19 Haziran 2021 06:45

Deniz Poyraz'ın katili Onur Gencer ile ilgili yanıtlanmayı bekleyen sorular

HDP İzmir İl binasına saldıran ve Deniz Poyraz'ı katleden Onur Gencer 18 Haziran'da tutuklandı. Ancak yanıt bekleyen çok soru var.

Saldırgan Onur Gencer'in Instagram hesabından alınmıştır

Paylaş

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü'ne silahlı saldırıda bulunarak Deniz Poyraz'ı katleden Onur Gencer 18 Haziran'da tutuklandı. Katil zanlısı pişmanlık belirtmedi, 'içimi soğuttum serbest bırakın' dedi. T24'ten Gökçer Tahincioğlu, yazısında 1,5 yıldır HDP binasının önünde çadır kurulu olmasına, İzmir Emniyet Güvenlik Şube'nin burada nöbet tutmasına, bina girişinde sivil polislerin her girip çıkanı not etmesine rağmen katilin nasıl rahatça içeriye girdiğini, silah sesleri gelmesine rağmen katile merdivenden inip teslim olana kadar neden müdahale edilmediği gibi pek çok soru yöneltti.

YANIT BEKLEYEN SORULAR

T24'ten Gökçer Tahincioğlu'nun "Yüzleşme" başlıklı yazısında Deniz Poyraz'ı katleden Onur Gencer'in "Tek kişilik eylem, psikolojisi bozuk bir kişinin kişisel eylemi" örgüsünün birçok kesim tarafından satın alınmak istendiğini ancak konunun o kadar basit olmadığını belirterek sorular yöneltti: "Nasıl ruhsat aldığı, silahlı fotoğraflarına rağmen nasıl yakalanmadığı, polislerin gözünün önünde nasıl aylarca keşif yaptığı, olay öncesinde kimlerden destek ve yardım aldığı, Suriye'ye gidecek sağlık ekibinde nasıl yer bulduğu, o fotoğraflara rağmen hakkında neden işlem yapılmadığı, kaldığı otellerin paralarını nasıl ödediği, silah parasını nereden edindiği hepsi yanıt bekliyor."

24 saat bile gözaltında kalmadan tutuklanan Gencer'in soruşturma dosyasındaki bazı detaylar, emniyet ve savcılıktaki ifadeleriyle ilgili bilgilere ulaştığını belirten Tahincinoğlu devamında şu bilgilere yer verdi:

"Emniyet ifadesi 27 sayfa. Gencer, ifadesinde, Kürtler'den neden nefret ettiğini anlatıyor. 1998 yılına kadar gidiyor. Sonradan vefat eden annesiyle, HADEP'li seçim görevlilerinin konuştuğunu, annesinin HADEP'e oy vermeyeceğini söyleyince tehdit edildiğini öne sürüyor. Oradan bugüne dönüyor. Sağlık görevlisi olarak çalışırken, reçeteli bir ilacı reçetesiz kullandığını, Siverekli hemşirelerin bunu açığa çıkardığını, aralarında husumet olduğunu söylüyor.  Nefretini gizlemiyor. Bu nedenle şikayetçi olduğunu, kendinin de soruşturma geçirdiğini anlatıyor. Bu soruşturma nedeniyle, iki kişiyi öldürmeyi tasarladığını ama bunların önemsiz kişiler olduğunu düşünerek vazgeçtiğini ifade ediyor. Gencer, kimsenin etkisinde kalmadığını söylüyor ama öldürmeyi tasarladığı isimleri Öcalan, Selahattin Demirtaş, Barış Atay diye sıralıyor ifadesinde. Silaha çok düşkün olduğunu, öldürme fikri kafasında yerleştikten sonra ruhsatlı silah arayışına girdiğini ve geçen yıl Haziran'da İzmir'den ruhsatlı silah aldığını anlatıyor. Psikolojisinin bozuk olduğunu ve ilaç kullandığını söylüyor ama ruhsat alırken yöneltilen sorulara, tam da istenilen yanıtları verdiğini, yalan söylediğini ifade edebilecek kadar kendinde. Geçmişten bu yana silah eğitimi aldığını, poligonda sıkça talim yaptığını ifade ediyor. Ayrıca soyadını vermediği Alican adlı bir kişinin kendisini eğittiğini de söylüyor."

Onur Gencer'in ifadesinde sıkça otellerde kaldığını, HDP İl Binası'nın yakınındaki otellerde de kaldığını, binayı düzenli olarak gözlediğini, kursa kayıt olup, HDP'nin olduğu dairede keşif yapabildiğini de anlattı. 1,5 yıldır HDP İl Binası'nın önünde güvenlik şube kamp kurmuş olduğunu ve Gencer'in nasıl göze batmadığını da soran Tahincinoğlu, Gencer'in pişmanlığını belirtmemesine de vurgu yaptı.

KATİL NASIL RAHATÇA İÇERİ GİRDİ?

"Terörist Gencer'in yalnız hareket etmediği ama öyle hareket etmiş gibi gösterileceği net. Bu teröristlerin özenle seçildiği, korunup kollandığı, bunların nefret suçlarına, silahlı pozlarına göz yumulmasının bir nedeni var. Suriye'ye seçilerek götürülmelerinin bir nedeni olduğu gibi… Ortalıkta böyle kaç terörist var, daha kaç potansiyel katil yetiştirildi, bilmiyoruz. Ve HDP'ye yapılan her şeyin müstahak görüldüğü bu ortamı yaratanların nefret dilinin daha nelere yol açabileceğini de…" diyen Tahincioğlu yazısında şu soruları yöneltti:

  1. 1,5 yıldır HDP binasının önünde çadır kurulu olmasına, İzmir Emniyet Güvenlik Şube'nin burada nöbet tutmasına, bina girişinde sivil polislerin her girip çıkanı not etmesine rağmen katil nasıl rahatça içeriye girdi?
  2. Seslensen duyulacak mesafeden silah sesleri gelmesine rağmen neden katil merdivenden inip teslim olana kadar müdahale edilmedi?
  3. Katille ilgili etraflı soruşturma yürütülmeden gözaltı işlemleri bitirilip adliyeye sevki neden yapıldı? Neden bu kadar hızla tutuklandı?
  4. Katilin cinayetten sonra yaptığı paylaşımları, gözaltına alınmasından sonra kim sildi? Sosyal medya hesabını kim kapattı?
  5. Yanında getirdiği çantada başka silah var mıydı?
  6. Katil, olağan koşullarda o saatte toplantı yapılacağını nereden biliyordu?
  7. Silahla pozlar verilen katile, bilişim polisi neden o güne kadar işlem yapmadı? (HABER MERKEZİ)
ÖNCEKİ HABER

İran'da seçimlerin boykot edildiği cumhurbaşkanlığı seçimlerini İbrahim Reisi kazandı

SONRAKİ HABER

Sağlık Bakan Yardımcısının aile şirketi bakanlıktan milyonlarca liralık ihale aldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...