21 Mart 2023 17:10

Yeniden Refah'ın ret kararı | Kemal Can: AKP'nin "cazibe merkezi" imajı zedelendi

"Reddedilen birisi sadece gelmeyi reddedenleri kaybetmez, aynı zamanda diğer çevrelerin de kafasında soru işareti oluşturur. Artık cazibe merkezi olmadığına inanırlar."

Fotoğraf: Evrim Aydın/AA

Paylaş

Türkiye seçime giderken araştırmalarda AKP ve MHP oylarının düştüğü görülüyor. AKP bu kapsamda Cumhur İttifakını ittifakı genişletme çalışmalarına başladı.

Bunun için yürütülen görüşmeler sonrasında HÜDA-PAR cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarmayıp Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklamıştı. AKP kurmayları üç gün önce Yeniden Refah Partisiyle de (YRP) görüşmüştü. Ancak Cumhur İttifakının beklediği olmadı; Genel Başkan Fatih Erbakan, Cumhur İttifakına katılmayacaklarını ve seçime parti olarak gireceklerini açıkladı. Erbakan, adaylığını da duyurdu.

Öte yandan ittifaka dair istişareler sürerken Erdoğan, eski Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’i AKP Genel Merkezine davet etti. Şimşek de gelip Erdoğan’la görüştü. AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise görüşmenin "olağan" olduğunu öne sürüp Mehmet Şimşek’in aktif siyaseti düşünmediğini kaydetti. Yani AKP aynı gün içinde ikinci kez reddedilmiş oldu.

İktidarın bu şekilde üst üste reddedilmesi ne anlama geliyor? Cumhur İttifakı nasıl bir imaj çizmiş oldu? Gazeteci ve yazar Kemal Can ile konuştuk.

Kemal Can, bu ret kararının AKP tarafında bir başarısızlık hikayesi olarak okunabileceğini vurguladı ve özellikle Fatih Erbakan’ın kararını açıklarken kullandığı “Günaha ortak olmamak” ifadesine dikkat çekti. Bu tarz kararların oy sayısından ziyade “Biz bir cazibe merkeziyiz, kime teklif götürsek geliyor, bizimle beraber yürüyor” imajının zedelenmesi olarak değerlendirilebileceğini söyleyen Kemal Can, “Reddedilen birisi sadece gelmeyi reddedenleri kaybetmez, aynı zamanda diğer çevrelerin de kafasında soru işareti oluşturur” dedi.

BİR BAŞARISIZLIK HİKAYESİ

Kemal Can, peş peşe gelen ret kararlarının AKP’deki etkisini şöyle değerlendirdi:

"Bu ret kararının ardından yazılan çeşitli kulisler önemli elbette ama bu kararın arkasında ne olursa olsun, bir başarısızlık hikayesi olduğu gerçek. İktidarın Mehmet Şimşek hamlesini de koyarsak; AKP’nin oldukça üst düzeyde yürüttükleri önemli hamleler şu ya da bu şekilde ret ile sonuçlandı. Bu imaj olarak negatif bir etki yaratacaktır. Üstelik Erbakan ret gerekçesini açıklarken 'Günaha ortak olmamak' gibi siyaseten çok ağır bir ifadede bulunuyor. Arkada ister kişisel kırgınlık, ister milletvekilliği pazarlığı olsun, 'Günaha ortak olmamak' gibi bir açıklama yapılıyorsa bunun sonuçları farklı olur.

Bu tarz hamlelerin bir takım aritmetik sonuçları var. Mesela HÜDA PAR, Yeniden Refah Partisi basit matematik bir denkleme dayanarak yüzde bir, bir buçuk toparlamayı yapabilir. Ama bunların hepsinde asıl amaç bunlar üzerinden bir artan etkisi yaratmak. Yani, 'Biz bir cazibe merkeziyiz, kime teklif götürsek geliyor, bizimle beraber yürüyor' imajı zedeleniyor."

İKTİDAR, MOTİVASYONU DÜŞMÜŞ KESİMLERİ ETKİLEYECEKTİ; OLMADI

"Ayrıca bu iki isim de tabiri yerindeyse zaten Cumhur İttifakının ya da Erdoğan’ın destekçisi olabilecek ama çeşitli nedenlerle motivasyonu düşmüş kesimleri, mesela daha radikal hassasiyetleri olan kesimleri yeniden motive etme anlamı doğuracaktı ve bu bir artan etkisi yaratacaktı. 'Saadet Partisini alamadık ama biz Erbakan’ın oğlunu aldık' diyebilecekti. Aynı şekilde Mehmet Şimşek için de benzer durum söz konusu. O gelince oyunu artırması gibi bir durum söz konusu değil. Özellikle ekonomide iç ve dış etkilerin güç merkezleri açısından 'Eğer Mehmet Şimşek gibi tanıdık ve kredibilitesi olan bir isim geliyorsa bu iktidarın devam şansı var. Demek ki muhalefetin iddia ettiği gibi pek çok çevrenin artık bu iktidarın yenilgisini satın aldığı doğru değil' imajı yaratmaktı amaç. Bunlar artan etkisi dediğimiz şey. Yani sayısaldan daha fazla bir etki yaratmak. Ama bugün ortaya çıkan tablo yine sayısaldan daha fazla bir azaltan etkisi yaratacak. Reddedilen birisi sadece gelmeyi reddedenleri kaybetmez, aynı zamanda diğer çevrelerin de kafasında soru işareti oluşturur. Reddedilmeyi gerektirecek bir durum olduğuna ya da artık cazibe merkezi olmadığına inanırlar. Yani bir artan etkisinin peşindeyken kuvvetli bir azalan etkisiyle yüz yüze kaldı.

Erdoğan 'Ben çağırdığım zaman gelmeyecek isim yoktur' havası vermek peşindeydi. Önce kamuoyu hazırlanıp kulislere haberler salınıp, Reuters’a ismi açıklanmayan AKP yetkilisinden bilgiler sızdırılıp sonra da doğrudan Erdoğan’ın araması, AKP binası önünde açıklamaya hazırlanıp, sonra mikrofonları kaldırıp 'Yok bir şey' denilmek zorunda kalınması kötü bir imaj oluşturdu.

Ama başta da söylediğim gibi Mehmet Şimşek büyük oy potansiyeli olan özel bir isim değil. Mehmet Şimşek’in özelliği uluslararası çevrelerde bilinirliğinin olması ve daha önce AKP’nin ekonomi yönetiminde etkili olmuş olması. Dolayısıyla bu ret, pek çok insan tarafından tersten okunarak bu iktidarın yeteneği, ayakta kalma kapasitesi ve daha önemlisi cazibe merkezi olma özelliğini zayıflatacaktır." (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Mahsa Amini Newroz'da mezarı başında anıldı: ‘Mücadelenin şifresi Mahsa Amini’

SONRAKİ HABER

Aysel Tuğluk için 1000 Kadın’dan yeni çağrı: Hasta kadın mahpusların sesine kulak verin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...