17 Kasım 2021 00:20

2022'de bütçenin yüzde 20’si militarizme gidecek

Milli Savunma Bakanlığının 2022 yılı bütçesini Prof. Dr. Mustafa Durmuş değerlendirdi: "350 milyar liradan çok daha fazla bir kaynak iç-dış güvenlik harcaması adı altında kullanılıyor."

2022'de bütçenin yüzde 20’si militarizme gidecek

Fotoğraf: DHA

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Milli Savunma Bakanlığının 2022 yılı bütçesinin görüşmelerine dün başlandı.

Başta askeri harcamalar olmak üzere en büyük payın güvenlik ve kamu düzenini sağlamaya dönük olduğu ileri sürülen harcamalar için ayrıldığı görüldü. Buna ilişkin, 2022 yılı için ayrılan harcamaların tutarı 246.4 milyar TL’yi buldu. Ekonomi-Politikçi Prof. Dr. Mustafa Durmuş’un Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı 2022 Yılı Bütçe Gerekçesi raporundan yaptığı analize göre söz konusu bütçeye “askeri- sanayi karması” olarak da adlandırılan savunma sanayi alanı ve bu alanda faaliyet gösteren beş büyük şirketin gelirlerinin/yatırımlarının ve Savunma Sanayi Destekleme Fonu için ayrılan kaynak da dahil edildiğinde güvenlik için ayrılan toplam kaynağın 350 milyar TL’yi buldu.

Buna göre, savunma harcamalarına ayrılan bütçenin toplam ödeneklerine oranı yüzde 20’yi aştı.

Milli Savunma Bakanlığının 2022 yılı bütçesini gazetemize değerlendiren Ekonomi-Politikçi Prof. Dr. Mustafa Durmuş, “Kamu harcamalarının hangi işlev için harcandığına bakmak gerekiyor. Bu güvenlik harcamaları savunma harcamalarının önemli bir kısmını oluşturuyor. Birbirinin içerisine girmiş durumda. Ben bunların hepsini bir bütün halinde topluyorum. İç güvenlik, dış güvenlik ve kamu düzeni sağlama adı altındaki harcamalar, otoriterleşme harcamaları. Çünkü dışarıdaki savaş ile içerideki otoriterlik birbirinden ayrı şeyler değil. İçeride sertleştiğinizde dışarıda da savaş politikaları uyguluyorsunuz ve militarizmi de yükseltiyorsunuz” dedi.

KAYNAK KAĞIT ÜSTÜNDE 264 MİLYAR LİRA AMA…

Cumhurbaşkanlığının resmi verilerine göre bu sözünü ettiğim güvenlik ve kamu düzeni harcamalarına doğrudan 264 milyar lira kaynak aktarıldığını kaydeden Durmuş, “Bunun içerisinde aslında çok da fazla dikkat çekmeyen ama özellikle ekonomi-politikçilerin altını çizerek baktığımız bir konu daha var. O da şu: Devletin doğrudan ya da dolaylı biçimde işin içinde olduğu bir sektör var, savunma sanayi sektörü. Ve burada Aselsan’ın aralarında olduğu 5 büyük şirket var. Bunların yıllık ciroları aşağı yukarı 100 milyar lirayı buluyor. Bunu bir kenarda tutup, bir de Sanayi Destekleme Fonu var. Bütün bunları hesapladığınızda aslında toplam 350 milyar liradan çok daha fazla bir kaynağın aslında militarizm için ya da iç-dış güvenlik harcaması adı altında buralara akıtıldığını görüyorsunuz” dedi.

100 LİRANIN 20’Sİ ASKERİ HARCAMALARA GİDİYOR

“Bu da benim hesabıma göre bütçede yüzde 20’nin üzerinde bir paya sahip” diyen Durmuş, “Kendisinden sonraki sosyal kalem olarak düşündüğümüzde faizin bile yüzde 6 üstünde, eğitimin yüzde 8 puan daha üstünde. Sağlığın çok çok çok üstünde. Kaynaklarınızı aslında yoksullukla, işsizlikle mücadeleye, eğitime ya da daha sağlıklı bir toplum için değil de, bir lider sektör seçmişsiniz, kendi geleceğinizi de bunun üzerinden kurmuşsunuz; buna uygun bir sistem oluşturmuşsunuz. Kaynaklar buraya doğru aktarılıyor. Bu sadece iktisadi bir şey değil. Batıda ‘savaş baronları’ denir. Savaş sanayinde çok büyük bir kâr olduğu doğru. Ama özellikle bizim bölgemizde bu bundan başka anlamlar da ifade ediyor. Devletin yapısını ve niyetini de aslında ortaya koyan bir şey. Özcesi, bu harcamalara bakarak, hızla demokrasiden uzaklaşan, hızla otoriterleşen, militarizmi yükselten, totaliter bir rejimi kurmaya ya da kurumsallaştırmaya çalışan bir siyasal iktidarın bütçesi görünümünde” ifadelerini kullandı.

"ASKERİ HARCAMALAR, BORÇLANMA VE FAİZ İLE DOĞRUDAN İLİŞKİLİ"

Askeri harcamaların kaçınılmaz olarak borçlanma ve faizin önünü açtığına vurgu yapan Durmuş şöyle konuştu: “Bu kadar çok askeri harcama yaptığında ve bunun vergisini de sermayeden almadığında, kaçınılmaz olarak borçlanmaya başvuruyorsun. Dolayısıyla askeri harcamalar ya da militarist harcamalar daha fazla borçlanma ve faizin önünü açıyor. Ne kadar çok askeri harcama, o kadar çok borçlanma ve faiz ödemesi demek. Bunlar birbirini besleyen süreçler. Özellikle ‘güvenlik önemli’ diyenlere karşı, ‘Bunun maliyetini neden sermayeden almıyorsunuz, onları vergilendirmiyorsunuz’ diye sormak gerekiyor. Sermayeye yüzlerce milyar liralık vergi muafiyeti sunuyorsunuz. Ve aradaki boşluğu borçlanma ile karşılıyorsunuz. Bu yılın sonu itibarı ile de yaklaşık 500 milyar lira borç ana parası ve faizi ödeyecek. Bunun yüzde 42’si faiz. Türkiye faiz batağına nasıl sürükleniyor bunun yanıtlarından biri. Barış, tefeciye faizi azaltabilecek bir konsept.” (EKONOMİ SERVİSİ)

Evrensel'i Takip Et