09 Şubat 2020 22:57

Depremler, çığ, koronavirüsü, uçak kazası, Başkentgaz, Kızılay, Ensar, TÜRKEN…

Metal İşçisi Osman Dal: Çevremdeki birçok işçi arkadaşımın da bütün her şeyi bilerek bizim kaderimiz böyle yazılmış, böyle devam eder demesi manidardır.

Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel

Paylaş

Osman DAL
Metal İşçisi
Kayseri

24 Ocak Cuma akşam saat 21.08’de merkezi Elazığ-Sivrice’de yaşanan depremle başlamak istedim. Deprem neredeyse çevre illerin hepsinde hissedildi. Aradan biraz saatler geçtikten sonra Elazığ ve Malatya’da hasarın fazla olduğunu ve can kaybının olduğunu öğrendik. İlimiz Kayseri’de de deprem hissedildi, hatta birçok insan endişelenip geceyi sokakta geçirdiklerini duyduk.

Ertesi gün tüm Türkiye Elazığ ve Malatya için seferber oldu. Kayseri’de de işçiler ve emekçiler depremi yüreklerinden hissederek deprem bölgesinde yaşayan halkla aynı duyguları yaşadılar. Çünkü işçiler ve emekçiler her zaman nerede bir doğal afet ya da başka bir olay olsa kalbi orada atar. Fakat doğal afet ya da diğer olaylarda işçiler ve emekçiler hep alınmayan önlemler sebebiyle can ve mal kaybı yaşamıştır. Ülkemizde bazı bölgelerin 1.derece deprem bölgesi olduğunu bilmeyen yoktur. Buna istinaden bu konuda önemli bilim insanları aylardır uyarıyordu tüm Türkiye’yi. Fakat geldiğimiz noktada bilim insanlarının uyarılarını dikkate almayan hükümet ve sermaye cephesi rant uğruna binlerce emekçinin hem canını hem malını hiçe sayarak, mantar gibi çoğalan binaları depreme dayanıklı olmayan bir şekilde yıllardır inşa etmişlerdir.

Deprem sonrası hükümet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalar; “Bu bir doğal afettir ve insanın kaderidir” diye geçiştirilmiştir. Rant uğruna binlerce emekçiyi de kaderine mahkum etmişlerdir. Binlerce emekçide kaderciliğin ilerisine geçememiştir.

Ülkemizde emekçiler deprem için bağışlar toplarken, deprem bağışlarının Kızılay tarafından önce Ensar Vakfına, ardından Türken Vakfına devredildiği ortaya çıkmıştır. Bu vakıfların hangi sınıfa ve kimlerin olduğunu bilmeyen yoktur. Her şey açıkça ortadayken cumhurbaşkanının çıkıp kimse hesap soramaz dedi.

Daha depremin yaralarını atlatmamışken, yaşanan uçak kazası ve çığ felaketi emekçilerin acısını ikiye katladı. Peki ülkenin başındakiler ne yapıyor? Bir yanda Ukrayna ile görüşüp, oranın savunmasını güçlendirmek için 200 milyon dolar parayı tek seferde imzasını atarak emekçilerin parasını hibe etmiştir.Ukrayna’dan dönüp ülkeye geldiğinde ise Kırıkkale’de miting düzenledi, mitingde de İdlip’e operasyona devam edeceğiz açıklaması yaptı. Peki, bu tüm bu dış politikada çökmüş hükümet halen Suriye’ye neden telkinde bulunuyor? İdlip sanki kendi bahçesi de oraya oyun oynamaya çağırıyor. Bütün emperyalist ülkelerle anlaşamaz noktaya gelen AKP hükümeti ve ortağı ısrarla ülkeyi bataklığa sürüklüyor.

Birçok meseleye dair hem sosyal medyada, hem de işyerinde birebir sohbetlerimde işçi arkadaşlarımın büyük çoğunluğu şimdilik kaderciliğin önüne geçemediği için tüm bu yaşanan olayları sorgulamadığını ve harekete geçemediğini söyleyebilirim. Çevremdeki birçok işçi arkadaşımın da bütün her şeyi bilerek bizim kaderimiz böyle yazılmış, böyle devam eder demesi manidardır. Hükümetin ve onun temsil ettiği sermaye sınıfının dini kullanması, emekçi sınıflarda şuan etkili. Kendi çıkarları yerine şimdilik sermaye hükümetlerinin peşinden sürükleniyorlar.

Bir yandan ise ortak hareket etmesi durumunda kazanacağını birçok olayda gördü. Geçmişten geleceğe hep ders alarak ilerleyen sınıf, sermaye sınıfının kaderciliğini de elinin tersiyle itip kendi sınıfının iktidarı için mücadele edip ve kazanacaktır.

ÖNCEKİ HABER

İşçi sınıfı tuvalette nasıl rahat eder?

SONRAKİ HABER

Kıbrıs’ta yine barış değil ilhak tartışılıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...