05 Ağustos 2020 10:46

Beyrut’ta ambulanslar hâlâ ölüleri kaldırıyor

Lübnan’ın Başkenti Beyrut’ta dün akşam saatlerinde yaşanan patlamada yaralananların tedavileri sürüyor. Enkaz altında ise hâlâ hayatını kaybedenlerin cenazeleri çıkarılıyor.

Fotoğraf: AA

Paylaş

“Biz lanetlendik” diyor 20’li yaşların başlarında görünen genç bir erkek, cam parçasının kestiği bileğinden kan sızıyor: “Bu bir kaza olsa bile, baş edebileceğimiz son şeydi”

dediğini yazıyor Guardian gazetesi.

Bir mühendis olan Riyadh Haddad’ın, tıpkı Beyrut’un Gemmayzeh semtindeki tüm komşuları gibi, evini yeniden yaşanabilir hale getirmek için yapması gereken çok şey var. “Şuna bak” diyor: “Nasıl iyileşeceğiz? En az 1 milyon cam kırıldı bütün kentte ve bu endişelerimiz en küçüğü. Para yok, iş yok, elektrik, yakıt yok. Ve şimdi de bu. Bir uyandırma çağrısı mı olacak yoksa bir savaş mı?​”

BÖYLE BİR ŞEY HİÇ GÖRÜLMEDİ

Lübnan’ın 2 milyon nüfuslu başkenti Beyrut’ta, Salı akşamı, liman bölgesinde büyük bir patlama meydana geldi. Önce bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Beyrutlular endişeyle limandaki yangını ve meydana gelen küçük patlamaları cep telefonlarıyla görüntülerken, çok şiddetli ikinci bir patlama yaşandı. Yetkililer, 6 yıl boyunca bir depoda tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitratın Afrika’da bir ülkeye sevk edilmek istenirken infilak ettiğini açıkladı. Patlama kentin önemli bir bölümünde büyük bir yıkıma neden oldu. Liman dışında birçok mahalle harabeye döndü.

Ölü sayısının 100’ü aştığı ve en az 4 bin yaralı olduğu açıklandı. Beyrut Valisi Mervan Abbud, “Beyrut, felaket bölgesi oldu. Şehrin yarısı yıkıldı. Patlama sonucu evlerini terk etmek zorunda kalan yüz binlerce kişi, 2-3 aydan önce evlerine dönemez” dedi.

ADI JAD'DI VE GÖZLERİ YEŞİLDİ...

“Merkez bir silah deposu mu vardı yoksa?​” diye soruyor bir adam, çılgın gibi arkadaşlarını arıyor: “İsrailliler mi vurdu?​” Küçük bir patlama oldu, sonra büyük bir tane. İlkine ne sebep oldu?​” Guardian’a göre söylentiler şok dalgasının kendisi kadar hızlı yayılıyor ve gece olduğunda Lübnan Güvenlik Şefi General Abbas İbrahim’in yanıcı madde depolarından kaynaklı endüstriyel bir kaza olduğu açıklaması herkesi ikna etmiyor.

“Lübnan’ın tarihi boyunca böyle bir şey görülmedi” diyor 30’larındaki bir erkek, bir yandan evinin ön kapısındaki camları süpürüyor: “Neredeyse termonükleer bir patlamaydı, ve sanırım askeri sınıf yanıcılardı. Bu konuda doğruyu söyleyecekler mi acaba? Şüpheliyim.”

Beyrut limanında akşam saatleri. Yirmilerinde genç bir kadın kapıların önünde ayakta durmuş, güvenlik görevlilerine bağırıyor, içeride görevli erkek kardeşinin akıbetini soruyor:

“Adı Jad’dı ve gözleri yeşildi…”

Güvenlikler girmesine izin vermiyor. Yakınlarda başka bir kadın da limanda çalışan kardeşini sorarken baygınlık geçiriyor. Bir asker, “İçerisi kaotik. Yerde bedenler var. Ambulanslar hâlâ ölüleri kaldırıyor” diyor.

Gece Beyrut hiç olmadığı kadar karanlık. “Birçok insan kayıp. İnsanlar acil servislerde sevdiklerini arıyorlar ve gece aramak çok zor çünkü elektrik yok” diyor Reuters ajansına yaptığı açıklamada Sağlık Bakanı Hamad Hasan. Kayıplar için bir de Instagram sayfası açılmış. Binlerce Beyrutlunun gülümseyen fotoğraflarının altında yakınlarının telaşlı notları var.

İNSANLARI SOKAKTA TEDAVİ ETTİK

Beyrut’ta koronavirüs nedeniyle zaten sarsılmış olan sağlık sisteminin çökmesinden endişe ediliyor. Patlamanın ardından binlerce insan yakınlardaki hastanelere akın etti.

Patlamaya 2 kilometre uzaklıktaki St George hastanesinden bir doktor, yaralıların getirildiğini ancak hastanenin de yıkıma uğradığını söylüyor: “İnsanları buraya getiriyorlar ancak alamıyoruz. Onları sokakta tedavi ediyoruz. Hastane yıkıldı, acil yıkıldı.”

Reuters’a konuşan, Clemenceau Tıp Merkezi’nden hemşire Sara da, hastanesindeki atmosfer için “mezbaha gibiydi, koridorları ve asansörleri kan kaplamıştı” ifadelerini kullanıyor.

SİYASİLERE ÖFKE: HIRSIZLAR, YAĞMACILAR

Yaşadığı bina yıkılan 60'lı yaşlarındaki Bilal öfkeli, “Sevdiklerini kaybedenlerin kaybını kim telafi edecek?​” diye sorarken, siyasetçileri ise Lübnan’ı ekonomik krize sürükleyen “hırsızlar ve yağmacılar” olarak nitelendiriyor.

Bilal öfkesinde yalnız değil. Lübnan’ın eski başbakanlarından Said Hariri’nin aracının da aralarında olduğu konvoy dün öğle saatlerinde yüzlerce kişi tarafından sarılarak protesto ediliyor, araçlara taşlar atılıyor. 

LÜBNAN’IN BUĞDAY STOĞU BİR AYLIKTAN AZ

Lübnan’nın ana buğday deposu Beyrut limanındaydı ve patlamayla birlikte yerlebir oldu. Al Ahbar gazetesine konuşan Buğday İthalatçıları Birliği Başkanı Ahmed Hattit, patlama sırasında limandaki depoda 15 bin tondan fazla buğday olduğunu açıkladı. Ekonomi Bakanı Raoul Nehme de, Reuters’a yaptığı açıklamada ülkenin bir aydan az süre idare edebilecek kadar buğdayı kaldığını söyledi ve gıda güvenliğini sağlamak için Lübnan’ın en az üç aylık kaynağa ihtiyacı olduğunu belirtti.  

Bir Ekonomi Bakanlığı yetkilisi ise LBCI’ye verdiği demeçte, 25 bin ton un taşıyan dört gemiyi Trablus’taki limana aktarmaya çalıştıklarını söyledi. (DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

Dolar 7 lirayı aştı, altın yine rekor kırdı

SONRAKİ HABER

Kırklareli'de girdikleri su deposunda gazdan zehirlenen 2 işçi öldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...