21 Kasım 2012 04:33

Zenci melekler nereye giderler?

Elif Görgü

ÖZGÜRLÜĞÜN BORCU

San Lorenzo del Pailón, Ekvador’un sahil eyaletlerinden Esmeraldas’ın bir kantonu; Pasifiğe dökülen San Lorenzo Nehri’nin kıyısında küçük bir kent. Yoksulluk mu pencerelerden akarak nehri bulandırıyor, yoksa nehrin çamuru mu evlerin çehresini karartıyor, ayırt edemiyorsunuz... “Özgür siyahlardı onlar” diyor Ekvadorlu gazeteci Ramiro. “Batan gemilerden sağ kurtuldular ve hiçbir zaman resmi olarak köle olmadılar.” Ta ki gayri resmi kölelik sistemi San Lorenzo’yu keşfedene dek elbette. Ekvador’un İspanya’dan bağımsızlığı San Lorenzo’nun İngiltere’ye bağlandığı günleri getirir. Burada bağımsızlık, toprağın ilk sahiplerinin işgalcisinden bağımsızlığı değildir çünkü; Avrupalıların, Latin Amerika’da doğmuş torunlarının dedelerinden bağımsızlığıdır. İspanya’dan ayrılmak için ölen yerli ve siyahlar, “özgür” cumhuriyetin de ücretli köleleridirler. 19. yüzyılda İspanya’yı zayıflatmak için Amerika’daki bağımsızlık hareketlerine büyük paralar akıtan İngiltere ise, karşılığını genç cumhuriyetin dönüm dönüm topraklarına şirketlerini yollayarak alır. San Lorenzo da yıllarca bu “özgürlük borcu”nun bedeli olarak, İngiliz şirketlerinin sömürdüğü bölgelerden biridir.  


BESLENMEK İÇİN BİLE İZİN ALMAK...

“1860 yılında bağımsızlık borcu karşılığında İngilizler geldiler ve bu bölgeyi yönetmeye başladılar” diyor Ecilda Castillo Quintero; “Yerliler kendi hayat biçimlerine yabancılaştılar, hayvan avlamak için bile İngilizlerden izin almak gerekiyordu. Kısacası San Lorenzo’nun ilk yerleşimcilerinin durumu o dönem için içler acısı bir durumdu” diye ekliyor. Ecilda Castillo Quintero, San Lorenzo Belediyesi Meclis Üyelerinden biri. 4 çocuk annesi ve asıl mesleği öğretmenlik. Yakın tarihlerini özetliyor: “Geçim kaynakları sınırlıydı, sadece balıkçılık, avcılık ve toplayıcılık ile yaşıyorlardı ve ilerleyen yıllarda da  muz dönemi başladı. San Lorenzo’nun toprağı muz için çok uygundu; kereste hasadı da yapılmaya başlanmıştı” İspanyollar için suda altın eleyen San Lorenzolular, İngilizler için ise toprağı altına dönüştürürler kısacası. İngilizlerin bu toprakları terk etmesi ise 20. yüzyılı bulur. Röportaj bitince evine götürüyor bizi Ecilda. Yoksul duvarlarında renkli aile fotoğrafları, yerel müzik aletlerinin neşelendirdiği ev, bir anda kadınlarla doluyor. Ecilda, annesi, teyzesi ve komşuları, kırmızı yerel kıyafetlerini, davullarını alıyorlar ellerine ve başlıyorlar şarkı söylemeye: -Ah ne sağlıklıydı benim küçük zencim ama ben günden güne zayıflıyordum ben zayıflayınca öldü benim küçük zencim Tanrı aldı onu. Cennette bir melek yaptı -Yanılıyorsun arkadaşım, cennette zenci   melek yoktur! -Nasıl yoktur arkadaşım? -Yoktur, zenci melek yoktur.. -Nereye gider o zaman, zencilerin  melekleri?


'HAYATTA KAYBEDİLECEK EN SON ŞEY UMUTTUR'

“HALKIMIZIN durumu endişe verici” diyor Ecilda Castillo Quintero: “Fazlasıyla zengin bir şehir San Lorenzo, fakat doğal kaynaklarından gerektiği gibi faydalanılabilmesi için yeterli destek alamıyor. Yerli halkın çoğunluğu büyük bir emek isteyen deniz ürünleri, midye, istiridye çıkararak ve bunları diğer kentlere götürerek geçimlerini sağlıyor. Son zamanlarda Afrika palmiyesi yetiştiriciliği de başladı, 10-15 yıldır San Lorenzo’da palmiye yetiştiriciliğini önemli bir geçim kaynağı haline geldi diyebiliriz”

Kadınların  ve çocukların yaşamı nasıl San Lorenzo’da?

Yoksulluğun en dip sınırında yaşayan çok çocuklu ailelerden geliyoruz. Çocuk sayısı fazla olduğu için eğitim almak mümkün olmuyor, kadınlar çoğunlukla ev işi yapıyorlar. Çalışanların çoğunluğu ise nehirde istiridye çıkartıyor, istiridye temizliyorlar ya da yine nehirde başkalarının çamaşırlarını yıkıyorlar. Bir kısmı da ev işlerine gidiyor ya da Afrika palmiyesi plantasyonlarında tohum ekme işinde, tarım işçileri olarak çalışıyorlar. Özellikle palmiye plantasyonlarında işçilik yapan kadınların sabah 5’te işe gitmeleri gerekiyor ve evlerine en erken öğden sonra 3-4 gibi gelebiliyorlar. Bu zaman boyunca çocuklar evde bir başlarına; onlarla ilgilenecek, okula gidiyorlarsa ödevlerine yardım edecek kimse olmadan, risklere açık şekilde kalıyorlar. Her ne kadar bazı kreşler açılmış da olsa bunlar 0-4 yaş çocuklar için, çünkü 5 yaşından itibaren anaokullarına gitmeleri gerekiyor. Ama kreşler de yetmiyor, çocuklarını bırakmak zorunda olan annelerin sayısı çok fazla. Dikkatli bakarsan San Lorenzo’nun sokaklarında başı boş bir sürü çocuk görebilirsin.  

Az önce saydığın işlerden ne kadar para kazanılıyor?

Asgari ücret 292 dolar ama ev işlerine giden kadınlar en fazla ayda 100 dolar kazanır ki bu da “çok para” demektir. Bir otelde aşçılık yapan kadın 150 dolar alabilir, nehirde çamaşır yıkayanlar ayda 4 yıkama için 30 dolardan fazla kazanamazlar. İstridye toplamaya gidenlerin kazancı ise günün verimine göre değişir, yüz istridye toplasa 6 dolar kazanır, o yüzden ailesinin ihtiyacı ne kadarsa o kadar çalışır.


EKVADOR’DA DEMOKRASİ GALİP GELECEK

İlerici bir hükümet olduğu söylenen  Correa hükümeti ile birlikte yaşam koşullarında bir değişiklik olmadı mı?

O dediğin teoride öyle ama pratikte değil. Bu hükümetten önce kadınlara ayda 15 dolar yardım veriliyordu, şimdi 35 dolar oldu, ama bir yandan da temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları da yükseliyor ve ücretler bu yükselişi karşılamıyor. Biz kadınlar 35 dolar yardım değil, çalışacak, ailemizin refahını garanti altına alabilecek bir iş istiyoruz. Kendimi kişisel olarak da geliştirebileceğimiz fırsatlar arıyoruz.

San Lorenzo’dan bakarak seçim sürecini nasıl değerlendiriyorsun?

San Lorenzoluların dediği gibi “hayatta en son kaybedilecek şey umuttur”. Bu yüzden politikalarının merkezine insanı, Ekvador halkının çoğunu yani yoksulları koyacak bir hükümetin gelebileceğine dair hala umudumuz var. Mevcut hükümet Ekvadorluların oyunu kendine çekebilmek için asılsız iddialar ortaya atıyor. Ama biz bunun farkındayız ve Ulusal Seçim Konseyi’nin de, seçim sürecini garanti altına almak için iktidarın emirlerini yerine getirdiğini biliyoruz. San Lorenzolular olarak iyimseriz, demokrasiye inanıyoruz ve biliyoruz ki bu yeni süreçte demokrasi galip gelecek ve Ekvador halkının istediği olacak!

YARIN:  Anayasa değişti, sömürü sürüyor

Evrensel'i Takip Et