01 Mart 2023 19:46

Katledilen Suriyeli işçilerin davası: Sanık avukatı akıl sağlığı raporu istedi, sanık reddetti

İzmir'de üç Suriyeli işçinin yakılarak katledilmesi davasında, sanık Kemal Korukmaz'ın avukatları akıl sağlığının yerinde olmadığını öne sürerken, Korukmaz akıl sağlığının yerinde olduğunu belirtti.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İzmir’in Güzelbahçe ilçesindeki bir inşaat şirketinde çalışan Suriyeli 23 yaşındaki Mamoun al-Nabhan, 21 yaşındaki Ahmed Al-Ali ve 17 yaşındaki Muhammed el-Bish, 16 Kasım 2021'de kaldıkları evde gece uyku halindeyken yakılarak katledildi.

3 işçi genci yakarak katleden tutuklu sanık Kemal Korukmaz hakkında “Tasarlayarak canavarca hisle yangın çıkarmak suretiyle öldürme” suçundan 3 kez ağırlaştırılmış müebbet, “taksirle mala zarar vermek” suçundan ise 6 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması bugün İzmir Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmaya katledilenlerin yakınları ve avukatları katılırken, sanık Kemal Korukmaz ve avukatları da salonda hazır bulundu. Ayrıca İzmir Barosu, Ankara Barosu, Konak Kent Konseyi Mülteci Meclisi, Mültecilerle Dayanışma Derneği, Sığınmacı Hakları Derneği, Mülteci Medyası Derneği, İzmir Mültecilerle Dayanışma Platformu, Halkların Köprüsü Derneği, ÖHD, İHD, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, EMEP İzmir İl Başkanı Emine Uyar, EMEP Göç ve Mülteciler Komisyonu üyesi Hilmi Mıynat ve Emek Partisi üyeleri duruşmayı takip etti. 6 saat süren duruşmanın ardından bir sonraki duruşma 14 Haziran tarihine ertelendi.

SANIK SUSMA HAKKINI KULLANDI

Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, sanık Kemal Korukmaz'ın savunması alındı. Susma hakkını kullanarak özel nedenlerden kaynaklı ifade vermek istemediğini söyleyen Korukmaz, suçlamaları kabul etmedi. Hakimin sanığın emniyet ifadelerini hatırlatarak, olaydan önce arabasının içine sigara paketi içinde konulduğunu iddia ettiği notları sorması üzerine de sanık Korukmaz, “Karakolda da bazı şeyleri anlatamayacağımı, sır olduğunu söyledim. Yazılı ifademde her şeyi anlatacağım. Bana emniyette verdiğim şekilde ifade vermem gerektiğini yazan bir not geldi. Notlar çantamın içindeydi. Karakolda mahkemede böyle ifade verirken akli dengemin yerinde olmadığı gerekçesiyle hastaneye gönderilirsin notu vardı. Olayın kumpas olduğunu düşünüyorum, olayla ilgim yoktur. İfademi yazılı olarak mahkemeye vereceğim” dedi.

Ramazan isimli şahısla Suriyelilerin öldürülmesine ilişkin geçen konuşmalarının sorulması üzerine ise sanık Korukmaz, "Ramazan 'Suriyeliler var diye bize para ödenmiyor' dedi. Bana yazılan notta aynen o ifade vardı. Neden susma hakkımı kullandığımı ayrıntılı bir şekilde size yazacağım. Ben konuşursam aile faciası oluşacak” ifadelerini kullandı.

SANIKTAN KUMPAS İDDİASI

Mahkeme başkanının “Hangi aile yönünden?​” sorusu üzerine ise Korukmaz, “Burayı anlatmak istemiyorum. Görüşmem gerekenlerle görüşemedim. Onlarla görüşmeden konuşmak istemiyorum. Bu işin benimle ilgili olmadığı ortaya çıkacak” şekilde cevap verdi. Sanığın üzerinden çıkan paranın kaynağının sorulması üzerine ise Korukmaz, banka hesaplarının incelenmesi talebinde bulundu.

İşyeri sahibi şikayetçi Suat Matur ile husumeti sorulması üzerine de Korukmaz, “Sigorta yatırmadığı için aramızda kavgalar yaşanıyordu. Bu olayda da Suat Matur’un kumpası kurduğuna da eminim. Ölen Suriyelileri tanımıyorum. Her gün başka yabancılar çalışmak için geliyordu. Ben sadece orada çalışan Adem Göl, Osman, Serkan Göl, Ahmet Ali'yi tanıyorum” diye konuştu.

Sanık avukatı sanığın savunmasına katılmadığını belirterek, sanığın akıl sağlığına yönelik verilen raporu kabul etmediğini söyledi. Avukatının, “Sanığın ifade ve beyanları birbiriyle çelişmektedir. Sanığın bir süre Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde gözlem altında tutulması ve yeniden rapor verilmesini talep ediyoruz” demesi üzerine Korukmaz, akli dengesinin yerinde olduğunu ve söyleyeceklerinin çok önemli olduğunu belirtti.

“ŞİKAYETÇİYİM, CEZALANDIRILSIN”

Avukatların sorularının ardından söz alan öldürülen Mamoun al-Nabhan kardeşi Ahmet al-Nabhan ise, “Bu konu hakkında söyleyeceğim bir şey yok. Olayı kardeşimle birlikte çalışan Muhammed El-Nabul isimli birinden öğrendim. Kardeşimle en son olaydan bir gün önce görüştüm. Bana herhangi bir sorundan bahsetmedi. Sanıktan şikayetçiyim, cezalandırılmasını istiyorum” dedi.

“SURİYELİLER ÖLECEK DEDİ”

Duruşmada ifade veren şikayetçi işyeri sahibi Suat Matur, “Sabaha karşı işyerimin yandığını öğrendim. Geldiğimde polis, itfaiye, ambulans olduğunu gördüm. Çocukların yandığını görüp yardım ettim. Ben olay yerine gittiğimde yaşıyorlardı. Hastaneye gönderdiğimizde sadece yüzleri ve ayaklarında yanıklar vardı. Dokuz Eylül, Yeşilyurt ve Bozyaka hastanelerine götürüldüler. Hastanedeyken doktorlardan bilgi alıyordum. Ölen kişilerle aramızda hiçbir sorun yoktu. Diğer çalışanlarımla da bir sorun yaşamadılar. Ahmed al-Nabhan’da birkaç gün işyerimde çalıştı. Bir sorun olmadığını kendisi de biliyor” dedi.

Olaydan sonra Ramazan Bulut isimli çalışanının kendisini aradığını söyleyen Matur, “Ramazan, Kemal'in yanına gelerek 'İşyeri yanacak, Suriyeliler ölecek' dediğini, yangından sonra tekrar gelerek 'operasyon tamam' dediğini söyledi. Ben de bunun üzerine Ramazan’ı alıp polise ifade vermeye götürdüm” diye konuştu.

“SURİYELİLERİ NEDEN ÇALIŞTIRIYORSUN DİYE SORARDI”

Sanığın olay tarihinde yanında çalışmadığını söyleyen Matur, “Bahçıvan olarak çalışıyordu ve iş aldığı zaman gelip benden taş satın alıyordu. 1997 yılında biz de çalışmış. O dönem işyeri abimin olduğu için ne kadar çalıştığını bilmiyorum. İşyerimize sık sık gelip gidiyordu. Bazen konteynerda bazen de arabasında yatardı. Evine gitmezdi. Sanıkla da aramızda hiçbir husumet yoktu” şekilde beyanda bulundu.

Mahkeme başkanının, “Sanığın işyerinize geldiğinde yabancılarla ilgili kötü söz söylediğini duydunuz mu?​” sorusuna Matur, “Evet, geldiğinde bana ‘neden bu Suriyelileri çalıştırıyorsun’ diye soruyordu” cevabını verdi. Matur mala zarardan dolayı şikayetçi olduğunu söyledi.

Müşteki avukatlardan Eylem Soylu, Suat Matur’un ilk aşama ve mahkeme ifadelerinin birbirinden farklı olduğunu söyleyerek, sorular sordu. Matur'un “Yaralılar hastaneye kaldırılana kadar Kemal oradaydı. İşyerimde o saatte olmaz, bu beni şüphelendirdi" şeklindeki ifadesi ise dikkat çekti.

“SANIK HASTANEDE YARALILARIN FOTOĞRAF ÇEKTİ”

Tanık Muhammed Salih Matur ise olay günün anlatarak, “Olay günü şalter inmiş. Serkan Göl Kemal’in arabasını görüyor. Şalterin indiğini kendisinin tekrar kaldırdığını söyledi. Kemal’in arabasına koştuğunu görmüş. Kemal gelir giderdi. Bizden mal alırdı. Çalışanlarda tanırdı. Ölenlerle husumet olmadı. Geldiği zaman sohbet ederdik. Suriyelilerle ilgili bir düşüncesini paylaşmadı. Ölenlerin diğer çalışanlarla da arasında bir sıkıntı yoktu. Ramazan bana olay yaşandığı günün öğleni anlattı. Korukmaz şantiyeye gelip Ramazan’a Suriyelilerin öleceğini anlatmış. Sonra yangın çıkmış. Kemal ayrıca o gece olay yerine gelince ‘kim yaktı burayı, ne oldu burada’ gibi sözler söyledi. Daha sonra benimle hastaneye geldi ve yaralıların fotoğraflarını çekti” şekilden ifadesini verdi.

Tanıkların dinlenilmesinin ardından söz alan İzmir Barosu, Ankara Barosu, ÖHD, İHD, Mültecilerle Dayanışma Derneği temsilcileri davaya katılma talebinde bulundu.

“SORUŞTURMADA EKSİKLİKLER VAR”

Avukat Ayşegül Karpuz, dosyada soruşturma aşaması açısından çok ciddi eksiklikler olduğunun altını çizerek, “Güzelbahçe polis karakolu şüpheli şahsın çalışanların ifadelerini alıyor. Kemal Korukmaz isimli kişinin savcıya iletildikten sonra ne yapıldığı belirsiz. Basit şüphenin de ötesinde. Sadece tanık beyanı değil yan deliller olmasına rağmen Kemal Korukmaz hakkında kolluk tarafından ya da cumhuriyet savcısından etkin bir işlem görmüyoruz. Depremzede hükümeti eleştirene gelen tutuklanma emri nedense 3 kişinin canice öldürüldüğü davada göremiyoruz” dedi.

Sanık Korukmaz’ın olaydan sonra karakola gittiğini söylediğine dikkat çeken Karpuz, “Karakolun kamera kayıtlarının dosyaya getirilmesini talep ediyoruz. HTS kayıtları var ancak eksik. Sanık başka bir telefon numarası daha kullandığını beyan etti. Bu telefonla ilgili HTS ve baz sinyal kayıtlarının getirilmesini istiyoruz. Banka hesaplarının hesap hareketliliğinin getirtilmesini talep ediyoruz” dedi. Karpuz, dinlenmesini istedikleri tanıklar olduğunu da belirtti.

“OLAYIN ÜZERİ KAPATILMAK İSTENİYOR”

Avukat Nehir Bilece ise CMK Madde 59 gereğince tanıklara soru sorma hakları olduğunu belirterek, tanıkların yeniden dinlenmesini istedi. Demirci Asliye Mahkemesi’nin 30.11.2021 tarihli tutanağının cep telefonunun sanığın kendisine teslim edildiği yönünde olduğuna dikkat çeken Bilece, “Açıklayamayacağım şeyler var diyor. Bu telefonun akıbetinin sorulmasını istiyoruz. İfadesinde Kadir Bulut, Nihat Matur, Ahmed Ali Berk, Harun Matur dinlenmesini talep ediyoruz” diye belirtti. 

SAVCI KATILMA TALEBİNİN REDDİNİ İSTEDİ

Duruşma savcısı maktullerin kesin ölüm sebebine ilişkin Adli Tıp Kurumu raporunun istenmesine, müşteki vekillerine suçtan zarar görmelerinden dolayı katılma taleplerinin kabulüne, müşteki vekilleri dışında barolar ve derneklerin katılma talebinin reddini istedi. Savcı sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti.

Sanık avukatı ise cezaevinde sanık Korukmaz ile görüştüğünde sağlıklı bir yapıda olmadığını gördüğünü söyledi. CMK avukatının da aynı şeyi söylediğini belirten sanık avukatı, sanık Korukmaz'ın özellikle hakem hastane olan İstanbul Bakırköy Hastanesi’nde uzunca bir süre gözlem altında tutulup rapor alınması gerektiğini ve dosyadaki eksikliklerin giderilmesini de istedi. Sanık Korukmaz ise avukatının aksine yine akıl sağlığının yerinde olduğunu yineledi.

BAKIRKÖY HASTANESİNDEN YENİ RAPOR İSTENDİ

Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, güvenlik kamerası görüntülerinin dosyaya sunulması ve İstanbul ATK'dan ölüm nedenlerine ilişkin rapor alınmasını istedi. Sanığın, akli dengesinin yerinde olup olmadığına dair Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne gönderilerek rapor alınmasına karar veren mahkeme heyeti, sanığın 6 Haziran -31 Aralık 2021 tarihleri arasındaki banka hesap hareketlerinin de incelenmesi talebinde bulundu.

Ayrıca Korukmaz'ın olay tarihinde kullandığını bildirdiği numaralar için olay tarihinden geriye 3 aylık konuşma ve mesajlaşma kayıtlarının istenmesine, olay yerine gelişine ait olduğu belirtilen görüntülerin bilirkişi tarafından incelenmesine de karar veren mahkeme heyeti, olay tarihinde işyerinde çalışan ve hâlâ işe devam eden Muhammed El-Nabun'un duruşmada hazır edilmesini istedi. Diğer tanıkların bir sonraki duruşmada dinlenmesine karar veren mahkeme heyeti, raporu hazırlayan itfaiye ekipleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. İzmir ve Ankara barosu, İHD, ÖHD ve Mültecilerle Dayanışma Derneği'nin katılma talepleri ise reddedilirken, bir sonraki duruşma 14 Haziran tarihine ertelendi.

“SORUMLULAR NEFRET DİLİNİ KÖRÜKLEYENLERDİR”

Duruşma sonrası avukatlar ve kitle örgütleri adliye önünde basın açıklaması düzenledi.

Avukatlar adına konuşan Eda Bekçi, “Burada yargılananı biz sadece bir tetikçi olarak görüyoruz. Bu cinayetin asıl sorumlusu nefret dilini körükleyen siyasiler, politikacılar, medya ve bireylerdir. Buna karşı herkesi sağ duyulu olmaya ve sava sahip çıkmaya davet ediyoruz” dedi.

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan ise, “İktidar politikalarının sonucu olarak bu ülkede ırkçılık ve şovenizm kışkırtılmıştır ve burjuva muhalefet de bunun bir parçası olmuştur. 20 gün önceki depremde de linç edilen Suriyelilerle karşılaştık. Bölgede barışı, halkların kardeşliğini savunmaya devam edeceğiz. Sadece halkların kardeşliği değil işçi sınıfının enternasyonal birliği temelinde çalışmalarımızı yürüteceğiz” ifadelerini kullandı.

EMEP İzmir İl Başkanı Emine Uyar da “Davayı takip ettik. Soruşturma aşamasında davanın ne kadar savsaklandığını görmüş olduk. Mahkeme heyetinin verdiği kararlar çok da umut vaat edici değil ama biz davanın sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Sanatçı Yılmaz Çelik'e 2 yıl 1 ay ceza

SONRAKİ HABER

Bakan Kasapoğlu: Süper Lig maçları 3-13 Mart arasında şifresiz yayınlanacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...