09 Haziran 2021 00:40

Bakanlıklar katil toz asbestle mücadelede sorumluluktan kaçıyor

Asbest Söküm Uzmanları Derneği'nin asbest tehlikesi ile ilgili sorumluluktan kaçan bakanlıkların ve belediyelerin listesine 8 bakanlık ve belediyeler girdi.

Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Hilmi MIYNAT
Denizli

Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) asbest tehlikesi ile ilgili sorumluluktan kaçan bakanlıkların ve belediyelerin listesini açıkladı. 8 bakanlık ve belediyelerin sorumluluk almadığı açıklanan tabloyu ASUD Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari ve İş Güvenliği Uzmanı Deniz İpek ile konuştuk.

Asbest tehlikesine karşı yıllardır halkı ve bakanlıkları uyarmaya çalıştıklarını ifade eden Ensari “Asbestin birinci dereceden kanserojen madde olduğu dünyaca bilinen bir gerçek. Maalesef kamuoyu bunun yeterince farkında değil. Biz kısıtlı imkanlarla yıllardır bu noktada bilgilendirme faaliyetleri yürütüyoruz. Belediyelere, sendikalara, bakanlıklara, üniversitelere çağrıda bulunduk. Birkaç üniversite ve sendikada eğitimler verdik. Bakanlıklarla yaptığımız görüşmeler sonuçsuz kaldı. İmkanlarımız kısıtlı. Siyasi partiler ve diğer sivil toplum örgütlerinin ilgi ve desteği çok önemli” diye konuştu.

‘HALK SAĞLIĞI TEHDİT ALTINDA’

Bakanlıkların asbestli ürünlere göz yumduğunu söyleyen Ensari, “Bina yıkımları, okullarda asbest tehlikesi, pudralar ve daha birçok konuda Evrensel’de de sayısız haber yapıldı. Bu haberlerin hepsi ayrı inceleme konusu. Uluslararası Asbest Yasaklama Sekretaryası (IBAS) özel olarak Türkiye’yi takip ediyor. Asbest satışı yasak olmasına rağmen asbestli ürün üretimi de satışı da sürüyor. Bizimle iletişime geçen kimi belediye yetkilileri de oldu ama yetersiz. Halk sağlığı tehdit altında. Eğer koruyucu önlemler yetkililer tarafından alınmıyorsa insanlar kendilerini korumak zorunda. Asbestli ürünlerden uzak dursunlar, bina yıkımlarında dikkatli olsunlar” dedi.  

‘İŞÇİLERİN ÖZEL EKİPMANLARLA ÇALIŞMASI SAĞLANMALI’

Asbestle çalışmalarda sağlık ve güvenlik önlemlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından çıkarılan ilgili kanun ve yönetmeliklerle düzenlendiğini hatırlatan İş Güvenliği Uzmanı Deniz İpek, “İşçilerin asbest söküm, yıkım, tamir, çalışmalarında asbest tozuna maruziyetlerinin önlenmesi, sağlık risklerinden korunması ve diğer özel önlemler ÇSGB tarafından ilgili yönetmelikle belirleniyor. En az personelle çalışma yapılması esas bir iş olmasına rağmen bu sınır belirlenmiyor” dedi.

İpek, işçi sağlığı ve güvenliği açısından gereken önlemlerden bazılarını şöyle sıraladı; “Sökümü yapılacak asbestli malzemenin asbestle çalışmalarda risk değerlendirmesi sonucuna göre iş planı hazırlanmalı. Asbesti açığa çıkarmadan çalışma yapmak esas. Bu mümkün olmadığı durumlarda asbest lif salınımının önlenmesi sağlanarak çalışma yapılmalı. Alınan toplu koruma önlemlerine ek olarak; işçilerin özel ekipmanlarla çalışması sağlanmalı. Hangi şartlarda maske kullanılacağı yapılacak risk değerlendirmesine göre belirlenmeli. Gereksiz yere işçinin solunumuna ek yük getirilmemeli. KKD kullanımı yapılan ölçüm sonuçları ve malzeme risk değerlendirmesi sonuçlarına göre asbest söküm uzmanı tarafından kontrol altında tutulmalı.”

‘MOBİL LABORATUVARLA SÜREKLİ ÖLÇÜMLER YAPILMALI’

İşveren sorumluluklarına da dikkat çeken İpek, “Asbestle çalışmalar yapılırken işveren işçilerin veya temsilcilerinin asbest kişisel maruziyet seviyelerinin kayıtlarına ve anlamları ile ilgili bilgilere erişimine izin verecek bir sistem kurmalı. İşveren, normal işletimden sapan çalışma koşullarında istisnai derecede yüksek tehlikeli madde konsantrasyonlarına maruz kalabileceklerse işçileri derhal bilgilendirmeli. Çalışma alanı en son teknolojiye göre toz geçirmez bir şekilde ortamdan ayrılmalı. Söküm sırasında mobil laboratuvarla sürekli ölçümler yapılmalı” dedi.

‘BAKANLIK ASBESTLE MÜCADELE İŞLERİNİ DENETLEMEKLE YÜKÜMLÜ’

“Asbest söküm uzmanı, ÇSGB tarafından verilen örgün eğitimlerle, sadece geçerli iş güvenliği uzmanlığı belgesi olanlar olabiliyor” diyen İpek, “Eğitimi veren kurum ve asbest söküm planının teslim edildiği kurum olan Çalışma ve İŞKUR İl Müdürlüğü ÇSGB’ye bağlı. ÇSGB, sağlık kayıt sistemi kurarak, asbestli tüm çalışmalar başlamadan, devam ederken ve bittikten sonra etkin bir denetim sistemi kurmalı. ÇŞGB “mış” gibi yapılan tüm asbestle mücadele işlerini, sahte raporlamaları, sahte ölçüm sonuçlarını ve belediyeleri denetlemekle yükümlüdür” sözleriyle bakanlığın sorumluluğuna dikkat çekti.

8 BAKANLIK VE BELEDİYELERİN DURUMU

ASUD’un hazırladığı tabloya göre asbest tehlikesi ile ilgili bakanlıklar ve belediyelerin durumu şu şekilde sıralandı:

* Sağlık Bakanlığı: Çok ciddi bir halk sağlığı sorunu olan 1. derece kanserojen asbestte mevzuatta yerim yok diyerek müdahale etmiyor.

* Çevre ve Şehircilik Bakanlığı: Kentsel dönüşüm ve deprem sonrası yıkımlarda ortama asbest yayılımını sadece izliyor ve tüm sorumluluğu yıkım ruhsatı veren belediyelere bırakıyor. Ancak bunu dahi denetlemiyor. Kendi yaptığı yıkımlarda asbest ve tehlikeli maddeleri göz ardı ediyor. Ayrıca 379 köyde asbest tehlikesi ile ilgili yaklaşık 200 bin kişiyi kaderine terk etmiş durumda.

* Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı: 31 Aralık 2010 yılında yasaklanan asbestli (amyant) ürünlerin üretimini denetlemiyor.

* Ticaret Bakanlığı: 31 Aralık 2010 yılında yasaklanan asbestli ürünlerin satışını denetlemiyor.

* Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı: Asbestli çalışmalarda ve asbestli ürün üretimi yapan işyerlerinin İSG denetimleri yok, olanlar da yetersiz.

* Milli Eğitim Bakanlığı: Okullarda asbest tespiti ve bertarafı ile ilgili çalışması bulunmuyor.

* İçişleri Bakanlığı: Belediyelerde asbest istismarı ve deprem (afet) sonrası asbest vb. tehlikeleri denetlemiyor.

* Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı: Gemi tamir, bakım ve sökümü yapılan tersanelerde yeterli denetim yapmıyor.

* Belediyeler: Bina yıkımlarında denetim yok. Yeterli sayıda asbest söküm uzmanı yok, bilgisiz ve eğitimsizler, bu nedenle sahte asbest raporlarına göz yumuyorlar.

Reklam