22 Mart 2020 06:49

AB, önce İtalya’nın kemerini sıktı, sonra kaderiyle baş başa bıraktı

AB ülkelerinin “kaderlerinin birbirine sıkıca bağlı olduğu”nu propaganda edenlerin bu söylediklerinin gerçek hayatta karşılığının olmadığını koronavirüs göstermiş oldu. İtalya, kaderine terk edildi.

Koronavirüs salgını sebebiyle İtalya'da sokaklar boşaldı. | Fotoğraf: Pier Marco Tacca/AA

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Bu yazının yazıldığı saatlerde İtalya koronavirüs nedeniyle ölenlerin sayısı 4 bin 825 olarak kaydedilmişti. Koronavirüse yakalananların sayısı ise 53 bin 578 idi. Ölü sayısının üç gün önce 3 bin 405 olduğu hesaba katıldığında İtalya’da kelimenin tam anlamıyla bir felaketin olduğu anlaşılıyor.

Aynı saatlerde virüsün ilk çıktığı Çin’de ölü sayısı 3 bin 255, virüs kapanların sayısı ise 81 bin 8 idi. Sadece bu iki veri bile İtalya’da ölüm oranının Çin’i çok aşacağını gösteriyor. 

Diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında da benzer bir tablo ortaya çıkıyor. Avrupa Birliği’nin (AB) en büyük ülkesi Almanya’da aynı saatlerde ölüm sayısı 83, İspanya’da bin 378, Fransa’da 562 ve Hollanda’da 136’ydı. (worldometers.info, 21 Mart Saat 20.30)

AB İTALYA’YI KADERİNE TERK ETTİ

Bu tablonun gösterdiği en önemli sonuçlardan birisi, her AB ülkesinin koronavirüsten farklı derecede etkilendiği. En fazla etkilenen İtalya ise haftalardır AB ve diğer üye ülkeler tarafından tam anlamıyla kaderine terk edildi. Ölümlerin neden İtalya’da yüksek olduğu konusunda uzun analizler yapıldı, ancak bu analizlerden yola çıkarak İtalya sağlık sisteminin ihtiyaç duyduğu desteği vermek hiçbir AB ülkesinin gündemine girmedi. 

Normal zamanlarda AB üyesi ülkelerin “kaderlerinin birbirine sıkıca bağlı olduğu”nu propaganda edenlerin bu söylediklerinin gerçek hayatta karşılığının olmadığını da koronavirüs göstermiş oldu.

KURUCU ÜYE UNUTULDU

Junge Welt gazetesinin 20 Mart günü attığı başlıkta ifade edildiği gibi “AB, İtalya’yı terk etti.” Gerekten de AB kurumları ve üye ülkeleri bu zor günlerde İtalya’nın birliğin kurucu ülkesi olduğu hatırlamak bile istemedi. Koronavirüsün en etkili olduğu Lombardiya’da el ele verip, gerekli sağlık ihtiyaçlarının karşılanması durumunda muhtemel ki bu kadar insanın ölmesi engellenebilirdi. Salgının merkezi durumundaki 120 nüfuslu Bergamo’da 400 kişi hayatını kaybetti ve cenazeleri toplamak için askeriye devreye girdi.

SOLUNUM CİHAZI BİLE VERMEDİLER

İtalya’nın AB’ye yaptığı yardım çağrıları asıl olarak karşılıksız kaldı. Dahası, AB tehlikenin büyüdüğünü fark ettiğinde sınırları kapatarak mal ve hizmet değişimini durdurdu. AB Sanayi Komiseri Thierry Breton’in, AB’den gerekli koroma malzemesi temin etme girişimi de sonuçsuz kaldı. Bu dönemde özellikle fazla solunum cihazına ihtiyaç duyulduğu biliniyordu. İtalya’nın ihtiyaç duyduğu bu dönemde Almanya yurtdışına solunum cihazı satmama kararı aldı. Fransa ise aynı dönemde ihtiyaç duyulan solunum cihazlarına el konulması kararı vermişti. Böylece, AB’nin iki büyük ülkesi üretimi artırma, İtalya’da yardım için çaba harcama yerine bencilce kendi ihtiyaçlarını karşılamanın yoluna gittiler. İtalya’nın tek başına ihtiyaç duyduğu solunum ve koruma cihazlarını üretmesi ise artık imkânsız görünüyor.

İTALYA’NIN SAĞLIK SİSTEMİNDE AB’NİN PAYI VAR

Durum bu kadar dramatik olduğu halde AB kurumları ve Almanya “dayanışma” mesajı yayınlamaktan öteye geçmedi. Federal Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, İtalyan halkına başsağlığı dilemekten, sağlık çalışanlarının vermiş olduğu kahramanca ve özverili mücadeleyi övmekten başka bir şey söylememeye özen gösterdi.

Junge Welt’in yazdığına göre İtalya’da başta Corriere della Sera gazetesi olmak üzere değişik kesimler AB ve Almanya’nın kendi başına hareket etmesini eleştiriyor. Keza, avronun istikrarı için İtalya’da AB tarafından dikte ettirilen mali programın ülkenin sağlık sistemini bu hale getirdiğine işaret ediliyor. Bütçe açığının kapatılması adına AB tarafından dayatılan paketler öncelikle İtalya, İspanya ve Yunanistan’da sağlık ve sosyal alanlarda kısıtlamaların yapılmasına yol açmıştı.

“Avro krizi”nin yaşandığı 2011 yılı içinde dönemin Berlusconi hükümeti tarafından önce 2 milyar, sonraki yıl için ise beş milyar avro sağlık alanında kesinti yapılmıştı. Aynı hükümet 2014’ten sonra da toplamda bütçede 47 milyar avroluk bir tasarruf paketi karar altına almıştı. Bu kesintilerin en büyüğü emeklilik, sağlık ve kamu idaresinde yapılmıştı. Aynı pakette 2020’den itibaren emeklilik yaşı ereklerde 67’ye çıkarılmıştı. (Frankfurter Rundschau, 15.08.2011)

Bu yılın başında da AB ile İtalya arasında bütçe denkleştirmesi tartışması yaşanmış ve Başbakan Guissepe Conti, AB’nin planını reddetmişti.

UZAKTAN UZANAN YARDIM ELİ: ÇİN VE KÜBA

İtalya’ya acı ekonomik reçete dayatan AB, üyesi İtalya’ya yardım eli uzatmazken ilk yardım eden Küba ve Çin oldu. Cubadebate sitesinin haberine göre 21 Mart Cumartesi günü 53 Kübalı doktor Lombariya bölgesinde görev almak üzere yola çıktı. Yine Çin’den de 37 doktor ve yardımcı 20 ton malzemenin önümüzdeki hafta İtalya’ya geleceği ifade ediliyor. 12 Mart’ta 9 kişilik bir ekip İtalya’ya gelerek yardım etmeye başladı bile.

Koronavirüs kapitalist devletler arası ilişkilerde “dayanışma”nın ancak ortak çıkarlar söz konusu olduğunda geçerli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Korona sonrası dönemde Avrupa’da en çok tartışılacak konuların başından birisinin de bu olacak. 

Bu ayrıca, özellikle AB karşıtlığı üzerinden propaganda yapan ırkçı-faşist akımların bolca kullanacağı bir malzeme de olacak. Şimdiden koronavirüs sonrasında AB’nin geleceğinin de belirsizleşeceği yönündeki söylemler de boşuna değil gibi görünüyor.

4 MADDEDE İTALYA’DAKİ YÜKSEK ÖLÜMLERİN NEDENİ

Şu dünlerde sadece Avrupa’nın değil, dünyanın en çok tartıştığı konuların başında İtalya’daki ölümlerin oransal olarak ortalamanın çok üzerinde olması.

İtalya Sağlık Enstitüsü (Istituto Superiore di Sanità) tarafından hastane raporları üzerinden yaptığı analize göre ölenlerin yaş ortalaması 79,5. En fazla etkilenenler 80-89 yaşları arasında olanlar. 40 yaşı altında olan ve virüs kaptığı tespit edilen beş kişi daha önce kronik hastalık nedeniyle tedavi görüyormuş. Ölenlerin yüzde 70’nin erken olması da ayrıca dikkat çekiyor. Genel olarak ölenlerin yarısından fazlası bir ya da daha fazla hastalığa sahip. Bu hastalıkların başında yüksek tansiyon, diyabet, kanser, kalp ve solunum yetmezliği geliyor. 
Uzmanlar, virüse yakalananlar arasında ölüm oranının fazla olmasını, virüse yakalanıp resmi kayıtlara geçmeyenlerin varlığından kaynaklandığına dikkat çekiyor. Bunların bir kısmının hastalığı (Kovid-19) hafif geçirdiği tahmin ediliyor. Bu nedenle gerçek ölüm oranının yüzde 3 civarında olduğu iddia ediliyor. Ancak salgın devam ettiği için oranlar konusunda kesinlik henüz yok.

Roma’dan bildiren Süddeutsche Zeitung temsilcisi Oliver Meiler ölümlerin sayısının fazla olmasını dört başlık altında sıralanıyor.

  1. Demografik nedenler: İtalya’da nüfusun yaş ortalaması 46,3. 65 yaş üstü 21 milyon insan yaşıyor. Bu nedenle öncelikli olarak bu gurupta olanların etkileniyor. 
  2. Virüsün yaygın olduğu Kuzey İtalya, ülkenin kalbi durumunda. Nüfusun yüzde 40’ı bu bölgede yaşıyor. Hal böyle olunca da sanayi de bu bölgede yoğunlaşmış. Hava kirliliği ve ona bağlı olarak küresel ısınmanın etkisi bu bölgede daha fazla. Normal koşullarda da hava kirliliği nedeniyle bölgede yaşayan halk arasında solunum yetersizliği mevcut. Koronavirüs ile solunum yetersizliği birleşince ölümlerin sayısı hızlı şekilde artıyor.
  3. 3. Son ekonomik krizle birlikte İtayla sağlık sisteminde önemli kısıtlamalara gidildi. Son on yıl içinde sağlık alanında araştırmalarda yüzde 21 bütçe kesintisi yapıldı. Maaşı düşük olan sağlık çalışanları ve bilim insanları bu nedenle yurtdışına göç etti. Sağlıkta nitelik düştü.
  4. 4. Koronavirüsün ortaya çıkmasından sonra İtalya, Çin’den uçuşları durduran ilk Avrupa ülkesi oldu. Ancak buna rağmen Çin’deki İtalyanlar Paris, Frankfurt ve Zürih üzerinden ülkeye giriş yapmaya devam ettiler. Hem de bir teste tabi tutulmadan, karantinaya alınmadan.
     
ÖNCEKİ HABER

Sahte ilaç reklamı yapan ünlülere soruşturma açıldı iddiası

SONRAKİ HABER

Ford işçileri: Biz işçiler ezilirken patronlar kalkınıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...