22 Ağustos 2022 04:38

İBB'de işten çıkarılan işçiler: Açlığa mahkum edildik

Aralarında KHK’li akademisyenlerin de bulunduğu, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek işten çıkarılan işçilerin eylemi sürüyor.

İBB'de işten çıkarılan işçiler: Açlığa mahkum edildik

Fotoğraf: Evrensel

Ayhan ÖZACAR
İstanbul

İstanbul Büyükşehir Belediyesinde (İBB) güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek işten çıkarılan işçilerin Saraçhane Parkı’ndaki eylemleri sürüyor. Süresiz oturma eylemindeki işçiler bu süreçte açlığa mahkum edildiklerini söylüyor.

İşten çıkarılan 43 işçiden KHK’li olan Hüdeydan Ece. Daha önce devlet tarafından işinden edilirken şimdi de belediye tarafından işten atılmasına tepkili. Ece’nin üniversiteye giden çocuğu da bu süreçte okulu bırakarak çalışmak zorunda kalmış. Zor günler yaşadıklarını, haksız ve hukuksuzca işten atıldıklarını söyleyen Ece hikayesini şöyle anlatıyor: "Dört çocuğum var. Şırnak Belediyesinde 2002 yılında temizlik personeli olarak işe başladım. 2007 yılında taşeron işçilere kadro verilince ben de kadrolu oldum. O dönem güvenlik soruşturulması yapıldı. Temiz çıktıktan sonra daimi işçi kadrosuna alındım. 2017 Ağustos ayına kadar çalıştım. Herhangi bir tutanağım olmamasına rağmen 2017 Ağustosunda 693 sayılı KHK ile işten atıldım. Bir suçum varsa en ağır şekilde cezalandırın dedim. Ama ortada herhangi bir suç yoktu. İşimden ettiler. Dört çocuğumun ekmeğini kazanıyordum.”

KHK, GÖÇ, İŞTEN ATILMA… YAŞAMA TUTUNMA SAVAŞI

Şırnak’ta KHK ile işten atıldıktan sonra iş bulamayarak İstanbul’a gelen Ece, sonrasında İBB’de işe başladığını, ailesini de yanına aldığını anlatıyor. Hakkında şu ana kadar açılmış herhangi bir soruşturma olmadığını dile getiren Ece, “Hiçbir suç işlemedim, işimden oldum” diye aktarıyor yaşadıklarını: "İnsan çocuklarını nasıl bırakır da gider? Ben çocuklarımın yüzüne bakamayacak duruma geldim çünkü onların ihtiyaçlarını giderecek durumum yoktu. Bayram ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma sokulduğum için bayrama üç gün kala Şırnak’tan İstanbul’a geldim. Çocuklarım öğrenciydi, biri okul üçüncüsüydü. Yaşadıklarımızdan sonra dersleri de kötüye gitti. İBB’de işe girdim. 2020 yılında seçim döneminde ülkede yapılan zulme karşı ‘Hak, hukuk, adalet’ söylemleri ön plandaydı. Nerede o adalet şimdi?​”

"TEDİRGİN ŞEKİLDE YAŞIYORUZ"

Süleyman Soylu’nun açıklamalarından sonra hedefli bir amaçla ekmeklerinden edildiklerini söyleyen Ece, bu süreçte kimlik bilgilerinin ve resimlerinin de kamuoyu ile paylaşıldığını ve hedef gösterildiklerini, bunun tedirginliğini günlerce yaşadıklarını belirtiyor. Ece, “Çocuklarım okula gidiyordu, sürekli eşimi arıyordum. Çocuklar geldi mi gelmedi mi, ne oldu, psikolojik anlamda çok çok kötü etkilendik ve geceleri uyuyamaz hale geldik. En ufak bir kapı gıcırdamasında acaba bir şey mi var diye tedirgin olduk. Çünkü ne yazık ki yaşadığımız toplum yandaş dediğimiz medya tarafından yönlendiriliyor.”

Ece hedef gösterilmesini AKP’ye muhalif olmasına bağlıyor: “Hakkımızda herhangi bir güvenlik soruşturması da yok. ‘İltisaklı’ kelimesi artık tüm muhalifler için geçerli. AKP’den yana olmayan herkesin siyasi iktidar tarafından zaten bir örgütle iltisaklı olduğu iddia ediliyor. Muhalifsen iltisaklısındır.”

İBB’nin Soylu’nun sözlerinden sonra oku işçilere çevirmesine tepki gösteren Ece, “Böyle ürkek bir siyasetle muhalif olunmaz, iktidar hayali de olamaz. İki açıklama yapıp direnemiyorsun bu hedef göstermeye, yarın ülkenin yönetimine geçtiğin zaman ne yapacaksın? Böyle bir anlayışla muhalefet yapılamaz” diyor.

"BARIŞ İMZACISI OLDUĞUM BİLİNİYORDU"

Barış imzacısı olan Veysi Altıntaş da İBB’de İstanbul Planlama Ajansı çalışanıydı. İki yıldır burada çalışan Altıntaş, “Katmerli bir ihraç süreci yaşamış olduk” diye anlatıyor durumu. “Kod 42 ile KHK arasında bir ayrım görmüyoruz, özünde bir damgalanma var, bunu yapan aktörler farklı gözükse bile…” diyor. İktidar tarafından hedef gösterdiklerini ve bunun haksız ve hukuksuz bir uygulama olduğunu belirten Altıntaş, KHK dönemiyle birlikte ele alıyor bugünkü işten atmaları: “Kendileri gibi olmayan herkesin bu sistemin dışında itilmesi süreci bu. 130 binden fazla insan ihraç oldu, pek çok hikaye var. Bugün geldiğimiz noktada İBB de iktidar tarafından hedefe konulduğunda bizi kapı dışarı etti. İşe girdiğim zaman KHK’li olduğum biliniyordu. Hakkımdaki dava ve soruşturmalar da biliniyordu. Başta bu gündeme geldiği zaman bizden yana tutum da takındılar, lehimize sözler söylendi. Daha sonraki süreçte tutumlarının değiştiğini ve terazinin dengelerinin bozulduğunu gördük. İktidarın itham ettiği şekilde damgalanarak işten atıldığımız bir süreç yaşadık.”

"YARGI BAĞIMSIZ MI?"

“Kendilerinin büyük hedefleri var ve bizim hikayelerimiz onlar için çok da önemli değil ama esas hayat insan hikayeleri üzerinden şekilleniyor” diyen Altıntaş şöyle devam etti: “Bizim bütün hikayelerimizin burada toplumsallaştığını, arkamızda dalga dalga büyük bir destek kitlesine vesile olduğunu görüyoruz. Bu bizi motive ediyor bu bize başarıya ve zafere götürme yolunda da müthiş bir motivasyon veriyor.”

Müzakere masasında kendilerine “Biz sizi anlıyoruz mahkemelere başvurun işe iadeniz olsun hem sizin eliniz hem de bizim elimiz güçlenmiş olur” dendiği aktaran Altıntaş, soruyor: “Türkiye’de bağımsız bir yargının olduğunu düşünüyor musunuz? Bizlere böyle bir yol gösteriyorsunuz, siz bu çözüme inanıyor musunuz?​”

Direnişlerini işe geri alınana kadar sürdüreceklerini belirten Altıntaş, “Bizler işe iade edilene kadar burada duracağız ve bu talebimizden aşağı hiçbir talebe tabii ki evet demeyeceğiz” diyor.

"BU YANLIŞTAN GERİ DÖNÜLSÜN"

İBB’de mimarlık yapan ve bugüne kadar hakkında herhangi bir soruşturma dahi açılmadığını söyleyen Senem Asrak aynı zamanda bugüne kadar CHP üyesi olduğunu, CHP için mücadele ettiğini ancak büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını aktarıyor: “Zaten AKP hükümetine muhalif insanlar olarak yıllardır bir hukuksuzluğu birlikte yaşıyoruz. İBB bu hukuksuzluğa ortak oldu. Bizi de işsiz bıraktı, sivil ölüme terk etti. Yıllardır CHP’ye emek vermiş bir ailenin çocuğuyum, her şey çok güzel olacak çağrısına inandık, büyük bir inançla o günlerde onlara destek verdik, yanlarında olduk ama bugün İmamoğlu yol arkadaşlarını yarı yolda bıraktı. Bu kadar ekonomik kriz varken, bu kadar yoksulluk, açlık, işsizlik varken bunu bile bile her gün bizim gözümüze sokarken bizleri ölümün açlığın ve işsizliğin ortasına attılar. Söylemlerde hepimizden daha solcular ama eylemlerinin hiçbirinde bunları görmüyoruz ve bundan gerçek anlamda kendi kitlesi de rahatsız oluyor. Bizim burada çocukları olan arkadaşlarımız var, hepimiz her gün ne yiyeceğiz ne içeceğiz, kiramızı, faturamızı nasıl ödeyeceğiz diye düşünüyoruz. Buraya geldiğimizde yol paralarımızı konuşuyoruz nasıl karşılayacağız diye. Bizim talebimiz işimize tekrar başlamak. Bu karşılanmadığı sürece direnişimize edeceğiz. Biz haksız yere işlerimizden edildik ve tekrar işimize geri dönmek istiyoruz. CHP’nin ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bu yanlıştan dönmelerini istiyoruz.”

Evrensel'i Takip Et