Destek paketi ezme paketine döndü! | İşsiz olan Suat Nacar: Dipte pik yaptık

Hükümetin ucuz kredi politikası halkı daha da borçlandırdı. Evini, gıdasını, "emekliliğini" bile borçla alan Nacar ailesi “Dipte pik yaptık" diyor.

04 Aralık 2020 23:52
Son Güncellenme Tarihi: 05 Aralık 2020 17:16
Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Hükümetin karşılıksız nakdi destek vermek yerine vatandaşı borçlandırmaya iten ekonomik ‘tedbirleri’ vatandaş için yıkım getiriyor. Pandemide yaşanan artak işsizlik ve gelir kaybı nedeniyle kredi çeken vatandaş kredi borcunu nasıl ödeyeceğini kara kara düşünüyor. Borçlu emekçilerden Ayfer ve Suat Nacar, “Bankalar da ‘6 ay ödemesiz’ dedi. Ona da tamam. Ama 6 ay sonunda pandemi geçmedi. Kriz bitmedi, işsizlik bitmedi. Ödeme günü geldi dayandı. Nasıl ödeyeceğiz?” diye soruyor.

A BANKASINDAN ALIP B BANKASINA VERİYORLAR

Ayfer ve Suat Nacar ailesi ile Adana’nın Seyhan İlçesi Dağlıoğlu Mahallesi’ndeki evlerinde konuştuk. Suat Nacar 50 yıl önce bu binada doğmuş. İşçilik hayatına da bu mahallede başlamış. 16 yaşında sınıfta kalınca kendisini teyzesinin hızarında çalışırken bulmuş. Daha sonra Gönen Çelik’e 20 yılını veren Nacar, fabrika kapandıktan sonra işsizlikle boğumuş. Girişilen ufak çapta esnaflık denemesinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından yeniden işçiliğe dönmüş. Son 10 yılı da bazen işsizlikle bölünmüş ancak 3 farklı fabrikada işçilik yapmış. Nacar, ekim ayının başında bu sefer de pandemi koşulları nedeni ile işsiz kalmış. Ekonominin daralması nedeniyle özellikle yaz aylarında yoğun olması beklenen tente üretiminde işler bir türlü beklendiği gibi gitmeyince işten ayrılmak zorunda kalmış. Faizi düşük diye kamu bankalarının verdiği 6 ay ertelemeli krediyi çekmek zorunda kaldıklarını dile getiren Nacar, “Zaten borçlu yaşıyoruz. Yarısından fazlası ile geçmiş kredi kartı borçlarını kapattık. Arada bayramlar yaşadık, üç aydır işsizliği yaşıyoruz. Biz o krediyi kullandık. Bankalar da ‘6 ay ödemesiz’ dedi. Ona da tamam. Ama 6 ay sonunda pandemi geçmedi.  Kriz bitmedi, işsizlik bitmedi. Ödeme günü geldi dayandı. Nasıl ödeyeceğiz? 2 aydır nasıl yatırıyoruz? A bankasının borcunu B bankasının ek hesabından çekiyoruz. C bankasının ek hesabından da B bankasının hesabına yatırıyoruz. 2 ay sonra da dip (gülüyor). Ek hesaplardan para çekeceğimiz hesap da kalmayacak. Bu kredi ödemelerinin de bir 6 ay daha uzatılması şart” dedi.

"EMEKLİ OLABİLMEK İÇİN DE BORÇLANDIK"

Devletin emekli olması için ‘genç’ gördüğü Nacar, 50 yaşında ve 3 aydır iş bulamıyor. İlk sigorta girişi 1988’de yapılan Nacar’ın, sigorta primini fazlasıyla tamamlamasına rağmen DSP, MHP hükümetinin çıkardığı mezarda emeklilik yasası ile emekliliği 8 yıl ötelenmiş. 25 yıl sigortalılık şartı ile 2013’te emekli olması gereken Nacar emekli olabilmek için 2021 yılının kasım ayını bekleyecek. Ayfer Nacar ise emekli olabilmiş. Bunun için de borçlanmış. Eşi gibi sigorta girişi 1988. Eşi ile çalıştığı Gönen Çelik’te işçilik yaparken tanışmışlar. Ancak birçok yerde yan işlerde, mutfakta çalıştığı gerekçesi ile sigortası yatırılmamış. Sigortasının başlatılacağı sözleri tutulmayınca çok iş yeri değiştirdiğini anlatan Nacar, “7 yıllık sigortam yatırılmadığı için doğum borçlanması yapmak durumunda kaldım. 2013’te emekli olabilecekken 2018’de emekli olmak durumunda kaldım. Hiçbir denetleme yoktu. Gelip gidiyorlardı ama kimse ‘Sigortan var mı yok mu?’ diye sormuyordu. Bunun da aslında Türkiye’nin bir gerçeği olduğunun altını çizmek gerekir. Peşine düşülmesi gerekir diye düşünüyorum. Akabinde ben borçlu bir emekliyim. Kredi taksitleri maaşımdan kesiliyor” dedi. Emekli olabilmek için 40 bin lira kredi çeken Nacar, 2023’ün kasım ayına kadar maaşının yüzde 80’inin bu kredinin taksidini ödemek için kesileceğini söyledi.

"TADİLAT, ÖĞRENCİ, GIDA MASRAFLARI, GÜNLERİMİZ BORÇ KAPATMAKLA GEÇTİ"

Ayfer Nacar, yaptıkları borçları “İhtiyaçların getirdiği şeyler” diye ifade ediyor. Gündelik zaruri ihtiyaçlar dışında para harcamadıklarını anlatan Nacar şunları söyledi, “Çocuk okutuyoruz biz. Çocukların da okul masrafları oluyor. Evin giderleri oluyor. 100 lira ile pazardan gelemiyorsunuz. Pazartesi, salı günleri burada pazar kurulur ve benim her pazartesi, salı günleri içim acır. Sokaktan geçen anneler çocuklarına istedikleri şeyleri alamadıkları için o çocukların ağıtlarını duyarım ben. Yani biz evimizi yaptırmaya çalıştık. Çocuk borçlanması yaptık. O dönem zor geçti. Aynı zamanda oğlum okuyordu. Evde tadilat yaptırmak için bile dünyanın borcuna girmek zorunda kaldık. Günlerimiz borç kapatarak geçti. Sonunda pandemi geldi, pandemiden dolayı eşim işsiz. Bunlar bizim içinde bulunduğumuz şeyler”

"DİPTE PİK YAPTIK"

Hesapları olup da borçları olmayan banka olmadığını ifade eden Suat Nacar, yaşadıkları durumu “Dipte pik yaptık” diye ifade ediyor. Çalıştıkları müddetçe hep asgari ücret aldıklarını ifade eden Nacar, “İşçi maaşı 2 bin 325 lira. Emekli maaşı 1700 lira. Ele geçen 4 bin liraydı. Bir evin sadece gıda ihtiyacı 3 bin liraya dayanmış” dedi.  Gıda alışverişini hesaplamak için kredi kartı ekstresindeki kalemleri toplamak gibi pratik bir yol bulan Nacar şunları söyledi:

“Bakkaldan kredi kartı ile aldığım gıda alışverişi ve cebimden aldığım gıda malzemelerinin tutarı 2 bin 500 liradan düşmüyor.  Sadece 4 bin liranın 2 bin 500 lirasını gıdaya verirsen, 1100 lira doğum borçlanmasının kredisini ödersen, ayda 600 lira sadece elektrik, su; telefonlarla beraber 1100 lira zaruri aylık gider. Bunlar olursa bırak lüks harcamayı karnını borçla doyurabiliyorsun. Sadece o borçları hepsi karnını doyurmak uğruna edilen borçlar. En son kendi şahsıma ne zaman bir şey aldığımı hatırlamıyorum. Çalıştığımız sürede de zaten asgari ücret aldığımız için borçlanmak kaçınılmaz oluyor. Hangi banka kredi, kredi kartı sunmuşsa onu kullanmak zorunda kalmışız.”

"REFORMLAR PATRONLARA VAR"

İşsizliğin tavan yapması ile her yerden çığlık sesleri geldiğini dile getiren Nacar, “Hükümet ‘reform’ diyor ama ‘acı reçete’ de diyor. Reformla acı reçete birbirine uymuyor. Sen reform dediği zaman insanların hayatını kolaylaştıracak. Refah seviyesini yükseltecek şeyler yapman gerekiyor. Ama acı reçete dediğin zaman arkandaki sömürü sistemi tekrar devreye giriyor demektir. Patronlara kaynaklar reformlar, çünkü işveren ve sermayeyi güçlendirmekten başka ortaya koydukları hiçbir şey yok” dedi.

"PANDEMİNİN MAĞDURU İŞÇİLER, SESİMİZİ DAHA GÜR ÇIKARMALIYIZ"

32 yıllık işçilik yaşamında patronlardan hep “Ben sizin maaşınızı veriyorum . Ve o maaşı ne zorluklarla veriyorum biliyor musunuz? Bankalardan kredi alıyorum, sizi mağdur etmemek için faizle borç alıyorum. İşinize gelmiyorsa çalışmayın” ifadelerini duyduğunu söyleyen Nacar,  “Hükümetin bakış açısı da bu. Hakikaten patronlar o kadar zor durumda ki o Mercedesleri, Volvoları yazlıkları kışlıkları hep borca alıyorlar(!) Ben inanıyorum ki 2021 asgari ücretini de bu çerçevede belirleyecekler. Diyecekler ki ‘2020 yılı zaten pandemi ile geçti. Bir sürü iş yeri kapandı, piyasa daraldı, işverenler zarar etti’ diyerek bizden tekrar fedakarlık isteyecekler. Karşılığında biz işçiler sesimizi gür çıkarırsak bu işin böyle olmadığını anlatabiliriz. 2020’nin, pandeminin mağduru işçiler. İşyerimiz kapandı diye devlete başvurup işçilere kısa çalışma bağlatıp, işçileri bilfiil çalıştırıp maaşlarını da kısa çalışmanın üstünü tamamlayarak yılı devirdiler” dedi.

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Mülkiyeliler Birliği'nden TTB’ye kamu hizmeti ödülü

SONRAKİ HABER

Prof. Dr. Levent Büyükuysal, Kovid-19 ilaçları ile ilgili iddiaları değerlendirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...