08 Temmuz 2022 10:34

Cizre'de sokağa çıkma yasaklarında yaşamını yitirenler için AYM 'ihlal yok' kararı verdi

Cizre’de sokağa çıkma yasağında eşi ve kayınbiraderini kaybeden Güler Tunç, AYM’nin yaşam hakkının ihlal edilmediğine dair kararı için, "Yaralarımız yine kanadı. Kinimizi, öfkemizi artırdı” dedi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Anayasa Mahkemesi (AYM), Şırnak'ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında katledilenlerin yaşam hakkının ihlal edildiğine dair başvuruyu dün karara bağladı. AYM, “Güvenlik kuvvetlerin güç kullanımı sonucunda ölüm olayının meydana gelmesi ve bu ölüm olayı hakkında etkili bir ceza soruşturması yürütülmemesi nedenleriyle yaşam hakkının ihlal edildiğine” dair yapılan başvuruyu “kabul edilemez” buldu. Kararda, yaşam hakkı ihlalinin olmadığı ileri sürüldü.

O DÖNEM YAŞANANLAR

Sokağa çıkma yasağı sürecinde eşi Orhan Tunç ve kayınbiraderi Mehmet Tunç’u mahsur kaldıkları evlerin bodrumlarında kaybeden Güler Tunç, son kararla birlikte “yaralarının bir kez daha deşildiğini” söyledi. 2015-2016 sürecinde ilan edilen iki yasakta 288 insanın hayatını kaybettiğini anımsatan Tunç, “O süreçte birçok sivil yurttaş katledildi. İnsanlar evlerinin içinde, yanında, seccade üzerinde keskin nişancılar tarafından hedef alınarak katledildi. O süreçte 3 tane ‘vahşet bodrumu’ vardı. Bu bodrumlarda Mehmet Tunç, Asya Yüksel, Berjin Demirkaya, Mehmet Yavuzel’in de olduğu 177 kişi katledildi” diye kaydetti.

Cizre’de “insanlığın katledildiğini” ve cenazelerin günlerce sokaklarda kaldığını ifade eden Tunç, “Vahşet bodrumlarında daha katliamlar yaşanmadan önce Orhan Tunç için babası ile birlikte AİHM’e başvuruda bulunduk. Yaralı olan sivil insanların dışarıya çıkabilmesi için insani koridor açılmasını talep ettik. Fakat ne Şırnak Valisi, ne İçişleri Bakanı Efkan Ala, ne de dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu bu talebimize cevap vermedi. AİHM de buna cevap vermedi. Yasakların bitmesine yakın bir süreçte bu talebimize cevap geldi. Yaralıların çıkarılabilmesi için koridor açılacağı söylendi. Açılan koridordan kimse geçemiyordu çünkü sivillere yönelik saldırı vardı” diye konuştu.

AYM KARARINA TEPKİ

Tunç, yaşanan ölümlere karşı AİHM’e başvurduklarını, 2018 yılında AİHM’de duruşma yapıldığını ve 35 başvurunun incelenmesi ardından “iç hukuk yolları tüketilmedi” gerekçesiyle başvurularının reddedildiğini aktardı. AYM’nin verdiği kararın ülkede adalet olmadığının göstergesi olduğuna dikkati çeken Tunç, “AYM zaten AKP-MHP’ye bağlıdır. Eğer AKP-MHP’ye bağlı olmasaydı Roboski, Suruç, Cizre’de yapılan katliamlarda hukuka uygun bir karar verirdi. AYM, kanun ve yasaları gözetmesi gerekiyordu fakat Türkiye’de böyle bir şey yok. Bugün hukuk ve adaleti yürütenler AKP-MHP’dir. AYM’de çıkan bütün kararlar öncesinde Erdoğan ve Devlet Bahçeli tarafından belirleniyor. AYM bağımsız değildir. Eğer bağımsız olsaydı bu karar çıkmazdı. AKP-MHP’ye bağlı olduğu için yaşatılan katliamları reddediyor. Bunu Roboski davasında da gördük. ‘Yanlışlık oldu’ dediler. Yarın bir gün Cizre için de ‘yanlışlıkla yaptık’ diyecekler” ifadelerini kullandı.

"KARAR KATLİAMIN PARÇASI"

AYM’ye daha önce de benzer başvuruda bulunduklarını ve başvurularının reddedildiğini anımsatan Tunç, “AYM, Cizre’de katledilenlerin yaşam hakkı ihlali olmadığını söyledi. Cizre’de yaşanan vahşet ve katliam sanki hiç olmamış gibi cevap verdi. Bu karar şaşırtıcı olmadı. Bu devlette adalet ve hukuk yok. Eğer adalet olsaydı o katliamlar yaşanmazdı” sözleriyle karara tepki gösterdi. Tunç, farklı kentlerde adalet talebiyle yürütülen eylemlere işaret ederek, “Devlet kör, sağır ve dilsizi oynuyor. Buna yabancı değiliz. Bu karar da o katliamların bir parçasıdır. Bu kararla yaralarımız yine kanadı. Kinimizi, öfkemizi daha da artırdı” diye kaydetti.

"ADALET MÜCADELEMİZ SÜRECEK"

AYM’nin gerekçeli kararını açıklamasının ardından yeniden AİHM’e başvuracaklarını aktaran Tunç, yasak sürecinde hayatını kaybedenler için adalet mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı. Tunç, şunları söyledi: “Bu hukuksuzluğu ve adaletsizliği kabul etmeyeceğiz. Aradan geçen bu 6 yılda yasımızla nasıl ki mücadelemizi yürüttüysek bundan sonra da yürüteceğiz. Bu dava tarihi bir davadır. Nasıl ki Cizre direnişi tarihi ise, Cizre davası da tarihi olacak. Cizre’de hayatlarını kaybedenlerin aileleri olarak sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bütün kamuoyunun bu davaya destek sunması gerekiyor. Çünkü 6 yıl önce sadece 177 kişi yakılmadı. Cizre’de yaşayan 150 bin kişi canlı canlı katledildi.” (Şırnak/MA)

ÖNCEKİ HABER

Yunanistan'da 10 sonra ilk kez emekli maaşlarına zam yapılacak

SONRAKİ HABER

Cari açıkta patlama: Mayısta 6,5 milyar dolar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...