15 Ocak 2022 22:40

Nafaka gerçekleri: Boşanmaya engel, aileye mahkûm eden düzen!

Esenyalı Mahallesi’nde boşanma talebiyle derneğe gelen ve özellikle nafaka sürecine ilişkin pek çok engelle karşılaşan kadınlar, güvencesiz kalmaktansa şiddet dolu evlerine geri dönmek zorunda kaldı.

Fotoğraf: Ekmek Gül

Paylaş

 Adile DOĞAN
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği

Kadınların kazanılmış haklarına yönelik uzun zamandan beridir başlayan saldırılar bu günlerde nafaka hakkının gaspı gündemiyle devam ediyor. AKP iktidarının her fırsatta kaldırılmak üzere gündeme getirdiği nafaka hakkı; Türkiye’nin bugün ki koşullarında, kadınların yaşamını sürdürebilmesi için güvence altına alınması gerektiği yerde, kadınların elinden alınmaya çalışılıyor.

Tehdit, yoksullaşma ve çocukların bakım yükünün sadece kadınların kendilerine kalması birçok kadına boşanma aşamasında zaten geri adım attırıp şiddet dolu evlerde kalmaya mecbur bırakırken, bahsi geçen yeni düzenlemenin, kadınları şiddet dolu yuvalara daha da mahkûm edeceği açık!

Devlet boşanmış kadınları destekleyeceğini söylüyor yeni düzenleme ile. Yoksulluk ve iştirak nafakası aynı torbada, tümden devlet tarafından karşılanacak gibi söylemler dolanıyor. Öncelikle, burada iştirak denilen yani çocuklara bağlanan nafakanın ortadan kaldırılması gibi bir ihtimal, çocukları babanın bakımından ve sorumluluğundan tamamen muaf ederken, bugünün sosyal yardım seviyesi noktasına çekilecek olan bu devlet desteğinin hangi koşullara göre, nasıl alınacağı ise tam bir muallak. En uç yoksulluğu dahi yaşayan kadınlar, devletin bugün yoksulluk yardımlarına ulaşmakta bile çok zorlanırken bu önerinin kadınlar için nasıl sonuçlanacağı çok da iç açıcı değil. Daha önce de mahallemizde örneklerini gördük. Yardıma ulaşmaya çalışan kadınlar hayatlarıyla, yaşam tarzlarıyla yargılandı, evlerinde erkek olup olmadığı araştırıldı, “Elinde boşandığını ispatlayan evrakınla gel” denildi. Bunların hepsinin sonucunda ancak bir kira bedeli bile olmayan bir ödenek çıktı. Nafaka hakkını bir şekilde kazanmış kadınların çoğu nafakalarını genelde icra yoluyla ancak alabiliyor. O da para bulabilirlerse. Şimdi şiddet ortamının kadınları bu kadar güvencesiz bıraktığı bu ortamda nafaka hakkına saldırmak tıpkı İstanbul Sözleşmesi’nde olduğu gibi erkekleri cesaretlendirecek, yaşadıklarımızdan biliyoruz.

Bu yaşadıklarımızı Esenyalı Mahallesindeki boşanma süreci örnekleriyle konuşalım. Uzun zamandan beri boşanmak isteyen ve derneğimize başvuran birçok kadının hem bu süreçte hem de nafaka alma meselesinde yaşadıkları bize asıl nafaka gerçeklerini gösteriyor.

4 ÇOCUĞA MERDİVEN SİLEREK NASIL BAKSIN?

Mahallemizde karşılaştığımız pek çok boşanma örneğinden biri; çocukların velayetinin babada olması ancak, çocuklara bakanın anne olması… Yani bakım yükü, tüm maddi yüküyle beraber kadın da oluyor. Öyle bir durumda kadın yine yardım alamıyor, çünkü “çalışabilirsin velayet sende değil”  diyor devlet.

Yeni yılın ilk günlerinde başlayalım; Emine 4 çocuğuyla birlikte hayat mücadelesi verirken, bir yandan da kendisine şiddet uygulayan eşinden boşanmaya çalışıyor. Dava 3 yıldır devam ediyor. Emine merdiven silerek çocuklarına bakmaya çalışıp, bir yandan yardım kuruluşlarına başvurularda bulunuyor. Ama oralardan hiçbir sonuç alamıyor çünkü “Boşanman kesinleşince gel” diyorlar Emine’ye. Eşi de sırf nafaka ödememek için davayı sürdürüyor. İş böyleyken bir yandan da eşi tarafından sürekli taciz ediliyor, baskı görüyor. Emine’nin eşi ne istiyor peki? Anlaşmalı boşanma. Ama kime ve neye göre anlaşmalı? “Çocukların velayeti babada kalacak, ama çocuklara Emine bakacak. Ne kendi ne de çocukları için para istemeyecek” işte bu koşullarda boşanabilir ancak Emine. En son görüşmemizde “Yıldım bu adamın elinden, önümde iki seçenek var. Ya bu adamla bu şartlarda yaşamayı kabul edip gördüğüm şiddete boyun eğeceğim, ya da anlaşmalı boşanmayı kabul edeceğim.” Peki Emine boşanmayı kabul ederse sadece merdiven temizliği yaparak 4 çocuğa nasıl bakacak?

“BEN SANA NAFAKA VERMEM” DİYEREK YILLARCA SÜRÜNDÜRDÜ

Neslihan boşanmak için tam 4 yıl bekledi. Küçük çocuğu 7 aylıktı süreç başladığında, şu an ise 4,5 yaşında ve dava yeni sonuçlandı. Çünkü yıllarca “Ben sana nafaka vermem” diyen başka bir koca idi karşılaştığımız. Bu süre içinde 3 çocuğu olmasına rağmen sadece bir tanesine okul yardımı bağlandı. Tabii bu da yine derneğimizin devreye girmesiyle gerçekleşti. Yoksa Neslihan’a da “Boşan sonra yardım ederiz” demişlerdi. Neslihan da, her gece kapısına dayanıp, onu sürekli takip edip hayatıyla tehdit eden bu erkekle, tek bir hak talep etmeden, anlaşmalı boşanmayla ayrılmak zorunda kalanlardan yalnızca biri. Mahallemizdeki son bir yılın gerçeği ise anlaşmalı boşanmaların görünür biçimde arttığı.

HİÇBİR GÜVENCEN YOKSA BOŞANMAK ÇOK DAHA ZOR!

Anlaşmalı boşanmayla kadınlar tüm haklarından, tamamen erkeklerin uyguladığı zorbalıklar ve tehditler sonucu vazgeçmek zorunda bırakılıyor. Bunlardan biri de 16 yıllık şiddetle süren evliliğine son vermek isteyen Fatma.

Fatma 3 çocuk annesi, o da yıllarca çalışıp birlikte aldıkları ev dâhil her şeyden vazgeçmesi için türlü baskılar görmüş kadınlardan sadece biri. Şiddet uygulayan koca, Fatma’yı evden çıkartmak için önce tehdit etmiş sonra elektrik ve doğalgazı kapattırıp yıldırmaya çalışmış. Ev eşinin üzerine olunca günlerce soğuk ve karanlıkta kalmış., 3 çocuğuyla birlikte hastalandıktan sonra kocasıyla barışmak zorunda kalmıştı. Eve geri dönen koca şiddet ve tehditlerini daha da artırmıştı. Bu süreçte en az 5 kez şikâyet etmişti kocasını Fatma, ama nafile. Fatma tüm bunlara rağmen, mücadele etmeye, hakkı olanı almaya ve şiddete mahkûm olmayacağı, çocuklarıyla güvenceli yaşayacağı bir hayat için çabalamaya devam ediyor.

‘KOCAM ASLA NAFAKA VERMEZ’

“Bana asla nafaka vermez bu adam” diyen birçok kadın şiddet dolu evlerde ne yazık ki mecburen kalmaya devam ediyor. Bunlardan biri de Selin. Selin’in bebeği henüz 1,5 yaşında. Bu nedenle çalışamıyor. “Şiddet görmediğim gün yok” diyor ve hem bir çözüm arıyor hem de çok korkuyor. “Aslında maaşı iyi istese nafaka verir ama sırf ben sürüneyim diye asla vermem” diyor. Bir defasında uğradığı şiddeti ispatlamak için darp raporu almak istemiş ama karakoldan evine geri gönderilmiş “Bebeğinle ortada kalırsın” demiş polis. Gerçekten bir güvencesi olsa, çocuğunu güvenle bırakabileceği bir kreş imkanı olsa, istihdam olanağı sağlansa Selin bu şiddete mahkum olmayacak. Oysa çocuğun bakımından ve geleceğinden boşansa dahi sorumlu olması gereken babayı bu sorumluluktan daha da azade eden bir nafaka düzenlemesi geçirilmeye çalışılıyor.

"NAFAKAYI SOSYAL YARDIMA DÖNÜŞTÜRMELERİNE KARŞIYIM"

Sevda
İkitelli - İstanbul

Boşanma sürecimde maddi olarak sıkıntı yaşadım. Boşanmak için paran olması gerek. Başta dava açtığında dosya masrafı, dava açma masrafı, dilekçe derken maddi olarak çok sıkıntı yaşadım. Boşandıktan sonra ilk olarak psikolojik zorluk yaşıyorsun. Çünkü iki çocuğun bütün sorumluluğunu üstleniyorsun ve boşansan bile boşandığın insan seni tehdit etmeye devam ediyor. Hiçbir konu da kimse bir şey yapmıyor. Çocuklarımı bırakabileceğim kimse yoktu ve hala da yok. Tek başlarına ve yalnız bırakmak zorunda kalıyorum. Kimseden bir yardım olmadım. Çalışıyorsan sigortan varsa, verilen asgari ücretse, devletin gözünde evini geçindirebilirsin. İki çocuk okutuyorum, ev kira ve asgari ücretle çalışıyorum, bu şartlarda nasıl geçinebileceksek? Nafaka verildi. İki çocuğa 500 TL uygun gördüler. Tabii onu da alamıyorum. Ödemiyor.

İlk önce dava sürecini kısaltmaları ve kadınlara yönelik şiddeti durdurmaları gerekiyor. Boşanan kadınlar eşleri tarafında tehdit ediliyor, bunun için bir çözüm bulmaları gerekiyor. Belirtilen nafakanın boşanan eşin ve çocukların ihtiyaçlarını gerçek anlamda yetecek miktarda olması ve çocuklara verilen nafaka ödenmediği taktirde bir ceza getirilmesi gerekiyor. Kadına da yoksulluk nafakası verilmeli.  17 senelik evliliğimin boşanma sonucunda maddi manevi tazminat da verilmeliydi. Verilen maddi manevi tazminatların öyle üç beş kuruş olmaması, hak neyse onun verilmesi gerekiyor! Bunu talep ediyoruz. Nafaka sosyal yardıma döndüğünde hiçbir hak talep edemeyecek duruma geleceğiz. Sonuç olarak biz kadınlar boşandıktan sonra çocuklarımıza bakmakla yükümlüyüz. Ve tek başımıza olduğumuzda bazı ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz. Zor bir hayat bizi bekliyor oluyor. Çocuklarımız da mağdur oluyor. Çocuk için alınan nafaka çocuğun eğitimi ve kişisel harcamaları için alınıyor. Bu durumda nafakayı sosyal yardıma dönüştürmelerine karşıyım. Hakkımızı ve çocuklarımızın hakkını yok edemezler.

NE Mİ İSTİYORUZ?

  • Kadınların boşanma sırasında uğradıkları tüm zarar karşılansın. Boşanma sürecinde tehdit eden, şiddet uygulayan erkekler için tedbir ve uzaklaştırma kararları doğru bir biçimde uygulansın. Çeşitli caydırıcı cezalar verilsin. Hiçbir kadın boşanmak istediği için öldürülmemeli!
  • Gerçek çözüm için kadınlara eşit vatandaşlık temelinde bütüncül politikalar istiyoruz. Kadınları yeniden bağımlı bir ilişkiye mahkûm eden “sosyal yardım” (sadaka) yerine eşit vatandaşlık hakları çerçevesinde bütünlüklü politikalar uygulansın.
  • Boşanma sürecindeki/ boşanan kadınlara öncelikli olarak ücretsiz çocuk bakım desteği, ücretsiz eğitim, sağlık hizmeti, güvenli, ucuz ve nitelikli barınma olanakları sağlansın.
  • İstihdamda öncelik ve mesleki eğitim gibi kadınları kendi başına bir hayat kurma sürecinde güçlendirecek uygulamalar hayata geçirilsin.
  • Devletin ayıracağı bütçenin eşitsizliğin bir tarafı olan erkeklere boşanma kolaylığı sağlamak, nafaka ödeme sorumluluğundan kurtarmak için değil, kadınların bağımsız bir hayat kurmasının olanaklarının yaratılması için eşitlikçi ve hak temelinde kullanılmasını talep ediyoruz.

Bizim için nafaka hakkının kullanılmasıyla ilgili toplumsal sorunların çözümünün temelinde de bu saydığımız hakların bir bütün olarak gereğinin yerine getirilmesi var.

 

ÖNCEKİ HABER

Tarikat elinde esir olan çocuklar | Zincirleme bir suç organizasyonu

SONRAKİ HABER

Yolcu otobüsü kaza yapan tıra çarpıp devrildi: 1 ölü, 27 yaralı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...