25 Kasım 2019 11:29

Diyanet'ten şiddeti meşrulaştıran 25 Kasım mesajı: Hastalıklı ruh halinin tezahürü

Diyanet'in 25 Kasım mesajında şiddet "hastalıklı bir ruh halinin tezahürü" olarak tanımlandı. Av. İlke Işık, "Bu, hastalıklı insanların yaptığı bir sorun olarak açıklanamaz" dedi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Duygu AYBER GÜLTEKİN
İstanbul

Kadın ve çocuklarla ilgili yaptığı her açıklamasıyla tepki çeken Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla mesaj yayımladı. Erbaş mesajında, şiddetin bir insanlık suçu olduğunu kabul etti ancak şiddetin "hastalıklı bir ruh halinin ve cahiliye düşüncesinin tezahürü" olduğunu öne sürdü, şiddet sarmalından da ancak Hz. Muhammed'in tavsiyelerine kulak vererek kurtulabileceğimizi savundu.

Kadın ve çocuklara yönelik şiddet çok ciddi bir sorun olarak karşımızda dururken, şiddetin hastalıklı insanların yaptığı bir sorun olarak açıklanamayacağını ifade eden Avukat İlke Işık, "Şiddeti her gün körükleyen ortam, yapılan her türlü açıklama, erkekliğe yapılan her türlü güçlendirme, görüyoruz ki kadınlara şiddet ve cinayet olarak geri dönüyor" dedi ve ciddi önlemlere ihtiyaç olduğunu vurguladı.

DİYANET'E GÖRE ÇÖZÜM PEYGAMBERİN TAVSİYELERE KULAK VERMEK

Erbaş, 25 Kasım dolayısıyla yayımladığı mesajda, din, dil, ırk, coğrafya, eğitim düzeyi ve sosyal statü gözetmeksizin insanlığı tehdit edecek boyuta ulaşan şiddetin, kadınları da acımasızca biçimde hedef aldığını kabul etti. Ancak şiddetin "hastalıklı bir ruh halinin ve cahiliye düşüncesinin tezahürü" olduğunu öne süren Erbaş, "Kadına şiddeti reva gören bir düşüncenin, İslam ahlakından ve tefekküründen kendisine dayanak bulması mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

Erbaş, İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in Veda Haccı'nda "kadınların haklarına riayet edilmesi, onlara şefkat ve sevgiyle muamele edilmesi" vasiyetinde bulunduğunu söyledi ve şiddet sarmalından da ancak bu tavsiyelere kulak vererek kurtulabileceğimizi savundu. Erbaş, mesajında şu ifadeleri kullandı:

"Bugün kadının hayatını karartan ve aileyi zehirleyen şiddet sarmalından bizi kurtaracak yegane yol, Peygamberimizin bu tavsiyesine kulak vermektir. Her Müslüman, Peygamberimizin hayat modelini özümseyerek, ilişkilerimizin temeline insaf, adalet, şefkat ve merhameti yerleştirmek zorundadır. Zira bu değerler katı kalplerin yumuşamasına, düşmanlığın erimesine, kin ve nefretin yerine ülfet ve muhabbetin yerleşmesine, insanların birbirini tanımasına ve anlamasına vesile olacaktır. Ülkemizde ve tüm dünyada çocukların ve kadınların her türlü ihmal ve istismardan uzak, huzurlu günlere kavuşmasını, şefkat ve merhamete dayanan adalet anlayışının hayatımıza egemen olmasını temenni ediyorum"

"MAKUL ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÖNERMELERİ GEREKİR"

Diyanet'in 25 Kasım mesajını değerlendiren Avukat İlke Işık, Eskişehir'de dün koruma kararına rağmen eşinin satırlı saldırısı sonrası hayatını kaybeden Ayşe Tuba Arslan'ı hatırlatarak, "Bugün Eskişehir'de bir kadın toprağa verildi. Eşinin satırlı saldırısı sonucunda günlerdir hastanede yatan kadın hayatını kaybetti. Şiddet bu kadar içimizde. Her gün sayısını bilmediğimiz kadar kadını kaybediyoruz. Böylesi ciddiye alınması gereken bir meselede, bunu ciddiye alması gerekenler de bu devletin çeşitli kademelerindeki yöneticileridir. Makul çözüm önerileri önermeleri gerekiyor" dedi.

