17 Şubat 2020 00:20

Suriyeli mülteciler: Paramız olmazsa çocuklar ölecek mi?

Küçükçekmece’de görüştüğümüz Suriyeli mülteciler, sağlık hizmetlerinde birçok kalemin zaman içinde paralı hale geldiğini ifade ediyor.  

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Neslihan KARYEMEZ
İstanbul

Ekim 2011’de İçişleri Bakanlığı’nın aldığı karar ile Suriyeli sığınmacılara “geçici koruma statüsü” verildi. Buna göre kamp dışında yaşayan kişilerin bulundukları illerde kayıt yaptırmaları halinde sağlık ve ilaca erişim ücretsiz olacaktı. Küçükçekmece’de görüştüğümüz Suriyeli mülteciler, sağlık hizmetlerinde birçok kalemin zaman içinde paralı hale geldiğini ifade ediyor.  

Suriyeli mültecilerin sağlık hizmetlerini ücret karşılığı almaya başlaması yaşamı güçleştiriyor. Küçükçekmece’nin İkitelli mahallesinde görüştüğümüz Suriyeli kadınlardan Adile yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Şimdi çevremde kime sorsam ya muayene parası ya tahlil parası ya da ilaç parası veriyor. Geçenlerde hastaneye gittim. Doktor ilaç yazdı. İlaçları almak için eczaneye gittim. Eczacı ‘60 lira ödeyeceksiniz’ dedi. Ben de neden o kadar fazla olduğunu sordum. Daha önce 5-10 lira ödüyorduk. Eczacı ‘Artık devlet karşılamıyor’ dedi.

Kendilerine uygulanan ayrımcılığın hastane koridorlarında da sürdüğünden yakınan Adile, “Türkiye'de hayatın hiçbir alanında bize iyi davranmıyorlar. Özellikle hastanelerde çok ağır hakaretlere maruz kalıyoruz. Doğumhanelerde çok daha ağırlarını yaşıyoruz. Özel hastanelere verecek paramız olmadığı için bunlara katlanıyoruz” diye konuştu. 

"DİYORLAR Kİ: PARANIZ YOKSA ÖLÜN"

Suriyeli kadınlar sağlık alanında da dil sorunu yaşıyor. Mahallelerde Göçmen Sağlığı Merkezleri yok. İkametleri oturdukları ilde değilse sağlığa erişim de ücretli hale geliyor. Emel bu mağduriyeti yaşayanlardan. Yakın zamanda görümcesinin oğluna araba çarptığından bahseden Emel “Çocuğu Kanuni Sultan Süleyman Hastanesine götürdüler. Çarpmadan dolayı yaralanmıştı. Film, tahliller derken bin 100 lira aldılar. Görümcemler Antep’e kayıtlı. Birçok akrabam, arkadaşım Suriye’den geldikleri ilde kayıt yaptırdılar. Oralarda iş bulamadıkları için İstanbul’a geliyorlar. İşyerinde verdikleri para ile ay sonunu getiremiyoruz. Bize diyorlar ki: Paranız yoksa ölün!” 

"HER SEFERİNDE 600 LİRA VERİYORUZ"

İki çocuğunu, ne olduğunu bilmediği hastalıktan kaybetmiş Hasan. Bir çocuğu ise aynı hastalıktan 13 aydır Kanuni Sultan Süleyman Hastanesinde yoğun bakımda yatıyor. Hasan içine düştüğü zorluğu şöyle ifade ediyor: “Çocuğum bir yıldan beri hastanede ama hâlâ hastalığının ne olduğunu bulamıyorlar. Biz her üç ayda bir Cerrahpaşa ve Ümraniye hastanelerinde çeşitli testlerden geçiyoruz. Her seferinde 600 lira para veriyoruz. Hasta çocuğuma iki ayda bir ilaç kullandırıyorlar. O da 450 lira. Zaten zar zor geçiniyoruz. Evde iki kişi çalışıyor, 5 nüfusa bakıyor. Kaldığımız evler insanların kalabileceği yerler değil. Doktorlar 'Çocuğun yaşamaz' dediler. Ben elimden ne geliyorsa, çocuğum için ne gerekiyorsa yaparım.” 

Kocaeli’de kaydı olan ama İstanbul’da yaşayan 8 aylık hamile kadın İman da sağlıkta ciddi sorunlar yaşadığını ifade ediyor. Türkçe bilmediği için İman’a, hastaneye giderken kendisine eşlik eden komşusu çevirmenlik yapıyor. İki hafta önce Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’ne gittiklerini ve kayıt açmak için yöneldiği birimde 150 lira muayene ücreti istendiğini söyleyen İman, başından geçenleri şöyle anlattı: “Üzerimizde para yoktu, geri döndük. Bu benim dördüncü çocuğum. Üçünü de sezeryanla doğurdum. Normal doğum yapma şansım yok. Sadece eşim çalışıyor. Çok zorlanıyoruz geçinemiyoruz, buna da geçinmek denirse. Muayene parasını denkleştirip geçen hafta tekrar Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’ne gittim. Benden doğum için 4 bin lira istediler. Ben bu parayı verebilecek durumda olsam özel hastaneye giderim. En azından devlet hastanelerinde yediğim hakaretten kurtulurum! Devlet hastanelerinde bize çok kötü davranıyorlar. 'Buraya çocuk doğurmaya mı geldiniz?' diyorlar. Bütün hakaretlere rağmen, çaresizlikten ve kulaklarımızı tıkaya tıkaya gidiyoruz hastaneye.” 

"BİZİM ÜLKEMİZ DEĞİL Kİ SESİMİZİ ÇIKARALIM"

“Benim iki çocuğum var. Geçenlerde küçük olan çocuğum gribe yakalandı, hastaneye götürdük” den Marya ise kayıt masasındaki görevlinin 150 lira muayene parası istediğini söylüyor ve şöyle diyor: “Şaşırdım. Daha önce de hastaneye gittik almadılar. Kayseri kimlikliyiz ondan herhalde. Tabi bir şey diyemedik, verdik. Bizim ülkemiz değil ki sesimizi çıkaralım. ‘Doktor tahlil verirse ayrıca para ödersiniz’ dedi. Paramız olmazsa çocuklarımız ölecek mi? Burası nasıl bir memleket hiç anlamadım. Burada yaşarken çok zorlanıyoruz.” 

ÖNCEKİ HABER

Mecidiyeköy- Mahmutbey metro hattı 19 Mayıs’ta ulaşıma açılıyor

SONRAKİ HABER

HDP Milletvekili Murat Sarısaç hakkında soruşturma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...