ATO: Cezaevinde kadınlar cinsel tacize maruz kalıyor

Ankara Tabip Odası (ATO) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu ile ATO İnsan Hakları Komisyonu, kadın mahpuslar ve anneleri ile birlikte yaşamak zorunda olan çocuklar üzerinden cezaevi koşullarını değerlendirdi. Ankara Tabip Odası’nda gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Uğurlu, kadınların yapılan aramalar ve mahkemeye sevk sırasında güvenlik sorunları bahane edilerek cinsel tacize maruz kaldıklarına dikkat çekti ve annesiyle yaşamak zorunda olan çocuklar içinse beden ve ruh sağlıklarının gözetilmesi için düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti. 

KADINLAR İÇİN İHLAL GİRİŞTE ÇIPLAK ARAMA İLE BAŞLIYOR

Türkiye cezaevlerinde yaşanan sorunların, bireylerin bedensel ve ruhsal bütünlüğü ile birlikte haklarına saygı duyulmadan çözülemeyeceğine dikkat çeken ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Uğurlu, infaz yasalarının kadınlara özel ve onların gereksinimlerini karşılayacak hükümler içermediğini söyledi. Kadınlara özel ceza ve tutukevlerinin dahi kadınların ihtiyaçlarına uygun altyapı ve donanıma sahip olmadığını belirten Uğurlu, “Kadınlar için ilk ihlal cezaevlerine girişte yapılan çıplak arama ile başlamakta ve çoğu kez ziyaretçileri dahi kapsayarak keyfi bir şekilde sürdürülmektedir” dedi.

CEZAEVİ KOŞULLARI HAK İHLALİ YARATIYOR

Kadın mahpusların sağlığa erişimde de sorunlar yaşadığını aktaran Uğurlu, “Muayene sırasında infaz ya da kolluk kuvvetlerinin odadan çıkmayı reddetmesi, kelepçeli muayene gibi durumlar çoğu kez kadın mahpusun muayene ve tedavi olmadan cezaevine dönmesi ile sonuçlanmaktadır. Ayrıca işkence izlerinin tespitinin engellenmesi amacıyla da mahkemeye gidiş ve gelişlerde sorun çıkarıldığı ifade edilmektedir” diye konuştu.

Kadınların cinsiyete dayalı ayrımcılığa uğramamaları konusunda hukuk mevzutında herhangi bir değişikliğin de yapılmadığını vurgulayan Uğurlu, “Adli kadın mahpuslar ise infaz koruma memurları tarafından aşağılandıklarını, küçümsendiklerini, cezaevi idaresinin siyasi tutuklularla konuşmasını yasakladıklarını ifade etmektedirler. En önemli yakınmalarında birisi koğuşlarda yapılan aramalar sırasında, mahkeme ve hastaneye sevk sırasında güvenlik tedbirleri bahane edilerek sıklıkla cinsel tacize maruz kalmalarıdır” diyerek bu şikayetlerine karşın ise disiplin cezası veya infazlarının yanması korkusuyla hak arayamadıklarını söyledi. Uğurlu, yaşanan diğer hak ihlallerini ise şöyle sıraladı: “Hamile, yeni doğum yapmış, ciddi ameliyat geçirmiş, ağır hastalıkları olan kadınların hastaneye veya duruşmlara gidiş geliş sırasında diğer tutuklularla aynı uygulamaya tabi tutulmaları, güvenlik gerekçeleri ile hastanelerde tutulmak istenmemesi ya da kötü fizksel koşullarda olan mahkum koğuşlarında tutulması, aile refakatinin engellenmesi, yeni doğum yapan kadınların hemen gözaltına alınması ya da doğuma kelepçeyle götürülmesi yaşanan diğer hak ihlalleridir.”

ÇOCUKLARIN BEDENSEL VE RUHSAL GELİŞİMİ CEZAEVİNE  EMANET!

Cezaevlerinde anneleriyle birlikte yaşamak zorunda kalan çocukların da çözüm bekleyen bir diğer konu olduğunu ifade eden Uğurlu, “Çocuk sayısına ilişkin sağlıklı bir bilgi yok ancak bu çocuklar için kreş ve gündüz bakımevi oluşturulması, oluşturulmadığı durumlarda bu çocukların devlete ait dışarıdaki bir kreş ya da gündüz bakımevi olanağından yararlandırılması gerekmektedir. Bu olanakların yaratılmaması çocukların bedensel ve ruhsal gelişimini engellemekte, mevcut çocuklar açısından da bir cezaya dönüşmektedir” dedi.

Bu tür hak ihlallerinin ve eşikli bir yönetimin devletin sorumluluğunda olduğunu da belirten Uğurlu, cezaevlerindeki kadınlar ve yanlarında yaşamak zorunda kalan çocukların sorunlarının takipçisi olacaklarını dile getirdi. (Ankara/EVRENSEL)

Görüş yasağına tepki gösteren tutuklu yakınından: Burası Guantanamo Cezaevi mi?

Gergerlioğlu anlattı: Diyarbakır Kadın Cezaevinde banyonun önüne kamera konulmuş

30 yıldır cezaevinde olan 51 yaşındaki tutuklunun tahliyesine "disiplin" engeli

Baro, İHD, ÖHD ve Rosa’dan rapor: Kadın tutuklu işkence gördü