18 Ekim 2021 00:32

Kocaelili metal işçileri: Hayatımızın özeti borç ödemek

Kocaeli’de görüştüğümüz metal işçilerinin ortak vurgusu derinleşen yoksulluk. En temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale geldiklerini belirten işçiler, borçla yaşadıklarını söylüyor.

Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

Ulaş TAŞÇIOĞLU
Deniz VİRA
Kocaeli

Ülkede gündem her an değişse bile bütün gündemlerin odak noktasını kriz ve derinleşen yoksulluk oluşturuyor. Bir yanda salgın, eğitim süreci, öğrencilerin yurt ve barınma sorunları yer alırken diğer yanda iktidara yakınlığıyla bilinen birçok şirketin vergi kaçırmak için yurt dışına para aktarması iddiaları, TÜGVA’ya göstermelik bedellerle peşkeş çekilen alanlar, başta gıda olmak üzere temel tüketim maddelerine yapılan fahiş zamlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankasında yaptığı görev değişiklikleri ile birlikte doların tarihi rekor kırması… Bu gelişmeler emekçilerde yoksulluk olarak karşılık buluyor. Kocaeli’de görüştüğümüz metal işçilerinin ortak vurgusu ise derinleşen yoksullukla birlikte kendilerince geliştirdikleri önlemler oluyor.

‘KENDİM İÇİN YAPABİLDİĞİM TEK ŞEY, BORÇLA ALDIĞIM AYAKKABI’

Fabrikadaki çay molasının ana konusunun ekonomi ve alım gücü tartışması olduğunu belirten Modül Çelik işçisi, “Ben dört kişilik bir aileye bakıyorum, öncesinde haftalık pazar alışverişine 100 TL harcarken geçen hafta 270 TL harcamak zorunda kaldım. Aldığım şeyler de en temel şeyler yani. Peynir, kahvaltılık, sebze ve meyve. Şimdi biz bu tablo ile karşı karşıyayken Cumhurbaşkanı tarım kredi kooperatifinin marketine gidiyor, 1000 TL alışveriş yapıyor ve fiyatlar gayet uygun diyor. Sepette ne yağ var ne peynir, ne et var ne de tavuk, sadece abur cubur. Şimdi ben pazara gidince aradaki farkı görünce kendi cüzdanıma mı inanayım Cumhurbaşkanına mı? Evet Cumhurbaşkanı haklı ve doğru söylüyor, önceden yağ kuyruğu, tüp kuyruğu, ekmek kuyruğu vardı, ama önceden insanlarda para varken yağ, tüp vb. şeyler yoktu. Şimdi yağ da tüp de var ama bunu alacak para yok, alım gücü yok maalesef. Sosyal hayatımız sıfır diyebilirim. Dışarı çıkamıyoruz. Çocuklara kıyafet alabiliyorsam kendime alamıyorum. Kendim için yapabildiğim tek şey ne diye düşündüğümde, borçla aldığım ayakkabı herhalde” dedi.

Vergi kaçakçılığı haberlerini takip ettiğini belirten Modül Çelik işçisi şunları söyledi: “Birçok holding milyonlarca dolar parayı yurt dışına kaçırmış, bunun adı vergi kaçakçılığı ama bunun açığa çıkması açıkcası beni şaşırtmadı. Türkiye’de milyonlarca işçinin ücretinin asgari ücret kısmı bankaya yatırılırken, kalanı elden veriliyor. Bu da vergi kaçırmak değil mi? Patronların bu şekilde vergi kaçırdığı bir yerde Pandora Belgelerindeki milyon dolarlar bu yüzden beni şaşırtmıyor.”

‘BİR GÜN ÇALIŞIP SIVI YAĞ ALIYORUM’

Eşi ile birlikte iki kişi çalıştıklarını fakat geçinemediklerini belirten Howon Otomotiv işçisi, “Haftalık alışverişimiz sadece 250 TL. Gıdaya, faturalara gelen zamlarla birlikte yaşamak, geçinmek gerçekten çok zor bizim için. Sıvı yağın fiyatı hemen hemen benim bir günlük ücretime tekabül ediyor. Yani bir gün çalışıp bir sıvı yağ alabiliyorum, bence bu durumu iyi bir şekilde özetliyor. Ödediğim elektrik faturasına en az yüzde 35 zam gelmiş durumda. Doğal gazı ortada, bu kış bizim için çok zor geçecek. Eşimle birlikte çalışıyoruz ama bir tatil planı yapamıyoruz. Bütün sosyal kültürel yaşam bizim açımızdan askıda. Borç ödemek bizim yaşamımızın genel özeti olmuş durumda” dedi.

Bir Hyundai işçisi de şunları söyledi: “Fabrikanın diğer işyerlerine göre seyyanen yaptığı 1200-1300 TL’lik zam iyi bir zam ama bunun markette pek karşılığı yok bence. Her şeye yüzde 50, 60’lara varan zamlar geldi. En yüksek maaş da olsa bu ücretlerle yaşamı sürdürmek kolay değil. Krizle birlikte bu uçurum daha da büyüyor.”

‘HEPİMİZ HESAP UZMANI OLDUK’

Posco Assan’da çalışan bir işçi de “Gün geçtikçe yaşamı sürdürmek bizim için daha da zor oluyor. İki çocuğum var bakmakla yükümlü olduğum ama bu vergilerle birlikte devlete de bakmak zorundayım artık. Devlet vatandaşını vergi cenderesine almış, ayın 10 günü devlete çalışıyorum. Vergi vereceğiz ama bu toplanan vergiler hangi hizmete dönüşüyor? Çocuğun birisi ortaokula gidiyor, temizlik malzemesinden, kağıdına, spor malzemesinden okuldaki bilgisayara her şeyi biz karşılıyoruz. Okuldaki temizlik görevlisinin maaşını veliden istiyor okul yönetimi. Verelim vermesine de biz bunu vereceksek neden vergi ödüyoruz kardeşim diye sormayacak mıyız? Cengiz Holdingin vergisini bir kalemde siliyorsun, biz 1 ay ödemesek yakamıza yapışırsın hemen. Hayatımız hesap kitap olmuş durumda, neyi kısıp doğal gaza ödenek ayırsam diye düşünmek olmamalı bizim yaşamamımız, bu iktidar işçileri gerçekten hesap uzmanı yaptı” dedi.

‘MİLLİYETÇİLİK KARIN DOYURMUYOR’

İktidarın Suriye’ye yönelik yeni bir operasyon mesajının işçiler arasında nasıl tartışıldığını Modül Çelik işçisi şöyle anlatıyor: “Benim gözlemim şu yönde, gerçekten artık kuru milliyetçiliğin karın doyurmadığını AKP’ye oy veren işçiler de görüyor. Çünkü yarın eve ne götüreceğim sorusu milliyetçiliğe karşı daha ağır basıyor. Bunun için dün iktidarın Suriye politikasını destekleyen işçiler artık bu hamlelere prim vermiyor. İşçiler arasında en ağır gündem yarın eve ne götüreceği.”

Howon işçisi ise olası bir erken seçimle ilgili düşüncelerini şöyle aktarıyor: “Fabrikada en genel düşünce kim gelirse gelsin aynı olur düşüncesi. Ama bununla birlikte Millet İttifakının geniş bir birlik sağlaması iktidarın değişeceğini düşündürüyor herkese. Kimi AKP’liler bile eğer düzgün aday olursa veririz ama Kılıçdaroğlu’na asla oy vermeyiz diyor.”

‘TAM DA BU DURUMA ALIŞMAMIZI İSTİYORLAR’

Posco Assan işçisi TÜGVA Vakfı ile ilgili çıkan torpil belgeleri ilgili şunları söylüyor: “İnsan gerçekten garip hissediyor kendini. İktidar şaşırma duygumuzu elimizden almış, sanki şaşıramıyoruz artık. Demek ki bu memlekette üniversite okumak, kendini geliştirmek bunlar hepsi boş şeyler artık, onun yerine TÜGVA’ya gidip üye olman lazım ki torpilin, güvencen olsun. Bu yayımlanan belgeler ile ortalığın ayağa kalkması lazım, siz bizim çocuklarımızın gençlerimizin emeğini nasıl bu vakıf masalarında meze yaparsınız diye ama toplum da buna alışmış zaten. Bence iktidar tam da bu duruma alışmasını istiyor insanların.”

ÖNCEKİ HABER

Günlük kazanıp hayata her gün sıfırdan başlıyorlar | Yoksulların yemek kuyruğu

SONRAKİ HABER

EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz: Gün, üretici köylünün ayağa kalkma günüdür

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...