6 Ağustos 2021 21:50

"Yanan alanların ranta kurban edilmemesi için belediyeler çok hassas davranmalı"

Bodrum'un Mumcular Mahallesi'nden Gökhan Güzel'in mektubu: "Yangın sonrasında hepimize büyük görevler düşüyor. Alanların ranta kurban edilmemesi hususunda belediyeler çok hassas davranmalı."

Fotoğraf: DHA

Gökhan Güzel
Bodrum'un Mumcular Mahallesi'nden bir üretici

Türkiye, günlerdir orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Yangın bölgelerinde yaşayan köylüler, traktörleri ve su bidonları ile gençler, hortum taşıyarak, kazma kürekle alanlar açarak yerel yönetimler, her türlü lojistik desteği sağlayarak gönüllüler ve yardımseverler ise maddi-manevi destekte bulunarak ormanlarımızı korumaya çalışıyoruz. Ama ne yazık ki oksijen kaynaklarımızı, hayvanlarımızı, insanlarımızı, yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarımızı, atadan kalma topraklarımızı, yılların birikimi evlerimizi, hatıralarımızı, neşemizi, doğamızı, yurdumuzu kaybediyoruz.

Yangınların birinci haftası geride kalmışken afetten etkilenen toplam alan yaklaşık 55.000 futbol sahası büyüklüğünde. Bu rakam 2020 yılında tüm Türkiye’de yanan alanın yaklaşık 2,5 katı. Durum buyken neden Muğla afet bölgesi ilan edilmiyor? Neden 1 haftadır bu yangının önüne geçilmiyor? Neden göz göre göre yitip gitmesine izin veriliyor? Neden bu yangınların sebebi bir türlü bulunamıyor? Neden tüm bölge havadan müdahale şart diye haykırırken yöneticiler pervasız açıklamalar yapıyor? Bu sorular uzar gider. Asıl mesele ve cevap yapısal ve sistemsel. Ekonomide, insan hakları konusunda, sığınmacı sorununda, eğitimde, sağlıkta, hukukta, kadın hakları ve çocuk istismarı hususlarında yaşadığımız sorunların sebebi neyse orman yangınlarıyla mücadele edilememesinde de aynı sebebi görüyoruz. Akıl ve bilimin yok edilmeye çalışıldığı bir tek adam rejimi. Ortak akıldan uzak hareket eden, bölen, ayrıştıran bir yönetim. Tek odak noktası sermaye olan bir parti devleti. Bir de bunların üzerine ekolojik dengenin bozulması, terör, kundaklama, arazi mafyaları, doğayı yok ederek rant sağlamaya çalışanlar gelince Türkiye’nin gözbebeği Muğla’nın cennet koyları, ormanları, köyleri cayır cayır yanıyor.

Yangının ne kadar daha süreceği belli değil. Fakat şimdiden etkileri gözüküyor. Ormanlık alanların yanması sonucu ekolojik yaşam ve canlı popülasyonu çok zarar görecek. Bazı endemik türlerin yok olması tabiat zenginliğimizi zayıflatacak. Özelikle Mazı ve Marmaris bölgesinde çam ağaçlarının yanması arıcılık sektörünü ve bölgeye has çam balı üretimini son derece olumsuz etkileyecek. Yine ormanlık alanlardaki verimli zeytin ağaçlarının yanması zeytin ve zeytinyağı üretimini düşürecek. Doğa harikası koylara sahip özellikle Mazı, Çökertme ve Ören gibi yerlerdeki tesisler yangından etkilendiği için turizm geliri düşecek. Bunlar ve etkisini daha sonra göreceğimiz birçok ekonomik, sosyolojik, psikolojik sonuçlar doğrultusunda bölgemizin maddi-manevi hasarı çok büyük.

En büyük temennimiz bir an önce yangının durdurulması. Yangın sonrasında ise hepimize büyük görevler düşüyor. Yanan alanların büyük çoğunluğunun yerel yönetimi muhalif partilerde. Bu noktada alanların ranta kurban edilmemesi hususunda belediyeler çok hassas davranmalı. Çünkü AKP faşizmi yangınların başladığı günlerde çıkardıkları gece yarısı kanunuyla kıyılar başta olmak üzere orman alanlarındaki yapılaşma tasarrufunu Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkisine bırakıyor. Kanuna göre Turizm Gelişim Bölgelerindeki yatırımlar için artık “Çevresel Etki Değerlendirmesi” (ÇED) raporu da aranmayacak. Yani topraklarımız yağmaya açık hale gelecek. AKP hükümeti gideceğini anlayarak son vurgunlarını yapmaya çalışıyor. Ancak kanunun Anayasa Mahkemesinden döneceği kanaatindeyim.

Son olarak; afet bölgelerindeki birlik beraberlik insanın umutlarını yeşertiyor. Ateşe karşı verilen canla başla mücadele, kriz masalarına ülkenin dört bir yanından gelen yardımlar, bağışlar, kampanyalar bundan sonrası için güç ve moral kaynağı oluyor. Yangın boyunca alandan ayrılmadan mücadeleye katkı sunan Bodrum Belediye Başkanı Sayın Ahmet Aras’a ve Milas Belediye Başkanı Sayın Muhammet Tokat’a teşekkür ediyorum. Yangınla mücadelede maddi-manevi katkı sunan tüm doğa severlere, köylülere, yurttaşlara minnettarım. Hep birlikte bu yurdu yeniden yeşillendireceğiz, yeniden cennet yapacağız. "Doğa bizden yana."

İLGİLİ BAŞLIKLAR

Evrensel'i Takip Et