22 Eylül 2020 05:24

Doğru söyleyen

Sadece hekimler değil; hemşiresi ile, ebesi ile, teknisyeni ile, tüm sağlık çalışanları, bu toplumda biz olmasak toplum sağlıklı olmaz, ama siz olmasanız inanın yokluğunuz bile belli olmaz.

Fotoğraf: Evrensel

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. Biz doğruyu söylemeye devam edeceğiz. Dokuz köyden de kovamayacaksınız. Çünkü biz, yani sağlık çalışanları halkız. Köy sağlık ocağındaki doktor teyze, hemşire abla, ebe bacıyız. Biz Anadolu’nun tarihsel köklerinden gelmiş İstanköy’lü, Hipokrat, Bergama’lı Galen’iz. Biz gericiliğe karşı savaşmış ve kurtuluş savaşının simgesi tıbbiyeli Hikmetiz.

Son bir haftadır, 80 öncesinden hesabını bitirememiş, hükümetin tetikçisi iki parti başkanı TTB’ye savaş açtı. Bunlardan biri, TTB’ni zillet ve terör yuvası ilan ederek, TTB’nin kapatılmasını istedi. Hatta bununla da kalmadı, yöneticilerinin tutuklanmasını talep etti. Haklılar, hukuk onların hukuku. Kapat derler kapanır. Tutukla derler tutuklarlar. Bunun bir örneğini 2 yıl önce “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” diyen TTB yöneticileri 7 gün gözaltına alınırken gördük. Sonuçta, yargı bunun suç olmadığına karar verdi. Bir başka parti başkanı da TTB’ni “kızıl işgalden” kurtaracağını söylüyor. Ne diyelim, aç tavuk örneğini mi verelim ya da yenilen pehlivan örneğini mi?

TTB nedir? Neden bu kafaları bu kadar rahatsız eder?TTB, 110 bin üyesi olan bir meslek kuruluşudur. 6023 sayılı yasa ile kurulmuş ve anayasal güvence altına alınmıştır. 51 tabip odası ile 486 delegesi bulunur. 2 yılda bir seçim ile 11 kişilik merkez konseyi, 9 kişilik yüksek onur kurulu ve 3 kişilik denetleme kurulu seçimleri yapılır. Nusret Fişek hocadan bu yana yani 40 yılı aşkındır bu “kızıl” zihniyet değişmeden yönetir TTB’ni. Bu hafta sonu yapılacak seçimde yine bizler yani kızıllar yine adayız TTB’ni yönetmeye. Ve yine kazanacağız. Çünkü siyasetin tüm kirli ittifaklarına rağmen hekimler kendilerini yönetenleri oyları ile seçiyor. Artık rektörünü, dekanını özgürce seçemese bile meslek odası temsilcilerini özgürce seçiyorlar. Ve onlar bilime, iyi hekimliğe, hekimliğin evrensel değerlerine sahip çıkan, demokrasi ve insan haklarını savunan hekimlere veriyor yönetme görevini.

Tekrar dönersek bu iki parti başkanının sözlerine. Gördüğünüz gibi, 40 yıldan beri hekimlerin yüreğinde bu kızıl yöneticiler var. Unutmadan bizler, yaşayan herkesin yüreğindeyiz. Sadece hekimler değil; hemşiresi ile, ebesi ile, teknisyeni ile, tüm sağlık çalışanları. Bu toplumda biz olmasak toplum sağlıklı olmaz, ama siz olmasanız inanın yokluğunuz bile belli olmaz. Hatta toplum daha sağlıklı olur. Bize vatan haini diyen kişiye, Nazım Hikmet ile cevap vermek doğru olur. Ülkenin gelecek 25 yılını, kendinize ve yandaşlarınıza peşkeş çekmek için yarattığınız yeni talan yöntemine yani şehir hastanelerine, otoyollara, köprü ve tünellere karşı çıkmak vatan hainliği ise evet bizler, TTB yöneticileri hatta pazar günü seçilecek arkadaşlarımız da vatan haini. Ve bizler size karşı bu vatan hainliğini sürdürmeye devam edeceğiz.
Halkımızın alkışında ve yüreğindeki işgalimiz gibi. Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI