor. Şehir hastanelerinde yatak başına yaklaşık 300 metrekarenin üzerinde kapalı alan düşüyor. Bu da sağlık hizmetinin sunumundan, temizliğe, ısıtmaya kadar maliyeti yükseltiyor. Gelişmiş ülkelerde yatak başına kapalı alan ise 150-200 metrekare.

3 YILLIK KİRASIYLA YAPILABİLİRDİ

Kayseri Şehir Hastanesi için devlet yüklenici firmaya 25 yılda sadece 3 milyar 443 milyon TL kira bedeli ödeyecek. Firmaya her yıl 138 milyon TL kira bedeli veriliyor. Devlet yapsaydı maliyeti sadece 500 milyon TL tutacaktı. Yani 3 yılda kira olarak ödenen para ile bu hastane yapılabilirdi. Fazladan ödenecek para ise en az 3 milyar TL. Manisa Şehir Hastanesi, 558 yataklı. Yıllık kira bedeli 64 milyon TL. 2 yıllık kirasıyla bu hastane yaptırabilecekken fazladan 23 yıl daha 1.3 milyar TL ödenecek. Sadece 18 şehir hastanesinin kamuya bedelinin 25 yılda 80 milyar doları geçmesi beklenirken yeni şehir hastaneleriyle bu yük katlanacak.

ULUSLARARASI FONLAR VE ORTAKLIKLAR

’90’ların başında tüm dünyada kamusal hizmetlerinin dönüşümü için projeler hazırlayan Dünya Bankası (DB), 2002’de Türkiye’deki sağlık alanının neoliberal dönüşümü için Türkçe bir kitap çıkardı. Kitapla kamusal sağlık hizmetlerinin kamu özel ortaklığı (KÖİ) ile işletilmesi yani özelleştirilmesi öneriliyordu. Aynı dönem iktidar gelen AKP de kitabı adım adım izledi. En önemli adımlarından biri de şehir hastaneleri oldu.

En fazla şehir hastanesine imza atan firma ise Rönesans Holding. Beştepe’de saray inşaatıyla adı bilinen Rönesans, son olarak İstanbul Sancaktepe’de yapımına başlanan 4 bin 100 yataklı ve Türkiye’nin en büyük şehir hastanesinin yapımını aldı. Rönesans Holdingin resmi sitesinde de şehir hastaneleri ‘sağlıkta dönüşüm zamanı’ diye sunuluyor: “Kamuya ait yatırımların özel sektör tarafından yapılması ve 25 yıl süreyle devlete kiralanması yönteminin uygulandığı modelde, kira süresi boyunca özel sektör tarafından üretilebiliyor.”

Rönesans vb. şirketlerin arkasında ise şehir hastanelerinin mimarı Dünya Bankası (DB) ve uluslararası fonlar var. Şehir hastanelerinin işletmesini alan şirketler bir yandan da ‘Truva Atı’ işlevi görüyor. DB’nin kuruluşu IFC, Fransız yatırım fonu Meridiam ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), şehir hastaneleri projelerine yüzlerce milyon avroluk fonlarla Türkiye’deki şirketlere ortak oldu.

5 HASTANENİN BAZI HZİMETLERİNİ DANİMARKALI ŞİRKET DEVRALDI

Adana, Yozgat, Elâzığ, Bursa ile İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanelerini işleten Rönesans Holding bu hastanelerin temizlik, güvenlik, çamaşırhane hizmetlerini Danimarkalı ISS adlı şirkete devretti. Rekabet Kurumunun da onay verdiği devirle birlikte Türkiye’nin önemli kentlerindeki şehir hastanelerinin belli hizmetleri Danimarkalı ISS’ye (Integrated Service Solutions) geçmiş oldu. ISS Avrupa, Asya, Kuzey Amerika, Latin Amerika ve Pasifik kıtalarındaki 30'dan fazla ülkede temizlik, güvenlik, teknik hizmetler, yemek, çamaşırhane hizmeti veren bir tekel.

ŞEHİR HASTANELERİNİ İŞLETEN BAZI ŞİRKETLER

Rönesans Holding: Gaziantep, Adana, Yozgat, Bursa, Elâzığ, İstanbul Çam ve Şakura Şehir Hastanesi ile yapımına yeni başlanan Sancaktepe Şehir Hastanesi.  

YDA İnşaat: Kayseri, Konya, Manisa Şehir Hastanesi

Türkerler İnşaat: İzmir-Bayraklı, Kocaeli, Ankara Etlik Şehir Hastanesi

Akfen Holding: Isparta, Eskişehir, Tekirdağ Şehir Hastanesi

Evrensel'i Takip Et