Prof. Dr. Rıza Hakan Erbay: Herkese güvenle aşı yapılabilir
Denizli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Rıza Hakan Erbay, aşı konusunda bilinmeyenleri, yanlış bilinenleri ve merak edilen konuları yazdı.

Fotoğraf: AA
Prof. Dr. Rıza Hakan ERBAY
Denizli Tabip Odası Başkanı
Aşılar Kovid-19 salgınını önlemede önemli bir araçtır. Ülkemizde de aşı geliştirme çalışılmaları vardır. Onay alan bir aşının topluma zamanında ve adil şekilde ulaştırılması önemlidir. Pandemiyi önlemede zengin ülkelerin kendi halkını aşılaması yetmez, dünyada herkesin aşılanması gerekir.
Dünyada ve ülkemizde, öncelikle sağlık çalışanları, sonra da yaşlı bireyler ve kronik hastalıkları olan kişiler gibi yüksek risk gruplarının aşılanmaya başlandı. Daha sonra sırayla, polis, itfaiyeci, öğretmen, üretimde çalışanlar, ulaşım, lojistik, hukuk, medya mensupları aşılanmalıdır. Bu önceliklerin nedeni, Kovid-19’a bağlı ölümleri azaltmak ve sağlık sistemini korumaktır. Yeterli aşının gelmesi ve herkesin iki üç ay içinde aşılanabilmesi önemlidir. Toplum bağışıklaması bu şekilde mümkündür.
Kovid-19 aşısı çalışmaları 18 yaşın altında yapılmadığı için çocuklara aşı uygulanmıyor. Ülkemize gelen aşılar Sağlık Bakanlığınca 2 hafta güvenlik açısından değerlendiriliyor. Aşılar barkodlanarak TC kimlik numarası ile eşleştiriliyor, kime ve nerede yapıldığı kaydediliyor.
Kendi haline bırakılırsa (sürü bağışıklığı) Kovid-19'un yayılımının bitmesi 10 yıldan fazla sürer ve kayıplar çok fazla olur. Aşılama ile bu süre 2-3 yıla düşer ve can kaybı en aza iner.
Kovid-19 aşılarının uzun vadeli koruma sağlayıp sağlamayacağını henüz tam bilmiyoruz. Ancak, hastalığı geçirenlerin çoğu en az 3-6 ay kadar yeniden hastalanmıyor. Bu nedenle bazı ülkeler tekraren aşılama için nüfuslarının birkaç katı aşı siparişi vermektedir.
PANDEMİDE ÜLKEMİZİN DURUMU
Haziran 2020 sonrası hastalığın tekrar hızla yayılması üzerine Aralık ayında yürürlüğe konan kısıtlamalarla kontrolde başarı sağlandı. Ancak bunun kalıcı olabilmesi için, günlük vaka, hasta ve ölüm sayısındaki azalma belirteçleriyle kısıtlamalar kontrollü bir şekilde hafifletilmelidir.
Kısıtlamaların ilk olarak 8. ve 12. sınıflarda yüz yüze eğitim ile hafifletilmesi ve önceliğin eğitimde olması uygun olsa da hastalığın artmaya başlaması halinde gecikmeden kısıtlamalara dönülmelidir.
Etkin önlemler olan maske, mesafe ve temizliğe şimdi aşı da ekleniyor. Bunlar hayatımızda en az bir yıl daha yer alacaktır. Çünkü aşıda tam koruyuculuk ancak ikinci dozdan 10 gün sonra, yani ilk aşıdan yaklaşık 40 gün sonra gelişiyor. Bu nedenle aşı yaptırdım artık rahat davranabilirim diyemeyiz.
Şimdiye kadar yaklaşık 2 milyon kişi aşılandı. Toplumun diğer kesimlerine de aşı yapılması salgına karşı bizleri daha güçlü kılacaktır. Aşı tüm topluma hızla uygulanana kadar virüs aramızda dolaşmaya devam edecektir. Bu nedenle sabır ve dikkatle önlemlere uymaya devam etmeliyiz. Aksi halde kısıtlamaların gevşetilmesi süreci de uzayacaktır.
Aşının, enjeksiyon yerinde kızarıklık, ağrı, şişlik, baş ağrısı, halsizlik, bulantı gibi nadir görülen hafif yan etkileri olabilir. Ciddi yan etkiler nadirdir. Ülkemizde önemli bir yan etki görülmedi.
Sinovac aşısının Türkiye (%91), Endonezya (%65) ve Brezilya’da (%50.4) Faz-3 çalışma sonuçları; çalışma büyüklüğü, hasta kriteri, aşı sonrası gözlem süresi, hedef gruplar ve çalışmanın gerçekleştirildiği yerlerde virüsün yayılma hızı gibi nedenlerle farklı oranlarda belirlendi. Aşı hastalığı ortalama %70 önlemektedir.
AŞIYA YÖNELİK MERAK EDİLEN KONULAR
Halen bir Kovid-19 hastası olan, belirtisiz veya hafif geçirenlerde, fark etmeden aşı olmanın ağır bir olumsuz etkisi beklenmiyor. Hastalığı geçirenler 3-6 ay sonra aşı olabilirler. Aşı sonrası bağışıklığı desteklemek için uyku düzeni, dengeli beslenme, stresten uzak yaşam önemlidir. Aşı enfeksiyonun ağır geçirilmesini önler. Akut ateşli hastalık geçirilinceye kadar aşı yapılmamalıdır. İnaktif aşılar yan etki açısından güvenlidir. Kişiler aşı yapıldıktan sonra yarım saat kadar gözlemde tutulmalıdır. Bağışıklığı baskılanmış, kanserli, kemoterapi alanlar dahil herkese güvenle aşı yapılabilir. Ancak çalışmalar henüz yapılmadığından gebeler ve emzirenler için aşı konusu henüz belirsizdir.
AŞI KARŞITLIĞI
Komplo teorileri ya da aşı karşıtı tezler bilimsel değildir. Önlemlere rağmen dünyada en az 2,3 milyon insanın ölümüne neden olan bir hastalığı önlemeye aday aşılara karşı direncin sonuçları herkes için kötü olabilir.
RNA aşılarının insan DNA’sını değiştireceği, aşı ile mikroçipler yerleştirileceği doğru değildir. Koronavirüs sürekli mutasyona uğradığı için aşının işe yaramayacağı iddiası da güçlü bir olasılık değildir, çünkü aşılar kısa süre içinde mutant yeni organizmaya karşı adapte edilebiliyor. Aşıların kısırlığa neden olduğu korkusuna dair de bir kanıt yoktur.
Bazı ülkeler ve şirketlerin zengin olması için aşı olmamız savı da gerçeklerle uyuşmuyor. Aşılar ilaç firmaları için çok karlı değildir ve aslında aşı en ucuz tedavidir.
AŞI KARARSIZLIĞI
Aşıların kısa sürede geliştirilmesi, üreticinin niteliği, kamu otoritesine güvensizlik gibi bazı kaygılar da dile getiriliyor. Daha çok entelektüel bireylerde yaşanan bu kaygılar yeterli, uygun ve doğru bilimsel açıklamalar ile giderilebilir. Ülkemizde aşı olanağı sunulan vatandaşlarda belirgin bir aşı karşıtlığı ya da kararsızlığı da görülmemektedir.
Evrensel'i Takip Et