09 Ağustos 2020 23:14

Avustralya’da koronavirüsün zayıf halkası: Kadrosuz işçiler

Otel, yaşlı bakım merkezi ve hastanelerin çarşaf ve havlularını yıkayan Spotless temizlik şirketi çalışanları düşük ücretli kadrosuz ve göçmen işçilerden oluşuyor. İş güvenceleri yok.

Fotoğraf: Zekeriya Ayman

Paylaş

İ. Zekeriya AYMAN
Melbourne

Spotless adlı temizlik şirketinin, Avustralya’nın Melbourne kentindeki sanayi tarzı çamaşırhanesindeki dev makinelerde, otellerden, yaşlı bakım merkezlerinden, hastanelerden torbalarla gelen çarşaf ve havlular yıkanır. 

Temmuz ayında burada çalışan bazı işçilerde Kovid-19 tespit edildi. İşçiler çamaşırhanenin kapatılmasını talep etti. İşveren ise küçük bir bölümü kapatmakla yetinmek istedi. 

İşçilerin yarısı (35 işçi) iş bırakma eylemi yaparken işveren, çalışan işçilere çalışmayı sürdürdükleri için 50’şer dolarlık hediye kartı dağıttı. Ayrıca, çalışma hayatını düzenleyen bir tür mahkeme olan Adil Çalışma Komisyonuna başvurarak sendikayı şikayet etti ve iş bırakan işçilerin işe geri dönmesi emri çıkarmasını istedi. 

Ancak Spotless’in başvurusu görüşülmeden, Sağlık Bakanlığı işyerini iki haftalığına kapattı. 

KADROSUZ VE GÖÇMEN İŞÇİLER

Spotless işçilerinin büyük çoğunluğu düşük ücretli kadrosuz ve göçmen işçilerden oluşuyor. İş güvenceleri yok. The Age gazetesine konuşan bir işçi, “Haklarımız için mücadele mi etmeliyiz, yoksa gelirimizi mi düşünmeliyiz? Karar vermek zor” diyor. 

Pandemi başladığından bu yana Avustralya’nın siyasi liderleri ısrarla aynı şeyi söylüyor: “Hepimiz aynı gemideyiz. Evde kalın, işe gitmeyin”. 

Ama, The Age gazetesinin yaptığı analize göre Kovid-19 salgını, herkesi eşit etkilemiyor.  

Örneğin Melbourne kentinin salgında ikiye bölündüğü açıkça görülüyor. 

Kentin en yoksul beş belediyesinden dördü, vaka sayısının en yüksek olduğu belediyeler.   En dezavantaljlı beşinci belediye, Spotless çamaşırhanesinin bulunduğu Dandenong Belediyesi. 

Diğeri, Brimbank Belediyesi. Brimbank’da 800 aktif vaka var. Brimbank’daki vaka sayısı, zenginlerin yaşadığı Boroondara’daki vaka sayısının 10 katı. Söz konusu beş belediye, aynı zamanda çalışanların iş güvencesinin olmadığı bölgeler. Buralarda yaşayanların çoğunluğunu, asgari ücretle çalışan kadrosuz göçmenler oluşturuyor. 

İZOLASYON OTELLERİNDEKİ İŞÇİLER VİRÜSÜ MAHALLELERİNE TAŞIDI

Avustralya’da uzun süre, yurt dışından gelen herkes otellerde zorunlu izolasyona alındığı için virüs kontrol altındaydı. Ancak bu otellerdeki güvenlikçiler de düşük ücretli, iş güvencesi olmayan ve çoğu göçmen güvenlik görevlileriydi. Bu yoksullar, otellerdeki virüsü yaşadıkları yoksul semtlere taşıdılar. Virüs güvenlik görevlilerinden, onların ailelerine bulaştı. 

Aile fertleri de, güvencesi olmayan düşük ücretli, birden fazla işte çalıştığı için, virüsü başka işyerlerine taşıdı. 

Koronavirüs, düşük ücretli, iş güvencesi olmayan işçi sınıfı içinde kök saldı. Bunun en belirgin örneklerinden biri yaşlı bakım merkezleri ve mezbahalar. Örneğin, Melbourne’da koronavirüsün 100’den fazla merkezi vurduğu, 125 yaşlının ölümüne neden olduğu yaşlı bakım merkezlerine bakalım:

Devlete ait yaşlı bakım merkezlerinin özelleştirilmesi sonrasında doğal olarak bu merkezler kâr amaçlı sisteme geçti. Merkezlerdeki temizlik, bakım gibi işler, kadrosuz düşük ücretli göçmenlerin yaptığın işler haline geldi. Ücretler düşük, çalışma saatleri yetersiz olduğu için, bu işçiler birden fazla merkezde çalışıyordu. 

Melbourne’daki vakaların yoğun olduğu semtler, açıkça sınıf farkını ortaya koyuyor.

ABD’YE KAYAK TATİLİNE GİDEN ZENGİNLER GETİRDİ

Avustralya’ya koronavirüsü yurt dışından gelenlerin getirdiğini söylemiştik.

Bunların başlangıcını, ABD’ye kayak tatiline giden ve virüsü Avustralya’ya getiren zengin Avustralyalılar oluşturuyor. Zira ilk vakalar, Melbourne’un zengin mahallelerinde ve zenginlerin yazlığı olan sahil kasabalarında ortaya çıktı. Ama onların karantina şansları olduğu ve işe gitme sorunları olmadığı için virüs kısa sürede zengin mahallelerinden silindi. 

Şu anda koronavirüs vaka sayısının en yüksek olduğu belediyeler Whittlesea, Brimbank, Hume ve Melton belediyeleri. 

İstatistik Bürosu verilerine göre bu bölgelerde yaşayanların ortak özellikleri şunlar: Yurt dışında doğmuşlar ve kol gücüyle çalışıyorlar; yani evden çalışamazlar.  

SGS Economics & Planning’in yaptığı araştırmaya göre kadrosuz işçi haritası da, yoksulluk haritası ile birebir örtüşüyor. 

Kadrosuz işçilerin hastalık izni bulunmuyor. Yani eğer çalışmazlarsa, gelirleri de olmaz. SGS Economics & Planning’den Dr Marcus Spiller, “İşçiler için kadrosuz çalışmak, haftalık gelir olarak anlamlı bir miktara ulaşmak için birden fazla işyerinde çalışmaları anlamına geliyor” diyor. 

İŞ GÜVENLİĞİ YOKSA, VİRÜS VAR

Avustralya sendikalarının çatı örgütü ACTU’nun Başkanı Sally McManus da, virüsün iş güvenliğinin olmadığı alanlarda yayıldığına işaret ediyor ve aynı şeyin başka ülkelerde de görüldüğünü söylüyor. Sally McManus, ABD’de yoksul ve azınlıklara mensup olanların, koronavirüsten ölme ihtimalinin çok daha yüksek olduğunu gösteren grafiğe işaret ediyor. McManus, “İş güvencesi olmayan kişi, semptom gösterse bile işe gitme eğiliminde oluyor. Salgın sırasında onların önceliği, diğer insanlardan farklı. Bu öncekiler arasında eşitlik yok” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Müzisyen Mahir Kutlutürk: Albümün içinde benden çok, beslendiğim gelenek var

SONRAKİ HABER

Zonguldak'ta maden ocağındaki göçükte bir işçi yaralandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...