Bir Semt Tanıklığı: Kapalı Hayat Kutusu ‘Kadıköy Konakları’
Sonat Yurtçu, Müfid Ekdal'ın Kapalı Hayat Kutusu ‘Kadıköy Konakları’ isimli kitabına dair yazdı.

Görsel: Kitap kapağı
Sonat YURTÇU
Müfid Ekdal 1918’de İstanbul’da doğdu ve doğduğu evde hayata gözlerini yumdu.Kadıköy’ün Heredot’u olarak anılan Müfid Ekdal yaşamını Feneryolu’daki iki katlı köşkünde eşi Celile Hanım’la beraber geçirdi.Elimden düşürmediğim, Kadıköy’de dolaşırken bazen yanımda taşıdığım, Kadıköy’le Bostancı arasında bulunan konakların ve köşklerin günümüze ulaşmış hikayelerini, vaktizamanında bu evlerde yaşamış aileleri ve bu yapıların şimdiki durumlarını anlatan Kapalı Hayat Kutusu, Kadıköy Konakları kitabından söz edeceğim.
Müfid Ekdal kitabın girişinde: “…Kişisel tanıklığıma da dayanarak ortaya koyduğum bu kitap edebi, ilmi ve kaynak bir kitap olma iddiaları taşımamakta,” diyor. Aslında Kadıköy hakkında erişecebileceğiniz en önemli kaynaklardan biri haline geliyor.Zamanla Kadıköy’ün çehresi değişti, geçmişten günümüze birkaç dükkan kaldı ve her yer önce ikinci dalga kahvecilerle doldu taştı, akabinde bar cehennemine dönüştü. Tabii ki Kadıköy mekancıların işgaline uğradı. Eskilerin Reks Düğün Salonu olarak bildiği Kadıköy’ün buluşma noktası olan Rexx Sineması kapandı. Müfid Ekdal’ın Kadıköy’ünden geriye pek bir şey kalmadı. Eski apartmanlar ve kimi tarihi köşk ve konaklar hariç; avuç içi kadar odaların olduğu, birbirinin aynısı çirkin binalar Kadıköy’ün içinde hâlâ yükselmekte. Bu evlere biçilen değerlerse absürt olmaktan çıktı ve kötü birer şaka haline dönüştü.Kapalı Hayat Kutusu, Kadıköy Konakları kitabında 225 yapı hakkında kişisel tanıklığını bizlerle paylaşıyor Müfid Ekdal. Bizans Metropolünde ilk Türk Köyü, Kadıköy kitabında da bu köşk, konak ve evlerden bahsetmiş; daha çok semtin geniş bir portresini ayrıntılarıyla, insanlarıyla çizmiştir.
***
Kitapta Kadıköy’ün içinde uzun süre yaşamış, bölgede bilinen birçok aileyi görüyoruz; Tubiniler, Lorando ailesi, Fredericiler, Moda’da İngiliz kolonisi hayatı yaşayan meşhur Whittall’lar.Tubiniler ve Lorando ailesi Siros adasından kalkıp Kadıköy’e gelmişler. Tubiniler ilk önce Beyoğlu’ya yerleşmiş Nomicolarla beraber oturmuş daha sonra Amerikan Konsolosluğunun yanındaki İstanbul Kulübü’nün ikinci blokuna taşınmışlar. Ailenin büyük serveti olduğu zaten bilinmekte. Tubini Moda Burnu’nda ahşap bir malikane yaptırıyor ve daha sonraları burası Tubini Mahallesi olarak anılıyor. Baba Tubini öldükten sonra Tubinilerin mülkü Belçika uyruklu Tubini ve Tubini’nin damadı Nomico’ya geçmiş ve Nomico da yedi çocuğuna birbirinin aynısı yedi ev yaptırmış. Tabii ki seneler geçtikçe bu evler yıkılmış ve yerlerinin tespit edilmesi imkansız hale gelmiş. Kadıköy’de özellikle Moda Burnu ve Küçük Moda’ya yerleşen bu aileler tabii ki evliliklerle de ailelerini birleştirmiş. Böylece evler bir aileden diğerine intikal eylemiş.Kapalı Hayat Kutusu, Kadıköy Konakları kitabında bölgedeki ailelerin yaşamlarını, sosyal ilişkilerini, alışkanlıklarını okumak hem zevkli hem de Kadıköy’ün o günlerden bu günlere nasıl değiştiğinin de belgeseli niteliğinde olduğundan kıymetli.Müfid Ekdal elimize bir harita tutuşturup bizi nostalji tramvayına bindiriyor ve gezdiriyor.
İÇİNDE BİR FACİANIN YAŞANDIĞI EV
Eskiden Züheyrzade Ahmet Paşa’ya ait olan bu evde büyük bir trajedi yaşanıyor.Tahsin Yesari Bey’in kızı Betül Hanım, Necdet adında bir gençle evleniyor ve Turgut isminde bir oğulları oluyor. Necdet genç yaşta vefat edince Betül Hanım Hataylı bir avukat olan Kâzım Bey’le evleniyor ve Rüçhan adındaki kızları doğuyor. Bir miras kavgası hayatlarının kökünden değişmesine sebep oluyor ve Kâzım Bey, Betül Hanım’ın ilk evliliğinden doğan Turgut’u hem de Betül Hanım’dan olan kızı Rüçhan’ı vurarak öldürüyor. İşlediği cinayetlerin ardından sabaha kadar piyano çalıyor ve tabancasıyla kendini vurarak intihar ediyor.
MR. DOWNSON’IN EVLERİ
Moda’da Yusuf Kâmil Paşa Sokağı’nda All Saints Moda Kilisesi’nin karşısında yan yana olan iki kagir ev var. Aslında hepimizin bildiği Barış Manço’nun evi. O dönem Downson ismindeki İngiliz, Mimar Pape Kalfa’ya bu binaları inşa ettirmiş; birine kendisi birine de oğlu yerleşmiş, pek fazla oturmadan satıp İngiltere’ye taşınmışlar. Sonraları birkaç kez el değiştikten sonra 1965 senesinde James Whittall satın alıp birçok değişiklik yapmış; panjurları kaldırtmış, iç bölgede fazlaca değişikliğe gitmiş.Barış Manço evi satın aldıktan sonraysa aslına uygun restrore ettirmiş ve eski haline kısmen de olsa kavuşmusına vesile olmuş. Downson’un oğlu için yaptırdığı evse Necip Çayser’e satılıyor adamcağız ölünce hisseler dağılıp bu ev yıkılıyor ve yerine 38 daireli bir apartman yapılıyor. Kadıköy tabii ki beton yığını bir metropol yolunda ilerlemeye devam ediyor.
***
Altı sene boyunca Keresteci Aziz Sokak’ta Tanınmışlar Apartmanı’nda yaşadım. Tabii ki bölgenin esnafını, binalarını, kiliselerini, çeşmelerini, okullarını her şeyi araştırdım. Ama en sevdiklerimden biri Şair Latifi Sokak’ta bulunan her gün önünden geçtiğim Bursalı Rıza Bey’in evi diye bilinen numara 29’da bulunan evdir. Yıllarca önünde bordo renkli eski bir araba park halindeydi. Evin çok güzel, tahta oymadan bir balkonu vardır.Müfid Ekdal: “Evin görünüşü gerçekten son derece zevkli ve özenle desenlendirilmiş bir kuş kafesini andırır,” diye yazar. Senelerce bu binanın önüden geçtim ve her seferinde içinde yaşamış, yaşayan insanlara imrendim. Sokak bugüne aitti; ama o ev tahminimce başka bir zaman diliminde varlığını sürdürüyordu.Kitabı anlatırken Müfid Ekdal’ın anlatımını ve verdiği bilgileri esas aldım. Çünkü bu sadece bir kitap değil; harita, yol gösterici, zaman tanıklığı. Kapalı Hayat Kutusu, Kadıköy Konakları Kadıköy’ün anılarını da barındırıyor.Ben kitabı Yapı Kredi Yayınları’ndan okudum. Kadıköy Belediyesi biraz geç de olsa Müfid Ekdal’ın kitaplarını tekrar yayımlıyor. Umarım tükenen baskılar yenilenir; çünkü bu semti bu kadar sevmiş, emek vermiş Müfid Ekdal hiçbir zaman unutulmamalıdır.
Evrensel'i Takip Et