29 Haziran 2022 13:16
Son Güncellenme Tarihi: 29 Haziran 2022 15:43

Tutku, yalnızlık ve ölüm: Anna Karenina

Tolstoy’un ‘Anna Karenina’ romanından uyarlanan bale, İKSV’nin 50. yılında İstanbullu sanatseverlerle buluştu. Zürih Balesi’nin sahnelediği eser, romana sadık kurgusu ve sadeliğiyle akıllarda kaldı.

Fotoğraf, İKSV basın bülteninden alınmıştır.

Paylaş

Özlem ERTAN

Büyük sanat eserlerinin bazı özellikleri vardır. Her şeyden önce zamansızdır onlar. Her devirde anlamlıdır, geçerlidir… İnsana, hayata dair söyledikleri ve bunları ifade etme biçimleriyle evrenseldir. Tıpkı Lev Tolstoy’un romanı ‘Anna Karenina’ gibi… Salt Anna Karenina karakterinin gerçekliği ve romanı okuyanlar üzerinde bıraktığı etki bile o kadar büyük ki…

Anna Karenina’nın öyküsünü hepiniz bilirsiniz. Zira yazıldığı günden beri güncelliğini koruyan bu roman, bugüne kadar defalarca sinemaya uyarlandı, bale sahnesine taşındı. ‘Anna Karenina’ balesi, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfının (İKSV) 50’nci yılı onuruna, 27 ve 28 Haziran akşamları, İstanbul’daki Zorlu Performans Sanatları Merkezinde (PSM) seyircileriyle buluştu.

Koreografisi Christian Spuck’un, sahne tasarımı ise Christian Spuck ile Jorg Zielinski’nin imzasını taşıyan Anna Karenina, iki saati aşan bir görsel şölendi. Danslarıyla, müzikleriyle, Lev Tolstoy’un o ölümsüz romanına sadık kalan ve onu tüm gerçekliğiyle sahneye taşıyan kurgusuyla heyecan vericiydi.

TABLOLARA BÖLÜNMÜŞ TRAJEDİ

Romanı okumuş olanlar, ‘Anna Karenina’yı baleye uyarlamanın ne kadar zor bir iş olacağını teslim edeceklerdir. Zira Tolstoy, hacimli romanı ‘Anna Karenina’da sadece 19’uncu yüzyıl Rusya’sında yaşayan evli ve çocuklu bir kadının yasak aşkla gelen trajedisini anlatmamıştı, aynı zamanda dönemin Rus toplumunun gerçekçi bir yansımasını da gözler önüne sermişti.

Her ne kadar merkezinde romana adını veren kadın kahraman olsa da diğer karakterler de insanın zihninde canlandırabileceği kadar çok yönlü ve gerçekçiydi.

Balenin koreografisini yapan Christian Spuck, Tolstoy’un romanını tablolara bölerek sahneye taşımış. Her tabloda öykünün ayrı bir kısmı var. Son tablo ise kolaylıkla tahmin edebileceğiniz gibi Anna Karenina’nın kendini bir trenin altına atarak intihar etmesiyle nihayet buluyor.

Çünkü sevgilisi Vronski eski hayatına devam ederken, Anna Karenina sırf kadın olduğu için toplumdan dışlanıyor, küçümseniyor, oğluyla görüşmesine bile izin verilmiyor. Anna Karenina’nın çarptığı acımasız “ahlak” ve “iki yüzlülük” duvarı yüzlerce yıldır olduğu yerde duruyor ve sanatın ilham kaynağı olmayı sürdürüyor.

SADE BİR SAHNE VE DEKOR

Zürih Balesi tarafından sahnelenen Anna Karenina’nın dekoru oldukça sadeydi. Gerekli noktalarda sahnenin arkasına çekilen perdeden akan görüntüler hikayenin anlatımına destek sağlıyordu. Kostümler ise romanın geçtiği dönemi yansıtıyordu.

Kullanılan müzikler de Rus coğrafyasına ait ve hikayeye uygundu. Sergei Rachmaninov, Witold Lutoslawski, Sulkhan Tsintsadze ve Josef Bardanashvili’nin müzikleriyle dans etti sanatçılar. Dansçıların performansları genel anlamda tatmin ediciydi.

Bazı tablolarda söylediği Rusça şarkılarla Mezzosoprano Siena Licht Miller de esere değerli bir katkıda bulundu. Yumuşak, ama güçlü bir sesi vardı Siena Lich Miller’ın.

Anna Karenina’nın tutkuyla başlayıp, yalnızlık ve ölümle biten öyküsünü Zürih Balesinden izlemek İstanbullu sanatseverleri mutlu etti.


BAŞDANSÇI KATJA WÜNSCHE, EKİBİN ÇALIŞMALARINI VE PERFORMANSA DAİR DUYGULARINI ANLATTI

Başdansçı Katja Wünsche

İstanbul'da iki gün sahnelenen gösteri için 45 dansçı ve bir opera sanatçısıyla 83 kişilik ekip Türkiye'ye geldi. Ekibe Türkiye'den 2 çocuk dansçı ile 8 yardımcı oyuncu katıldı. İki gün sahnelenen bale kapalı gişe oynadı.

Eserde Anna Karenina'yı canlandıran başdansçı Katja Wünsche, gösterimin ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk performansından tam olarak memnun kalmadığını belirterek, "Çok fazla seyircinin önünde, arka planda görev yapan bu harika ekiple burada, bu büyük sahnede olmaktan çok büyük keyif aldım. Bu gerçekten harikaydı." dedi.

Wünsche, Zürih'teki sahnenin daha küçük olduğunu bu nedenle İstanbul'daki sahnenin büyüklüğünden çok etkilendiğini dile getirerek, "Daha büyük bir sahnede dans etmek, güzel bir deneyimdi" ifadelerini kullandı.

Sahnede 70 kişilik bir ekibin görev yaptığını dile getiren başarılı dansçı, kostüm, makyaj ve ofis çalışanlarıyla sayının arttığını kaydetti.

Başbalerin Wünsche, sahnede dikkati çeken şık ve dikkat çekici kostümlere ilişkin ise "Kostüm tasarımcıları ve koreograf birlikte çok yakın çalışıyor. Daha sonra hangi stil, hangi malzeme, hangi renk olacağına karar verirler ve sonra örnekler hazırlayıp, denemeler yapıyorlar ve üzerimizde nasıl durduğuna bakıyorlar."

"ANNA'YI CANLANDIRMAK BENİM İÇİN ÇOK GÜZEL"

Canlandırdığı Anna Karenina karakterine de değinen sanatçı, "Anna'yı canlandırmak benim için çok güzel ve doğal hissettiriyor. Zor olanı çok daha rahat canlandırdığımı düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Katja Wünsche, eseri son birkaç yıldır sahnelediklerini sözlerine ekleyerek, "Gösterimin yapıldığı güne kadar, 3 hafta boyunca çalıştık. Haftada 6 gün, sabah 10.00'dan akşam 18.00'e kadar çalışıyoruz. Bütün bunların yanında bir de sahneye çıktığımız günler var" dedi.

Zürih Balesi'nin çeşitli kuralları olduğuna dikkati çeken başbalerin, "Kaç saat çalışacağımız, ne kadar süre mola alacağımız, performanslar arasındaki araların ne kadar olması gerektiği kurallarla belirli" diye konuştu.

Sanatçı, İstanbul'a tatil için daha önce de geldiğini aktararak, şunları kaydetti:

"O zamandan kalma çok iyi anılarım oldu. Tarihi Yarımada tarafında kalmıştım ve Ayasofya'ya gitmiştim. Saray ve o çevreyi gezdim. Çok güzeldi. Çok iyi vakit geçirmiştim. Bu kez henüz vaktim olmadı çıkıp gezmeye. Belki yarın imkan olur. Ancak şunu söyleyebilirim ki çok iyi hatıralarla buraya döndüm. Yine çok iyi vakit geçiriyorum. İnsanlar gerçekten çok dost canlısı, açık, yardımsever ve çok iyiler."

(KÜLTÜR SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Trabzon'da 168 okul çok yüksek heyelan riski altında

SONRAKİ HABER

Eskişehir’de ekmeğe yine zam: 250 gram ekmek 5 lira oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...