03 Haziran 2021 00:40

Sanat yaşasın, yaşasın sanat: Örgütlenmeden kurtuluş yok!

Pandemi boyunca yeterli devlet desteği görmeyen, tiyatroları kapanan, enstrümanlarını satan, işsiz kalan kültür sanat emekçileri bir an önce kalıcı çözüm bekliyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Cihan ÇELİK
İstanbul

Pandemi nedeniyle ekonomik darboğazın içinde olan kültür müzik, sahne, sanat ve kültür, eğlence sektörü emekçileri 31 Mayıs’ta açıklanan “Kademeli normalleşme” kararlarında yine görmezden gelindi. 1,5 yıldır yeterli devlet desteği görmeyen, tiyatroları kapanan, enstrümanlarını satan, işsiz kalan kültür sanat emekçileri bir an önce kalıcı çözümler bekliyor.

İzmir Müzisyenler Derneği Başkanı Oktay Çaparoğlu, Müzisyen Evren Çelik, Eğlence Mekanı İşletmecisi Erdal Taşkıran ve Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Serkan Gidişoğlu’yla “Kademeli normalleşme” kararlarını konuştuk. Sanatın iktidar eliyle susturulmaya çalışıldığını dile getiren kültür sanat örgütleri ve emekçileri örgütlü mücadelenin önemine dikkat çekiyor.

“MÜZİSYEN ARKADAŞIMIZI İNTİHARDAN VAZGEÇİRDİK”

İzmir Müzisyenler Derneği Başkanı Oktay Çaparoğlu: Cumhurbaşkanının açıklaması sonrası, bir müzisyen arkadaşımızı intihardan vazgeçirmeye çalıştık. Eşi evi terk etti. Destek yollayarak ikna ederek baya çaba sarf ettik. Şu an şartlar artık o kadar ağır hale geldi ki bu, bizim için bu ülkede yaşamak kara gün haline geldi. 500 müzisyenle iletişimimiz var dernek olarak. Tamamında çok ciddi bir öfke, kızgınlık ve hayal kırıklığı hakim. Gelen tepkiler iç yakıcıydı, korkuyoruz. Üç ay önce çok yakın bir dostumuz müzisyen Mehmet Mert El’i kaybettik. Engelleyemedik. Bu tarz durumların olmasından korkuyoruz açıkçası. Belirsizlik bizi çok fazla endişelendiriyor. Bu karar politik olarak algılanıyor. Sanata, müziğe, kültüre, yaşam şekline, neşeye, umuda darbe vurmaya çalışan bir algı var gibi. Bilinçli yapıldığına dair bir düşünce var.

ENSTRÜMANLARI SATTI, KURYELİĞE BAŞLADI

Nereye gittiği belli değil. Bir sosyal destek yok. Zaten müzik, sahne, sanat ve kültür emekçisi çoğu kayıt dışı çalışıyor bu ülkede. İşsizlik ödeneği alamıyorsunuz. 49 yaşındaki bir müzisyen arkadaşımız, üç çocuğu var, sistemlerini, enstrümanlarını satmış, evdeki eşyalarını satmış, kuryeliğe başlamış ve kaza yapmış. 3-4 kirası da birikmiş durumda. Epey zorda.

Siyasi iktidarın bir an önce müzik ve sahne emekçilerini, sanatçılarını en azından insanca yaşayabileceği, asgari şartları sağlayacak bir destek vermesi gerekiyor. 3 bin liralık destek ve hibe açıklandı. Müzisyenler de dahil edildi ama sadece vergi mükellefi faydalanabiliyor bundan. Müzisyenlerin yüzde 90’ı kayıt dışı çalışıyor. Hiçbirisi bundan faydalanamıyorlar. 300-400 binden fazla müzisyen var çok zor durumda olan.

ÖRGÜTLENMEDEN KURTULUŞ YOK

Maalesef sendikalar da muhalefet de pandemi süresinde örmesi gereken toplumsal dayanışma ağları örmüyor. Tamamen iktidarın insafına bırakılmış durumdayız. Bu kararlara itiraz eden ama bunun dışında bir çıkış yolu sunmayan bir muhalefet tarzı hakim. Örgütlenmeden, toplumsal dayanışma zemini örmeden, bu sürecin yükünü taşıyan işçi ve emekçiler olarak ortak bir mücadele hattı örmeden hiçbirimizin kurtuluşu yok. Bugün yüzlerce holding milyonlarca vergi borcunu sildirebiliyorsa, ama işçi emekçiye bin TL bile verirken zorluk yaşıyorsa iktidar, bu bizim örgütsüz olmamızdan kaynaklanıyor. Bütün müzik ve tüm emekçileri örgütlenmeye birlikte haklarımızı savunmaya davet ediyoruz.

“MAAŞIMDA HACİZ VAR, 20 GÜN ÖNCE ÇOCUĞUM OLDU”

Müzik öğretmeni, Grup Laçin’in eski solisti Evren Çelik: 1,5 yıldır gider var, gelir yok. Şu an maaşımda haciz var. 2 çocuk babasıyım. Geçen gün enstrümanımı sattım. İnsanlar hayatlarını idame ettiremedikleri için intihar ediyorlar. Bu görmezden geliniyor. Bu kısıtlamanın bizimle alakası olmadığı, ideolojik olduğu artık görülmüştür. 22.00’den sonra bulaşmıyor mu virüs? Pandeminin başında şartlar eşitti ama gelinen noktada sanata bu kıskaç normal gelmiyor.

PERKÜSYON SANATÇISI KOLTUK YIKAMAYA EVLERE GİDİYOR

Çok acı bir örnek verirsem çok sevdiğim bir müzisyen dostum, bir perküsyon sanatçısı, bu süreçte bütün enstrümanlarını satıp, koltuk yıkama aleti alıp şu an evlere koltuk yıkamaya gidiyor ve benim evime de geldi biliyor musunuz? Adam müzisyen gelip benim evime koltuklarımı yıkadı, bundan daha acı bir durum olabilir mi? O kadar üzüldük ki oturduk ağladık. Sahnede birlikte vakit geçirdiğim sahne arkadaşım bu insan. Bu insanlar buna mecburlar mı? Elektriğini ödeyemeyen, susuz yaşayan size onlarca örnek verebilirim.

Bize yurtdışına göre iyiyiz deniyor, nerede iyiyiz? ABD’de müzisyen arkadaşlarım kapanma sürecinde her şeyiyle destek aldılar. Hayatım boyunca sanattan başka hiçbir şey yapmamışım, dirsek çürütmüşüm, okul okumuşum öğretmenlik yapmışım binlerce öğrenci yetiştirmişim. Bu ülkenin müzik kültürüne bir şeyler katmaya çalışmışım. Evimdeyim 1.5 buçuk senedir. 20 gün önce benim çocuğum doğdu. Kimse sormaz mı? Nasıl yaşıyorsunuz diye sorulmaz mı?

“SANAT SUSMASIN” PLATFORMU’NA DESTEK ÇAĞRISI

Biz de kendimizce destek istemeye çalışıyoruz. “Sanat Susmasın Platformu” kurduk. Onlarca insan destek verip büyütme çabasında. Ne yapabiliriz, çevremizden başlayarak nasıl genelleşebiliriz diye konuştuk. En azından online ufak konserler düzenleriz belki cüzi miktarlarla diye. Telifle ile ilgili sıkıntılar var bir taraftan. Aşmamız lazım bunu. Aşarsak süreci lokal olarak başlatmayı düşünüyoruz. Ancak destek bekliyoruz para pul istemiyoruz en azından paylaşın lütfen.

KAPASİTE YARIM; KİRA, VERGİ, STOPAJ PRİM TAM

Eğlence Mekanı İşletmecisi Erdal Taşkıran: Pandemin başlamasıyla beraber ülke genelinde alınan kararların hiçbiri bilimsel ve gerçekçi kararlar değildi. Bunu defalarca dile getirdik. Son genelgede de yine ortaya çıktı. Alınan kararların tamamen ideolojik ve yaşam tarzı ile ilgili olduğu yine ortaya çıktı. 1,5 yılda eğlence sektöründe çalışanlar olarak kapalıyız, bu sürecin mağdurlarındayız. Hiçbir kuruş destek almadım. Belli dönemde açıldık, saat sınırlaması ve kapasitenin yüzde 50’siyle çalışıyoruz. Ama vergilerimiz, kiralarımız, SGK, primlerimiz, stopajlarımız tam alınıyor.

"TOPLUMSAL BİR MUHALEFET GEREKİYOR"

İktidar pandemi sürecini fırsata çevirdi. Sanata, müzisyenlere, eğitime, bilime, toplumsal muhalefete müdahale ediliyor. Sokağa çıkma yasakları adı altında toplumsal gösteriler ertelendi, basın açıklamaları yasaklandı. Ama iktidar gövde gösterisi için kongre yaptı, düğünler, cenaze törenlerini, doğum günleri yaptı. Yasakları koyanlar kendileri yasaklara uymadı. Son kararlar da bir kez daha pandemi ya da virüsü engellemek değil, tamamen belirli bir yaşam tarzına karşı alınan ideolojik kararlar olduğunu gösterdi. İzmir’de esnaf ve müzisyenler olarak bir buçuk süren bir eylemlik başlattık. Bir sürü yere de sıçradı. İstanbul, Ankara, Muğla, Hatay’a varana kadar eş zamanlı eylemler yaptık. Ama maalesef karşılık bulmadı. Toplumsal bir muhalefet gerekiyor, özellikle eğlence sektörünün örgütlü bir kurumsallaşmaya gitmesi gerekiyor.

“HAFTADA BİR TEMSİLLE HANGİ TİYATRO AYAKTA KALABİLİR?​”

Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Serkan Gidişoğlu: Tiyatro salonları aslında kısa bir süre hariç kapatılmadı. Ancak uygulanan sokağa çıkma yasaklarından ötürü ve salgının bu koşulları içinde sahne açıp perde oynaması fiziksel olarak mümkün değil. Sinema salonları gibi kapatılmadırlar resmi bir kapanma olmadığı için sinemalar gibi bazı destek ve yardımlardan da yararlanmadılar. Ne kapatıldılar ne açık bırakıldılar. Kapalı yerlere girmek yasaklanmışken tiyatro sahnelemek mümkün olmadı. Sezon boyunca turne yapmaya çalışan gruplar oldu ama sürdürülebilir olmadı. Dijital sahnelere ağırlık verdiler. Bunlar da tiyatroların içinde bulunduğu maddi krizi çözebilecek bir çözüm olarak ortada değil.

Haziran’da 22.00’den sonra sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Dolayısıyla bu aslında defacto şekilde açık olan tiyatroların yazın biraz umudu vardı açık havada oyunlar oynamak ve etkinlikler yapmak üzere. Ancak bu sokağa çıkma sınırlaması saatleriyle maalesef haziran ayı boyunca tiyatroların açık havada bir şey yapması imkansız hale geliyor. Biliyorsunuz açık havada tiyatro oynayabilmek için yazın havanın kararmasını beklemek gerekiyor. Bu da en erken tiyatro saatinin 20.00-20.30’dan önce başlayamayacağı anlamına geliyor. Maalesef buralara özel bir sokağa çıkma muafiyeti de getirilmediği için de tiyatrocu arkadaşlarımızın kararlara dair bir serzenişleri, üzüntüleri ve çok haklı bir isyanları var.  Siz sinema salonuna sabah seansı koyabilirsiniz, az seyirci olacaktır belki zararına çalışacaklar ama tiyatro doğası gereği hafta içleri akşam oynar. Şu anda sadece hafta sonu cumartesi matinesi oynayabilir durumda tiyatrolar. Haftada bir temsil yaparak hangi tiyatro nasıl ayakta kalabilir?

YAŞAYIŞ VE ÇALIŞMA ŞEKLİNE MÜDAHALE Mİ TAHAMMÜLSÜZLÜK MÜ?

Tekrar çalışmaya dönebilme umudu olan insanların da bu umudu elinden alınmış oldu. Artık bu bir tedbir mi, belli bir yaşayış ve çalışma şekline bir tür müdahale ya da tahammülsüzlük mü anlaşılamaz bir hale geldi. Gece 22’ye kadar bir yerlerde dolaşmak serbestken 22’den sonra ya da pazarları mı virüs aktif hale geliyor? Bu sorunların giderilmesi isteniyorsa kısıtlamalar tekrar gözden geçirilmeli. Artık en azından açık havada gösterilerin, müzik gösterilerinin, konserlerin açılması yoluna gidilmesi gerektiğine inanıyoruz

SANATIN VE SANATÇININ AYAKTA KALMASINI SAĞLAYACAK BİR MALİ POLİTİKAYA İHTİYAÇ VAR

Devletin yapısal destekler verme konusunda irade koyması gerekiyor. Yavaş hareket ediliyor bu irade için. Sadece tiyatrolar değil, bireysel sanatçıların, müzisyenlerin, tiyatro oyuncularının, yönetmenlerin, yazarların durumu ortada. İşsizlikle imtihan edilir durumdalar. Sanatın ve sanatçının ayakta kalabilmesi için bir süre daha düzenli bir gelir desteği sağlayabilecek bir mali politikaya ihtiyaç var olduğunu dile getirmek isterim.


DİĞER ÜLKELERDE SANATÇILARA DESTEKLER NASIL?

Peki dünyada sanatçılara hükümetlerin destek programları nasıl oldu? Birkaç ülkeden örnek verirsek durum şöyle:

  • İrlanda'da "Covid-19 Krizi Sanat Kurulu" adında bir kurul kuruldu ve her sanatçının başvurusu karşılığında 3 bin avro destek verildi.
  • Kanada'da yaklaşık 30 bin sanatçının katılımı ile Nisan 2020'de sektörün pandemiden nasıl etkilendiğine ilişkin kapsamlı bir anket çalışması yapıldı. 2020 sonbaharında açıklanan ekonomik plana göre de ülkede, kültür-sanat endüstrisindeki istihdamın sağlanabilmesi için toplamda 181,5 milyon dolarlık bir fon ayrıldı.
  • Almanya'da 2021 yılının sonuna kadar sürecek kültür sanat şirketlerine ve sanatçılara yaklaşık 1 milyar euro ek finansman sağlayacak "Kültür İçin Yeni Bir Başlangıç" programı oluşturuldu. Kurumlara sunulan 250 milyon euro'luk fon sanat mekanlarının çevrimiçi bilet satışları için yeni sistemler kurulması veya mekanlar içerisindeki havalandırma sistemlerini iyileştirmesi için kullanılabilecek. Sektörde çalışan insanlar için ise 450 milyon euro'luk, radyolara ise 20 milyon euro'luk fon ayrıldı.
  • İtalya'da Covid-19 pandemisi sonrasında iptal olan etkinlikler ve doğabilecek potansiyel zararlar sebebiyle 130 milyon euro'luk kültürel acil kullanım fonu oluşturuldu. Müzisyenler, yazarlar, turizm ve kültür çalışanları ile film endüstrisi bu fondan yararlanabildi.
  • Belçika'da da pandeminin başlamasından kısa bir süre sonra 50 milyon euro'luk benzer bir fon yaratıldı.
  • Avustralya tiyatro, dans, sirk, müzik ve diğer alanlardaki organizasyonları için 35 milyon dolarlık Covid-19 Sanat Sürdürülebilirlik Fonu ayırdı. Hükümet buna ek olarak Nisan 2020'de canlı müzik ve performans endüstrisine özel 27 milyon dolarlık bir ek bir bütçe ayırdığına da duyurdu.
  • İsviçre'de ise hükümet salgın sebebiyle kültür sanat endüstrisine 42 milyon İsviçre frangı bütçe ayırdı. Bu daha sonra 62 milyon İsviçre frangına yükseltildi. Ayrıca işsiz kalan kültür sanat sektörü çalışanları maaşlarının yüzde 80'ini devletten alabildi. Bu karar belirli süreli sözleşmeli çalışanlar için de uygulandı. 
ÖNCEKİ HABER

MEB LGS'ye ilişkin merak edilen soruları yanıtladı

SONRAKİ HABER

CHP’li Antmen: SADAT, 15 Temmuz'dan önce Genelkurmayda ne görüştü?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...