03 Nisan 2022 00:15

İstanbul’da 200 bin kadın son 5 yılda işgücünden çekildi | Genç kadınlar daha eğitimli, daha işsiz, daha ümitsiz

İstanbul İşgücü Piyasası Yapısal Özellikler ve Sorunlar araştırmasına göre; kadın yükseköğretim mezunu işsizlerin, toplam işsizler içindeki payı yüzde 42,8...

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Paylaş

Elif Ekin SALTIK

Geçtiğimiz hafta yayımlanan “İstanbul İşgücü Piyasası: Yapısal Özellikler ve Sorunlar” araştırması kadınlar, özellikle de genç kadınlar açısından çok çarpıcı veriler ortaya koyuyor.

Araştırmaya göre kadın yükseköğretim mezunu işsizlerin toplam işsizler içindeki payı yüzde 42,8 olurken, erkeklerde bu oran yüzde 20,7.

İstanbul’da genç işsizlik oranı erkeklerde yüzde 22,8 olurken; kadınlarda ise yüzde 30’a dayandı. İş gücüne katılım oranı bir yıl içinde erkeklerde yüzde 77,1’den yüzde 71,9’a gerilerken; kadınlarda bu oran yüzde 37,6’dan yüzde 33,6’ya geriledi.

2018 sonrasında istihdamdaki ciddi kayıplardan özellikle kadınların etkilendiği de rapora yansıyor. 2018’den bu yana İstanbul’da yaklaşık 200 bin kadın işgücü kaybı yaşandı; kadınların çalışma hayatına katılımları açısından 5 yıl geriye gidildi.

İstanbul’da kadın istihdam oranı yüzde 28 ile yüzde 62 olan erkek istihdam oranının yarısından az. Çalışabilen kadınlar ise ücret eşitsizliğinden mağdur.

İSPER A.Ş. ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bölgesel İstihdam Ofisleri, BETAM (Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi) ve İstanbul Planlama Ajansı (İPA) iş birliği ile hazırladığı rapordaki bu verilerin kadınlar açısından ne anlama geldiğini İSPER AŞ. İBB Bölgesel İstihdam Ofisleri Koordinatörü Dr. Necdet Kenar ve İSPER AŞ. Genel Müdürü Banu Saraçlar’a sorduk.

Raporun da ortaya koyduğu gibi, kadın işsizliğinin önüne geçmek için somut adımlar atılamazsa, kadınlar açısından tablo karanlık.

KADINLAR YÜKSEK EĞİTİM DE ALSALAR İŞ BULAMIYORLAR

İSPER AŞ. İBB Bölgesel İstihdam Ofisleri Koordinatörü Dr. Necdet Kenar sorularımıza yanıt veriyor.

Araştırmaya göre; genç işsizlik oranı kadınlarda yüzde 30’a dayanmış durumda. İşgücüne katılım ve istihdam oranlarında kadınlar gerilemiş durumda. Bu veriler kadınlar, özellikle de genç kadınlar açısından nasıl bir duruma işaret ediyor?

Önce 2018 krizi ve sonra 2020 kovid pandemisi özellikle kadın istihdamı ve kadın işgücünde önemli kayıplara neden oldu. Bu kayıplar tabii ki kadınlar açısından hiç de iyi olmadı. İşsizlik kadınlar için sadece gelir kaybına neden olmaz aynı zamanda fakirlik ve koca ya da babaya ekonomik bağımlılığı da beraberinde getirir. Kadınların ekonomik özgürlüğü için gelir getiren bir işte çalışmasının önemi tartışılmaz.

KADINLAR ‘EV KADINI’ OLMAYA İTİLİRKEN…

2018 yılından bu yana İstanbul’da yaklaşık 200 bin kadın işgücü kaybı olduğu ifade edildi. Bu kaybın en çok hangi işkollarında/sektörlerde olduğuna ilişkin bir veri elde edebildiniz mi?

Pandemi döneminde faaliyet kısıtlamaları nedeniyle hizmet sektöründe, perakende satış, gıda-lokanta-kafe işletmelerinde, turizm-konaklama hizmetlerinde istihdam kaybı yaşandı. Özellikle de kayıt dışı çalışanlar bundan en olumsuz etkilenenler. İşletmeler kayıt dışı çalışanlarını maliyetsiz bir şekilde işten çıkardılar.

2018 öncesinde çok küçük de olsa kadın istihdamında bir artış gözlenirken 2018 krizi ve pandeminin etkisiyle de böylesi bir sürece gelinmesi kadınları nasıl etkiledi, ne oldu bu kadınlara, şimdi ne yapıyorlar?

Raporda da belirtildiği üzere 2014-2018 döneminde kadınlarda istihdam oranı, erkeklere göre çok daha güçlü bir artışla, Türkiye genelinde yüzde 17,9’dan 21,7’ye (3,8 yüzde puan), İstanbul’da ise yüzde 26,5’ten 32’ye (5,5 yüzde puan) yükseldi. Kadın istihdamında görülen bu yüksek artışın ardında başlıca üç faktör olduğu tahmin ediliyor. İlki, kadınlarda eğitim seviyesinin hızla yükseliyor olması. İkincisi; büyük kentlerde eğitim düzeyi düşük kadınların geçmişe kıyasla daha büyük oranda çalışma hayatına katılmaları ve emekliliğin ileri yaşlara ötelenmesidir.

