25 Kasım 2019 01:26

Bir uçurumun dibinden dünyaya yayılan kelebekler: Mirabel Kardeşler

Şenay Kumuz, öldürüldükleri gün olan 25 Kasım, "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü" ilan edilen Mirabel Kardeşleri yazdı.

Alvaro Diaz y Adony Flores/Wikimedia Commons (CC BY-SA 4.0)

Paylaş

Şenay KUMUZ
İstanbul

Dominik’te 30 yıl süren bir diktatörlük ve canları pahasına mücadele veren 3 kız kardeş: Mirabel Kardeşler… Patria, Minerva ve Maria Teresa... Öldürüldüklerinde biri 36, diğeri 35, en küçükleri ise 25 yaşındaydı. Eşleri ile birlikte verdikleri mücadelede ağır bedeller ödemiş, cezaevine kapatılmış ve işkenceye uğramışlardı. Bütün amaçları kendilerinin de yaşadığı baskı ve zulmün son bulmasıydı. Yaşadıkları ülkedeki Trujillo diktatörlüğünün son bulması için ne yapmaları gerekiyorsa yapmaktan çekinmiyorlardı. “Bunca acıyla dolu ülkemiz için yapılacak her şeyi yapmak bir mutluluk kaynağı; kollarını kavuşturup oturmak ise çok üzücü” diyordu ortanca kız kardeş Minerva.

Trujillo diktatörlüğünün iktidarda kaldığı süre, Maria Terasa’nın hayatından daha uzun bir süreydi; mücadelelerinde kararlı olan kız kardeşler bir kelebeğin yaşam süresi kadar olan hayatlarından vazgeçmemek uğruna, tecavüz edilerek öldürülmüşlerdi oysa. Kendisine karşı en ufak bir muhalefete tahammülü olmayan Rafael Trujillo’nun yaptırdığı ilk katliam da değildi bu. Binlerce insanı elektirikli sandalyelerde öldürten, kendi halkını açlık ve safalete iterken ülke ekonomisinin yüzde altmışına sahip olan, 1937’de 30 bine yakın Haitiliyi sadece “perejil” sözcüğündeki “r”yi söyleyemediği için elektirikli sandalyeyle katleden diktatöre verilmesi gereken yanıtı, Maria Teresa, “Belki de bize en yakın şey ölüm; fakat bu beni korkutmuyor, haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğiz” diyerek vermişti.

Patria, “Çocuklarımızın bu zalim ve yoz sistemde yetiştirilmesine izin vermeyeceğiz, bunun için ne yapılması gerekiyorsa yapacağız. Ben kendi adıma her şeyi yapmaya hazırım, gerekirse hayatımı vermeye” derken bunu mücadelesine olan bağlılığıyla söylüyordu. Elbette ki yaşam hakkının kutsallığı bir diktatör için son derece önemsizdi, “Ülkenin en büyük sorunu kilise ve Mirabel Kardeşler’dir” dediğinde onların yaşam hakkını elinden alacağını gayet iyi biliyordu.

25 Kasım 1960’ta cezaevinde olan eşlerini ziyaret ettikten sonra yollarından alıkonulan, tecavüze uğrayan ve vahşice katledildikten sonra bir uçurumdan atılan Mirabel Kardeşler’in ölümüne trafik kazası süsü verilmişti. Yani bu katliam resmi kayıtlara tarfik kazası olarak geçildi. Peki istenilen şeyde başarı sağlanmış mıydı? Tabii ki HAYIR! Tam tersine o uçurumun dibinden yükselen mücadele, tüm dünya kadınları tarafından örnek alındı, şiddetle mücadele ve dayanışma günü olarak ülkemizde ve tüm düyada kadınları bir araya getirdi.

DÜNYA KADINLARI İÇİN MÜCADELE TOHUMLARI

Dominik’te yaşayan herkesin, eşit ve adil bir biçimde yaşayabilmesi mücadelesi ile başlamıştı Mirabel Kardeşler’in mücadelesi. Mirabel Kardeşler’in anısını yaşatmak adına 25 Kasım, ölümlerinden yıllar sonra, 1981 yılında Kolombiya’nın Bogoto şehrinde gerçekleşen Latin Amerikalı ve Karayipli Kadınlar Kongresinde “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak ilan edildi. Kongrede bir araya gelen kadınlar ilan ettikleri günle, Mirabel Kardeşler’in başına gelenlerin aslında sadece onlarla sınırlı olmadığını bilerek bir mücadelenin de tohumlarını atmış oldu.

1981’den beri tüm dünyada kadına yönelik şiddetle mücadele günü olarak anılan 25 Kasım, ülkemizde de kadınların yaşadıkları her tür şiddeti bertaraf etmek için, eylemler, yürüyüşler yaparak sokağa çıktıkları bir gün. Mirabel Kardeşler her yıl Türkiye’de de anılıyor ve kadınlar onların açtıkları yoldan ilerliyor.

MİRABEL KARDEŞLER’DEN KADINLARA KALAN BÜYÜK MİRAS

Bilinmelidir ki Mirabel Kardeşler’den kadınlara kalan büyük bir miras var! Hiçbirimiz hayatlarımız pahasına mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bugün 25 Kasım’da sokaklara çıkarken, her türlü hakkımız için birleşeceğiz, sesimizi yükselteceğiz.

ÖNCEKİ HABER

25 yıldır bir gazeteyi ayakta tutan nedir?

SONRAKİ HABER

1976 yılında katledilen İsmail Gökhan Edge mezarı başında anıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...