19 Nisan 2022 00:28

Arapça katalogların hedef gösterilmesi ve emekçilerin talepleri

Mülteci sorunu düşmanlıkla, demagojiyle, hamasetle, romantizmle çözülemez. Emekçilerin taleplerinden yola çıkılarak, emekçiler lehine bir çözüm mümkün.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Hilmi MIYNAT
EMEP Göç ve Mülteciler Bürosu

Geçtiğimiz hafta Twitter’da watsonsboykot etiketi TT oldu. Sandık ki Watsons’da sendikalaşma var da sendikalı işçiler atıldı ya da bir grup işçi haksız işten çıkarıldı. Öyle değilmiş. Mesele Watsons’ın kataloğunda Arapça dilini kullanmasıymış. Birkaç gün sonra da Migros’un Iğdır’da Farsça olarak ‘Iğdır’a hoş geldiniz’ broşürü ‘Arapça’ olduğu iddiasıyla yine hedefe kondu. Farsça olduğu söylense de Iğdır’ın sınır kenti olduğu ve sınırın diğer tarafında da Türkçe’nin kullanıldığı bilen çevrelerden dillendirilse de bu hedef göstermeden geri adım atılmadı.

Atılsa ne olacak ki? Sosyal medya bir manipülasyon aracı olarak dönem dönem mültecileri hedef göstermek için ‘Belli ki örgütlü’ çevrelerin operasyon alanına dönüşüyor. Kötü yanı da yalanın doğrudan hızlı yayılıyor oluşu, yalanlanmasına karşın yalanın dolaşımının sürüyor oluşudur. Siz Twitter’da meseleye açıklık getirseniz dahi o yanlış Facebook, Whatsapp, Telegram gruplarında dönmeye devam ediyor. Nargile içen Suriyeli fotosundaki nargile içen gencin T.C. vatandaşı olduğu ortaya çıktı mesela fakat bu operasyon süreçlerinde aynı fotoğraf tekrar dolaşıma sokulabiliyor.

Çalışma koşulları ve ücretlerine itiraz eden Migros depo işçileri işten atılırken bu ırkçı çevrelerin işçilerin direnişine dair söz söylemediğini biliyoruz. Normal olanı da söylememesi zaten. Çünkü ırkçılığın, faşistliğin durduğu yer tam da bu direnişlerin karşısıdır. Bu direnişleri bastırmanın, yoksulluğu gizlemenin aparatıdır ırkçılık. Watsons, Migros, LCW, Gratis, Flormar ve dahası. Eğer markaları konuşacaksak bu markaları marka yapan emekçilerin çalışma koşullarından bahsedelim, ücretlerinden bahsedelim. Mobbing, üretim baskısı, mesai dışında toplantı eğitim, satış baskısı vesaire hiçbiri yaşanmasa dahi asgari ücret artı prim (Ya tutarsa), yol yemek sigorta! Asgari ücret alıyorlar ‘Daha ne alacaklar’ diyebilir ırkçılar ama biz diyemeyiz. Bugün asgari ücrete değil satış danışmanlığı hiçbir iş yapılmaz, çünkü asgari ücret açlık sınırının altında. Buraya şunu da ekleyelim; bu ırkçı grupların bu markaları hedef göstermesi ‘Marka değerine zarar verme’ davasıyla da karşılaşmıyor. Neden? Çünkü ırkçılık genel olarak sermaye düzenine zarar değil fayda sağlıyor. Ya da bu insanlar halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiş sayılmıyor. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik edenler hak arayanlar, barış isteyenler, zamlar geri alınsın ücretlere ek zam yapılsın diyenler oluyor. Bu da sistemin nasıl işlediğini özetliyor. 

