Koronavirüs sürecinde kargo işçileri: Bir kargo paketine en az 20 kişi temas ediyor

Koronavirüs salgınının doğuracağı tehlikelere karşı en riskli işçilerden biri de kargo işçileri. Kargo işçileriyle görüştük.

25 Mart 2020 10:03
Son Güncellenme Tarihi: 25 Mart 2020 16:27
Paylaş

Mahmut Sezgin MEMİŞ
İstanbul

Koronavirüs salgınının doğuracağı tehlikelere karşı en riskli iş kollarının başında kargo işçileri geliyor.  Günde ortalama 100 adet kargo dağıtan Şişli bölgesindeki MNG, Aras, PTT, Yurtiçi Kargo işçileri ile çalışma koşullarını, koronavirüs salgınına karşı alınan önlemleri, Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketini konuştuk.

MNG KARGO:

Kargo işçisinin bir günü nasıl geçer?

Sabah toplu taşıma ile işe gidiyoruz. 8-8:30 gibi iş başı yapıyoruz. İlk olarak yüzlerce kargo yüklü araç geliyor. Kargolar içerisinde araba lastiğinden halıya, portakaldan kedi kumuna kadar aklınıza gelebilecek her şey var. Kargoların barkodlarını okutup araçlardan indiriyoruz. Araçtan indirirken en az 4-5 kişi yapıyoruz. Sonra bölge bölge kargoları sınıflandırıyoruz. Sınıflandırılan kargoları kendi bölgene göre zimmetine geçiriyorsun. Sonra dağıtım bölgesine göre araçlara yükleniyor. Yaya kuryeler dosya dağıtımına çıkıyorlar. Öğleden sonra 1-3 arasında tekrar bir kargo aracı geliyor. Aktarma merkezinden yeni kargolar geliyor. Tekrar aynı işlemleri yapıyor ve dağıtıma çıkıyoruz. Akşama doğru müşteriden aldığın gidecek olan kargoları bu sefer araca yüklüyoruz.

60-70 EV GEZİYORUZ

Günde kaç adet kargo dağıtıyorsunuz?

Kargolar bölgeden bölgeye değişiklik gösteriyor. En az kargo dağıtan arkadaşımız ortalama 60-70 ev geziyor ve birebir diyalog halinde kargo alıp, veriyoruz. Bugünlerde salgından dolayı insanlar evlere kapandılar. Dolayısıyla internet alışverişleri arttı. Bizim de iş yoğunluğumuz arttı. Çünkü internet alışverişlerinin bizim işimize doğrudan bir etkisi var. Kargo sayısı yaklaşık yüzde 30 artmış durumda. Önceden 100 kargo dağıtıyorsak 130 adet kargo dağıtıyoruz. Kara Cuma’daki trafikten daha yoğun bir kargo akışı var.

Şirketleriniz salgına karşı ne gibi önlemler aldı?

Yaklaşık 10 gün önce kişi başı bir adet en küçük boy dezentekfe, üç adet eldiven ve bir adet maske verdiler. Onun dışında şu ana kadar hiçbir şey vermediler.

Bir kargo paketine ortalama kaç kişi temas ediyor?

İyimser olalım. Bir pakete kargo sürecinde en az 20 kişi temas ediyor. Hemen örnek verelim; bugün Van’dan gelen bir kargoyu İstanbul’da dağıttık. Bakalım kargonun yolculuğuna; ilk olarak Van’daki şube ürünü teslim almış. Ardından Van’daki aktarma merkezine gitmiş. Kargo İstanbul’a yola çıkmış. İstanbul’daki aktarma merkezine gelmiş. Aktarma merkezinden sonra şubeye gelmiş ve ben müşteriye teslim etmişim. Her noktada zaten minimum 3-4 kişinin teması söz konusu. Gelen şubelerde ise zaten kargolar elden ele geziyor. Şoföründen müdürüne, müdür yardımcısından kuryeye kadar minimum 20 kişinin eline temas ediyor. Hiçbir önlemin alınmadığını da göz önünde bulundurursak; bu zincirin halkası olan 20 kişiden 1’i zaten virüs taşıyıcısı olsa otomatik olarak tüm halka enfekte oluyor. İyimser ihtimalle 21. kişi kargoyu teslim alan müşteri oluyor.

Televizyon kanallarında uzmanlar stresten uzak durun yoksa bağışıklığınız düşer diyorlar. Bu kadar risk altındayken stressiz kalabiliyor musunuz?

Asgari ücret ile çalışan birisinin stresten uzak durması gibi bir durum zaten olamaz. Salgından önceki dönemden kat kat daha güvencesiz çalışıyoruz. Televizyon kanallarında bizim sorunlarımız tartışılmıyor. Bizler temas halinde olduğumuz paketlerin, müşterilerin yanı sıra; salgından korumamız gereken ailelerimiz var. Onlarca kişinin değdiği kargolarla temas halindeyiz. Akşam hiçbir şey olmamış gibi toplu taşıma kullanıp evlerimize gidiyoruz. Bundan daha büyük stres olabilir mi? En sevdiklerimizi bile tehlikeye atıyoruz.

Kargoyu teslim ettiğiniz müşterilerin tepkileri nasıl?

Salgından dolayı bize virüs gibi davranıyorlar. İmza için kağıt uzatıyoruz. Bizim elimizdeki kağıda temas ettiğimiz için imza atmak istemiyorlar. Müşterilerin yüzünde aşağılandığımızı, hor görüldüğümüzü hissediyoruz. Veya bir zile basıyorsun, megafondan kargoyu “şuraya buraya bırak” gibi talimatlar alıyoruz. Bize epey kaba davranıyorlar. Hiç kimse bizimle empati yapmıyor. İnsanlar kapının ardından virüsten korunduğunu zannediyor. Fakat kargoyu evinin ortasına sokuyor. En iyi ihtimalle pakete temas eden 21. kişi zaten. Kargo sayıları da epey arttı. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!

Şubelerde herhangi bir koruyucu önlem alındı mı?

Hiçbir önlem yok. Belirli bir yaşın üzerindeki 55-60 yaşındaki arkadaşlarımız izin almaya çalışıyorlar. Kronik hastalığı, tansiyonu, şekeri olan arkadaşlarımız zaten sokağa çıkma yasağından dolayı çalışmıyorlar. Kimi şubelerde grip olan arkadaşlarımız var. Şubelerde 10 gün önce bir defenfekte işlemi yapıldı. Ama o köprünün altından çok sular akıp geçti. Günlük 300 adet kargo akışı var. Bize teslim edilen kargolar da var.

Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi çalışma süreçlerinizde bir şeyler değiştirdi mi?

Bizim işçiler açısından değişen hiçbir şey yok. Sonuçta bize yönelik lehimizde hiçbir iyileşme yok, tersine iş yükümüz daha da arttı. Bu süreçte her işçinin sağlık tehditi söz konusu. 100 milyardan payımıza düşen hiçbir şey yok. Gelir düzeyimizde, çalışma saatlerimizde, sosyo-ekonomik durumumuzda herhangi bir gelişme yok. Büyük tekellere, işverenlere aldığı yönelik tedbirler onlar. Sonuçta devlet politikası gereği üstüne düşeni yaptı. Bize lütfedip herhangi bir iyilik mi yapacaklar.

Acentalarda durum nasıl?

Bazı acentalarda prim sistemi var. Ne kadar çok kargo dağıtırsak şube müdürünün bu işten artısı oluyor. Prim alıyorlar. Maaş dışında 100 lira verip fazladan kargo dağıtan arkadaşlarımız da var. İnsanlar geçim sıkıntısı çektiği için kabul etmek durumunda kalıyorlar. Şirketlerin genel politikasına uygun daha çok kar için, müdürler de daha çok iş yükünü daha az sayıdaki işçilere nasıl yıkabilirim onun derdindeler.  Çalışan veya halk sağlığı ile kaygıları yok.

İnsanlara evde kalın çağrıları yapılıyor. Sizler sürekli dışarıdasınız, neler hissediyorsunuz?

Gittiğimiz her eve, iş yerine kargo değil virüs dağıtıyoruz. Bizim işte hiçbir yaş, cinsiyet, kronik hastalık ayrımı yok. Herkes ile iletişim kuruyoruz. İlk vaka ile birlikte kargo işçilerin için değişen tek şey; kargo sayısındaki artış. 

İŞ YÜKÜMÜZ ARTTI, RİSK ALTINDAYIZ

Talepleriniz neler?

Son süreçten bağımsız şeyler yaşamadığımız için genel taleplerimiz aynı. Sosyal haklardan mahrumuz, çalışma koşulları ve saatlerimiz çok ağır. Güvencesiz, sendikasız çalışıyoruz. Son süreçte iş yükümüz arttı ve risk altındayız. Sağlık koşullarımız kötü durumda, hijyenik ve steril bir ortamda çalışmıyoruz. Bizlere ücretli izin verebilirler. Hatta ve hatta o kadar kötü durumdayız ki; ücretsiz izne bile razı olacak insanlar olabilir. Bu koşullar altında yarın korona olmayacağımızın veya akşam eve gittiğimiz zaman ailemize, bebeğimize virüs bulaştırmayacağımızın garantisini Ekonomik İstikrar Kalkanı verebiliyor mu bize?

ARAS KARGO 

Devlet yetkilileri sokağa çıkmayın, evde kalın uyarısı yapıyorlar. Sizler mecburen dışarıdasınız. Bireysel olarak ne tür önlemler alıyorsunuz?

Bireysel olarak hiçbir önlem alamıyoruz. Çünkü maddi imkanlarımız el vermiyor. Günde kendi cebimizden harcayarak; 7 tane eldiven değiştirsek, eldivenin tanesi 1 lira olmuş. Günde 7 lira sadece eldivene gidiyor. Zaten otobüse biniyoruz git-gel 7 lira oldu. Sabah 2 poğaça yesek 5 lira veriyoruz. Bizler için hesaplanması gereken miktarlar bunlar. Bizim çalıştığımız şirket bir paket eldiven gönderiyor. Paketin içinde 100 adet eldiven var. 6 kişiye günde 15-16 adet eldiven düşüyor. Ama günde 100 tane teslimat yapıyoruz. Eldiven yetmiyor, yetmez de. Asgari ücret ile çalışanlar olarak önceliğimiz geçinmek.

ÖNLEM YOK

Çalıştığınız kargo şirketi ne gibi önlemler alıyor?

Hiçbir önlem yok. İşçisini düşenen yok. Bizi ancak kendimiz düşünüyoruz. Patronların, sömürücülerin bize karşı aldığı önlemi göremiyoruz. Mesela bugün bize yerinde denildi ki; 2 gün işe geleceksiniz, 2 gün gelmeyeceksiniz. Ama işe gelmediğimiz 2 gün ücretsiz izin olacak.

Günde kaç ev, iş yeri geziyorsunuz?

Ortalama 150’ye yakın kargo dağıtıyorum, 300’e yakın yere ise girip çıkıyorum.

11 Mart’ta Türkiye’de ilk vaka açıklandı. Sizin çalışma koşullarınızda herhangi bir değişiklik var mı?

Sadece biz de değil hiçbir yerde çalışanların sağlığı, güvenliği, yaşam şartlarında en ufak bir iyileştirme yok. Tam tersine 2 gün ücretsiz izin var. Güvencesizleştirildik. İşten çıkarıcağız demeye getiriyorlar işi.

YURTİÇİ KARGO

Bireysel olarak ne tür önlemler alıyorsunuz?

Maskeleri takıp, toplu taşıma ile iş yerine geliyoruz. Aktarma noktalarından kargo araçları geliyor. Gelen kargoları tek tek ayırıp, bölgelerine göre torbalıyoruz. Herkes kendi bölgelerinin kargolarını alıp dağıtıyoruz. Bu süreçte verilen maskeler, eldivenler, spreyler yetersiz.

Günde kaç ev, iş yeri geziyorsunuz?

1 hafta öncesine kadar 70-110 arasında kargo dağıtıyorduk. Biz evrak, dosya dağıtıyoruz. İş yerleri kapalı olduğu için bugünlerde biraz düşüş var.

11 Mart’ta Türkiye’de ilk vaka açıklandı. Sizin çalışma koşullarınızda herhangi bir değişiklik var mı?

Dün iş yerinde 5 dakikalık bir toplantı yapıldı. 3 kişi senelik izninden kullanarak izne çıkarıldı. Kullanmak isteyen 3 kişi bugün itibariyle çalışmıyor. 10 gün boyunca çalışmayacaklar.

Kargo işçileri risk altında mı?

Maske, eldiven dağıtmak ile bu virüs önlenmiş olmuyor. Çünkü virüsü bulaştıran zaten kargo sektörü çünkü yaptığımız dağıtımlarda birebir insanlar ile görüşüyor, temas ediyoruz, kimlik alıp veriyoruz, imza alıyoruz, para alışverişi yapıyoruz. Öncelikli olarak kargo şirketlerinin bu süreçte faaliyetlerini durdurması gerekiyor.

"100 KİŞİ İLE TEMAS EDİYORUZ"

Sizler günde kaç kişiye temas ediyorsunuz?

100 kargo dağıtıyorsak, 100 kişi ile temas kurmuyoruz. İş yerlerine girdiğimiz zaman bir çok insan var.

Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’nden payınıza düşen bir şeyler var mı?

Herhangi bir şekilde bizim taleplerimizi ve ihtiyaçlarımızı karşılayan bir kalkan değil o. Çünkü Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı pakette işçi sınıfının yararına hiçbir şey yok. Hep sermaye grupları, tekeller, burjuva sınıfının çıkarlarını savunan bir paket. Kredi öteleme, kobi desteklerini müjdeledi. Dün akşam Sağlık Bakanı’nın konuşmaşını da açtık, izledik. Dedik ki; herhalde bir şeyler açıklayacak, güzel bir haber verecek. Ama baktık ki koskoca bakan “evde oturun, kendinizi izole edin” diyor. Nasıl evde oturalım? Evde oturmamız için paramızın olması gerekiyor. Evde çoluk çocuğumuza ne yedireceğiz. Bizim doğalgaz, su, elektrik faturalarımızın hiçbirinin çözümü yok. Vatandaş evde kalsın da, bu sefer elektrik, su, doğalgaz faturaları daha yüksek gelecek. Ona bir çözümü var mı kalkanın? Yok. Ücretsiz değil, ücretli izin istiyoruz. İşçilerin kaderi patronların insafına bırakılmamalı.

Stres bağışıklığımızı düşürüyor, koronavirüs riskini arttırıyormuş. Çalışma saatlerinizde sürekli dışarılardasınız, yüzlerce kişi ile temas halindesiniz. Stressiz kalabiliyor musunuz?

Koronadan öncesinde de stres altındaydık. Günlük, acil kargolar oluyor. Acaba yetiştirebileceğiz mi? Korona ile birlikte 2 katına çıktı stresimiz. Asgari ücret ile nasıl stressiz yaşayabiliriz. Televizyon programlarından biraz da bu konu hakkında tavsiyeler bekliyoruz.

PTT KARGO

Bireysel olarak ne tür önlemler alıyorsunuz?

Uyarılara uyuyoruz, eldiven, maske kullanıyoruz. Önlemimiz ne yazık ki; sadece bunlar.

Şirketiniz ne tür önlemler aldı?

Eldiven, maske ve dezenfektan dağıttılar. Şu anlık yeterli değil. Dışarıda herkes ile temas halindeyiz. Her temastan sonra atmamız gerekiyor. Günlük 2’şer adet maske ve eldiven veriyorlar. Günde ortalama 80-90 adet iş yeri geziyoruz. Kargo sayılarında bir artış söz konusu. Mahkeme evrakları, tebligatlarda artış var.

"2 MASKE, 2 ELDİVEN"

11 Mart’ta Türkiye’de ilk vaka açıklandı. Sizin çalışma koşullarınızda herhangi bir değişiklik var mı?

Bize özel bir değişiklik söz konusu değil. Genel olarak 2 maske, 2 eldiven ile idare ediyoruz.

Kargo işçileri risk altında mı?

Evet. Virüsün taşıyıcısı olarak bizler hizmet veriyoruz. Çünkü herkes ile irtibat halindeyiz. Risk altındayız. Alınan haberlere göre daha da riskimiz artıyor. Bunlar da bizi strese sokuyor. Yıllık iznini kullananlar ve rapor alanlar var, kronik hastalığı olanlar zaten çalışmıyor.

Peki sizler neden dışarıdasınız?

Kurum izin vermediği için mecburen çalışıyoruz. Kronik hastalığımız da yok. Olsaydı bizler de çalışmazdık.

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Çağlar Demirel: Cezaevinde önlem alınmadı, tehlikeyle karşı karşıyayız

SONRAKİ HABER

Reel kesim güven endeksi mart ayında 99,7'ye düştü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...