19 Haziran 2021 08:32
Son Güncellenme Tarihi: 19 Haziran 2021 17:23

Kadınlar Maltepe’den seslendi: İstanbul Sözleşmesi'nden değil önümüzden çekilin!

Kadınlar ve LGBTİ'ler İstanbul Maltepe’de “İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz” Mitinginde buluştu. Kadınlar "Sözleşmeden değil önümüzden çekilin!" diye seslendi.

Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel

Paylaş

Meltem AKYOL
Elif TURGUT
İstanbul

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı aylardır sokakları terk etmeyen kadınlar bu kez İstanbul Maltepe Meydanından seslendi. İstanbul Sözleşmesinin kadınların yaşam güvencesi olduğuna dikkat çeken kadınlar iktidara ‘Sözleşmeden değil önümüzden çekil’ diye seslendi. 1 Temmuz’a kadar eylemlerini sürdüreceklerini ilan eden kadınlar, “Bugün burada, İstanbul’dayız. 1 Temmuz’da her yerdeyiz. İstanbul Sözleşmesi’nden de, haklarımızdan da vazgeçmiyoruz” dedi. Mitingde 1 Temmuz’da ülke genelinde gerçekleştirilecek İstanbul Sözleşmesi eylemlerine de çağrı yapıldı. 

BİNLERCE KADIN MALTEPE’DE BULUŞTU

Kadınları şiddetten korumak için devlete yükümlülükler veren kadın ve LGBTİ haklarının korunmasını garanti altına alan İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin 20 Mart gece yarısı çekilmesi 1 Temmuz’da resmileşecek. Çekilme kararına karşı aylardır sokakları terk etmeye kadınlar bu kez Maltepe’de buluştu. kadın ve LGBTİ, emek ve meslek örgütü, siyasi parti, dernek, inisiyatif ve platformlardan oluşan 131 kurumun çağrısı ile gerçekleştirilen mitinge Türkiye’nin pek çok ilinden de katılım oldu.

‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz’, ‘İstanbul Sözleşmesi Bizim’ ‘Deniz Poyraz ölümsüzdür’ ‘Jin jiyan azadi’ sloganlarıyla alana giren kadınlar ellerinde "Asla yalnız yürümeyeceksin",  "Anayasa'yı, yasayı, sözleşmeyi uygula", ‘Bir kişi daha eksilmeyeceğiz’ ‘İstanbul Sözleşmesinden değil önümüzden çekil’, ‘Neşemizi çalanlardan hesap sormaya geldik’ dövizleri ile miting alanına yürüdü.

Alana girişte polis LGBTİ bayraklarına engel olmaya çalıştı. Kısa süreli gerginliğin ardından kadınlar alana girdi.

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN VAZGEÇMİYORUZ"

Kadınların miting alanında buluşması sonrası “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” başlıklı ortak metin okundu. Mitingde ortak açıklamayı aralarında Sağlık Emekçisi Yasemin Bakır, DİSK Kadın Komisyonundan Olcay Ozak, katledilen Seda Kurt’un Annesi Bedia Akar, Katledilen İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi Aylin Sözer’in öğrencileri adına Revşan Aydınarığ’ın da aralarında bulunduğu miting katılımcıları okudu.

Meclis’te oybirliği ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden tek kişinin kararı ile çıkılmak istenmesine tepki gösterilen açıklamada, “Bu hukuksuz, bizim için geçersiz karar, isyanımızı, öfkemizi büyüttü. Kabul etmiyoruz” denildi.

Şiddetin, kadın katliamının, tecavüz ve tacizlerin artarak sürdüğü, kadına karşı tüm şiddet biçimlerinin sıradanlaştırıldığı, LGBTİ’lerin sistematik olarak hedef gösterildiği bir ortamda, sözleşmenin kaldırılmasının bu suçlara zemin hazırlamak anlamına geleceği vurgulanan açıklamada, sözleşmenin ardından bugün de 6284 Sayılı yasanın, yoksulluk nafakasının, çocuk istismarcılarına affın, şiddet suçlarında belge istenmesinin, çocuk istismarı, tecavüz ve kadına karşı şiddet suçlarında “somut delil” aranmasının gündeme getirildiği hatırlatıldı.

“Kazanılmış haklarımızın hiçbirinden vazgeçmiyoruz” diyen kadınlar, sözleşmenin tüm gereklerinin acilen yerine getirilmesi için acil eylem planı açıklanmasını talep etti.

1 TEMMUZ’A ÇAĞRI

1 Temmuz’da ülke genelinde gerçekleştirilecek İstanbul Sözleşmesi eylemlerine de çağrı yapılan açıklamada, “1 Temmuz’dan sonra da sözleşmeyi nasıl kazandıysak öyle savunacağız. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, erkek adalet değil, gerçek adaletin uygulandığı, demokratik bir hukuk devletinde eşit, özgür ve şiddetten uzak bir yaşam sürmek hakkımız” denildi. Açıklama “İstanbul Sözleşmesi’nden değil, önümüzden çekilin” çağrısı ile sona erdi.

AÇIKLAMANIN TAMAMINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ

ALANDAN YÜKSELEN TALEPLER

Kadınların miting alanından dile getirdiği bazı talepler ise şöyle sıralandı:

  • Eşit yurttaşlık hakkımızın garanti altına alınması için hayatın her alanında somut adımlar atılsın
  • Toplumsal cinsiyet eşitliği yasalarda ve hayatın her alanında sağlansın
  • Kazanılmış haklarımızı tehdit eden söylemlere ve girişimlere son verilsin
  • 6284 sayılı kadınları şiddetten koruma yasasının etkin ve eksiksiz uygulansın
  • Çocuk istismarcılarına “erken evlilik” “genç evlilik” gibi adlar altında af çıkarma girişimlerine son verilsin
  • Çocuk yaşta evlendirmeleri teşvik edenler cezalandırılsın
  • İşyerinde şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesi için etkin politikalar uygulansın, örgütlenme özgürlüğü sağlansın
  • Eğitim, medya ve toplumsal hayatın her alanında cinsiyetçi rolleri değiştirmek üzere somut adımlar atılsın
  • Şüpheli kadın ve LGBTİ ölümleri mercek altına alınsın; failler ve soruşturmaların kapatılmasında rolü olanlar cezalandırılsın

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ SAVUNUYORUZ"

Mitinge katılan kadınlar Evrensel’e konuştu.

Edremit Eğitim Sen Baş Temsilcisi Fikriye Yadırgı: "Bugün tarihi bir gün, bu tarihte bizde yer almazsak gelecekte hesap veremeyiz. Bu boynumuzun borcu. Yaşamlarımıza sahip çıkmak için, öldürülen Deniz Poyraz için, katledilen tüm kadınlar için buradayız. 1 Temmuz’da geri çekilecek olan sözleşmenin uygulatılması için buradayız. Kadınlar geleceksizlikle yoksullukla baş başalar. İstanbul Sözleşmesi temel haklarını savunuyor kadınların; Daha bir hafta önce Sibel Kaman (Zilkaya) koruma kararına rağmen öldürüldü. Biz bunların önüne geçmek sözleşmeyi uygulatmak için elimizden ne gelioyrsa yapacağız."

"ŞİDDET MAĞDURUYUM, KARAKOLLARA GİTTİM, EVE GÖNDERDİLER"

