13 Ekim 2023 15:55

İTO, ÇMO ve TTD: Deprem kentlerinde asbest verileri yok sayılıyor

İTO, ÇMO ve TTD'nin “Depremin etkileri sürüyor! Sadece toz değil asbest de soluyoruz!” açıklamasında bölgede asbest yayılımını gösteren verilerin yok sayıldığı vurgulanarak yetkililer göreve çağrıldı.

İTO, ÇMO ve TTD: Deprem kentlerinde asbest verileri yok sayılıyor

Fotoğraf:DHA

İstanbul Tabip Odası (İTO), TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO), Türk Toraks Derneği (TTD) ÇMO İstanbul Şubesinin Hatay’da yaptığı asbest incelemesi ile İTO İstanbul Şubesinde ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Açıklamaya İTO adına Esin Tuncay ve Ertuğrul Oruç, TTD adına Haluk Çalışır, ÇMO İstanbul Şube adına Utku Fırat katıldı. “Depremin etkileri sürüyor! Sadece toz değil asbest de soluyoruz!” başlıklı açıklamada bölgede asbest yayılımı olduğunu gösteren verilerin yok sayıldığı vurgulanarak yetkililer göreve çağrıldı. Aksi halde halk sağlığının tehlikeye atılması nedeniyle hukuki yollara başvurulacağı duyuruldu.

“SEYAHAT HALİNDE OLANLAR DAHİ RİSK ALTINDA”

Açıklamayı İTO Yönetim Kurulu üyesi Esin Tuncay okudu. Halen deprem bölgelerinde enkaz kaldırma çalışmaları sırasında yeterli önlemlerin alınmadığını ifade eden Tuncay, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinin Hatay’da yaptığı asbest araştırmasında 45 adet katı ve toz numunesinin 16’sında asbest liflerinin tespit edildiğini söyledi.

Yağan yağmurun toz yoğunluğunu azaltmasına rağmen asbest tespit edilmiş olmasının asbest yayılımına işaret ettiğini vurgulayan Tuncay, “Düzenli asbest izlemesi yapılması durumunda çok daha büyük bir tehlikenin karşımıza çıkacağı düşünülmektedir. Ulaşımda kullanılan aracın yüzeyinden alınan numunelerde asbest tespit edilmiş olması bölgede seyahat halinde olan herkesin asbest maruziyet riski taşıdığının göstergesidir” dedi.

“ASBEST BİRÇOK KANSER TÜRÜNE YOL AÇIYOR”

Hafriyat depolama alanı seçiminin, asbest ve tehlikeli atıkların ayrıştırılmadan depolanmasının, sulama faaliyetlerinin neredeyse hiç yapılmamasının, atıkların taşınması sırasında kamyonlardaki tozumanın önleminin alınmamasının başlıca hatalardan olduğunu ifade eden Tuncay, “Bugüne kadar yüklenici firmalar asbest içeren katı maddelerle ilgili ne gibi tedbirler almıştır ve bertaraf edilen asbestli malzeme miktarı nedir? Ayrıca deprem sonucu oluşan atığın yönetimini fiilen gerçekleştiren yüklenici firmaların kaçında Çevre Mühendisi istihdamı sağlanmıştır?​” diye sordu.

Asbestin kanser yaptığı kesin olarak bilinen toksik maddeler arasında olduğunun altını çizen Tuncay, zararlarını, “Zamanla akciğer zarı, akciğer, gırtlak, yutak, yumurtalık, mide ve bağırsak kanserlerine neden olduğu bilinmektedir. Akciğer zarında sıvı birikmesi, akciğeri saran zarın kalınlaşması ve kireçlenmesine de neden olmaktadır. Bu nedenle enkaz bölgesinde yaşayan depremzede insan ve hayvanlar, bölgede görevlendirilmiş ve özellikle enkaz kaldırma işinde çalışan tüm personel risk altındadır” diye anlattı.

“MEVCUT POLİTİKALARDAN HIZLA VAZGEÇİLMELİDİR”

Enkaz kaldırma sırasında ortaya çıkan tozun da önemli sağlık riskleri oluşturduğunu söyleyerek “Toza maruziyet akciğer ve mesane kanseri, solunum yollarında alerjik reaksiyonların artması, KOAH ve Astım gibi hastalıkların aktive olmasına da neden olmaktadır. Gebelik sırasında anne karnında ve bebeklik dönemindeki maruziyetin, akciğer gelişim bozukluklarından otizme varan çok sayıda sağlık sorununa neden olduğu bilinmektedir” dedi.

Yetkililere düşenin alınması gereken acil önlemleri hayata geçirmek olduğunu ifade eden Tuncay, “Mevcut yönetim anlayışı ve rant politikaları, doğa olaylarını felakete dönüştürmektedir ve terk edilmelidir. Bu anlayış değiştirilmezse insan sağlığı tehlikeye atılmaya devam edilecektir. Belediyeleri ve çevre bakanlığını enkaz kaldırma çalışmalarının yönetmeliklere uygun olarak yapılmasını sağlamak için göreve çağırıyoruz. Aksi takdirde hizmet kusuru sonucu halk sağlığının tehlikeye atılması nedeniyle hukuk mücadelesi sürdüreceğimizi ve sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı duyuruyoruz” diye konuştu.

“BÖLGEDE İHMALLER ZİNCİRİ VAR”

Açıklamanın ardından konuşan ÇMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu üyesi Utku Fırat, “Zaten ciddi bir asbest sorunu olduğunu biliyorduk. Ama bu çalışmayı diğer çalışmalardan ayıran şey asbestin nerelere kadar yayılabileceğini tespit etmekti. Depolama alanlarının seçiminden, hafriyat süreçlerinden pek çok ihmal var. Tek dikkate alınan lojistik. Sulak alanlara, yerleşim alanlarına ne kadar yakın olduğu dikkate alınmamış” dedi. İnsanların yaşam alanlarından alınan toz numunelerinde asbeste rastlamanın endişe verici olduğunu ifade eden Fırat, “Depolama alanlarında, enkaz çalışmalarında sulama çalışması yapılmıyor. Enkaz kaldırma çalışması yapan işçiler dahil olmak üzere neredeyse hiç kimse maske takmıyordu. Çok ciddi bir ihmaller zinciri arka arkaya sıralanmış durumda” diye konuştu.

“CANLI HAYATI RİSK ALTINDA”

Türk Toraks Derneğinden Haluk Çalışır ise “Bakanlığın yaptığı açıklamalarda da asbest gözlemlenmediğini söylenmişti ama bu çalışma bize bunun ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Katı numunelerde asbest olduğunu biliyorduk ama çökelmiş halde olması bunu canlıların da soluması anlamına geliyor. Canlıların risk altında olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

Asbest kullanımının Türkiye’de 2010’da yasaklanmış olmasına rağmen amyant adıyla pek çok üründe kullanılmaya devam edildiğini ifade eden Çalışır, bunun pek çok kanser türüne sebep olabileceğini söyledi. Çalışır aynı zamanda deprem bölgesinde toz solunumuna da dikkat çekerek partiküler madde ölçümü yapan 3 tesis olduğunu ve Antakya’dakinin çalışmadığını aktardı. Esin Tuncay da uyulması gereken yönetmeliklerin yalnızca depremde değil kentsel dönüşüm alanlarında da geçerli olduğunu söyleyerek İTO olarak durumu takip edeceklerini ifade etti. (istanbul/EVRENSEL)

İLGİLİ BAŞLIKLAR

Evrensel'i Takip Et