Bugün salt mülteci düşmanlığı üzerinden kurulan parti bile var, dezenformasyon üreten haber siteleri, sosyal medya hesapları var. Fakat bugün buna karşı kurulmuş olsalar da dayandıkları bir düşünsel yapı var. Önceleri Ermenilere, Rumlara karşı örgütlenen pogromlar sonrasında Alevilere, dün Kürtlere bugün de mültecilere karşı örgütleniyor. Tabi Kürt hareketine yönelik saldırılar da sürüyor onu ayrı tutalım. Ve bugün mülteci düşmanlığını örgütleyenler Suriye tezkeresine karşı çıkmadı. ‘Afganistan’da ne işimiz var’ demedi. Özetle ‘NATO’da ne işimiz var NATO’dan çıkalım’ demiyor. Hadi NATO’ya ‘Big Brother’* dediniz bari Geri Kabul Anlaşması iptal edilsin diyelim o da yok. Sadece ve sadece ‘Suriyeliler Suriye’ye bir günde gidecek’ hayalciliği üzerinden düşmanlık yaratılıyor. Şimdi bu bize bir NATO konseptini andırmasın da neyi andırsın? 

Bu konseptin içinde şu gazeteciler, şu hesaplar, şu siyasiler var diyerek listelemeye gerek yok. Zaten sözümüz faşizmin inşasında görev alanlara değil bu inşayı boşa çıkaracak emekçileredir. Pogromlar, sürgünler, katliamlar, savaşlar, denemediği kalmadı kapitalist emperyalist düzenin. Birilerinin mallarına zenginler çöktü emekçiler sürgün edildi. Emekçiler sürgün edilirken de yine emekçiler kullanıldı. Faşizm böyle böyle inşa ediliyor ama açlık, yoksulluk, sefalet, ölüm getiriyor. Türkiye’de denenmeyen Sosyalizm var sadece bunun için de her gün her gün yeniden örgütlenmek gerekiyor. Kesiştiği yerler olsa da faşistlerin her yalanına, her fotoğrafına yetişmeye çalışmak ayrı bir olay geleceği örgütlemek ayrı. 

Herkesin istediğini değil halkın çıkarına olanı dile getirmektir doğru olan. Örneğin mültecilere çalışma izni talebi. Bu tüm mültecilerin talebi olmayabilir, istemeyenler de çıkabilir. Ama çalışma izninin sağlanması hem mülteci hem yerli işçilerin çıkarınadır. Kayıt dışı sömürü patronların en iştahlı olduğu alan. ‘İşimizi elimizden aldılar bir de çalışma izni mi verilsin?​’ Evet tam da bunun için çalışma izni verilmeli. Fakat bu faşistlerin (Güç kazandıkça kendilerine faşist, ırkçı denmesinden rahatsızlık duymuyor hatta Hitler’in ruhunu çağırmakta bir sakınca görmüyorlar) Türkiye’deki Bangladeş koşullarına ağır sömürü düzenine tek söz söyledikleri yok. 

Türkiye’deki emekçilerin talebi de aslında anketlere mültecilerin geri gönderilmesi şeklinde yansısa da emekçilerin asıl talebi zamlara, yoksulluğa karşı iş, ekmek ve özgürlük. Fakat bu talepler faşist manipülatörlerce işlenerek bir kaos ortamında bu taleplerin görünür olması engelleniyor. İki günde, hatta iki yılda geri göndermek zaten mümkün değil! Avrupa kapıları açılabilir. Geri Kabul Anlaşması feshedilebilir. Fakat foncu diyerek hakaret edilen çevreler AB’ye karşı bu cephede yer alıyorken kendileri ne AB’ye ne de savaş politikalarına söz söyleyebiliyor. Yunanistan sınırından çıplak halde geri gönderilen mülteciler bu faşistlerin gündemi olmuyor. Son örneği Kırklareli’nde yaşandı örneğin. 84 mülteci çıplak halde ormanda bulundu. Onlar geri itmese Türkiye geri çekiyor. Misyonu bu. Anlaşma bunu gerektiriyor. Mülteci sorunu düşmanlıkla, demagojiyle, hamasetle, romantizmle çözülemez. Emekçilerin taleplerinden yola çıkılarak, emekçiler lehine bir çözüm mümkün. Fakat bunun için önce çözümü konuşabiliyor olmak lazım. 

* Büyük Kardeş (Ağabey)

ÖNCEKİ HABER

Türk Eczacıları Birliği: Hastaların ilaca erişemeyeceğinden endişeliyiz

SONRAKİ HABER

Mısır fiyatları 10 yılın zirvesine çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...