Asgari ücretli için yaşam çalışmaktan ibaret

Asgari ücretliler, hafta içi fabrika ve ev arasında mekik dokumalarına rağmen geçinemiyor, izin günlerinde bile ek iş yapıyor.

27 Eylül 2021 00:42
Paylaş

Eren ERGİNE
Murat UYSAL
İstanbul

Yüzlerce fabrikada binlerce işçinin çalıştığı, evlerle fabrikaların iç içe geçtiği bir işçi mahallesi Kıraç. Anadolu’dan yoğun göçün yaşandığı, yoksul ailelerin hayat mücadelesi verdiği, yoksulluk kadar işçi direnişlerine de tanık olmuş bir yer burası… Fabrikalardan çıkan kokuların birbirine karıştığı Kıraç’ta, durak isimlerini yine fabrikalar belirliyor. Otobüsün durduğu her işyeri bir durağa adını veriyor. Fabrika ev arasında mekik dokuyan emekçiler asgari ücretle geçinmenin formülünü arıyor. Kimi yanı başında bulunan lüks sitelere temizliğe gidiyor, kimi mesai sonrası ek iş yapıyor. Çalışmanın dışında bir hayat tahayyül edemeyen emekçilere bu yaşam bir tatili dahi hayal haline getiriyor.

‘BAZI GÜNLER EVE EKMEK GÖTÜREMİYORSUN’

İstanbul’un emekçi mahallelerinden biri olan Esenyurt Kıraç’a doğru yola çıkıyoruz. İstanbul’a uzaklığı ile bilinen Beylikdüzü’nün de ötesine geçip Kıraç’a varıyoruz. İşçilerin iş çıkış saatinde mahalle ile fabrikaları birbirine bağlayan caddedeyiz. Servislerin biri geliyor biri gidiyor. Mesaisi biten ile yeni başlayan o caddede buluşuyor. 3 çocuk babası inşaat işçisi Hakan Taşkesen mesai sonrası evin yolunu tutanlardan. Konunun ekonomi olduğunu duyunca, “Eskisi gibi iş yok 2 gün çalışıyorsun 3 gün yatıyorsun” diye söze giren Taşkesen, “Her gün iş olsa her gün çalışırım. Çocuklarıma ekmek götürebilmek için. Ama inşaatta her gün iş olmuyor, mecburen her işe gidiyorsun. Durumlar kötü bunu yukarıdakiler de biliyor. Kiralara zam geldi, 1200 lira veriyorum asgari ücretli biri bunu nasıl ödeyecek. İnsanlar çoluk çocuğuna mı baksın, öğrenci mi okutsun? Bugün pazardan 5 kişilik bir aile için alışveriş yapsam 300 liradan aşağıya çıkamıyorsun. Günü gününe geçinmeye çalışıyoruz, bazı günler eve ekmek bile götüremiyorsun. Yeni doğan çocuğum var, süt alamıyorum” diye sitem ediyor.

ASGARİ ÜCRET ALIYOR 1300-1500 LİRA KİRA VERİYOR

Taşkesen, sosyal yaşantıdan uzak günü kurtarabilmek için çalıştıklarını ifade ederek, “Asgari ücrete çalışan bir insan dışarıya gezmeye gidemez. Parası olacak ki bir yerlere gidebilsin, insanlar asgari ücret alıyor 1300-1500 lira kira veriyor. Bunun suyu elektriği var bu insanlar ne yiyecek, taş mı yiyecek?” diye soran Taşkesen “2007’den beri İstanbul’da yaşıyorum, 14-15 sene içerisinde İstanbul içine toplasan 3-4 kere gitmemişimdir. Gittiğim zamanlarda da çalışmak için gittim gezmek eğlenmek için değil. Halimiz budur işte, inşaatlara gidiyoruz kullandığımız çanta budur işte yırtık. Yenisini alamaz mısın alırsın ama maddi imkanlar el vermeyince alamıyorsun” diyor.

