Batman'da on binler ölümlere sessiz kalmadı
Farabi Hastanesi önündeki Bulvar'da yapılan mitinge on binlerce kişi katıldı. Polis, alanın etrafına kurduğu 8 ayrı arama noktasında yurttaşları üst aramasından geçirdi. Birçok noktaya TOMA ve zırhlı araçlar konumlandırılarak geniş önlemler alındı. Arama noktalarında yer yer polis ile yurttaşlar arasında gerginlik yaşandı.
Platformdan çalınan şarkı ve marşlar eşliğinde alanda bulunanlar halay çekerken, sivil polislerin çalınan "PKK ne" şarkısı nedeniyle sahneye çıkarak müziğe müdahale etmesi kitle tarafından yuhalandı. Polislerin müziğe müdahalesine sloganlarla tepki gösterildi.
Miting alanında toplanan binlerce kişi sık sık "Bijî berxwedana zindanan", "Bijî Serok Apo", "Öcalan'a yaklaşım savaş barış gerekçesidir" sloganları attı. Birçok demokratik kitle örgütü temsilcisi de mitinge katılırken, aralarında BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP'li milletvekilleri Ayla Akat, İdris Baluken, Altan Tan, AP eski Parlamenteri Feleknas Uca'nın da bulunduğu çok sayıda BDP'li yönetici ve belediye başkanları da alana geldi. Demokrasi ve barış mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşu esnasında "Çerxa şoreşê" marşı okundu.
KONUŞMALARDA ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK VURGUSU
İlk olarak Batmanlıların mitinge gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür konuşması yapan BDP Batman İl Eş Başkanı Şehmus Azboy, cezaevlerinde yükselen çığlığın milyonların özgürlüğü için olduğunu söyledi. Daha sonra Kürtçe konuşan Batman Belediye Başkanvekili Serhat Temel, Batman halkının duyarlılığından dolayı teşekkür ederek, "Biz de diyoruz ki an azadi an azadî" dedi. Kürtçe konuşan BDP Batman Milletvekili Ayla Akat ise, özgürlük tutsaklarının Kürt özgürlük mücadelesinde yeniden bir tarih yazdığına dikkat çekerek, "Bu iyi bilinsin ki cezaevindeki Kürt çocukları Sayın Öcalan'a 'ya özgürlük ya özgürlük' diyor. Bu talepler aynı zamanda Kürt halkının da talebidir. Diğer bir talepleri ise Kürt halkının tüm halklar gibi kendi anadilinde eğitim ve savunma yapmasıdır. Bugüne kadar bu halk baskıları kabul etmedi bundan sonra da kabul etmeyecektir" diye konuştu.
DEMİRTAŞ: ÖLÜMLERİ ÖNLEMEK İÇİN...
Daha sonra alkış ve zılgıtlar altında konuşmaya başlayan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, cezaevindeki ölümleri önlemek için alanlarda olduklarını ifade etti.
Devlet ve Hükümet yetkililerinin "BDP alanlarda bu insanları ölüme götürüyor" şeklindeki açıklamalarına sert tepki gösteren Demirtaş, "Kendilerine Başbakan danışmanı sıfatını takan insanlar -ki bunlar leş kargalarıdır- bizim ilk günden bu yana yaptığımız çağrılara kulak kapatıyorsunuz, ondan sonra biz ölümleri istiyormuşuz. Hey vicdansızlar. Sizde zerre kadar vicdan olsaydı alanlarda BDP'nin yanında olurdunuz. Senin zihniyetinde olan İçişleri Bakanı, polisleri copla panzerle karşımıza çıkarıyor. Biz yine buradan bu zihniyete çağrı yapıyoruz. Kargalığı bırakın. Siz kargalığı sürdürdükçe sizin karşınızda şahinler var şahin ruhlular var. Bu mücadeleyle sizlere bu zihniyet nasıl yıkılır gösterilir. Gerçekten çözüm isteniyorsa, çözümün anahtarı İmralı'dadır. Artık Adalet Bakanı daha cesur olup çözümün adresine gider" dedi.
'LEŞ KARGALARI' TEPKİSİ
KCK tutuklamalarına ve anadilde savunmanın engellenmesine değinen Demirtaş, "Her yerde Kürt siyasetçiler, halkımız tutuklanıyor. Bu leş kargaları anadilde savunmayı bile engelliyor, operasyonları düzenleyen bu leş kargalarıdır. Operasyonlarla tutuklamalar, gözaltılar, sokak ortasında işkenceyi yapanlar bu leş kargalarıdır. Biz bu karga kılavuzlarına güvenerek sessiz kalamayız. Eğer AKP'de vicdanlı olan varsa sesini yükseltmeli. Bu leş kargalarına uymasınlar, seslerini yükseltip gereken cevabı vermelidirler" diye konuştu.
'KOSTER BOZUK YALANI'
Kanunda "koster bozuktur" diye görüştürme yapılamayacağının yazılı olmadığını ifade eden Demirtaş, "Bir buçuk yıldır kanunları çiğniyorsunuz. Bir buçuk yıldır utanmadan sıkılmadan yalan söylüyorsunuz. Siz bunu nereye kadar sürdürebilirsiniz? İşte bu leş kargaları önderliğin ne olduğunu bilmezler, Kürt halkı için önderlik demek özgürlük demektir. Öcalan özgür olmadan, bu sorun çözülmez, bu kanunsuzluğu hukuksuzluğu, çete zihniyetini bir yana bırakın, Ortadoğu'nun en güçlü iradesinden biridir o. Ciddi bir devlet olun. Madem binlerce yıllık devlet olduğunu söylüyorsunuz ciddi olun, yalan söylemeyin. Diyalogun önünü açın, barışın önünü açın, sorun çözülür, bu kadar basit. Operasyon, işkence, kanı bu halka dayatırsanız, bundan bir sonuç alamazsınız. Çünkü Kürt halkı yıllardır direniş içinde. An azadi an azadi için alanlardadır" şeklinde konuştu.
ANADİLDE SAVUNMA HAKKI LOZAN'DA VAR
Lozan antlaşmasında bile Kürtlere anadil eğitim ve savunma hakkı tanındığını hatırlatan Demirtaş, "Sayın Öcalan'ın fikirlerini savunmak suç değildir. İllegalize etmeyin. Biz alanlarda açık açık ifade ediyoruz. Açık açık savunuyoruz, biz bir halkın önderliği özgür olmadan o halk özgür olmaz asla çözüm olamaz diyoruz. Hükümetin kulağının duymamasından dolayı yüzlerce tutsak arkadaşımız cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatırdılar. Kürt halkı için istediğimiz talepler bir lütuf değildir, doğal haktır. Verilen mücadele sonucunda kazanımlar olacak, sonra çıkacaksınız 'biz size hakkınızı veriyoruz' diyeceksiniz. Sizin haddinize mi hakkımızı veriyorsunuz. Sen kim oluyorsun halkın doğal hakkını veriyorsun. Şimdi Başbakan kendi çocuklarını okulla gönderirken, 5'inci sınıfta zorunlu ders mi gördü, senin çocuğun anaokulundan üniversiteye kadar anadilde eğitim görüyor da Kürt çocuğu verdiği vergiyle niye haftada iki saat ders görsün. Senin neyin fazladır. Burası Kürdistan olduğu için Kürtlerin anadilde eğitim hakkı vardır. Bu coğrafyanın ismi Kürdistan'dır. Nerede yaşarsan yaşa bütün diller güzeldir değerlidir; ama bir halkın dilini kendi anavatanında yasaklıyorsun. Niye; çünkü yanındaki kargaların ona çizdiği yola göre gittiği içindir" dedi.
BDP'lilerin talebi üzerine gençlerin bedenlerini ölüme yatırmadığını söyleyen Demirtaş, şunları kaydetti: "Bu hukuksuzluğa, AKP politikalarına karşı bedenlerini ölüme yatırdılar. Ama onların eylemi AKP'nin değil sizlerin alanlarda mücadelenizle sonlanır. Adalet Bakanı iyi niyetli olsa da çözemez, Başbakan duymaz. Ancak siz yani Batman'daki halk onbinlerce kişiyle alanlarda sesini yükseltirse durdurabiliriz. Alanlarda alışveriş yapmayarak, kontakları kapatarak, okula gitmeyerek, cezaevlerine siyasi, ahlaki olarak destek olma zamanıdır diyoruz. Dışarıdaki Kürtlerin özgürlüğü için 46 gündür bedenini açlığa yatırmışlar. Peki biz onlar için bir gün birkaç gün alanlarda olamayacak mıyız. Bu kadar mı aciziz. Hayır değiliz, alanlarda olacağız. Her türlü eylemselliğimizle onlara destek olduğumuzu göstereceğiz."
'HER DAKİKA KIYMETLİ'
Hükümet'in atacağı adımlara destek olmaya ve Adalet Bakanı'nın yapacağı her türlü çözüm önerisini tartışmaya hazır olduklarını ifade eden Demirtaş, "Cezaevindeki tutsaklar da bu konuda hazır olduğunu söylüyorlar; ama bu gelişmeler bugün olmalıdır. Çünkü her saatin her dakikanın kıymeti vardır'' diyerek Hükümet'e açlık grevlerinin ölüm oruçlarına dönüşmeden bitmesi için adım atmasını istedi. Bir yandan Adalet Bakanı'nın konu ile ilgili Sincan Cezaevi'ne giderek açıklama yaptığını diğer yandan İçişleri Bakanı'nın Bakırköy Cezaevi önündeki destekçilere müdahale ettiğini söyleyen Demirtaş, her defasında demokratik eylemlerine müdahale edilirse İçişleri Bakanı'nın da kendilerinin demokratik eylemlerinin hedefi olacağını kaydetti. Cezaevlerinden ölüm çıkması halinde BDP olarak altından çıkamayacaklarını söyleyen Demirtaş, "Ama AKP'nin sonu olur. Eylemden eyleme mitingden mitinge dile getirilecek bir sorun değildir bu. İnan ki eğer her saat alanlarda farklı eylemlerle cevap vermezsek ölümün önünü kapatamayız. Bakın o çocuklar Kürtlerin, gerilla, asker, polis anaları ağlamasın diye genç bedenlerini ölüme yatırmışlar. Bakın bu gençler asker ve polis anaları ağlamasın diye ölüme gidiyor; ama İstanbul'da bu gençlerin ailelerine halkına copla, panzerle müdahale ediliyor. Sen nasıl bir vicdana sahipsin ya, sen o analara vururken vicdanın sızlamıyor mu? Ama buna rağmen biz hep alanlarda olacağız. Bu ölümlerin önüne geçinceye kadar hep alanlarda olacağız. Bu halkın işinin zor olduğunu biliyoruz; ama buna rağmen insaniyetinizi gösterip, Kürdistan'a özgürlük getirecek halksınız. Onun için önünüzde saygıyla eğiliyor, selamlıyorum sizi" diye konuştu.
Yapılan konuşmalardan sonra kitle, BDP seçim otobüsüyle beraber Diyarbakır Caddesi'nde yürüyüşe geçti. Dörtyol'a kadar giden kitleye polis burada tazyikli su ve gaz bombasıyla müdahale etti. Polislere karşılık veren kitle, ara sokaklara dağıldı. Şu ana kadar 7 kişinin gözaltına alındığı olaylarda bir kişinin de yaralandığı bildirildi.
Olaylar sona erdi. (BATMAN)
Evrensel'i Takip Et