2018 krizi sonrası bir yıl içinde İstanbul’da ortaya çıkan istihdam kaybı, ağırlıklı olarak kadınlarda kendini gösterdi. Kadınlarda istihdam kaybı 96 bin, yani azalma oranı yüzde 5,1. 2020’de ortaya çıkan kovid-19 sonucu kadınlarda İstanbul’da 2020 yılında istihdam kaybı 99 bin oldu. İstihdam kayıpları yanı sıra istihdam olanaklarının daralması ile iki yıl içinde 200 bin kadın iş aramaktan vazgeçmiş, işgücü dışına çıkmıştır. Kadın işgücüne katılma oranı da iki yıl içinde tarihi zirve olan yüzde 37,9’dan yüzde 33,6’ya, 2015 yılının seviyesine indi. Kısacası İstanbullu kadınların çalışma hayatına katılımları bakımından 5 yıl geriye gidildi. İşgücü dışına çıkan kadınlar muhtemelen ev kadını statüsüne geçti. Kapanmanın sona erdiği 2021 haziran’dan itibaren İstanbul’da özellikle hizmetler sektöründe istihdam arttı, işini kaybeden ve işgücü dışına çıkan kadınların bir bölümü tekrar istihdama geri döndü.

EĞİTİMLİ GENÇ KADIN İŞSİZLİĞİ YAPISAL BİR SORUNA DÖNÜŞÜYOR

15-29 yaş kuşağında yüksek eğitimlilerin payı kadınlarda yüzde 46,3, erkeklerde yüzde 36,5. Bu 10 puanlık farkı nasıl yorumluyorsunuz? Nedenlerine ve sonuçlarına ilişkin ne söylersiniz?

Birincisi; kız öğrencilerin tüm eğitim seviyelerinde erkeklere göre daha başarılı olması; ikinci olarak da kadınlar için istihdama ve iyi işlere geçiş için en önemli aracın yüksek eğitimden mezun olmak olması. Bu iki faktör kadınların yükseköğretimde artan üstünlüğünü açıklıyor. Gelişmiş ülkelerin tümünde yüksek eğitim mezunu kadın nüfusu, erkek nüfusundan fazla artıyor. Sonuçta da kadın istihdamı artıyor, erkeklerle aradaki istihdam farkı azalıyor. 

Genç kadınlar erkeklere kıyasla daha eğitimli iken neden aynı zamanda daha fazla işsizlik yaşıyorlar? Bu genç kadınların gelecek tercihleri için nasıl sorunlar, farklar yaratıyor?

Eğitimli kadınlardaki yüksek işsizlik birçok nedenden kaynaklanabilir. Her sene daha fazla kadın yükseköğretimden mezun oluyor, yükseköğretim mezunu kadın işgücü arzı artıyor; işgücü talebi bu mezunları istihdam edecek kadar artmıyor olabilir. Genç kuşak kadınlar meslek eğitimlerini seçerken çoğunlukla işsizliğin nispeten yüksek olduğu alanları tercih ediyor olabilirler. Bu durumda kompozisyon etkisi kadın işsizlik oranını yükseltecektir. İşverenler işe alımlarda aşağı yukarı aynı vasıflara sahip kadın ve erkek adaylar arasından erkek adayları daha sıklıkla tercih ediyor olabilir. Bu durum yapısal bir soruna dönüşüyor ve vakit kaybetmeden çözülmeli. Çözüme yönelik politikalar geliştirebilmek için nedenlerin iyi araştırılması gerekir. Ne yazık ki bu amaca yönelik araştırmalar henüz mevcut değil.

EV İÇİNDEKİ YÜKLER İSTİHDAMDAN ÇEKİLMENİN EN ÖNEMLİ NEDENİ

İSPER A.Ş. Genel Müdürü Banu Saraçlar, kadınların tüm zorluklara rağmen istihdamda kalmak istediğini, ama evdeki iş yükünün ağırlığının kadınların işgücünden çekilmesinde çok büyük etkileri olduğunu anlatıyor. Yerel yönetimlere kadınların ev içi bakım yüklerini azaltmak konusunda çok büyük işler düşüyor. İBB’nin attığı somut adımlar var mı? Banu Saraçlar yanıtlıyor:

Ücret eşitsizliği, gelir düşüklüğü, çalışma koşullarının ağırlığı da bugün en çok yakınılan sorunlardan. Kadınların iş aramasını, istihdama katılımını ya da halihazırda bir işi varsa o işe devam etmesinin olanaklarını nasıl etkiliyor bunlar?

Rapor, kadınların rezervasyon ücretlerinin erkeklere kıyasla ortalama yüzde 16,2 daha düşük olduğunu gösteriyor. Bu durum kadın işsizliğinin erkeklere kıyasla çok daha yüksek olmasından, diğer ifadeyle iş bulmakta güçlük çeken kadınların daha düşük ücretlere razı olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Kadınların önemli bölümünün gelir düşüklüğü ve diğer tüm olumsuz koşullara rağmen istihdama katılmak ve istihdamda kalmak istediğini; iş hayatındaki zorluklar kadar ve muhtemelen daha da fazla evde üstlendikleri sorumlulukların ağırlığının olumsuz etkilerinin olduğunu düşünüyorum. 

Bahsettiğiniz gibi aynı pozisyon ve kıdem için kadın-erkek maaşları arasındaki ücret eşitsizliğinin belirgin olması, günümüzde hâlâ çalışan kadının ev ve aile sorumluluklarını neredeyse tek başına üstlenmesi gibi sebepler kadınları iş hayatından uzaklaştırıyor. Bu durum araştırmamızda da kadın işsiz sayısının erkeklerden daha fazla olmasını ortaya koydu.

KADINLAR İÇİN İŞİN EVE YAKIN OLMASI ÇOK ÖNEMLİ BİR KRİTER

Araştırmada “İstanbul’da kadın işgücünün yüzde 46’sı iş ararken eve yakın olması koşulunu önemli görüyor” verisi de var. Bunda “ev”in kadınların hayatında işgal ettiği yer belirleyici sonucu çıkıyor ilk bakışta. Bu veride aynı zamanda kadınların çalışma koşullarına uygun çocuk bakım hizmetlerinin olmayışı, ulaşımın zorlukları ve pahalılığı, yolda geçen sürenin kadınlara daha geç saatlere kadar ev işleriyle meşguliyet gibi daha farklı etkenler de var mı sizce?

Ev işlerinin, özellikle çocukların sorumluluklarının hâlâ sadece kadının görevi gibi algılandığı doğru. Fakat son yıllarda, özellikle eğitim alan kadın sayısının artması ve kadınların iş hayatında kazandığı başarılar durumu biraz değiştiriyor gibi. Kadınlar artık daha talepkâr. Eğitim almakta ısrarlı, iş hayatında daha çok var olmak istiyor. Buna rağmen toplum ve çevre baskısı, ailelerin sosyal yapısı onları birtakım kalıplara uymaya zorlayabiliyor. Çalışan kadın ve erkeklerin ailelerinin sorumluluğunu eşit olarak paylaştığı günler elbette yakında. Bunu mümkün kılmak; kadınların ayakları üzerinde duran, kendine güvenen, ev dışında çalışan ve üreten bireyler olabilmeleri için devlet tarafından desteklenmeleri gerekiyor. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarıyla kadının toplumdaki yeri ve algısını değiştirmek ve çalışan kadınların hayatını kolaylaştıracak politikaları uygulamak gerekiyor.

KREŞ, İSTİHDAM OFİSLERİ, İŞ SAHALARININ AÇILMASI

Bu araştırmanın gösterdiği sorunlara baktığımızda yerel yönetimlerin de kadın işsizliğine, kadınların iş gücünde kalma sorununa çözümler üretmesi gerektiği ortaya çıkıyor. İBB bu açıdan adımlar atıyor mu?

Bizler İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak sorumluluk alanımız olan İstanbul’da bu ihtiyaçları görüyor ve çalışmalarımıza bu yönde ağırlık veriyoruz.  BETAM ve İPA iş birliği ile hazırladığımız İstanbul İşgücü Piyasası Analiz Araştırmasını yapmamızdaki amaç da aslında bu alandaki çalışmalarımıza temel oluşturması. Yaptığımız araştırma ile İstanbul özelinde istihdam konusundaki durum ve sorunlarla ilgili çarpıcı bulgular elde ettik. Bu bulgular ışığında politikalarımızı ve çalışmalarımızı planlayacağız.

Yerel yönetim olarak başlattığımız projelerimiz hızla devam ediyor. İBB Yuvamız İstanbul kreşlerinin açılması çocuklar için güvenli ve nitelikli bir eğitim ortamı sağlarken bir yandan da çalışma isteği olan annelerin istihdama dönüşünü kolaylaştırıyor. Bölgesel İstidam Ofislerimiz aracılığı ile bu annelerimizle periyodik olarak temas kuruyor, kendilerine uygun işlerde istihdam edilmeleri için çalışıyoruz. Yine Enstitü İstanbul İSMEK’lerle birlikte kadınlara özel istihdam odaklı eğitim projeleri geliştiriyor, kadınların eğitim alarak meslek sahibi olmalarının ardından iş sahibi olmalarını da sağlamış oluyoruz. İhtiyaçlar doğrultusunda açılan ve sayıları artmakta olan İBB Kız Öğrenci Yurtlarında kalan öğrencilerimizi hem özel sektörde hem İBB bünyesinde yarı zamanlı işlere yönlendiriyoruz.

Kadınların istihdama katılması ve bu katılımın sürekli olabilmesi için özel çalışmalar yapmak şart. Gençlerin ve kadınların ülkenin genel iç politikasının odak noktası olması şart diye düşünüyorum.

ÖNCEKİ HABER

Margosyan’dan öğrenmeye devam edeceğiz

SONRAKİ HABER

İstanbul Maltepe'de bir lise müdüründen 'Ramazan talimatları'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa