07 Haziran 2021 14:12
Son Güncellenme Tarihi: 07 Haziran 2021 18:06

Yargıtay, HDP'nin kapatılması istemiyle yeniden dava açtı

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, AYM'nin iade ettiği HDP'nin kapatılması istemli iddianameyi yeniden hazırladı. Yaklaşık 500 partili hakkında siyasi yasak istenen iddianame, AYM'ye gönderildi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Halkların Demokratik Partisinin (HDP) kapatılması istemiyle yeniden dava açtı. İddianame, Anayasa Mahkemesine gönderildi.

Anayasa Mahkemesinin (AYM), eksikliklerin tamamlanması istemiyle iade ettiği HDP'nin kapatılması istemli iddianame, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden hazırlandı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin imzalı, yaklaşık 850 sayfalık iddianame, Anayasa Mahkemesine tekrar gönderildi. Yaklaşık 500 partili hakkında siyasi yasak istenen iddianamede, partinin banka hesabına tedbir konulması da talep edildi.

İddianamede HDP'nin eylemlerinin, "devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına aykırı bulunduğu öne sürüldü, bu nedenle partinin temelli kapatılmasına karar verilmesi talep edildi.

HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesinde yeniden dava açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Şahin, yazılı açıklamasında, HDP'nin kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesine 17 Mart 2021'de dava açıldığını, mahkemece 31 Mart 2021'de iddianamenin iadesine karar verildiğini hatırlattı. Şahin, "Ayrıntılarına iddianamenin 'giriş' kısmında açıklandığı üzere iade sebeplerine katılmamakla birlikte dosyanın sürüncemede kalmaması için eksiklik olarak belirtilen ancak iade sebepleri içinde gösterilmeyen birtakım hususlar da araştırılarak iddianame yeniden tanzim edilmiştir" ifadelerini kullandı.

Bekir Şahin'in açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

"Siyasi partilerin kapatılması tedbiri tüm ileri demokrasilerde uygulanmaktadır. Katılımcılığın esas alındığı her durumda gözetilmesi gereken en önemli husus, Anayasa'nın tanıdığı hak ve özgürlükleri yok edecek, tamamen ortadan kaldıracak bir sisteme geçit verilmemesidir. Devletin tekliği, ülkenin bütünlüğü ile ulusun birliği Anayasa'nın temel ilkelerindendir. Siyasi partiler de diğer kurum, organ ve kişiler gibi bu temel ilkeler doğrultusunda faaliyet göstermek zorundadır.

Halkların Demokratik Partisi'nin eylemleri, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına aykırı bulunmuş ve davalı parti aynı zamanda hemen hemen tüm organları, üyeleri ve teşkilatları vasıtasıyla bu nitelikteki suçları işlemiş, işlenmesini tahrik ve teşvik etmiştir. Bu nitelikteki eylemler, kimi zaman davalı parti genel başkanları da dahil olmak üzere parti organlarınca kararlılık içinde, kimi zaman ise bu nitelikteki fiiller parti üyelerince yoğun bir şekilde işlenmiş ve bu durum değişik kademelerdeki parti organlarınca açıkça benimsenmiştir. Bu itibarla, davalı partinin Anayasa'nın 68/4. maddesine aykırı eylemleri nedeniyle Anayasa'nın 69/6 ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 101/1-b ve 103/2. maddeleri uyarınca temelli kapatılmasına karar verilmesini talep etmek zarureti doğmuş ve Anayasa Mahkemesine kamu davası açılmıştır."

SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, bir siyasi partinin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesinde açılan davalarda, "ceza davası" prosedürü izleniyor.

Siyasi partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlanıyor. Anayasa Mahkemesi, temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebiliyor.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından açılan dava üzerine mahkeme, bir siyasi partinin Anayasa'nın 69. maddesinde sayılan hallerden ötürü kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çokluğuyla yani 15 üyenin 10'unun oyuyla karar verebiliyor.

Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin davalar, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun davanın mahiyetine uygun hükümleri uygulanmak suretiyle dosya üzerinden Genel Kurulca inceleniyor ve kesin karara bağlanıyor.

Bu aşamadan sonra Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, raportör görevlendirecek.

Başkanın görevlendirdiği raportör ilk inceleme raporunu hazırlayarak başkanlığa sunacak.

Sonrasında kabulüne karar verilmesi halinde iddianame ve ekleri HDP'ye gönderilerek, usul ve esasa ilişkin savunmaları alınacak.

HDP'nin yasal süre içinde ön savunmasını vermesi gerekiyor. Bu sürenin uzatılması için yapılabilecek başvuruyu Anayasa Mahkemesi karara bağlayacak.

Ön savunmanın ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, esas hakkındaki görüşünü sunacak. Bu görüş HDP'ye gönderilecek. Daha sonra belirlenecek bir tarihte Başsavcı Şahin sözlü açıklama, HDP yetkilileri de sözlü savunma yapacak.

Bütün bu sürecin ardından davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı gerekse davalı HDP ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.

Raporun Anayasa Mahkemesi üyelerine dağıtılmasının ardından Başkan Zühtü Arslan toplantı için bir gün belirleyecek, üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak.

HDP hakkındaki kapatma davasını 15 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak.

Siyasi parti kapatma davası sonucunda verilen karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili siyasi partiye tebliğ edilecek ve Resmi Gazete'de yayımlanacak.

NE OLMUŞTU?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin uzun süre dillendirdiği HDP’nin kapatılması çağrılarına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 2 Mart Salı günü karşılık verdi. Yargıtay Başsavcılığı Siyasi Partiler Bürosu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazarak Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da arasında bulunduğu 108 sanıklı Kobanê iddianamesinin ekleriyle birlikte kendilerine gönderilmesini istedi.

Kobanê soruşturması kapsamında HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın da aralarında olduğu HDP'li 9 milletvekili hakkında fezlekelerin örneğini de istedi. 

15 GÜN SONRA DAVA

Başsavcılık kaynakları tüm siyasi partilerin faaliyetlerinin takip edildiğini vurgulayarak, söz konusu belgelerin rutin inceleme kapsamında talep edildiğini bildirse de 17 Mart’ta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin tarafından HDP’ye kapatma davası açıldı. 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Şahin’in, HDP kapatılması istemiyle AYM açtığı dava iddianamesinde kapatılma talebinin yanı sıra partinin mevcut ve eski eş genel başkanlarının da aralarında olduğu 687 kişi hakkında 5 yıl süreyle siyasi yasak talep edilmişti. 

Yargıtay Başsavcısı, bu siyasetçiler hakkında bugüne kadar başlatılan soruşturmalar, hazırlanan iddianameler ve açılan davalarda verilen cezalar ile birlikte siyasetçilerin basına verdiği demeçleri de gün gün tarih tarih iddianameye eklemişti. 

ÇÖZÜM SÜRECİ ETKİNLİKLERİ YER ALDI

Özellikle Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın sosyal medyada ve çeşitli etkinliklerde çözüm sürecine dair açıklamalarına iddianamede geniş biçimde yer verdi. Başsavcılık, bu tweet ve açıklamaları HDP ile PKK arasındaki organik bağın delili olarak gösterilmişti. 

KOBANÊ PROTESTOLARI VE İDDİANEMESİ

HDP’ye dair iddianamede, daha önce Kobanê protestolarına dair hazırlanan ve aralarında partili siyasetçilerinde bulunduğu 28’si tutuklu 108 kişi hakkında iddianamenin bu dosyaya ekleneceğinin işaretini veren şu değerlendirmeler yer aldı: “Kobani Olayları, Hendek Olayları ile Gara operasyonu sonrası davalı partililerce yapılan açıklamalar, davalı Partinin Diyarbakır İl Binasının önünde evlat nöbeti tutan ailelerin beyanları ve PKK-KCK silahlı terör örgütüne HDP teşkilatları aracılığıyla katıldıklarını mahkeme huzurunda ikrar eden ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan yargılanan sanıkların ifadelerine yer verilecektir.” 

SOYLU'NUN İDDİASI İDDANAMEDE 

İddianamede HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet’in Garê’ye gittiği yönündeki iddialara da yer verilmişti. Taşdemir, iddiaları yalanlamıştı. 

AYM’DEN İADE KARARI

AYM, 19 Mart’ta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP'nin kapatılması istemiyle açılan davada raportör görevlendirdi. Raportör tarafından 30 Mart’ta hazırlanan raporda, usulen bazı eksiklerin giderilmesi için HDP iddianamesinin iadesini ya da iddianamenin kabul edilip süreç içinde eksiklerin giderilmesini istedi.

AYM Genel Kurulu toplandığı 31 Mart’ta HDP hakkındaki kapatılma davasının ilk incelemesini tamamladı. İddianamede usul yönünden eksiklikleri tespit eden AYM, iddianamenin Yargıtay Başsavcılığı’na iadesine oy birliğiyle karar verdi. 

AYM’nin gerekçesinde Anayasa'nın 68 ve 69. maddesindeki "odak olma" fiili kapsamında “partililerin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği” iddiasıyla ilgili eylemlerinin iddianamede yeterince işlenmediğini belirtti.

BAHÇELİ HEDEF ALDI

AYM kararı ardından yazılı açıklama yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “AYM'nin iade kararı milli vicdanda hükümsüzdür, Türkiye'nin var oluş haklarına sadece usul açısından değil, esastan da ileri düzeyde zarar vermiştir” sözleriyle hedef aldı. 

Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Bekir Şahin, 1 Haziran’da iddianameyi yeniden hazırladıklarını duyurmuştu. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Sedat Peker’den Mehmet Ağar ile ilgili yeni iddia: Mazot kaçakçılığı

SONRAKİ HABER

Alan Mathison Turing kimdir?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...