10 Kasım 2021 22:45

Yönetmen Kaan Müjdeci: Mezarlarında adalet bekliyor ölüler

“Hamlet” dizisi son dönemin dikkat çeken yapımlarından. Yönetmen Kaan Müjdeci ve Hamlet’i canlandıran Elit İşcan’la diziyi konuştuk.

Yönetmen Kaan Müjdeci | Fotoğraf: Basın görseli

Paylaş

İsmail AFACAN
İstanbul 

Yönetmenliğini Kaan Müjdeci’nin yaptığı “Hamlet” dizisi son dönemin dikkat çeken yapımlarından oldu. Shakespeare’in “Hamlet” oyunundan uyarlanan dizi Büyükada’daki Fayton Krallığında geçiyor. Suç, reality show ve ceza ilişkisinin iç içe geçtiği dizi küçük bir Türkiye panoraması sunuyor. Dizide; Erdal Beşikçioğlu, Elit İşcan, Şebnem Bozoklu, Hatice Aslan, Ahmet Rıfat Şungar, Murat Kılıç, Çiğdem Selışık Onat, Cihat Tamer, Serdar Orçin, Emrullah Çakay, Ozan Çelik, Kutay Sandıkçı, Çiçek Acar ve Mustafa Alabora rol alıyor.

Yönetmen Kaan Müjdeci ve Hamlet’i canlandıran Elit İşcan’la diziyi konuştuk. Dizideki hikayenin geçtiği Fayton Krallığı’nın sömürü üzerine kurulu olduğunu söyleyen Müjdeci “Hayaletler bize katili söylüyor ve mezarlarında adalet bekliyor ölüler” dedi. Müjdeci, Hamlet dizisinin afişine uygulanan sansüre dair ise “Sansür vardır bunu tartışmalıyız. Şu dönemde ticari kurumlardan kahramanlık beklemek saçma” ifadelerini kullandı.

SÖMÜRÜ ÜZERİNE KURULU BİR KRALLIK

Yönetmenliğini yaptığınız dizi “Fayton Krallığı”nda geçiyor. Fayton Krallığı nasıl bir yer. Bahseder misiniz biraz? 

Kaan Müjdeci: Fayton Krallığı tüm krallıklarda olduğu gibi sömürü üzerine kurulu bir krallık, gücü gücüne yetenin en acımasızca sömürdüğü ve bu sömürünün içinde kendi dünyasından haklı olduğunu düşündüğü bir yer. Bu hak çerçevesinde de adaleti, doğruyu, iyiliği arıyor. Plaka sahibinden seyisine, seyisinden atına, attan müşteriye iç içe bir sarmal. Bu sarmalda en güçsüz kimse o en büyük zararı görüyor. 

William Shakespeare’in Hamlet’i Danimarka Krallığı’nda geçiyor. Kaan Müjdeci’nin Hamlet’i Fayton Krallığı’nda… İki krallık arasındaki farklar ve benzerlikler nelerdir?

K.M: İnsan doğasının güç ve adaletle olan sürecine dair büyük bir benzerlik var... Fakat karşılaşılan sorunlar birbirinden farklı. Eski zamanda bir hayvan istismarının bilincinden söz edemeyiz, iklim krizinden söz edemeyiz. Cinayetlerin cezalandırma şekilleri, ölümler farklı. Fakat bilinç farklı olsa da bilinçli olduğundun da benzer sorgulamalar var.

SUÇ, REALITY SHOW VE CEZA  

İstanbul’da fayton denince akla gelen ilk yer Adalar… Geçtiğimiz yıllarda Adalar’daki fayton meselesi ve atların akıbeti sıkça tartışıldı. O dönem yaşananlar sizi nasıl etkiledi ve bu durum dizi senaryosuna nasıl yansıdı?

K.M: Hikayenin günümüze uyarlanmasına büyük katkıda bulundu. Hakkın hukukun olmadığı güçlünün güçsüzü sömürdüğü bir krallık gerekiyordu, onunla karşılaştım. Gerçek ortadayken hayaletler bize katili söylüyor ve mezarlarında adalet bekliyor ölüler. Kameranızı nereye çevirirseniz var aslında bu...  

“Hamlet” yorumunuzda adalet arayışına dair vurgular oldukça güncel… Cinayeti çözmek için reality showun devreye girmesi, diziye polisiye bir atmosfer katıyor. Olay; Fayton Krallığı’yla, ülke gündemini iç içe geçiriyor… Suç, reality show ve ceza ilişkisini nasıl yorumlarsınız?

K.M: İnsan tarih boyunca katili merak eder ve çözülmemiş cinayet en unutulmayandır. Reality showlar bunu ahlaksızca yapar, amaçları cinayeti çözmek değil izlenmektir. Hamlet’in tiyatrosunda da cinayeti çözümleme şekli böylesine dolambaçlı bir yol izliyor. Eserin orijinalinde gerçek iç içe. Gerçek bir dünya, onun içinde bir Hamlet’in mistik bir dünyası onun içinde de seyirciye tiyatro izleten bambaşka bir dünya var. Tiyatro içinde bir tiyatro var. Reyting ve adalet ne kadar alakasızsa reality show ve suç da o kadar iç içe.

"SANSÜR VARDIR BUNU TARTIŞMALIYIZ"

Hamlet’in afişine yapılan “sansür”ü sormak istiyorum. Gündem de oldu. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

K.M: Konu basit, sansür vardır bunu tartışmalıyız. Şu dönemde ticari kurumlardan kahramanlık beklemek saçma. Zeki Triko’nun başına gelenleri hep beraber gördük. Birey olarak ben rahat rahat sansürle savaşırım kendi işimi sansürletmem, sansürlenecekse de bunu ifşa ederim, ticari kurumların öyle bir lüksü yok günümüz Türkiye’sinde. Açık hava reklamlarında çalıştıkları firma var ve bu firmayla uzun vadeli anlaşmaları var, demek ki bu firma asamıyor o afişi. Gain de iç mekanlarda ve dijitalde bunu asmış ve dışarıda asamadığını ifşa etmiş. Daha ne yapabilir? Basın açıklamaları yapıp çalışmakta olduğu firmayı mı çalışılmayacak hale getirsin? Uzun vadeli düşünmek gerekir. Kısa soluklu kuru kahramanlıkların sonuçlarını en ağır biçimde ödedi insanlar, kurumlar. İşler Twitter’dan yürümüyor maalesef...


"HAMLET’İ OYNAMAYI HİÇ HAYAL ETMEMİŞTİM"

Dizide “Hamlet” karakterini canlandırıyorsunuz. Shakespeare’in Hamlet’i erkek… Dizide bir kadın canlandırıyor Hamlet’i… Nasıl bir duyguydu? Bahseder misiniz biraz?

Elit İşcan: Oldukça beklenmedik bir şeydi benim için. Hamlet’i oynamayı hiç hayal etmemiştim daha önce. Oyuncu kadrosundaki çoğu kişinin Hamlet ile tiyatro üzerinden bir geçmişleri var. Ben tiyatro okulu mezunu olmadığım için öyle bir bağa da sahip değilim. Seneler önce kendi merakımdan okumuştum oyunu, bir gün Hamlet’i oynayacağım hiç aklıma gelmemişti. Bu anlamda beklenmedik ve oldukça endişe vericiydi. Sonra pandeminin ortasında da, karşıma kariyerim ve kişisel gelişimim için böyle önemli bir projenin çıkmasını beklemiyordum.

Tüm süreç tıpkı Hamlet’in iç dünyası gibiydi aslında benim için. Oldukça iniş çıkışlı, kendimi çok sorguladığım, bir çok uçta duyguyu aynı anda yaşadığım, çoğu zaman çok korktuğum ve aynı zamanda cesur da hissettiğim bir deneyimdi. Üç ay boyunca gündüzüm, gecelerim ve rüyalarım tamamen Hamlet ve Kaan’dan ibaretti. Bazen her şey çok kolay, bazense çok zordu; bazen inanılmaz keyif aldım bazense yerin dibine geçip kaybolmak istedim. Beni her anlamada çok büyüten, geliştiren, besleyen bir proje oldu. Kaan’ın ezber bozan çalışma stili bana kendimi hem çok özgür hem de kayıp hissettirdi. Hem fiziksel hem de duygusal olarak yeni şeyler deneyimlediğim bir iş oldu. Korkudan yerin dibine girmek istediğimde yerin üstünde durmaya çalışmak da buna dahil, kışın Marmara Denizi’nde yüzmek, yılanla, horozla, bebek bir kuzuyla koyun koyuna yatmak da. Çok güzel bir ekiple çalıştık, Kaan çok yetenekli, çok zeki biri. Tamamen ezber bozmak üzerine bütün pratiği, bildiğiniz bütün şeyleri unutuyorsunuz. Bunu deneyimlemek çok güzeldi, beni çok esnettiğini düşünüyorum.

Hamlet’in bu uyarlamada kadın olmasına gelince, biz bunun üzerine Kaan ile hiç konuşmadık aslında. Benim görüşüm şu yönde, tabii ki de böyle güç dengelerinin arasına, Fayton Krallığı’nın ortasına, o sevgisizliğin, aç gözlülüğün, hırsın, bunca pisliğin arasına bir kadın karakter koyunca, hikayeye bir katman daha ekleniyor, farklı okumalara ve yorumlara açık kılıyor, zenginleştiriyor. Bir de benim açımdan oyuncu olarak, sektörümüzde kadın oyuncular için yazılan karakterler ve hikayeler hâlâ bu kadar sınırlı ve kalıplaşmış haldeyken, ben böyle zengin ve derinlikli, git gelli, ikilemleri olan bir karakteri canlandırma imkanım olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum. 

ÖNCEKİ HABER

Kürt Dili Hareketi Derneği Başkanı: Kürdistan ve Kürtçe tahribi yapan akademisyenler soruşturulsun

SONRAKİ HABER

Muhalefetin "bütçede yangın söndürme uçağı için ek ödenek ayrılsın" talebi reddedildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...