7 yıl boyunca evli olduğu erkek tarafından şiddete maruz kalan Hilal Acuner miting alanındaki yerini aldı. 7 yıl boyunca evli olduğu erkek tarafından şiddete uğradığını söyleyen Acuner çaldığı her kapının da üzerine kapandığını söyledi. Acuner, şunları söyledi: “Şiddet mağduruydum, emekli bir askerdi eşim, koşarak karakollara gittim, başıma silah bile dayadı, artık duvarlara mı çarpılmadım, gözlerim morluk içinde mi gezmedimi her gün yalvarıyordum Allah’a kurtulmak için. Şimdi buradayım” dedi. “Kendi kendime mücadele vermektense birlikte mücadele etmek çok daha önemli” diyen Acuner, “Buradaki bütün kadınların evlerine çekilip kalmamaları gerekiyor. Ben mücadele ettim, merdivenlerde yattım, geceleri sokaklarda yattım. Dayanışmanın duyarlılığın artması gerekiyor. Şiddet gören kadınlarla yan yana gelmemiz gerekiyor. Onların kendilerini yalnız hissetmemesi gerekiyor. Her gün kadınlar öldürülüyor. Ben kurtuldum, işte bunun için İstanbul Sözleşmesinin uygulanması gerekiyor. Yasalarla korunmuş oluyoruz, kendimizi daha güvende hissetmek istiyoruz.”

"KADIN VE İŞÇİ OLARAK HAKLARIMI SAVUNMAK ADINA BURADAYIM"

HT Solar İşçisi Şenay Karahan: Bir kadın olarak bir işçi kadın olarak haklarımızı savunmak için buradayız. Biz kadınız, iş yerinde evde, her yerde pek çok sorun yaşıyoruz. Ne kadar birlik olursak o kadar başarılı olabiliriz. Ayrım yapmaksızın bütün kadınların başörtülü başörtüsüz bütün kadınlar yan yana gelmeli birbirine destek olmalı. Bir de o nedenle buradayız. Önemli olan kadınların bir araya gelmesi, yan yana gelmesi diyoruz. Tüm fabrikalarda işçiler bunu savunmalı geri adım atmamalı, biz kadınlara sadece biraz cesaret lazım. Elimden ne geliyorsa yapmak için buradayım.

"SAVAŞ DEĞİL, BARIŞ İSTİYORUZ"

Kadınlar, 17 Haziran'da HDP İzmir Binasına düzenlenen saldırıda katledilen Deniz Poyraz için de adalet talebini dile getirdi, "Savaş değil, barış istiyoruz" dedi. Barış Annesi Hediye Aydın, "Ben bugün Deniz için buradayım. Sanki Deniz ne yaptı? Deniz işinde gücünde, gittiler Deniz’i öldürdüler. O katili gönderen insanlar var tek başına gitmemiş. Bütün kadınlar için buradayız. Bugün Deniz yarın ben, sonra sen… Biz savaş istemiyoruz, barış istiyoruz. Biz kardeşlik istiyoruz. Asker de gerilla da ölmesin. Onlar bunlar da bizim çocuklarımız. Biz hep barış istedik. Barışın peşindeyiz onlar ne yaparsa yapsın. Bir Deniz gitti, yüzlerce Deniz var burada." diye seslendi.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANANA KADAR EVLERİMİZE DÖNMÜYORUZ!

Yıldız Üniversitesi’nden Gizem Zorba: Sürekli haberlere konu oluyor kadınlar, korkuyoruz. Bu yüzden İstanbul Sözleşmesi uygulansın istiyoruz. Bu nedenle buradayız, sıradaki olmak istemiyorum. Bir üniversite öğrencisi olarak buradayım. Bize bırakılan Türkiye’de korku ile yaşıyoruz. Metro kullanırken, taksi kullanırken korkuyoruz. Taksinin plakasını birine atmadan bir yere gidemiyoruz. Daha özgür yaşamak için korkmadan yaşamak için buradayım.

Edremit Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Kadriye Gümüştaş: Sözleşme kaldırılmak istendikten sonra erkekler daha da cesaretlendi. Daha da saldırganlaştı. Neredeyse her gün bize yapılan müracaatlar arttı. Telefonlarla koruma kararı talepleri arttı. Ancak koruma kararına rağmen daha geçen hafta körfezde bir kadın kocası tarafından öldürüldü. Şiddet küçücük körfezde had safhada. İstanbul Sözleşmesi uygulanırsa erkeklerin bu cesareti kırılacak. Çocuk evliliklerine af tasarısı da gündemde, bunun için de İstanbul Sözleşmesi uygulansın istiyoruz. Biz vazgeçmeyeceğiz, alanlardayız, alanlarda olmaya devam edeceğiz.

Altınoluktan Alevi Kültür Derneğinden Elif Aydın Duman: Bütün kadınlar, ayrım olmaksızın, Alevi-Sunni, Kürt-Türk her ırktan her mezhepten kadınlar şiddete maruz kalıyoruz, sorun yaşıyoruz. Kadınlar her gün cinayetlere kurban gidiyor. Biz kadınlar geleceğimiz için, yarınlarımız için, çocuklarımız için geldik, İstanbul sözleşmesinden vazgeçmiyoruz.

KADINLAR TALEPLERİNİ DÖVİZLERE YANSITTI

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti önlemede önemli bir sözleşme olan, Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi, şiddetle mücadelenin temelinin toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması olduğunu vurguluyor.

  • İstanbul Sözleşmesi taraf devletlere ev içi şiddet (fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik), taciz amaçlı takip, tecavüz, cinsel şiddet, cinsel taciz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja ve kısırlaştırmaya zorlama gibi suçlara yönelik cezai ya da hukuki yaptırım uygulamayı zorunlu kılıyor. Bu tip şiddet olaylarına sıfır tolerans gösterilmesini, şiddete uğrayan kişi, failin eşi, hayat arkadaşı ya da ailenin bir ferdi ise, aile içinde işlenen suçların gizli kalmamasını amaçlıyor.
  • Sözleşme “Devlet, kadınlara karşı şiddet uygulanmasıyla mücadelede aktif bir rol oynayan sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını her düzeyde takdir ve teşvik edecek ve destekleyecek ve bu kuruluşlarla etkili bir iş birliği gerçekleştirecektir” diyor.
  • Sözleşme“Devlet, her türlü şiddet olayıyla ilgili istatistiki verileri düzenli aralıklarla toplayacak, şiddet olayının kökünde yatan nedenler ve bunların etkilerini, yaygınlığını, ceza oranlarını ve alınan tedbirlerin etkililiğini incelemek üzere araştırmaları destekleyeceklerdir. Toplanan bilgilerin kamuoyunun erişimine açık olmasını sağlayacaklardır” diyor.
  • Sözleşme “Devlet, tüm eğitim seviyelerinde resmi müfredata, kadın erkek eşitliği, toplumsal klişelerden arındırılmış toplumsal cinsiyet rolleri, kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kişilik bütünlüğüne saygı gibi konuların, öğrencilerin zaman içinde değişen öğrenme kapasitelerine uyarlanmış bir biçimde dahil edilmesi için gerekli tedbirleri alacaklardır” diyor.
  • Sözleşme“Devlet, kadınların daha aşağı düzeyde olduğu düşüncesine veya kadınların ve erkeklerin toplumsal olarak klişeleşmiş rollerine dayalı ön yargıların, törelerin, geleneklerin ve diğer uygulamaların kökünün kazınması amacıyla kadınların ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarının değiştirilmesine yardımcı olacak tedbirleri alacaklardır” diyor.
  • Sözleşme “Devlet, mağdurlara ve özellikle kadın ve çocuklara, kalacak güvenli yer sağlamak üzere uygun, yeterli sayıda kolayca erişilebilir barınaklar oluşturmak ve mağdurların yardımına proaktif bir biçimde koşmak üzere gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır” diyor.
  • Sözleşme “Devlet, bu Sözleşme hükümlerinin, özellikle de mağdurların haklarını korumaya yönelik tedbirlerin, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin edeceklerdir” diyor. 
ÖNCEKİ HABER

Prof. Dr. Yaman Barlas’a Eğitim Sen’den plaket

SONRAKİ HABER

Mata işçilerine promosyon ödendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa