Efemçukuru davacıları: İzmir’in yaşamına sahip çıkmaya devam edeceğiz
Efemçukuru Altın Madeni davasıyla ilgili açıklama yapan meslek odaları, çevre örgütleri ve davacılar, “Bu dava burada bitmez. İzmir’in yaşamına sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.
Ekran görüntüsü online toplantıdan alınmıştır
Yaklaşık 20 yıldan beri gündemde olan İzmir’in su havzası Efemçukuru yöresindeki altın madeni işletmesiyle ilgili, Efemçukuru davacıları İzmir Tabip Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubeleri, EGEÇEP ve Ahmet Karaçam online basın toplantısı gerçekleştirdi.
2011 yılından bu yana faaliyetini sürdüren maden ile ilgili hukuki süreci değerlendiren Efemçukuru davacıları, davaya müdahil edilmediklerini, bilirkişi raporu hakkında görüşlerinin alınmadığını ve adil yargılama hakkının yok sayıldığını belirterek, “Ancak bu dava burada bitmez. İzmir’in yaşamına sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.
“ADİL YARGILAMA HAKKI YOK SAYILDI”
Meslek odalarının ve temsilcilerinin söz aldığı toplantıda basın metnini ise İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı okudu. Çamlı, “EGEÇEP, meslek odaları ile davacı yurttaşların hukuki dinlenme hakları başta olmak üzere taraf hakları tamamıyla yok sayıldı, İZSU’nun dava dosyasından yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesine kadar yargılamanın durmasına karar verildi. EGEÇEP, meslek odaları ve davacı yurttaşların keşfe katılmalarına izin verilmedi ve hatta beklenilen dosyadan alınan bilirkişi raporu dahi tebliğ edilmeden davanın reddine karar verildi. Bu olumsuz gidişin önüne geçmek amacıyla, suyuna sahip çıkan 130’un üzerinde İzmirli İZSU’nun davasına müdahil olmak istedi. Buna rağmen keşfe alınmadılar, usul hukuku yerle bir edilerek, müdahale konusunda hiçbir karar verilmeden davanın reddine karar verildi” diye konuştu.
İZSU’nun yaptığı hukuksal itirazlara rağmen mahkemenin, yanlı, bilimsel ve yasal olmayan rapora dayanarak davanın reddine karar verdiğini hatırlatan Çamlı, “Adil yargılanma hakkı yok sayılarak Efemçukuru Altın Madeninin 73 hektarlık işletme sahasına 512 hektar ilave eden kapasite artırımına, katlanan kirliliğine yol verilmiştir. Bu şekilde İzmirliler ağır metal kirliliği oluşabilecek suya, 100 km uzaktaki dibi delik Gördes barajının gelmeyen suyuna, gelmeyen bu suyun bedelini ödemeye mahkûm edildi” diye konuştu.
“SESSİZ KALMAYACAĞIZ”
İzmir’in su havzasının kirletilmesine sessiz kalmayacaklarını belirten Çamlı, “Bu dava burada bitmez. İzmirlilerin gelmeyen suyun parasını ödemesine sessiz kalmayacağız, davada temyiz ve diğer yasa yollarına başvuracağız, sadece dava yoluyla değil, bilimsel ve toplumsal olarak İzmir’in yaşamına sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi. (İzmir/EVRENSEL)
