09 Şubat 2023 15:36

İstanbul Tabip Odası: Tabip odaları engellenmemeli, sürece dahil edilmeli

İstanbul Tabip Odası deprem bölgesinde sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüklerinin, TTB ve tabip odaları ile koordinasyon içinde olması gerektiğini belirterek "Tabip odaları engellenmesin" dedi.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

İstanbul Tabip Odası, Cağaloğlu’nda bulunan şube binasında  deprem bölgesinde sağlık hizmetlerinde yaşanan aksaklıklara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüklerinin, TTB ve tabip odaları ile koordinasyon içinde olması gerektiğinin vurgulandığı açıklamada, “Deprem bölgesinde sağlık hizmetlerinin planlanmasında, deprem bölgesine tıbbi malzeme ve insan gücü ulaştırma konusunda engellenmemeli, yetkili sayılmalıdır” denildi.

İstanbul Tabip Odası, deprem felaketinde sağlık hizmeti ve sağlık çalışanları açısından var olan durumu, bundan sonra yapılması gerekenler ve taleplerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.

“KRİTİK SAATLERDEYİZ, BİZİ ORGANİZASYONA DAHİL EDİN”

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç, “Gördüğümüz durum felaket ve can pazarıydı. Sahada  herhangi bir organizayon, sağlık ekipleri ve diğer kurtarma ekiplerinin olmadığı, insanların kendi çabalarıyla kurtulduğu bir ortam” dedi. Esas sorunlardan birinin malzeme eksikliği olduğu ve bu malzemelerin şehir dışından içeri girse bile taşralara, ilçelere gönderilemediğine dikkat çeken Oruç, “ Derhal bizi bu organizasyona dahil edin diyerek sağlık bakanlığıyla, istanbul il sağlık müdürlüğüyle temasa geçtik. Ancak hiçbir dönüş alamadık. Biz mutlaka organizyonlarına dahil etmeliler. Biz insiyatif almaya bölgeye gitmeye hazırız. İlk anda açtığımız gönüllü doktor hesabına 1200’den fazla doktor müracat etmiş durumda. Biz bu organizasyona dahil etmedikleri için bu doktor arkadaşlarımızı  sevk edemiyoruz” değerlendirmesinde bulundu. 72 saati geçtikleri söyleyen Oruç, “Çok kritik saatlerdeyiz” dedi.

“BÜTÜN DOĞAL AFETLER İNSAN SAĞLIĞINI DOĞRUDAN ETKİLER”

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu adına açıklamayı oda başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan okudu. Erdoğan, “Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Tabip Odaları deprem bölgesinde sağlık hizmetlerinin sürdürülmesinde Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlükleriyle koordinasyon içinde olmalı, deprem bölgesine malzeme ve insan gücü ulaştırma konusunda yetkili sayılmalı, engellenmemelidir” dedi.

Afet yönetiminde tıpkı sağlık hizmetinde olduğu gibi en önemli evre önleyici tedbirlerin alındığı zarar azaltımı ve hazırlık aşamaları olduğunu aktaran Erdoğan,  “Bütün doğal afetler insan sağlığını doğrudan tehdit eder. Bu nedenle ulusal düzeyde hazırlanacak her tür afet planında hekim örgütleri kurum, kuruluş ve destek çözüm ortağı olarak yer almalıdır. Hem afet öncesi planlarda hem de afet sırası ve sonrasında yapılacaklar konusunda planlayıcı, karar verici mekanizmaların içinde olmak zorundadır.  Afet öncesi aşamaları geçen bölge halen afet sırası aşamasındadır. Kısa vadede yapılacaklar olaya zamanında, hızlı ve etkili müdahale ederek kayıpların en düşük seviyede tutulması, afetzedelerin su, yiyecek, giyecek, ısınma, barınma, psikolojik destek gibi hayati ihtiyaçlarının en kısa süre içerisinde ve en uygun yöntemlerle karşılanması, yangın, salgın hastalık gibi ikincil afetlerin önlenmesidir” diye konuştu.

“HER AN SALGIN HASTALIKLAR ORTAYA ÇIKABİLİR”

Bölgede görevli  hekimlerin yıkılan, ağır hasar gören hastane binalarında, kimi yerlerde elektrik olmayan koşullarda, bazen aç, susuz büyük bir özveriyle çalıştığına dikkat çeken Erdoğan,  “Koşullar bilinmesine rağmen halen her branştan yüzlerce hekim, her gün gönüllü çalışma talebiyle İstanbul Tabip Odasına başvurmaktadır. Bölgede sağlık hizmetlerinin önündeki en önemli engel enkazın kaldırılamamasıdır. Ülkedeki inşaat ve madencilik faaliyeti durdurularak tüm iş makineleri ve operatörleri bölgeye sevk edilmeli ve enkaz bir an önce kaldırılmalıdır. Çünkü enkazın kaldırılamaması her an salgın hastalıkların ortaya çıkmasına yol açacak bir zemin hazırlamaktadır” dedi.

"SORUNLAR OHAL VE SOSYAL MEDYAYA GETİRİLEN KISITLAMALARLA ÇÖZÜLEMEZ"

İstanbul Tabip Odası depremin birinci günü il sağlık müdürlüğüne her tür destek için hazır olduğunu bildirdiğini anlatan Erdoğan,  “Üyemiz hekimlerin en önemli amacı tüm olanaklarıyla,dayanışma içinde can kurtarmaktır. Her koşulda ve özveriyle çalışmaya hazır olduklarını İTO’na yaptıkları gönüllü çalışma başvuruları ile göstermişlerdir.  Orta vadede bölgede görev yapan hekimler, sağlık çalışanları ve diğer gönüllülerin deprem nedeniyle yaşadıkları maddi ve manevi travmalarla çalışmaya devam etmek yerine, dinlenmeye alınmalı ve yerlerine yeni ekipler getirilmelidir. Bölgede çalışan sağlık ekiplerinin bir plan dahilinde birer haftalık vardiyalarla çalışması sağlanmalıdır. İyi planlandığı takdirde çok sayıda gönüllü hekim ve sağlık çalışanı olduğundan bu koşulun sağlanması sorun olmayacaktır. Yaralıların gönderildiği illerdeki sağlık organizasyonu olağanüstü koşullar göz önüne alınarak yeniden düzenlenmelidir.  Yeterli olan afet ilanı yerine yetkililerin özgürlükler ve hakların da kısıtlanmasını getiren OHAL ilanı siyasi ve maksadını aşan bir uygulamadır.  Sorunlar OHAL ve sosyal medyaya getirilen kısıtlamalarla çözülemez.  İnsanların barınma, beslenme, soğuktan korunma gibi ihtiyaçları doğrudan sağlıklarını ilgilendirdiği için tıbbi malzeme ve insan gücü yanı sıra bu hizmetleri sağlayacak desteğin ulaştırılmasında da Tabip Odaları engellenmemelidir.  Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlükleri, TTB ve tabip odaları ile koordinasyon içinde olmalı, deprem bölgesinde sağlık hizmetlerinin planlanmasında, deprem bölgesine tıbbi malzeme ve insan gücü ulaştırma konusunda engellenmemeli, yetkili sayılmalıdır” ifadelerini kullandı.  Erdoğan, “Dayanışma yaşatır, gün yaşama sarılma günüdür” diyerek sözlerine son verdi. 

"ADLİ TIP UZMANI YETERSİZ"

Açıklamanın ardından İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyeleri basın mensuplarının sorularına yanıt verdi. "Deprem bölgesinde cesetlerin sokaklarda, hastane bahçelerinde olması, seyyar tuvalet ihtiyacının halen karşılanamaması gibi durumların halk sağlığı açısından nelere yol açacak?" yönündeki soruya Dr. Oruç, "TTB Merkez Konsey başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı adli tıp uzmanı defin işleminin 24 saat geçmeden yapılması halk sağlığı açısından gerekli söylemişti. Tabi bunlar yapılırken fotoğraflanma, parmak izi gibi işlemlerin yapılması gerekiyor. Sahada bir adli tıp eksikliği olduğu kesin. Afette nasıl defin işlemi yapılacağı bilgisinin de eksik olduğu yine bize gelen bilgiler arasında. Halk sağlığı sorunu var. TTB sahra hastanelerinin kurulması çağrısını yaptı. Sahra hastaneler eksik bazı yerlerde hiç yok, küçücük çadırlarda sağlık hizmet sunulmaya çalışılıyor. Çoğu yerde de yıkılmayan binaların zemin katlarında ameliyatlar yapılıyor. Böyle bir halk sağlığı tehdidi, salgın tehdidi de var, önlemlerin alınmasında eksikler var. Suyun olmadığı, seyyar tuvaletlerin olmadığı yerde bu sorun olacaktır. Bir an önce kirli su ve atık suyun arındırılma çalışmaları başlamalı” yanıt verdi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Devlet Cengiz’e 300 milyon dolar kıyak geçti, Cengiz depremzedeye 26,5 milyon dolar bağışladı

SONRAKİ HABER

Koç ve SOCAR, işçilerin dayanışmasına izin vermiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa