11 Ağustos 2020 09:09
Son Güncellenme Tarihi: 11 Ağustos 2020 13:32

Eski MB Başkanı, Erdoğan’ın "IMF bizden borç istedi" açıklamasını yalanladı

Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, "IMF, Türkiye’den 5 milyar dolar borç para istedi" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yalanladı: "IMF bizden borç istemedi."

Fotoğraf: Durmuş Yılmaz (solda), Wikimedia Commons (CC BY 4.0) | Tayyip Erdoğan (sağda), Metin Aktaş/AA

Paylaş

IMF’nin Türkiye’den 5 milyar dolar borç para istediği iddiasında bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz yalanladı. Yılmaz, Erdoğan’ın “En ağır kelimeyi kullanmak için çok zorlandım, bulabildiğim kelime yalan" dedi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos günü katıldığı kabine toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Türkiye'den 5 milyar dolar istediğini bir kez daha dillendirmişti. Erdoğan, açıklamasında "Boşuna avucunuzu ovuşturmayın. Biz o kapıları kapadık. IMF bizden 5 milyar dolar istedi. O zamanki bakan 'bu borcu verelim mi' dedi. 'Verelim' dedim. Bugün borcu alan yarın talimat alır" ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın yeniden tartışmalara neden olan bu söylemine eski Merkez Bankası Başkanı ve İYİ Parti Milletvekili Yılmaz Durmuş’dan yanıt geldi. Durmuş, konuya dair Twitter hesabından şunları yazdı:

"Şu IMF'ye 5 milyar borç verme konusu. En ağır kelimeyi kullanmak için çok zorlandım, bulabildiğim kelime YALAN. Konu çok teknik. Kısacası IMF bizden borç istemedi. İhtiyati fona TAAHHÜTTE bulunuldu. Taahhüt gerçekleşmedi. İspatı: MB bilançosunda böyle bir borç kaydı yok."

ESKİ MERKEZ BANKASI BAŞKAN YARDIMCISI: IMF'YE 5 MİLYAR DOLAR VERİLMEDİ

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı, sonranın Borsa İstanbul Başkanı, şimdinin Gelecek Partisi yöneticisi İbrahim Turhan da bunun bir borç değil taahhüt olduğunu ve zaten hiçbir zaman verilmediğini belirtti.

İbrahim Turhan detaylı bilgi vererek şunları söyledi:

“1) IMF Türkiye’den borç istemedi. Söz konusu olan G-20’nin küresel bir programı idi ve kabul eden bütün ülkeleri içeriyordu. 2) Borç sanılan şey sadece bir taahhüttü. 3) Program uygulansaydı bile Türkiye sıranın sonlarındaydı. 4) IMF’ye 5 milyar dolar verilmedi.”

Turhan, söz konusu taahhüt gerçekleşseydi de Türkiye’nin kasasından tek seferde 5 milyar dolar çıkmayacağını belirterek şunları söyledi: “Borçlanma söz konusu olduğunda; a) Her ülkeden taahüdü ile orantılı bir şekilde transfer yapılacaktı. Örneğin; bir ülke 5 milyar dolar taahhütte bulunmuşsa (5/500) IMF 10 milyar borçlanmak istediğinde bu ülkeden 100 milyon talep edecekti.”

BABACAN YANIT VERDİ

Eski Ekonomi Bakanı, DEVA Partisi Genel Başkanı da Ali Babacan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Twitter üzerinden yanıt verdi: "Türkiye tam 19 yıldan sonra ilk defa, 14 Mayıs 2013 tarihinde, son taksitini ödeyerek IMF’ye olan borcunu sıfırladı. 

Ekonomi hepimizin sorunu. Ders vermiyoruz; ülkemiz düze çıksın diye çözüm önerileri sunuyoruz. 

Sayın Cumhurbaşkanının tespitine katılıyorum. Ekonomi yönetimini teslim ettiğimde Türkiye, IMF’ye borç verebilecek güçteydi. Fakat bugün maalesef IBAN verip halktan yardım isteyen bir yönetim var."  

IMF'NİN BORÇ ALMA PROSEDÜRÜ

Euronews’in aktardığına göre, IMF’nin resmi web sitesinde borç alma prosedürlerine göre ancak finansal yapısı güçlü üyelerinden kaynak desteği alabileceğine işaret ediliyor. Buna göre, IMF kredilerinin üye ülkelere yönelik kaynakları, üye ülkelerin kendilerinden temin ediliyor ve üç türlü kaynak temin mekanizması söz konusu.

KOTA ÖDEMELERİ

Birincil mekanizma, “kota ödemeleri” yoluyla oluyor. Her bir üye ülkeye, dünya ekonomisindeki görece pozisyonuna göre bir kota atfediliyor ve bu kotalar düzenli olarak gözden geçiriliyor. En son 2010 yılında yapılan gözden geçirmenin ardından kota artışları 2016 yılında devreye girmişti. Bir üye ülke IMF’ye katıldığında, merkez bankası da uluslararası kaynaklarını -gerektiğinde kullanılmak üzere- IMF’nin erişimine açık hale getiriyor.

Küresel ekonomik krizlerde üye ülkelerin desteklenmesinde bu kota ödemeleri birincil rol oynuyor. IMF’nin mevcut kaynakları ise, yaklaşık 975 milyar SDR (özel çekme hakları - IMF tarafından meydana getirilmiş uluslararası bir rezerv birimi) düzeyinde.

Türkiye’nin kotası 4,658.6 milyon SDR olup IMF’nin toplam kotasının yüzde 0,98’ine karşılık geliyor. Buna karşılık örneğin Suudi Arabistan’ın kotası 9,992.6, toplamdaki payı ise yüzde 2,10; ABD’nin 82,994.2 milyon SDR, toplamdaki payı ise yüzde 17,46.

ÇOK TARAFLI BORÇLANMA

Kota kaynakları yeterli gelmediğinde IMF’nin kaynaklarını desteklemeye yönelik ikinci mekanizma ise çok-taraflı borçlanma oluyor (multilateral borrowing – new arrangements to borrow, NAB), bu mekanizma dahilinde 40 ülke bulunuyor ve bu havuz da 182 milyar SDR (250 milyar dolar) boyutunda.

İKİLİ BORÇLANMA DÜZENLEMELERİ

Son mekanizma ise, zor durumdaki ülkelere fonlama sağlamak üzere ikili borçlanma düzenlemeleri (bilateral borrowing arrangements) olarak biliniyor ve bu mekanizmada Türkiye dahil 40 ülke bulunuyor ve bu havuzda üye ülkelerin mali taahhütleri 318 milyar SDR (443 milyar dolar) düzeyinde.

TÜRKİYE İKİLİ BORÇLANMA MEKANIZMASINA KATKIDA BULUNMAYI TAAHHÜT ETMİŞTİ

Türkiye, Merkez Bankası kanalıyla bu üçüncü mekanizmaya 30 Eylül 2019 tarihi itibariyle 5 milyar dolar katkıda bulunmayı taahhüt etmişti. Öte yandan Belçika’nın bu mekanizmaya taahhüdü 9,99 milyar avro, Fransa’nın 31,4 milyar avro, Almanya’nın ise 41,5 milyar avro düzeyinde. En yüksek taahhüt ise 60 milyar dolar ile Japonya'dan gelmişti.

Dolayısıyla, 2009 krizi sonrasında ihtiyat amacıyla oluşturulmuş olan bu sonuncu kaynak oluşturma mekanizmasında IMF doğrudan Türkiye'den borç istemedi; taahhütte bulunan 40 ülke arasında Türkiye de bulunmaktaydı.

KIRILGAN EKONOMİLERDEN BORÇLANMA YAPILAMIYOR

IMF, 2016 yılında yapılan ikili borçlanma düzenlemelerinin süresini çarşamba günü itibariyle 2020 yılı sonuna kadar uzattı. Uzatma kararı, IMF İcra Kurulu ve 40 kreditör ülkenin onayı sonucu alındı. IMF’den konu hakkında yapılan açıklamaya göre, söz konusu anlaşmalar, IMF’nin toplam kredi verme kapasitesini 1 trilyon dolar düzeyine yükseltmeyi hedefliyor.

TÜRKİYE EKONOMİSİ "KIRILGAN" OLARAK GÖRÜLÜYOR

Ancak, IMF’nin konu hakkındaki resmi belgelerine göre, sadece güçlü ekonomisi olan ülkelerden borç alınabiliyor. Bir diğer deyişle, IMF kurum olarak üyelerinden gerektiğinde kaynak talebinde bulunuyor, ancak tek koşulla; ekonomilerinin bu parayı verecek kadar güçlü olması ve bu parayı verdikten sonra ekonomilerinde bozulma riski olmaması.

Dolayısıyla, Türkiye ekonomisinin içinden geçtiği makro-ekonomik zorluklar, TL’deki değer kaybı ve işsizlik koşulları göz önüne alındığında, Türkiye ekonomisi IMF tarafından 'kırılgan' olarak görülüyor ve kural gereği zayıf durumdaki üye ülkenin mali durumunu korumak adına borç alınamıyor. (EKONOMİ SERVİSİ) 

ÖNCEKİ HABER

Yelki'de tarım alanına yapılmak istenen Go Kart pistine karşı mücadele büyüyor

SONRAKİ HABER

Avukatlar İmralı’ya gitmek için başvurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...