Asgari ücretle geçinmenin mümkün olmadığını söyleyen bir başka işçi ise Ökkeş Ünlü, “Fabrikada boya işi yapıyorum, asgari ücret alıyorum. Ekonomi berbat, kiralar uçtu. 750 lira ödüyordum, 1100 lira oldu. ‘Ekonomi iyi diyorlar, şöyle büyüdük böyle büyüdük’… Ama kendileri büyüyor biz büyümüyoruz. Kendi cepleri doluyor işçinin cebi dolmuyor. Hayatımızı kredi kartıyla döndürüyoruz, bir alışverişe gidiyorsun, kirayı ödüyorsun aldığın maaş bitti” diyor.

‘YÜZLERCE BİNA YAPTIM KENDİ EVİM YOK’

Yıllarca inşaatlarda çalışmış Ökkeş Ünlü’nün dikili bir ağacı bile yok. “İstanbul’un her yerinde çalıştım, yüzlerce bina yaptım, kendi evim yok, kiradayım. Kredi çekeyim ev alayım desen alamazsın. Bir sigara alayım desen yarıdan fazlası vergi, gıda da aynı bir sıvı yağ alsan 80 lira, uçuyoruz diyorlar nereye uçuyoruz, uçmak böyle mi olur? Kendi ceplerini dolduruyorlar. Eskiden çocukları toplar hafta sonu Eminönü’ne giderdik, mangal yapmaya giderdik şimdi o da bitti. 5 seneden beri bir yere gidemiyorum. Elektrik kesilmesin, çocuklar aç kalmasın bunun için çalışıyorum. Millet zor durumda, bu iktidarın değişmesi lazım başka yolu yok. AKP’ye oy veren arkadaşlarım var, şimdi ‘Elim kırılsaydı da oy vermeseydim’ diyor. İnsanlar değişiyor, sebebi ise ekonomi” ifadeleriyle anlatıyor.

Yıllarca çalıştıktan sonra bir ev alabilen gıda işçisi Reyhan Vural’ın durumu da Ökkeş Ünlü’den çok farklı değil. “Eşim de ben de çalışıyoruz ona rağmen geçinemiyoruz” diyen Vural, “Bir kişinin çalışmasıyla olmuyor, markette pazarda fiyatlar uçtu.  En son 5 sene önce tatile gidebildik. Tatil yok, sosyal hayat yok bir sinema, tiyatro zaten yok. Hafta sonu çocuğunuzu alıp, yemek yemeye eğlenmeye gidemiyorsunuz. 2825 liraya işçi nasıl geçinebilir, gezmeye mi gitsin, tatile mi gitsin çocuğuna mı baksın kirası varsa kirayı mı ödesin?” diye soruyor.

‘HAYALİM TATİLE GİTMEK’

24 yaşında olan Resul Kızılırmak fabrika yollarına 15 yaşında düşmüş. Daha okul yıllarında başladığı çalışma hayatı onu okumaktan da koparmış. Şimdi çikolata fabrikasında çalışan Kızılırmak, “Hayat şartları zor ulaşım ücretleri, gıda fiyatları, tekstil ürünleri pahalı. Kişisel harcama yapamıyoruz. Kirada oturmuyorum ama bir evde en az 3 kişinin çalışması gerekiyor ki o evin kirası faturası ödensin. Hayat şartlarından dolayı köyüne giden mi dersin, yurtdışına çıkmak isteyen mi dersin artık çok fazla var çevremizde. Bize tatil hayal, şöyle söyleyeyim tatile gidebileceğim İstanbul sahilleri var, başka yere gitme İstanbul dışına çıkmak gibi bir şansımız yok. Asgari ücretle geçinen insanlar için bizim için çok zor. Evden işe işten eve gidiyoruz. Haftanın bir günü izin veriliyor bize, o gün arkadaşımın yanına gidip birkaç saat geçirip eve dönüyorum. En fazla bir kafeye oturup bir çay içiyorsun ötesi yok” diye anlatıyor. En büyük hayallerinden biri tatile çıkmak olan Kızılırmak, “Gezip görmek istediğim çok yer var. Bodrum’a gitmeyi çok istiyorum. Karadeniz Bölgesi’ni düşünüyorum Giresun, Samsun, Trabzon o taraflara gitmeyi çok istiyorum. Zaman çok değerli bir şey 24 yaşındayım zamanın nasıl geçtiğini bilmiyorum, hangi ara askere gittiğimi hangi ara bu yaşa geldiğimi bilmiyorum” diyor. Eğer okula gidebilse yönetmen olmak istermiş Kızılırmak, “Aksiyon filmleri işçi filmleri çekerdim. İşçilerin hayatı başlı başına bir aksiyon değil mi? 15 -16 yaşında başladım çalışmaya çocuk yaşta. Okula gidiyordum 12 gibi eve gelip yemeği yedikten sonra tekstilde çalışmaya gidiyordum. Şimdi yine aynı çalışmaya devam” diye anlatıyor.

‘3 YILDA İKİ KEZ İZİN YAPTIM’

29 yaşında Ersen 25 yıldır Kıraç’ta yaşıyor. Daha ilkokul yıllarında çalışmaya başlamış bundandır liseyi bile okuyamamış. 10 yıldır kuryelik yapıyor. 3 çocuk babası Ersen, “Ekonomiye anlam veremiyorum. Bugün aldığımı, yarın aynı fiyata alamıyorum. 3 çocuk babasıyım, çok zor geçiniyoruz. En az 12 bazen 16 saat çalışıyorum. İzin yapmıyorum çift yevmiye alıyorum, gece gündüz iş var, sosyal hayat yok. Çocuklarım yüzümü bir tek sabah görüyor, gece gittiğimde zaten uyuyorlar. 3 yıldan beri aynı firmada çalışıyorum hiç 8 saat çalışmadım, 3 yıldan beri 2 kere izin yaptım” diyor.

Motokuryelerin zamanla yarıştığını anlatan Ersen, “Günde 2-3 kez kaza atlatıyorum. Akşam saatleri trafik yoğun oluyor bizde dakikayla yarıştığımız için gecikince iptal olan siparişler oluyor. Bu sefer çalışanlar bastırıyor, siparişler nerde diye. Paketleri alıp aralardan girip çıkıyoruz, ters yönlere giriyoruz. Bu kadar çile geçim sıkıntısından dolayı. Param olsa niye çalışayım gider çocuklarımla tatil yaparım, gezerim. Olmayan para için çalışıyoruz, her yere borç yapıyorsun maaşı alıyorsun kirayı öde faturayı öde, bakkala öde aldığın para 1 günde bitiyor, 2 gün cebinde kalmıyor. Her ay aynı şekilde. Allah’tan esnaf tanıdık mahallede yoksa borç vermese ne yapacaksın. Borcu kapatıyorsun tekrar borç yapıyorsun değişen bir şey yok. Önümüzü göremiyorum” diyor.

‘ÇOCUĞUM OKULA OTOBÜSLE GİDİYOR YÜRÜYEREK DÖNÜYOR’

Çocukları için gelecek kaygısı geçtiğini aktaran Sevim Yaşan, “Ekonomiyi çökerttiler, 2 tane çocuğum var, ikisi de liseye gidiyor. Çocuklar için çalıştığım şirketten yardım alıyorum. Hafta sonları bile çalışıyorum ev temizliğine gidiyorum, bunu devletimiz duysun. Yetmiyor, yetiremiyoruz. Çocuğum sabah okula otobüsle gidiyor, dönüşte yürüyerek geliyor, 45 dakikalık yolu. Bunu devletimiz duysun. Gelecek kaygım var, kendim için değil çocuklarım için. Okuyacaklar eğitimini tamamlayacaklar, bunun için çok çaba gösteriyoruz, çocuklarım da fedakarlık gösteriyor. Ama ileride mesleğini eline alıp çalışabilecek mi kaygısı var” diye konuşuyor.

Haftaiçi fabrikada, haftasonu ev temizliklerine giden Yaşan, “Pazara gideceğim, 50 lira param var. Alacağım sadece pırasa başka da bir şey yok. Ekmek parası, çocukların okul harçlığını saymıyorum bile. 1500 lira ev kredisi ödüyorum, hayatımız burada geçiyor. İlk defa tatile gittim bu sene abimin yazlığına, 1 hafta orda tatil yaptım sayılır. Bırakın sosyalleşmeyi hafta sonu bile çalışıyorum anlatabiliyor muyum?” diye soruyor.

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Suriyeli mülteci Ahmet: Bu paraya çalışmam dersem, ne yapacağım?

SONRAKİ HABER

Maarif Vakfına milyarlar aktı, üniversiteliler yurtsuz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...