"KADINLARIN ÖLDÜRÜLMESİNİN SORUMLUSU HASTALIK DEĞİL"

Erbaş'ın "Hangi gerekçe ve ne sebeple olursa olsun bir insanı aşağılamanın ve onurunu incitmenin hastalıklı bir ruh halinin ve cahiliye düşüncesinin tezahürü" ifadesine tepki gösteren Işık, "Ortada bir gerçek, çok ciddi bir sorun var: Kadınlar şiddete uğruyor, öldürülüyor. Ve bu hiç de hastalıklı insanların yaptığı bir sorun olarak açıklanabilecek durumda değil. Kadınların öldürülmesinin sorumlusu o ‘hasta’ dedikleri adamlar değil ki hasta değiller zaten" dedi.

"DEVLETİN 'ŞİDDETE MAHKUM DEĞİLSİNİZ' DEMESİ GEREKİYOR"

Şiddeti her gün körükleyen ortam, bu yönde yapılan her türlü açıklama, erkekliğe yapılan her türlü güçlendirmenin kadınlara şiddet ve cinayet olarak geri döndüğünü ifade eden Işık, önlem olarak önerilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:

"Ciddi önlemlere ihtiyaç var. Hem yasal korumaya hem mevzuatı geliştirmeye hem de gerçekten ‘şiddete mahkum değilsiniz, devlet sizin yanınızda, her türlü önlemi alır’ demeye ihtiyaç var. ‘İstihdamdan, yeni bir hayat kurmaya, sosyal hayattan, koruma tedbirlerine kadar toplam bir koruma şemsiyesi ile koruruz ve sizin yanınızda oluruz’ diyen ve bunu her açıdan pratiği ile gösteren bir devlete ihtiyaç var. Bu olmadığı için şiddet artıyor, kadınlar öldürülüyor zaten. Onun dışındaki her türlü öneri hiçbir şey ifade etmiyor, sadece kadınların daha fazla öldürülmesi anlamına geliyor. Buna ilişkin önlem almazsanız ya da önlem yerine önlem olmayacak öneriler getirirseniz, şiddet de bu ülkenin gerçeği haline, bütün bu devletin toplamının sorumluluğu olarak döner"

"KİMSENİN EMANETİ DEĞİLİZ" İSYANI

Kadın ve çocuklarla ilgili fetvalarıyla birçok kez gündeme gelen Erbaş, Emine Bulut cinayeti ile söylediği sözler nedeniyle de tepki çekmişti.

Erbaş'ın, 18 Ağustos'ta boşandığı eşi tarafından 10 yaşındaki çocuğunun gözü önünde katledilen Emine Bulut ile cinayeti ilgili sarf ettiği sözlere Twitter'dan tepki yağmıştı. Erbaş, cuma hutbesinde "Dinimizde kadının canı, onuru ve hakları dokunulmazdır ve emanettir" ifadelerini kullanmış, bu açıklamaya tepki gösteren kadınlar da "Kimsenin emaneti değiliz" diyerek yanıt vermişti.

KAMU SPOTU İLE CİNSİYETÇİ İŞ BÖLÜMÜ MEŞRULAŞTIRILDI

Son olarak Diyanet İşleri Başkanlığının "telefon yerine eşinle ilgilen" temalı kamu spotu tepki toplamıştı. Diyanet, kadını eşine hizmet eder konumda gösteren bu video ile cinsiyetçi iş bölümünü meşrulaştırdığını ve ev işlerini kadının görevi olarak gören erkek egemen zihniyeti sahiplendiğini bir kez daha göstermişti. Nitekim gelen tepkiler üzerine Diyanet işleri Başkanı Ali Erbaş, 12 Kasım'da açıklama yaparak, "Bir kadının eşine çay getirmesi, kek getirmesi, kocasının da kadınlara karşı görevlerini yerine getirmesi kadar doğal bir şey olabilir mi?" demişti. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dirayet Dilan Taşdemir'in konuyu soru önergesiyle Meclis gündemine getirmesinden de rahatsız olan Erbaş, "Bir kamu spotu hazırladık. Bunu da hazmedemediler. Bununla ilgili meclise önerge bile verdiler" demişti.

Videoyla ilgili CHP Ankara Milletvekil Gamze Taşcıer, "Eşitliği ön plana almayan bir paylaşım. Sorumluluk sahibi olması gereken kamu kuruluşları sorumsuzca davranıyor" açıklamasında bulunurken, CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç da "Devlet kurumunda yayınlanması üzüntü ve dehşet verici" yorumunda bulunmuştu.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise "Halkın vergilerini kadınları aşağılamak için kullanan bir Diyanet var. Alın o kamu spotunuzu başınıza çalın" demişti. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İran'da süren rejim karşıtı gösterilerde 17 kişi gözaltına alındı

SONRAKİ HABER

Eşitsizlik insanların genlerine kadar işliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa