17 Kasım 2012 11:42

Söz hakkı meclislerde

Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı ilk ve orta öğretim kurumları eğitim takvimine göre ilk çeyrek yılı geride bıraktı. Geçtiğimiz haftalarda 2004 yılı Eylül ayında Tebliğler dergisinde yayınlandığından beri yürürlülükte olan "Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Yönergesi"* gereği tüm MEB'e b

Söz hakkı meclislerde
Paylaş
Halil Bandırma



Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı ilk ve orta öğretim kurumları eğitim takvimine göre ilk çeyrek yılı geride bıraktı. Geçtiğimiz haftalarda 2004 yılı Eylül ayında Tebliğler dergisinde yayınlandığından beri yürürlülükte olan "Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Yönergesi"* gereği tüm MEB'e bağlı kurumlarda sınıf ve okul temsilci seçimleri tamamlandı. Bu günlerin meclisteki 18 yaşında seçilme hakkı tartışması ve üzerinden yürütülen kirli siyasetle aynı sürece denk gelmiş olması gerçekten anlamlı bir tesadüf. Yönergenin 5. Maddesinde yer alan "Projenin Amacı" aynen şöyle "Cumhuriyetimizin demokrasi ile güçlendirilmesi; öğrencilerimizde yerleşik bir demokrasi kültürünün oluşturulması, hoş görü ve çoğulculuk bilincinin geliştirilmesi, kendi kültürünü özümsemiş, millî ve manevî değerlere bağlı, evrensel değerleri benimseyen nesillerin yetiştirilmesi; öğrencilere seçme, seçilme ve oy kullanma kültürünün kazandırılması; katılımcı olma, iletişim kurabilme, demokratik liderliği benimseyebilme ve kamuoyu oluşturabilme becerilerinin kazandırılması amaçlanmaktadır."
Her okulda kurulması gereken bu meclisler aradan geçen 8 yıla rağmen halen daha birçok okulda kol ve kulüpler gibi kâğıt üzerinde, antidemokratik biçimde kuruluyor ve yürütülmüyor. Elbette geçmiş otokratik kültürün kalıntılarıyla halen birçok okul idaresi okullarındaki yüzlerce, binlerce öğrencinin okulda verilen eğitim ve öğretimi daha nitelikli ve bilimsel hale getirebileceğine, öznesi oldukları okulun idaresinde görev üstlenebileceklerine ihtimal verememekte, hatta tahammül edememektedir. Ancak ülkemizin eğitim tarihi göstermiştir ki öğrencilerin merkezinde olmadığı her idare tarzı öğrencileri eğitimden ve bilimden uzaklaştırmış, onları madde bağımlılığına, çetelere, yeteneklerinin köreldiği yoz kültüre teslim etmiştir. Türkiye gençliğini bu kaderden kurtaracak tek güç ise kendi kendini yönetip geliştirebilmesi olacaktır. Eksikliklerine rağmen okul meclisleri bu ilerlemenin platformunu oluşturmaktadır. Önemle dikkate alınmalıdır.
Çiğli'de öğrenci temsilcileri (çoğu 18 yaşın altında) aldıkları sorumluluğun farkında olarak neler yapmaları gerektiğine dair şöyle diyorlar;
Özge Nefes - A.Adnan Saygun Lisesi Okul Meclis Üyesi: Okulumuzu kurduğumuz meclisle düzene sokacağız. Tabi ki başarıya ulaşmak için meclisteki her temsilci görev ve sorumluluğunu bilip buna göre hareket etmelidir. Aldığı görevi yerine getirmelidir. Meclis olarak birlikte hareket edip, okulumuzda elimizden geldiğince hep birlikte güzel şeyler yapacağız.

Hediye yılmaz - A.Adnan Saygun Lisesi Okul Meclis Üyesi: Meclis olarak öğretmenleri de harekete geçireceğiz. Çünkü öğretmenlerin öğrenciler üzerinde etkileri büyüktür. Özel olarak ilgilenilmesini sağlayacağız tüm sorunlarla ve beraberce çözüm yolları arayacağız.
Dilşah Bahadır - A. Adnan Saygun Lisesi Okul Meclis Üyesi: Meclisimizdeki her temsilci görevini bilerek hareket edecektir diye düşünüyorum. Hedefimiz okulumuzda düzeni sağlamak, sorunlara çözümler üretmektir. Tüm arkadaşlarımızı ortak bir çalışmaya katarak birlikteliğin verdiği güçle değişimi sağlamaya çalışacağız.
Sezer Akyol - A.Adnan Saygun Lisesi Okul Meclis Üyesi: Her şeyin başında demokratik bir meclis olmayı hedefliyoruz. Öğrencilerin hakkını savunan ve onları merkez alan bir meclis… Şöyle bir şey var ki; meclisler genel olarak öğretmenler tarafından önemsenmiyor ve hatta onlar tarafından bile bilinmiyor. Biz meclisin önemini tüm öğretmenlere ve arkadaşlarımıza anlatacağız. Meclisler öğrenciler tarafından oluştuğu için her şeyden önceliği öğrenciler olacak. Görev alan tüm sınıf temsilcisi arkadaşlarımız da aldıkları görevlerle sosyalleşip tüm çevrelerini de buna katarak değişecekler. Çünkü meclisimiz tüm öğrencilere söz hakkı veren, düşüncelerini ve sorunlarını önemseyen, ciddi bir meclis olacak.
Berivan Arslan - A.Adnan Saygun Lisesi Okul Meclis Başkanı: Öncelikle meclisimiz okulumuzda demokratik ve bilimsel bir eğitimin verilmesini amaçlayacaktır. Bunun için öğrencilerin yeteneklerini geliştirecek kol ve kulüp faaliyetleri arttırılmalı ve her arkadaşımızın buralarda görev almaları sağlanmalıdır. Okulumuzda bilimsel seminer ve paneller verilmesini talep etmeliyiz. Her daim okuldaki tüm arkadaşlarımıza dönük bir meclis planımız olmalıdır.
Sercan Çelik - Necip Fazıl Kısakürek Lisesi Okul Meclis Üyesi: Okul meclisi öncelikle özgür bir şekilde hareket etmelidir. Karar alırken ne idarenin ne de öğretmenlerin etkisinde kalmadan, öğrencilerin istekleri ve sorunları doğrultusunda hareket etmelidir. Bunları tespit ederken en iyi şekilde incelemeli herkesin düşüncesi önemsenmelidir. Eksiklikler ve sorunlar bulunduktan sonra bunlara yaratıcı çözümler bulunmalıdır..
Ozan Denli - Necip Fazıl Kısakürek Lisesi Okul Meclis Üyesi: Demokrasiyi okulda hakim kılmalıyız. Tabi bu süreçte başkanın da tutumu önemlidir. Bireysel hareket etmemelidir. Yalnız kendisi değil meclisle birlikte karar almalı ve hareket etmelidir. Okulda demokrasi ve eşitlik ancak bunların olmasıyla sağlanır.
*MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI DEMOKRASİ EĞİTİMİ VE OKUL MECLİSLERİ YÖNERGESİ(http://mevzuat.meb.gov.tr/html/2564_0.html)

ÖNCEKİ HABER

Genç Demokrat Hukukçular

SONRAKİ HABER

Kime neye göre terörist?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...