05 Temmuz 2020 07:07

Mabel’in değeri ya da arzu ve gerçeklik arasında sıkışanlar

Gazeteci Burcu Karakaş Evrensel'e yazdı: Mabel gibi yeni nesil de, beğenin beğenmeyin, gümbür gümbür geliyor.

Ekran görüntüsü, Mabel Matiz'in Youtube hesabından, "Mabel'le Soru & Cevap" videosundan alınmıştır

Paylaş

Burcu KARAKAŞ
Gazeteci

"Yeni Akit’e konuşan ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün…"

ÖSYM Başkanı artık Hürriyet yerine Yeni Akit’e konuşuyor, üniversite sınavında Mabel Matiz sorusu soruluyor, Türkiye’de bir şeyler karşıtlık içinde değişiyor. Sınav sorularını hazırlayan ekibin gençleri anlayabildiğini, bunun da sevindirici bir gelişme olduğunu söylemek mümkün ancak bu durum görülüyor ki muktedir için geçerli değil.

Yeni Akit Gazetesi Ankara Temsilcisi Hacı Yakışıklı, ÖSYM başkanına “skandal” olarak nitelendirdiği soru hakkında ne yapmayı planladıklarını soruyor. Ancak işin acıklı yanı bu değil. Yazının içinde sorunun “kamuoyunda infiale neden olduğu” ifadesi var. Acıklı çünkü iktidar yanlısı medya, beğenmediği ya da işine gelmediği her şeyin “skandal” olduğunu ya da “infial yarattığını” düşünüyor. Halbuki olan bu değildi: Konunun kamuoyu gündemine oturduğu doğru ancak onların hayal ettikleri şekilde değil. “İnfiale” neden olan sınavda “sapkın” diye hedef gösterdikleri bir sanatçının çalışmalarının sorulması değil, sınavı hazırlayan ekibin günceli ve dolayısıyla genç damarı yakalayabilmesine duyulan şaşkınlıktı.

İktidar, kamuoyunu birkaç medya sitesinin kelamından ibaret sanıyorsa fena halde yanılıyor. Bu da ayrı acıklı bir durum. Sosyal medyaya biraz göz gezdiren herkes sınava giren gençlerin tepkisini görebilirdi. Mabel’in ve sorunun üzerine giden onlar değil, onlar yerine konuşmakta beis görmeyen bazı adamlardı. Üzülerek belirtelim ki, ÖSYM başkanı da bu isimlerden biri.

Başkan Aygün, Akit temsilcisinin sorusuna şu yanıtı veriyor:

“Kurumumuz yönetiminin milli, manevi değerlerimiz ve toplumsal değer yargılarımız konusundaki hassasiyeti açıktır. 2020 YKS’nin TYT oturumunda yer alan Türkçe alanındaki ilgili sorunun içeriği hakkında inceleme başlatılmıştır. Sorumlu kişiler soru hazırlama süreçlerinden çıkartılacaktır.”

Gençlerin geleceğini belirleyen bir sınav sonrası yapılan bu açıklama trajikomik…

İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü Genel Direktörü Seren Selvin Korkmaz, geçen gün bir televizyon programında yaptığı konuşmada, Türkiye’deki seçmenin ülkedeki en önemli sorunlar listesinde ekonomiyi birinci, eğitimi ise ikinci sıraya koyduklarını dile getiriyor. “Demek ki gündelik hayatta doğrudan tespit edilen sorunlar, insanların algısında en önemli sorunlar olarak yer ediniyor” diyor Korkmaz.    Anadolu’da bir esnafın ilk çocuğunun yakın zamana kadar liyakat ile bir yerlere gelmesine karşılık şimdi artık ikinci çocuğunun benzer bir yaşam süremediğini ifade ediyor. Gündelik hayattaki sıkışmışlığı, can alma noktasına gelen işsizliğin yarattığı çaresizliği belki de Mabel’in bir şarkısıyla kısa süreliğine de olsa unutmaya çalışan genç için siyah ceketli adamların sabahtan akşama koro halinde “milli ve manevi değerlerimiz” demesi çok da ilgisini çekmiyor.

Gündem değiştirmek için böyle adımların atıldığı düşünülebilir. Ancak bu da ayrı acıklı… Araştırmalara göre, 2023 seçimlerinde “Z kuşağı” olarak adlandırılan nesil yani 7 milyon genç oy kullanacak. Rakam, oldukça yüksek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gençlerle Video Konferans Buluşması”nın da bu rakamın farkındalığından doğduğunu söylemek mümkün. Ve fakat videonun 413 bin “dislike” alması, herkese bir şeyler söylüyor. Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi’nin, “Gençler, şimdiden uyarayım. Dislike atan dislike’lanır” cümlesi ise söylenenin anlaşılmadığını ortaya koyuyor. Söz konusu neslin bu cümleye sadece gülüp geçeceğini belirtelim.

Diğer yandan, LGBTİ+’lara yönelik nefrete varan söylemlerde, sanki farklı cinsel yönelimlerin ya da cinsiyet kimliklerinin “öteki mahalleye” yani laik kesime dair bir gerçeklik gibi sunulması da aynı acıklı resmin içinde yer alıyor. Nasıl ki Mabel sorusu “Z kuşağı” tartışmalarından ayrı ele alınamazsa, aslında LGBTİ+’lara yönelik yetkililerin giderek artan ayrımcı açıklamaları da bu tartışmadan bağımsız değil. Muktedir, yeni nesilden ayrı düşüyor ve açılan makası kapatmak her geçen gün biraz daha güçleşiyor.

İşin bir de başka bir boyutu var. Bir zamanlar utandıkları için kamusal alanda dile getiremeseler de arabalarında arabesk müzik dinleyenler gibi ÖSYM sorusuna nefret kusanlar ya da en azından onların çocukları, gizliden ya da açıktan ama muhakkak Mabel Matiz’i beğenerek dinliyor. “İnceleme başlatacağız” açıklaması tam da bu nedenle kubbede acıklı bir seda olarak yankılanıyor. Gözünün gördüğüyle gönlünün bildiği bir olmayanlar, arzuları ve gerçeklik arasında sıkışıp kalıyor.* Mabel gibi yeni nesil de, beğenin beğenmeyin, gümbür gümbür geliyor.

Siyasetin yapamadığını sanat yapıyor. Muktedirin gençlere dayatmaya çalıştığı gelecek tahayyülü, duvara çarpıyor. Bu tahayyülden yola çıkılarak biçilen kıyafet bir türlü gençlere olmuyor. Mabel Matiz’in değeri baki, muğlaklıktan öteye gidemeyen “milli ve manevi değerlerimiz”e yönelik açıklamalar ise beyhude kalıyor.

* ÖSYM’deki Mabel Matiz sorusuna verilen cevap.

ÖNCEKİ HABER

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: Pandeminin mevsimi olmaz

SONRAKİ HABER

Kargo işçileri: Mücadele edersek geri adım atarlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa