17 Şubat 2021 00:08

Prof. Dr. Mesut Yeğen: İktidar Garê operasyonunu HDP’yi izole etmek için kullanacak

Garê operasyonunun iç siyasete yansımasını değerlendiren Prof. Dr. Mesut Yeğen, iktidarın, oluşan infial duygusunu HDP’yi muhalefetin kalan kısmından izole etmek için kullanmayı hedeflediğini söyledi.

Prof. Dr. Mesut Yeğen | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Siyasetin sıcak gündeminde Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Irak Kürdistan Bölgesinde bulunan Garê bölgesinde yaptığı operasyon yer alıyor. Siyasetin gündemindeki Garê operasyonunun iç siyasete yansımasını, Kürt sorunu ile ilgili yaptığı çalışmalarla bilinen Prof. Dr. Mesut Yeğen ile konuştuk. İktidarın operasyonla amaçladığının alınan sonuçtan çok farklı olduğuna vurgu yapan Yeğen, iktidarın iki şeyi hedeflediğini belirterek, bunların “Amaçla sonuç arasındaki farkın konuşulmasını ve tartışılmasını engellemek ve can kayıplarıyla oluşan infial duygusunu HDP’yi sınırlandırmak ve muhalefetin kalan kısmından izole etmek için kullanmak” olduğunu söyledi.

Garê’deki can kayıplarının iç siyasete yansıması nasıl olur? İktidar bunu muhalefeti dizayn etmek için kullanacak mı sizce?

Dediğiniz üzere, Türkiye’de siyasi iktidarlar çatışmaları, çatışmalarda ortaya çıkan asker ve sivil kayıplarının yarattığı infial duygusunu, iç siyasette etkili olabilmek, iç siyaseti bildiklerince düzenlemek için sıkça kullandılar. Bu doğru ve bu kez de böyle olacak görünüyor.

Ancak bu kez olan bitende birkaç farklı husus var, onu da görmek gerekiyor. Evvela şu var: PKK’nin ülke içinde etkisizleştirilmiş olmasına bağlı olarak bu büyüklükteki bir asker ya da sivil kaybı uzun süredir gerçekleşmeyen bir durumdu ve dolayısıyla da kayıplarla oluşan infial duygusu iç siyaseti düzenlemekte başvurulabilir bir motif olmaktan çıkmıştı. İç siyaset, bunun yerine Suriye ve Libya gibi yerlerdeki operasyonlar ve bu operasyonlarla beraber canlandırılan beka motifi etrafında tanzim ediliyordu. 2016 Yenikapı mitinginden yakın zamana kadar, iç siyaseti düzenlemek, iç siyasete ayar vermek için kullanılan ana motif beka meselesi oldu malum.

"GARÊ BELLİ Kİ SIRA DIŞI BİR OPERASYONDU"

Peki bu durum değişir mi?

Doğrusu, bu durumun bir anda değişeceğini zannetmiyorum çünkü Garê operasyonu etrafında oluşan durumun süreklileşeceğini, yeniden süreklileşmiş bir çatışma iklimine girileceğini düşünmüyorum. Garê belli ki sıra dışı bir operasyondu. Türkiye askeri ve diplomatik imkan bulduğunda PKK ve YPG’nin etkili olduğu yerlerde uzun süredir kapsamlı operasyonlar yapıyor olmakla birlikte, hem öncesinde müjdesinin verilmesi hem de operasyonun biçimi Garê’nin istisnai bir operasyon olduğunu gösteriyor. Amaçlanan sonuç büyük ihtimalle alınan sonuçtan çok farklıydı ve şimdi yapılanlar da belli ki iki şeyi hedefliyor: Bir; amaçla sonuç arasındaki farkın konuşulmasını ve tartışılmasını engellemek. İki; can kayıplarıyla oluşan infial duygusunu HDP’yi sınırlandırmak ve muhalefetin kalan kısmından izole etmek için kullanmak.

Yapılan bu. Fakat istenen sonucu verir mi bilmiyorum. Zayıf ihtimal ama bu infial duygusunu süreklileştirecek bir çatışma hali oluşursa HDP’nin izolasyonunu sağlamak çok zor olmaz ama iktidarın tek meselesi HDP’nin izolasyonu değil. HDP harici muhalefetin bir kısmı Cumhur İttifakı’na çekilmedikçe iktidarın sıkıntıları hallolacak gibi değil. Bu da olmayacak şey değil ama malum aynı nehirde iki kez yıkanılmıyor. 2015-2016’da yaşananlar aynı biçimde tekrar etmeyecektir.

"BUGÜN DİYALOGLA ÇÖZÜMÜN ÇOK UZAĞINDAYIZ"

Kürt sorununu diyalog siyaseti ile çözümü kavuşması mümkün mü? Mümkünse bunu kısaca nasıl ifade edebilirsiniz?

Teorik olarak evet, mümkün. Hatta başka türlüsü mümkün değil. Ama bugün böyle bir ihtimalin çok uzağındayız. Kürt meselesinin yeniden diyalog fikri etrafında düşünülebilmesi için iki şeyden birinin ya da her ikisinin birden gerçekleşmesi gerekiyor. Gerçekleşebilecek ilk şey 2023 seçimleriyle beraber yeni bir Türkiye fikrinde uzlaşmış bir siyasetin iktidara gelmesi. Bu öyle çok kolay gerçekleşeceğe benzemiyor; iki açıdan. İlkin yeni Türkiye fikrinde uzlaşabilecek aktörler çok değil. İkinci olarak da uzlaşanların iktidara gelmesi kolay değil. Kaldı ki bu kolay olmayan durum gerçekleşse bile Kürt sorununa diyalog üzerinden kalıcı bir çözüm üretmek zor çünkü Kürt meselesini süregider kılan dinamiklerin kuvvetli olanları artık ülke içi olanlar değil. Bu da bizi ikinci ihtimale getiriyor: Türkiye ve bölge ülkeleri ya da Türkiye ve ABD arasında Kürt meselesinin bölgedeki akıbetine dair hayırhah bir uzlaşmanın oluşması. Bu türden bir uzlaşma da Kürt meselesinin düşünülmesinde diyalogun önünü açabilir ama bu ihtimalin de pek yakınında olmadığımız malum.

ÖNCEKİ HABER

İtalya'da Etna yanardağı yeniden faaliyete geçti

SONRAKİ HABER

ABD Başkanı Biden: Donald Trump hakkında konuşmaktan yoruldum

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa